CebehaneForum

Genel Konular => Koleksiyon ve Antika => Konuyu başlatan: Mergup Özkan - 02 Aralık 2009, 00:54:24

Başlık: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 02 Aralık 2009, 00:54:24
Merhaba Sayın Üye Arkadaşlarım,

İlk önce hepinizin Kurban Bayramını en ıcten dileklerimle kutlar, Sihat ve Afiyet sizin olmasını dilerim.

Bazı Üyelerimizi (buna bende dahilim) son zamanlarda birazcık olsun bizi Forumdan uzaklaştıran bir hareketlenme hissi içindeyiz.
Bilmiyorum Moderatör Arkadaşlar bunun farkındamı ama, bazı Arkadaşlardan şöyle Özel mesajlar
aldım son zamanlarda:
''Forumda bir Bıçak konusu acıldı, her Yeni Konu dosyasında bundan konuşuluyor'' diye yankılar alıyorum ve buda beni acıkcası biraz olsun üzüp ve rahatsız ediyor.

Sakın Bıcak Konusuna Gönül vermis Arkadaşlar yanlış anlaşılmasını istemem, hepimizi  kocaman bir Arkadas, Abi ve Kardeş Gurubu olarak gördüğüm icin böyle acıkca bu Konuyu siz hepinize açmak istedim.
Niyetim kimsenin Kalbini kırmak veya rencide etmek değil buna kesinlikle emin olun.

Ama benim bu Foruma üye olarak katılmamın en önde gelen Konularından biri Osmanlı Silah tarihini korumak ve Paylaşmaktı. Yatagan, Kılıc, Şamsir, Osmanlı Ordusunun Silah ve CEBEHANE zevk ve tutkusunu Türk Vatandaşlarımla paylaşma hissini gidermekti...

Ben Yurt dışında yaşadıgım için buna yoksunum. Bıcak vs. gibi konuları Alman veya Amerikalılarlada konuşabilirim. Amma velakin bir Kara Mustafa Paşanın 1653 senesinde 3 ay yol kat etmış bütün Osmanlı ordusuyla Viyana kapılarına kadar gelip onların şimdiye dek kemiklerine kadar ''Türk'' korkusunu yaşatmış olmasını bir Yabancı benimle paylaşamaz. Yabancı Müzelerde bu zamandan kalma Kılıc, Yatagan ve harikulade El ışleri hala ınsanları hayret ve zevke düşüren emekleri bir yabancıyla degil, sizin gibi Osmanlı Torunlarıyla paylaşma arzusundayım. Sanırım bu Konuda böyle düşünen tek değilimdir inşallah...İstek ve Arzum benim gibi eski yatagan veya Kılıc  alıp, temizlemek, imkanlar el verişli ise onarmak ve bilgi toplamak, daha doğrusu biz Osmanlı Torunlarının yaşatması.
(Yabancı Müzelerde ve en kötü ihtimal Antıkacıların bunu Amerikalara kadar pazarlaması degil.)
Kayahan Bey beni anlarsınız diye düşünüyorum, cünki aynı tutku ıcerisınde bu Internet Forumunu kurdugunuzu ''Aksiyon'' Dergisinin Sayı: 666/ Tarih : 10-09-2007 belirtilmiş ve Anket bu anlatdıgım vahi durumla başlıyor)

Onun icin müsadenizle bugün burada yeni daha dogrusu 'ESKI' bir Konuyu yenıden başlatmak istiyorum.  Türk Tarih ve Silahlarını ön planda görme arzusuyla buyrun benden ılk konu daha dogrusu resimler...

Türkiye'deki en eski örneği 1526 tarihli. Ahmet Tekülü isimli ustanın Kanuni Sultan Süleyman için hazırladığı bu silahın kabzası fildişinden. Üzeri altın, gümüş, yakut ve incilerle süslü....
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sefa Çabuk - 02 Aralık 2009, 02:25:01
Merhaba Mergup bey,
Avatarınızın altına ne güzel bir söz yazmışsınız, sanki yazdıklarınıza ışık tutar gibi "Tarihini koruma, Külü değil, asıl Ateşi korumaktır" gerçekten çok hoşuma gitti. Forumdaki bıçak konusunu hareketlendirenlere katkı verenlerden biri olarak bende bir kaç şey söylemek isterim izninizle. Kişisel olarak tarisel bir dönemi yansıtan ve bu dönemden kalma estetik ya da antika değeri olan/olmayan kılıç ya da bıçaklarla ilgili forumda yer alan her konuyu okuyorum. Şimdiye kadar forumda buna benzer yayınlanan güzel konular, fotoğraflar oldu, hepsini de ilgiyle izledim, ancak forumda alt başlıklarda yer alan bıçak ve belki giderek kılıç üretimiyle ilgili açılan konuların yoğunluğundan Sizin neden rahatsız olduğunuzu gerçekten anlamadım, bu başlık altındaki konulara belkide bin bir emekle katkı veren herkesin, elinden geldiğince avatarınızın altında da yazan "tarihini koruma külü değil ateşi korumaktır" mantığında hareket ettiğini, sanıyorum gözden kaçırıyorsunuz. Yazınızda sözü geçen "Osmanlı silah tarihini" ne yazık ki sadece geçmişte olanları yad ederek ve geçmiş başarılarımızla övünerek koruyamıyoruz, bu nedenle ülkemizde tarihte ün salmış hiç bir silahı üretemiyoruz, bu ne kadar acı değilmi?! içtenlikle söylemek gerekirse Fatihin kılıcının taklitini Amerikada bir Amerikan vatandaşının yapmış olması size garip ve incitici gelmiyormu, bana geliyor. Ne kadar estetik değeri olan ve sanatsal bir yapıt olduğu belli olan, fotoğrafını eklediğiniz Yatağanı bırakın yeniden yapmayı ayrıntılı çizimlerine bile ulaşamıyorsunuz, neyin tarihini konuşacağız, üretme yeteneğine sahip olmadığınız hiç bir değere sahip olamazssınız. Bana kalırsa burada üretim yapmaya çalışan arkadaşlar sürekli araştırıyor, yeni bir şeyler öğreniyor, deniyor olmadı bir daha deniyor ve bana göre inanılmaz güzel bir iş yapıyorlar, hepsini kutluyorum ve binlerce kez teşekkür ediyorum, unutmayın ki tarihimizde sadece kılıçlar yok, bıçaklar da var.
Bu durumdan rahatsız olan arkadaşlar da gerekli olgunluğu gösterip lütfen rahatsız oldukları durumu size özel mesajla değil, herkesin okuyacağı şekilde ortaya yazsınlar, diğer türlüsünü kişisel olarak çok rahatsız edici ve ayıp buluyorum. Son olarak yazınıza istinaden şunu da eklemek istiyorum, "gençler hayalleriyle, ihtiyarlar anılarıyla" yaşarlarmış  bu güne kadar ne yazık ki hep geçmiş anılarımızla övündük, durumumuz ortada.
Mergup bey yazdıklarınıza, Sizi kırmamak adına özenle  cevap vermeye çabaladım, umarım  başarılı olmuşumdur. Sağlıcakla
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Emre Kipmen - 02 Aralık 2009, 08:01:33
Eğer sadece tarihimizin muhteşemliğine bakıp yad etmek istiyorsak hava hoş, ancak eğer bu değerlerin kaybolmamasını istiyorsak bir yerlerde bilgi ve kaynaklarımızı birleştirerek üretmek ve sanatın engin derinliklerine doğru yola çıkmamız icap ediyor. Bir yerlerden başlamak adına kimse çıkıp hop diye bir kılıç yapamaz, derin birikim ve çokça emek gerekir.

Hep forumda bahsettiğim sorun tam da burda yine yaşanıyor. Arkadaşlar burası bir fikir ve bilgi paylaşım yeri, istatistiklere bakılırsa burada en çok gevezelik yapan adam olarak Mergup Bey'e özel mesaj atarak yakınanların burada nasıl bir forum istedikleri anlaşılıyor. Ben harbi bir insanımdır lafımı çekinmem, burada ciddi bir paylaşımın ilk temellerinin atıldığı bir yerde bu tip fısıltılar bizim gibi sanata gönül vermiş insanları çok kırıyor. En azından bana bir tokat gibi geldi...

Arkadaşlar, ne sanıyorsunuz, böyle bir forumdan üretenleri çıkardığınızda forum ölür. Kolleksiyonerler ve araştırmacıları çıkardığınızda da ölür. Biz bir bütünün iki parçasıyız. Özellikle bu işin tekniği ile uğraşanların çok yoğun bir bilgi paylaşımına ihtiyacı vardır. Bu akış olmazsa sadece eski dedelerimizden kalan duvarda asılı kılıca bakıp "vaah vaah, ne güzel günlerdi Osmanlı dönemi" filan diyen bir paylaşımdan başka bişey kalmaz....

Bir kenarda oturup güzel tarihi makaleler vs. okumak için buraya gelen, hiç bir paylaşım yapmadan, fikir üretmeden sadece gezinen çok önemli şahsiyetlerin okuyup hoşlarına gitmeyen bişeyleri "Üretim Teknikleri" bölümünde tartıştığımız için özür dileyemeyeceğim, kusura bakmayın. Öncelikle burada medeni bir şekilde herkesle fikirlerini paylaşsalar onlara saygı bile duyabilirim, örneğin bu konuyu bizimle paylaştığı için Mergup Bey'e duyduğum gibi. Teşekkürler Mergup Bey, siz burada yazmasanız burada bıçak konusunda kafa yorduğumuz ve bilgi paylaştığımız için sorun yarattığımızın farkına varmayacağız. Bu lafları Mergup Bey'e özel mesajla da yazabilirdim, ancak benim ahlaki değerlerime göre bu çok ayıp birşey. Arkadan bişeyler çevirmek, birilerinin kulağına fısıldamak. Özel mesaj sadece iki kişiyi ilgilendiren durumlarda kullanılır, forum konusunda özel mesajla atıp tutmak en azından ayıptır arkadaşlar....



Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Cengiz Çetin - 02 Aralık 2009, 08:55:00
Arkadaşlar,alınmanıza gerek yok.Mergup beye özel mesaj atan bendim.Sebebine gelince;Site ismiyle müsemma bir site görüntüsü çizmiyor.Aramızda kaç kişi bir şimşir kabzası yaptı.Kaç tanemiz bir balçak yapmaya çalıştı.Yatağanın kabzasındaki eğim ve çıkıntılar ne işe yarıyor,nasıl yapılıyor.Site açıldığında Fatihin kılıcı görünüyor ama üretimler çok farklı değil mi sizcede.Aşama aşama diyeceksiniz.Evet aşama aşama ama hangi konuda.Emre beyin eserlerine hiçbirimiz söz laf edemeyiz.Yapılan işin kalitesine söyleyecek sözümüz yok.Sitenin konseptine uygun olup olmadığı konusunda soru işaretleri taşıyorum.Keşke başarısızlığa uğramış bir hançer denemesi olsaydı şu sitede."arkadaşlar şurada kırıldı,eğildi"diyen birisi olsaydı.Modern bıçaklardaki büyük maharetimizi birtanede bu kültüre ait eserle taçlandırsaydık.
   İmdii,bu kadar "olgunluğu" gösterdikten sonra "belki kılıç yapımına" uzanacağımızı görme umuduyla,kimseyi tokatlamak değil, kendimize ait olanı üretmesini beklemenin sabırsızlığını yaşadığımızı hatırlatarak hoşçakalın diyorum.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Gökhan Bakla - 02 Aralık 2009, 09:02:27
cengiz bey benim yapmaya çalıştığım balkan bıçağı osmalı kültürüne ait bir öğe değil mi sizce?

bence herkez elinden geleni yapmaya çalışıyor, yanlız kılıç gibi uç noktadaki denemeler için üretici arkadaşlara biraz daha zaman tanıyın bence..  :)

zira bu konuda bizi kısıtlayan birtek üretim aşaması değil kanunlarda sıkıntı yaratıyor.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Cengiz Çetin - 02 Aralık 2009, 09:07:00
Haklısınız Gökhan bey,
Emeğinizi gözardı edemeyiz hakkınızı helel ediniz.
Ben ustanın yanına gitmek zorundayım.Gerçek bir akıncı palası döveceğiz.Bu gün başlayamam ama cumartesi bismillah deriz artık.Çizimler ve maket hazır.Balçakları pirinçten döktürdüm.Kabza için boynuz hazırladım.
Ne mutlu bana.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Eylem Cengiz - 02 Aralık 2009, 10:40:22
Niye her yeni konunun bıçak üzerine açıldığı sorulmuş.

Yürümeyi öğrenmeden koşmaya çalışmak ne derece sağlıklıdır?

Örneğin, daha asitle yazı, desen işlemeye yeni değinirken, daha kullanılan çekiç, örs, kıskaç üzerinde durmamışken, çeliğe tığ ile desen işlemekten bahsetmemişken ayağa kalkıp yürümeye başladığımız bile söylenemez. Bu günün bıçaklarının çok güzel örneklerini üretebilen arkadaşlarımız var aramızda. Ama tarihin süzgecinden geçerek bu güne ulaşmış o müthiş eserlere ulaşmak için bir çok tekniği öğrenmek ve öğrenilenleri hazmetmek gerek. Bu da adım adım olur.

Forumun amacına uygun düşen, forumda henüz bahsedilmemiş tekniklere vakıf olanların bunları paylaşmasıdır. Tecrübelerimizi paylaşmaktır. Bunları süzgeçten geçirmeye çalışmak yerine daha paylaşımcı olmaya çalışılmalıdır.

Cebehane forumunun hançer, kama, bıçak vb. kısa kesici araçları kapsam dışı bırakmayacağını düşünüyorum. Her ne kadar konumuz hep kesici silahlar olsa da bunların dışındaki silahlar, hatta zırhlar da bir cebehanede bulunacak şeyler olduğundan dolayı bunların dahi konu dışı bırakılamayacağını düşünüyorum. Bu konudaki politikamız nedir?
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Emre Kipmen - 02 Aralık 2009, 11:30:58
Zırh bence tabii ki çalışılması gereken bir konu (cebe = zırh,kalkan) , ayrıca deri işleme, demir olmayan metallerde kazıma, kabartma süslemeleri, ahşap işleme, kalkan yapımı, bileyleme, altın varak kakma, tel işleme, gravür ve asit dağlama, pota çeliği yapımı, dımışki desenlerinin kontrolü, keskinlik ve dayanıklılık testlerinin nasıl yapılması gerektiği vb. vb...

O kadar yük varki üzerimizde bu işi yapmaya çalışanların ve bu konuda ilerlemeye çalışanların (hele Türk kanunları altında). Haklısınız benim tasarımlarım çok modern kaçıyor sizin ilginize göre, kullandığım çelikler ve bazı teknikler geleneksel değil. Doğrudur, ancak ben buraya almaktan daha çok vermek için geldim, ne reklama ihtiyacım var ne de tasarımlarımın beğenilmesine, açıkçası bu beni ilgilendirmiyor, sadece bildiğim bazı doğruları ve biriktirdiğim deneyimleri aktarmaya çalışıyorum. Ne kadar başarılı olduğum meçhul. Cengiz Bey bir hançer yapanımız yok diyor. Ben de şöyle bir soru soracağım, tek ağızlı bıçaklarda taşlama eğimine ne kadar hakimiz? Çift taraflı bir ağız aslında birbirinin ayna görüntüsü iki bıçağın yan yana gelmiş halidir, ancak simetriye ve tekniğe hakimsen düzgün bir hançer yapabilirsin. Ben daha önce denedim, 4 yıl filan önceydi, kesinlikle kabza takmaya değmez bişey çıktı, çünkü daha basit bir bıçağın eğimlerine hakim değildim. Garip gelebilir ama gerçekten iyi bir hançer yapmak tek ağızlı bir yatağan yapmaktan daha büyük ustalık isteyebilir. O zaman niye yatağan yapmıyoruz? Sadece normal bir bıçak boyutu olan 20  santimlik bir bıçağı yapmak başka birşeydir, 35 santimlik birisini yapmak çok başka. Bir de 70-80 santimlik bir kılıç işin içine girdiğinde o çok çok farklı birşey. Su verme, dövme, perdahlama bir bıçaktan çok farklı teknikler ve ekipmanlar gerektirir. O kadar uzun bir parçayı yağda su verirken eğer ne yaptığınızı tam bilmiyorsanız tüm şekillendirme çalışmanızı 10 saniye içinde yok etmiş olursunuz, tabii eğer atölyenizi daha yakmadıysanız...

Eski kılıçlar konusunda meraklı arkadaşların romantizmini anlayabiliyorum, ben de öyleydim. Şimdi olaya çok farklı bakıyorum, kişisel yorum ve tasarım özgünlüğü konusu dışında eskiyi tekrarlamaya çalışmak benim için tam olarak artık heyecan verici gelmiyor. Eğer konseptimiz Osmanlı kılıçları - hançerleri vs. ise ve bundan başka tasarımlar, teknikler ve deneyimler gerçekten çoğunluk tarafından kalabalık ediyor görünüyorsa özür dilerim, bir daha olmaz.

Aman alınganlıkla filan suçlamayın artık beni, alınganlık olmayan bir şeyden dolayı kırılanlara denir...

Sanırım aslında bizim sırf bıçak-kılıç vs. yapımı üzerine özelleşmiş bladeforums gibi bir foruma ihtiyacımız var, sadece üretim teknikleri altında mesaj yazmaya özen gösteriyorum ama anlaşılan oranın da bir konsepti varmış... Süper  :-X
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Eylem Cengiz - 02 Aralık 2009, 12:47:12
...
Haklısınız benim tasarımlarım çok modern kaçıyor sizin ilginize göre, kullandığım çelikler ve bazı teknikler geleneksel değil.
...

 8) İyi ki modernler ve iyi ki geleneksel değiller. Eğer o eski büyük eserleri yapan ustalar bugün yaşasalar senin gibi en iyi çeliği en iyi ahşabı kullanmaya bakmaz mıydı? Osmanlı mimarisine, sanatına bakan, Selçukluyu, beylikleri kopyalamayı değil de daha iyiyi, daha güzeli yapmayı hedeflediklerini görür.

...
sadece bildiğim bazı doğruları ve biriktirdiğim deneyimleri aktarmaya çalışıyorum.
...

Bir çok şeyi yabancı forumlarda insanların açık yüreklilikle anlatması öğretmesi sayesinde bilir olduk. Ne mutlu ki bu ortam var ve aynısını burada kendi dilimizle yapabiliyoruz. Katkısı olan herkesten Allah razı olsun.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sefa Çabuk - 02 Aralık 2009, 14:26:49
Arkadaşlar,alınmanıza gerek yok.Mergup beye özel mesaj atan bendim.Sebebine gelince;Site ismiyle müsemma bir site görüntüsü çizmiyor.Aramızda kaç kişi bir şimşir kabzası yaptı.Kaç tanemiz bir balçak yapmaya çalıştı.Yatağanın kabzasındaki eğim ve çıkıntılar ne işe yarıyor,nasıl yapılıyor.Site açıldığında Fatihin kılıcı görünüyor ama üretimler çok farklı değil mi sizcede.Aşama aşama diyeceksiniz.Evet aşama aşama ama hangi konuda.Emre beyin eserlerine hiçbirimiz söz laf edemeyiz.Yapılan işin kalitesine söyleyecek sözümüz yok.Sitenin konseptine uygun olup olmadığı konusunda soru işaretleri taşıyorum.Keşke başarısızlığa uğramış bir hançer denemesi olsaydı şu sitede."arkadaşlar şurada kırıldı,eğildi"diyen birisi olsaydı.Modern bıçaklardaki büyük maharetimizi birtanede bu kültüre ait eserle taçlandırsaydık.
   İmdii,bu kadar "olgunluğu" gösterdikten sonra "belki kılıç yapımına" uzanacağımızı görme umuduyla,kimseyi tokatlamak değil, kendimize ait olanı üretmesini beklemenin sabırsızlığını yaşadığımızı hatırlatarak hoşçakalın diyorum.
Cengiz bey,
Bu tür mesajları ( hepimizi ilgilendiren ) ortaya yazmanızı yeğlerdim ama ne yazık ki olmamış. Şu an kaç tanemizin neyle uğraştığı konusunda bir fikriniz olduğunu da sanmıyorum. Yapmak istediğiniz kabaca, bizi motive etmek amaçlı mı onu da anlayabilmiş değilim, eğer öyleyse  bilmelisiniz ki bu iyi bir yöntem değil, burada yapılan işlerin hepsi bana göre rafine işler en azından herkese kendince. Ne yazık ki sizin beklentilerinizi karşılayamamışız, üzücü.
Ben yaşamımda bu kadar emeğe saygısızlık edildiğini görmedim, gerçekten. Tüm yapılan işleri bir kenara itip, hani kılıç neden yapılmadı mantığıyla hareket edilmesini de esefle karşılıyor ve kınıyorum, hem Mergup beyi hem de Sizi, okuduklarımı doğru mu anladım acaba diyerek defalarca okudum. Çok ekstra bir malzemeden, çalışılması gerçktende zor olan bir malzemeden, sağolsun Sancar beyin göndermiş olduğu ölçü ve resimlerden de yararlanarak bir osmanlı kılıcı dövmeye başlamıştım, balçağını da bitirmiştim, (yani aramızda balçak yapan var) ama bittiğinde sizin gibi düşünen insanlarla paylaşmanın, egolarınıza meze yapmanın çok anlamlı olmadığını düşünüyor ve görüyorum. Anlaşılan o ki burada üretilen şeyler sizin için konu kalabalığından öte bir şey değil. "Alınganlık " olarak neyi nitelediğinizi de anlayabilmiş değilim, merak ta etmiyorum.Çalışmalarınızda başarılar dilerim, forumun istediğiniz gibi olması dileğiyle...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 02 Aralık 2009, 20:28:38
Merhaba Arkadaslar,

yazdıklarınızın hepsini okudum ve aynı anda sevindim ve üzüldümde. Elimden geldigi kadar teker teker cevaplandırmaya calışacagım. Ve lütfen tekrar belirtmek istiyorum amacım ve niyetim kimsenin Kalbini kırmak veya Rencide etmek değil buna kesinlikle emin olun.

Sefa bey yazmıs:
ancak forumda alt başlıklarda yer alan bıçak ve belki giderek kılıç üretimiyle ilgili açılan konuların yoğunluğundan Sizin neden rahatsız olduğunuzu gerçekten anlamadım, bu başlık altındaki konulara belkide bin bir emekle katkı veren herkesin, elinden geldiğince avatarınızın altında da yazan "tarihini koruma külü değil ateşi korumaktır" mantığında hareket ettiğini, sanıyorum gözden kaçırıyorsunuz. Yazınızda sözü geçen "Osmanlı silah tarihini" ne yazık ki sadece geçmişte olanları yad ederek ve geçmiş başarılarımızla övünerek koruyamıyoruz, bu nedenle ülkemizde tarihte ün salmış hiç bir silahı üretemiyoruz, bu ne kadar acı değilmi?! içtenlikle söylemek gerekirse Fatihin kılıcının taklitini Amerikada bir Amerikan vatandaşının yapmış olması size garip ve incitici gelmiyormu, bana geliyor. Ne kadar estetik değeri olan ve sanatsal bir yapıt olduğu belli olan, fotoğrafını eklediğiniz Yatağanı bırakın yeniden yapmayı ayrıntılı çizimlerine bile ulaşamıyorsunuz, neyin tarihini konuşacağız, üretme yeteneğine sahip olmadığınız hiç bir değere sahip olamazssınız.

Müsadenizle cevabım:
Sefa  bey,
Bilemezsiniz ama bir Örnek vereyim:
Yurtdışında yataganın ne oldugunu , nereden geldigini bilmeyen Yüzbinlerce insanımız var. Ben bu konuya dayanmak istedim. Bırakın Silah üretmeyi bir yana, Yataganın varlıgının farkında olmayan bir toplumdan konuşuyorum ben. Yatagan dedigim zaman, gecenlerde bir bayan doğru Mutfak icin Solingende üretilen WMF takımı degilmi diye sormuştu? Konu bu Konu. Bıçak konusu degil...
Beni üzen ve rahatsiz eden konuda buydu. Bıçak ve Kılıc tartısması yaratılsın degil. Burada Bıçak, Kılıc vs. Üreten ve Üretim tekniklerini paylaşan Arkadaşların Kalbini kırma kesinlikle değil. Öyle anlaşıldıysa Af ola. Sakın Paylaşmayada bırakmayınız...
...........................................
Emre bey yazmış:
Arkadaşlar burası bir fikir ve bilgi paylaşım yeri, istatistiklere bakılırsa burada en çok gevezelik yapan adam olarak Mergup Bey'e özel mesaj atarak yakınanların burada nasıl bir forum istedikleri anlaşılıyor. Ben harbi bir insanımdır lafımı çekinmem, burada ciddi bir paylaşımın ilk temellerinin atıldığı bir yerde bu tip fısıltılar bizim gibi sanata gönül vermiş insanları çok kırıyor. En azından bana bir tokat gibi geldi...

Müsadenizle cevabım:
Emre bey,
benim hattim degil, size Tokat atmak haşa.. Yaptıgınız işlerinize kesinlikle derin saygim var. Ama dogru görmüşsünüz bende sizin belirtiginiz gibi harbi bir insanim onun icin bu konuyu gündeme taşidim. Ama Sanata gönül taşıyan tek siz degilsiniz, hepimizin tek Arzu ve Tutkusu bu . Onun icin buradayız ve onun icin böyle konularla beraber bazen tatlı bazen acı konuşuyoruz. Kimse darılmasın ve alınmasın lütfen! Belirtiginiz gibi böyle Forumlarda hep 'Üreten' hemde 'Kolleksiyon ve Arastima' yapan kitle bulunur. Ben Kolleksiyon ve Arastirmadan zevk alıyorum, Biz bir bütünün iki parcasıyız buyrun yana yana kol kol bu yolda devam edelim o zaman. Ama tekrar edıyorum sakın ola yolunuzdan vac gecmeyiniz. Sizin gibi Genc Ustalar bunu anca el atıp başarabilirler. Hattaki hatta yurdısından yardım veya kontak gerekiyorsa yardım istemeyi cekinmeyin sakın.

Emre bey yazmıs:
Eski kılıçlar konusunda meraklı arkadaşların romantizmini anlayabiliyorum, ben de öyleydim. Şimdi olaya çok farklı bakıyorum, kişisel yorum ve tasarım özgünlüğü konusu dışında eskiyi tekrarlamaya çalışmak benim için tam olarak artık heyecan verici gelmiyor. Eğer konseptimiz Osmanlı kılıçları - hançerleri vs. ise ve bundan başka tasarımlar, teknikler ve deneyimler gerçekten çoğunluk tarafından kalabalık ediyor görünüyorsa özür dilerim, bir daha olmaz.

Müsadenizle cevabım:
Ama kendiniz konuya dayanmışınız zaten, belki size “heyecan verici” gelmeyebilir, ama onunda  bu Forumda hakkını verelim ne olusunuz.
Yani sizin anlayacagınız gibi herkesin elinden ne geliyor veya beçerebiliyorsa onu yapsın o bile yeter.
Benım elimden maalesef alıp duvara asıp ve arada bir silmek oluyor, ama cevremi her Fırsatında bilgilendirmeyi cabalıyorum ve güzel Sitemizi övüyorum. Buda benim elimden gelen...

...........................................................
Gökhan bey yazmış:
cengiz bey benim yapmaya çalıştığım balkan bıçağı osmalı kültürüne ait bir öğe değil mi sizce?
bence herkez elinden geleni yapmaya çalışıyor, yanlız kılıç gibi uç noktadaki denemeler için üretici arkadaşlara biraz daha zaman tanıyın bence.. 

Cevap:
Gökhanbey,
Balkan bıcagınızı merakla bekliyoruz, bol başarılar efendim...
........................................
Eylem bey yazmış:
Cebehane forumunun hançer, kama, bıçak vb. kısa kesici araçları kapsam dışı bırakmayacağını düşünüyorum. Her ne kadar konumuz hep kesici silahlar olsa da bunların dışındaki silahlar, hatta zırhlar da bir cebehanede bulunacak şeyler olduğundan dolayı bunların dahi konu dışı bırakılamayacağını düşünüyorum.

Cevap:
Eylem bey,
tamamen konu içine basmış bulunuyorsunuz. Burası tek bir Türk Silah forumu olmasın, geri kalan konularada kesinlikle el atma gerekcesı var. Benim gözümde en güzel su örnegi paylasmak istedim sizlerle: Buyrun siz karar verin:

Üst ve ortadaki resim 1653 Viyana Kusatmasindan ganimet olarak almanlar tarafindan alinmis ve bu güne kadar dayanabilmis bulunan, Dünyaca 3 tane eser kalmis Yeniceri kecesinden biri...
Sag resim bizim su anda Ülkemizde ve Avrupada Yeniceri kecesi diye Milletimize satilan ve hatta en gözde mehter takimlarinin bile kullandigi Kece takliti...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 02 Aralık 2009, 22:03:22
Öncelikle moderatör olarak tüm arkadaşlardan özür dilerim, hasta olduğum için ancak şimdi foruma girip bu başlığı görebildim. Faydasız bulduğum bu tartışma daha uzamadan ve kırıcı hale gelmeden kısaca meseleyi özetlemek ve kapatmak istiyorum.

Arkadaşlar, forumumuz ister üretim, ister araştırma veya tarih olsun kesici silahlarla ilgili HER TÜRLÜ konuya açıktır. Eğer bir konu diğerlerinden daha fazla tartışılıyorsa bu, o konu ile ilgilenenlerin daha fazla foruma katılımda bulunduğunu gösterir. Siz başka bir konunun konuşulmasını istiyorsanız yapacağınız tek şey bu konularda başlık açmak ve ve bu başlıklarda yazmaktır. Önünüzde hiçbir engel yok, zanaatkar arkadaşlarımız dahil herkesin de bu konulara mutlulukla katılacağına eminim.

Yani Türkçesi, eğer tarih konuşulsun istiyorsanız, tarih konuşun. Form, gelişim, türler hakkında, savaş sanatları hakkında konuşmak istiyorsanız buyrun açacağınız başlıklarda hep beraber tartışalım. Bu forum bunun için var. Hiç bir konunu tartışılması, diğeri için engel teşkil etmez. İsteyen modern üretimle, isteyen tarihi gelişimle, isteyen kılıç sanatları veya koleksiyonerlikle ilgili konuşabilir.  Lakin  "Niye x y'den daha fazla konuşuluyor" gibi kısır bir tartışma içinde olmak, baştan beri olguların tartışıldığı "Akademik" bir forum olmak gayreti içinde olan forumumuz için de bizim için de son derece faydasızdır.

Şimdi izninizle bu başlığı kapatıyorum. Türk kesici silahları ile ilgili tartışmak isteyen tüm üyelerimizi Genel Konular başlığı altında konu açmaya ve bu konulara mesaj atmaya davet ediyorum. Bu konuda ise daha fazla itirazı, fikri veya sorusu olanlar bana özel mesajla ulaşabilir.

Saygılarımla
Başlık: Bilgilendirme
Gönderen: Sefa Çabuk - 03 Aralık 2009, 23:45:46
Arkadaşlar merhaba,
Dünden beri beni rahatsız eden ve kendi içimde eleştiri ve öz eleştiri yaparak sonlandırdığım bir konuyu Sizlerlede paylaşmayı uygun buluyorum. Ayrıntı için Forum moderatörü Sancar beye yazdığım mesajı aynen buraya da kopyalıyorum, hepinize bu güne dek yaptığımız tüm paylaşımlar adına teşekkür ediyorum, sağlıcakla kalın. Hoşcakalın ( iletişim kurmak isteyen, ya da her hangi bir konuda destek isteyen tüm  arkadaşlara her zaman kapım açık kişisel bilgiler kısmında e-posta adresim var)


Merhaba Sancar bey,
Çok uzun ve ayrıntılı yazmayacağım için üzgünüm.  bu yazıyı size yazmamın tek nedeni kişisel bilgilendirme içindir. forum içerisinde özelde mantık , genelde ise yaklaşım  farklılığmız nedeniyle hem kendimi foruma yararlı, hemde forumun bana yararlı olamayacağını duyumsadığımdan, bu günden başlamak üzere forumla bağlantımı kesiyorum. Bunda etken tek başına son yaşanan basit olay değil, yine tekrarlanan bir şekilde Sizin  olayı kapatış ve engel oluş şeklinizdir. Başladığım bir tartışmayı kendim bitirebilme yeteneğine sahibim, eminim buradaki diğer insanlar da sahiptir ama sürmekte olan bir tartışmanın bir otorite tarafından, söylemeye yada dinlemeye yer vermez bir tavırda kesilerek zaptu rapt altına alınma mantığına da karşıyım. Bu nedenle üyeliğimin iptalini rica ediyorum, paylaştığımız her şey adına teşekkür ederim. Hoşcakalın
Selamlar saygılar
Başlık: Ynt: Bilgilendirme
Gönderen: Kayahan Horoz - 04 Aralık 2009, 10:58:33
Merhaba Sefa Bey,

İleride bir gün mesajınızı okuyacak olanların olup biteni anlamlandırabilmesi için, onu ilgili konu başlığına taşıdım.

Sancar Bey'e yazdığınız özel bir mesajı forum alanına taşıdığınız için benim de buraya yazmam gerekti, umarım anlayışla karşılarsınız.

İnternet forumlarında çok sık yaşanan "yanlış anlama - kişiselleştirme - sözlü kavga" olaylarının bizim forumumuzda yaşanmaması için bu konuda çok titiz davranma kararımız forumun kurulduğu güne dayanır.  Emin olun yaşanmış tecrübelerden kaynaklanır ve maksat moderatörün egosunu tatmin değildir.

Baştan itibaren şöyle bir okursanız, moderatörce kilitlenen bu tartışmanın foruma hiçbir şey katma potansiyelinin olmadığını, bilakis, devamında üyeler arasında daha fazla gerginliğe yol açabilecek bir yönde ilerlediğini de görebilirsiniz.  Başlığın kilitlenmesi ne size, ne de bir başka üyenin şahsına yöneliktir.

Son olarak, mesajınıza cevaben, bu forumun size yararlı olamayacağı şeklindeki görüşünüze saygı duymakla birlikte, sizin foruma yararlı olmadığınız yönündeki sözlerinize kesinlikle katılmıyorum.  Eminim tüm arkadaşlarımız da benimle aynı fikirdedir.

Aynı şekilde, Sancar Bey de moderatörlük görevini gayet özenli ve doğru olarak yapmaktadır.  Sizden ricam, forumdan ayrılma kararınızı bir kez daha gözden geçirmenizdir.

Kabul ederseniz, bu son mesajları forumdan tümüyle kaldırmaktan mutluluk duyarım.  ;)

Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sefa Çabuk - 05 Aralık 2009, 02:05:09
Kayahan Bey Merhaba,
yazdıklarınızda, bu konuya ilişkin en azından kendimi "doğru" ifade etmek açısından, yanıt vermem gereken bir kaç  nokta var ama yeni bir kavramsal tartışma yaratmamak adına yanıtlamamayı kendimce daha uygun buluyorum.
Forumla ilgili önerileriniz için gerçekten teşekkür ediyorum. Forumun bundan sonraki çalışmalarıyla ilgili başarı dileklerimle. Hepiniz sağlıcakla kalın
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Durukan Türe - 05 Aralık 2009, 19:07:37

  Sayın moderator,

 İlgili başlık altında konunun açılması , gizli kapaklı suçlamalar ve akabinde verilen cevapları üzülerek takip ediyorum.  Durumu özetlemem gerekirse bir arkadaşımız ortalıga? bir soru sorarak  "Bilmiyorum Moderatör Arkadaşlar bunun farkındamı? " diyerek neden sadece bıçak konusu altında başıkların açıldıgını ? Neden diger konular ile ilgilenilmedigini ?, bunun kendisi de dahil kimi yankılarının oldugunu ifade etmiş.
 Bu ne temelsiz bir yakınmadır? Eger konular sizin ilginizi çekmiyorsa okumazsınız olu biter. Başka konuların açılmasını istiyorsanız siz açarsınız olur biter?
  Bunun dışında diger ÜRETEN forum arkadaşlarınızı "neden şimdiye kadar kılıç, şimsir, kalkan üretilmedi diye eleştirmek, itham etmek de neyin nesidir.?
  Ben sizin maaşlı memurunuz muyum da istediginizi üretmekle sorumluyum? Çok istiyorsan işte çekiç iste örs!  Bu tutumu kesinlikle haksız ve adaletsiz buldugumu ifade etmeliyim.

İkinci olarak sayın moderator siz yonlendirmek veya mudahale etmek yerine direkt olarak konuyu kilitleme yoluna giderek ne yaptıgınızı sanıyosunuz?
Bu forumun kaç moderatorü var ögrenmek istiyorum. Bir kişi hasta ise digerleri ne yapmakta. konuları direkt kapatmak ne kadar demokratik tir.  "Siz tartışmayı bilmiyorsunuz o halde ben bu konuyu kapatıvereyim" yönelimini sonuna kadar yanlış buluyorum.Sizin karşınızdaki insanların bu alanda ülkenin belki de en araştıran, en üreten grubu oldugunu hatırlatmama gerek var mı?

Ayrıca forum konusu kesici silahları da kapsamıyor ise benim de üyeliğimi hemen iptal edin.  Hiç bir gelişme yapılmadı diye bilgisizce itham ederken bu forum üyelerinin ülkemizde belki de son 200 yıldan sonra ilk kez 100 , 200, 400 hatta 500 kat " dımışki " çeliği ürettiğini, kimi akdaşlarımızın dımışki yumurtası üretme yolunda olduklarını ben de dahil iki gönüldaşın neredeyse - birbirlerinden habersiz- birer  kılıc dövdüklerini hatırlatmak isterim.
Forumun ilk emeklediği  günler çifte su vermek tartışılırken şimdilerde kendi çelik yumurtalarımızı üretme yolundayız.
yazık ki çok yazık.  Konu bir forum üyesinin ithamları degil ne yazık ki, moderatörümüzün tavrıdır. şimdi sayın moderatör kesici silahlar konusu cebehanenin ilgi alanlarından biri midir yoksa degil midir.
Bana ve kimi yankılı arkdaşlarımıza bu sorumun cevabını veriniz ki biz de sizi ilginizi çekmemekte olan konular ile rahatsız etmeyelim.
Sönmekte olan bir tartışmayı alevlendirmek amacında değilim. Ancak eski eserleri canlandırmak, benzerlerini hatta daha üstünlerini yapmayı hedefleyen bir arkadaşınız olarak modertörün tavrı beni incimiştir. düşüncelerimin böyle bilinmesini isterim. 

 
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Gökhan Bakla - 05 Aralık 2009, 19:56:59
Site içinde, üretim aşamasında çalışan ve emek veren herkese biraz daha saygı gösterilmesi gerekliği var. Çünkü bizler, sizler için tüm birikimimizi ortaya koyarak bir şeyler üretmeye ve sizlerle paylaşmaya çalışıyoruz bu toplulukta üreticiler olmazsa olmazlardan.

Bu tip emrivaki davranışların bir daha olmamasını temenni ediyorum.

Zaten bir avuç insan olan bu topluluğun da daha fazla yıpratılmasına da gönlüm el vermiyor.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Kayahan Horoz - 07 Aralık 2009, 11:23:53
Durukan Bey, lütfen itidalinizi koruyunuz.

Sorduğunuz sorunun cevabını, Sancar Bey bu konuyu kilitlediği mesajında zaten yazmış:

"...Arkadaşlar, forumumuz ister üretim, ister araştırma veya tarih olsun kesici silahlarla ilgili HER TÜRLÜ konuya açıktır. Eğer bir konu diğerlerinden daha fazla tartışılıyorsa bu, o konu ile ilgilenenlerin daha fazla foruma katılımda bulunduğunu gösterir. Siz başka bir konunun konuşulmasını istiyorsanız yapacağınız tek şey bu konularda başlık açmak ve ve bu başlıklarda yazmaktır. Önünüzde hiçbir engel yok...

...eğer tarih konuşulsun istiyorsanız, tarih konuşun. Form, gelişim, türler hakkında, savaş sanatları hakkında konuşmak istiyorsanız buyrun açacağınız başlıklarda hep beraber tartışalım. Bu forum bunun için var. Hiç bir konunu tartışılması, diğeri için engel teşkil etmez. İsteyen modern üretimle, isteyen tarihi gelişimle, isteyen kılıç sanatları veya koleksiyonerlikle ilgili konuşabilir...
"

Buna rağmen ve böyle bir üslupla sorduğunuz soru, ya sizden önce yazılanları hiç okumadan bu mesajı yazdığınız anlamına geliyor, ya da daha kötüsü...

Sancar Bey'in tüm iyi niyetine rağmen ve bunca yazılanlardan sonra dahi mesajınızda yer alan "forum konusu kesici silahları da kapsamıyor ise benim de üyeliğimi hemen iptal edin" cümleniz, bence kendisinin bu konuyu kilitlemekle ne kadar yerinde bir karar verdiğinin de delilidir.  Tabii ki, "karşımızdaki insanlar bu alanda ülkenin belki de en araştıran, en üreten grubu", ama insan neticede; tartışırken, hele de internet ortamında, ifadeler maksadını aşıveriyor bazen istemeden...

Öte yandan, tüm arkadaşlara bir önerim var: Şayet forumumuzun yapısı ve içeriği ile ilgili itiraz, eleştiri veya önerileriniz varsa, bu vesileyle bu başlık altında hepsini konuşalım.  Bugüne kadar hiç böyle bir tartışmaya girmedik ya, kim bilir belki de bu konu başlığıyla ortaya çıkan gerginlik aslında bugüne kadar "biriktirilmişlerin" bakiyesidir ve eğer öyleyse, hepsini bir defada ortaya dökmek belki de hepimiz için daha hayırlı olur.

Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Emre Kipmen - 07 Aralık 2009, 15:20:37
Kayahan Bey,
Bence çok doğru bir adım atarak bu tartışmadan birşeyler çıkarma yoluna gidiyorsunuz, keşke bu zamanında Sancar Bey tarafından da yapılsaydı, fakat olan oldu bir kere. Sorun ülkemiz insanının tartışma ve fikir paylaşımı kültürünün zayıflığındandır. Bir fikir ortaya atılırken takım tutarcasına değil doğruluğu veya yanlışlığı tartışılabilir bir hipotez olarak ortaya konulmalıdır, bunun üzerine gelen tepkiler de yine sadece yapıcı karakterli ve aslında bir fikri empoze etme değil, belli bir fikir sahibi olmak için ön fikirlerden oluşmalıdır. Bu uzayıp gider, karşılıklı bir tartışma sonunda belli kesinlikler ve netlikler oluşur düşüncelerde...

Burada olan ise insanları rencide edici bir takım fikirlere diğerlerinin tepkisi üzerine netleşmeye başlayan bir tartışmanın orta yerinde bir şekilde Sancar Bey'in kestirip atması. Aslında forumun amacı bu tür düşünce sistematiğini paylaşmak ve oluşturmak iken tartışmanın yarıda kesilmeye çalışılması hoş gelmedi bana da. Aslen tartışma üzücü olsa da sonuçta yapıcı bir yerlere doğru evrilme ihtimali taşıyordu içinde.  Ancak internet ortamının Youtube yasaklayan kötücül olmayan fakat özgürlükçü de olmayan davranış kalıbının bu forumda da aynen yaşanması haliyle, özgür fikirli ve üretken insanları üzdü ve yıprattı, çünkü bu forumdan beklenti çok yüksek ve bu tartışmalar sayesinde bir yerlere gelebileceğiz, geleceksek...

Sancar Bey'in yaptığının hiç bir kötü niyet taşımadığına eminim, ve içtenlikle bu tip tartışmaların forumun  kendisine zarar vereceğini düşündüğüne de eminim. Bu açıdan bakıldığında yaptığında hiç bir terslik yoktur. Ancak ben kişisel olarak "suç ihtiva eden" " kişisel özgürlüğe saldıran" veya "reklam amaçlı" içerik haricinde her türlü fikrin tartışılması, paylaşılması, birebir küfür içermediği sürece her türlü "ağır" söz içerebilmesi taraftarıyım. İnsanlar kavga etmediği sürece her türlü paylaşım bence iyi paylaşımdır...

Forumun anatomisi aslında bir sorun içermiyor bence, iki ayrı alan (genel ve üretim teknikleri) aslında fazlasıyla yeterli. Ancak Osmanlı silahları tutkunlarının forumun içeriğini yanlış kavramaları neticesinde "üretim teknikleri" bölümünün Osmanlı silahları ve üretim teknikleri olarak organik bir bağ ile tasavvur edilmesi söz konusudur. Bunun siz forum kurucuları tarafından belki daha iyi bir şekilde açıklanması gerekmekte. Bakın aynı sorun http://cebehane.com/forum/index.php?PHPSESSID=1d48aaae61470dfe87949b5b6b21778c&topic=99.msg1446#new (http://cebehane.com/forum/index.php?PHPSESSID=1d48aaae61470dfe87949b5b6b21778c&topic=99.msg1446#new) "Eğeden Bıçak" konusunda Abdurrahman Bey'in eserlerine karşı da sergilenmekte, hem de daha bu üyenin ilk mesajı üretenlere saldırıya varacak kadar hışımla yapılmış.
Arkadaşlar, tekrar söylüyorum, lütfen bunu dikkate alınız, günümüzde bir kişi isterse kötü isterse aslından farklı bir çizgide üretim yapar, kimse geçmişin eserlerini aynen yapmak zorunda değildir. Tamamen kişisel bir tercihtir bu, kimse yaptığı eserleri size beğendirmek zorunda değildir. Beğenmiyorsanız ilgilenmeyin, ya da bu böyle olsaydı daha iyi olurdu, şurayı şöyle yapmanız bence güzel görünmüyor diye eleştirebilirsiniz, ama kimse sizi jüri olarak sanatımıza müdahale etmek için seçmedi....
Başlık: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 01 Ocak 2010, 16:22:15
Merhaba saygı deger Forumdaşlar,

Ben ilk önce hepinizin yeni yılını kutlar,

Siz ve Ailelerinize Sıhat, Afiyet ve Huzur dolu bir 2010 dilerim.

(tabiiki bu Sene her dilediğiniz Projenin ilk Etapda  ;D başarılı olması ...dermişim)

Gecenlerde bir Minyatğr gecti elime, sizinle paylaşmayı uygun gördüm cünkü
CEBEHANE bu olsa gerek diye düşündüm...

( Osmanlı / iran 16. yüyzılın ortası . Orijinali  Metropolitan Museum of Art, New York . Inv. Nr. 1981.473 olarak bulunmakta.)


Selam ve Saygılarla...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Gökhan Bakla - 02 Ocak 2010, 12:42:01
mergup bey minyatüre dikkatli bakınca pek çok detay göze çarpıyor.

ilk olaran örs küşeli bir demir blok gibi duruyor.

ayrıca bugünkü örsler gibi ağaç bir kütük üzerinde değilde japonlarda olduğu gibi yere gömülmüş durumda.

demirci ustalarıda japonlarda olduğu gibi örsün seviyesine gelebilmek için birer çukurun içindeler fark ettiyseniz.

ateş ısının dağılmasını engellemek için fırın gibi düzen içinde yanıyor, ve körük bildiğimiz körüklere hiç benzemiyor, tulum vari bir körük kullanıyorlar.

bir diğer detayda yukarıda kılıçlara kın yapan kişiniin elindeki alet, eskiden marangozların kullandığı çift tarafından tutulup çekilerek ve ağacı yontarak şekil verilen bir alete benziyor.

eğer kılıf değilde çeliğe şekil veriyorsa ekteki resindeki gibi japonların kullandığı bir alet olması muhtemel.
( aslında bugün japon ustalarının kullandığı geleneksel yöntemler o zamanlarda herkezin kullandığı tekniklermiş sanırım )

son bir detay daha, kılıçların hepsi türk kılıcı, şimşir falan değil.... 
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Emre Kipmen - 02 Ocak 2010, 15:26:53
Mergup Bey, gerçekten güzel bir buluş, teşekkürler.

Açıkça belli olanlar dışında anlayamadığım bazı detaylar var. Örneğin resmin sol altında bir çırak elinde zincir benzeri bir alet tutuyor. Bu aletin önemi vurgulanmak istenmiş sanki çünkü aynısı orta altta yerde duruyor. Bir de ilginç bir obje gözüme çarptı. Acaba yerde duran bu aletin hemen solundaki pota mıdır? İçine sanki çelik parçaları konulmuş. O zaman bu pota çelik ile ilişkili bir alet olabilir, mesela potayı bir şekilde fırına koymak ya da çıkarmak için.. Çırağın tutuş şekline göre zincirin sonundaki halka asıl işlevsel bölüm. Bu bölüm yerde de pota ile ilişkilendirilmiş...
Bu arada örs üzerinde çalışan usta oldukça açık biçimde çeliği ikiye yarıyor, hatta çeliğin yaklaşık turuncu-sarı renklerde verilmesi bile çok güzel...

Bu mintatürün kompozisyonundan anlayabildiğim kadarıyla, minyatürün altında ham maddeyi işleyenler resmedilmiş, solda kılıç yapımı sağda yay. Ortada ekleme, birleştirme, son halini verme işlemleri, en üstte de eserlerin süslenmesi, kın yapımı, bıçak ve kılıçların test edilmesi verilmeye çalışılmış gibi. Bu sıralama yüzünden sanırım Gökhan'ın bahsettiği alet büyük ihtimal kın yapımında kullanılan rende-raspa türü bir alet.
Bir ilginç detay daha var, çalışanların en üstte çıkardıkları günlük kıyafetler...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Durukan Türe - 02 Ocak 2010, 20:08:18
gerçekten de onemli bir paylaşım. mergupbeye teşekkür ediyorum. benim de saptadıgım birkaç nokta var. ornegin dövme cekiçleri bugun japonların kullandıkları gibi sap delikelri ortada degil asimetrik ucta açılmış ve iki kişinin çalıştıgı mizansende biri çekiç kullanırken digeri keski ile kesim yapmakta.  üretim zeminden başlayıp resmin ustlerine dogru giderekilerleyip son hale gelmekte. sag alt kosede nacak benzer küçük bir el baltası sanırım uretimin ara aşamalarında kullanılmakta. ortda solda ibrik var. içmek veya ateş için kulanılabilir. y,ne fırınn içinde bir kaç parça malzeme isinmakta. cok daha detayla incelenmesi gereken bir resim.....
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 02 Ocak 2010, 21:53:12
Paylaşım anlaşılan bayahı begenildi. Ne Mutlu bana o zaman :D
Bu Resimde Osmanlının 'Dımışkı' yapımındanda söz ediliyor bunu takiben birde şunu buldum:

Bakın 'Dımşkı' üzerınede bir Alman Üniversitesinde bu Doktora yazılanı var. Link-de yanına koyuyorum. Dımışkı yapımı burada baştan sonuna kadar acıklanmış. (Ekdeki resim buradan Kopyalama)

http://www.tr-haase.de/download/damast.pdf

 :( maalesef ama Almanca ) ama bır tercüme Lınk de eklıyorum oradan ıstenılen satırlar kopya edılıp türkceye cevrilebilinir...

http://translate.google.de/#

Yardım gerekiyorsa bana kısa bir haber atın elimden geleni yaparım  ;D
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 02 Ocak 2010, 22:03:46
pardon resim gitmemiş buyrun bir daha....
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Eylem Cengiz - 04 Ocak 2010, 09:48:05
mergup bey minyatüre dikkatli bakınca pek çok detay göze çarpıyor.

ilk olaran örs küşeli bir demir blok gibi duruyor.

ayrıca bugünkü örsler gibi ağaç bir kütük üzerinde değilde japonlarda olduğu gibi yere gömülmüş durumda.

demirci ustalarıda japonlarda olduğu gibi örsün seviyesine gelebilmek için birer çukurun içindeler fark ettiyseniz.

ateş ısının dağılmasını engellemek için fırın gibi düzen içinde yanıyor, ve körük bildiğimiz körüklere hiç benzemiyor, tulum vari bir körük kullanıyorlar.

bir diğer detayda yukarıda kılıçlara kın yapan kişiniin elindeki alet, eskiden marangozların kullandığı çift tarafından tutulup çekilerek ve ağacı yontarak şekil verilen bir alete benziyor.

eğer kılıf değilde çeliğe şekil veriyorsa ekteki resindeki gibi japonların kullandığı bir alet olması muhtemel.
( aslında bugün japon ustalarının kullandığı geleneksel yöntemler o zamanlarda herkezin kullandığı tekniklermiş sanırım )

son bir detay daha, kılıçların hepsi türk kılıcı, şimşir falan değil.... 

Gökhan'ın saptamaları çok yerinde. Benim de gözüme benzer noktalar takılmıştı.

Ustanın çukurda çalışması çok zekice bir yöntem gibi görünüyor. böylece örs ve diğer her şeyin ustaya göre yüksekliği istenen seviyedeyken her biri hala sağlam bir zeminde.

Sanırım bizim unutmuş olabileceğimiz bir kültür; muhtemelen biz de öyle yapıyorduk. Bunu düşündüren de Kaşgar bölgesindeki ünlü yengisar bıçaklarının yapımına ait görüntüler:

(http://farm4.static.flickr.com/3203/2523066465_e786762229.jpg)
http://www.flickr.com/photos/25921029@N05/2523066465 (http://www.flickr.com/photos/25921029@N05/2523066465)

(http://farm4.static.flickr.com/3286/2523072397_6828bd9e1b.jpg)
http://www.flickr.com/photos/25921029@N05/2523072397 (http://www.flickr.com/photos/25921029@N05/2523072397)

(http://farm1.static.flickr.com/113/281168722_03f778149b.jpg)
http://www.flickr.com/photos/jrosario/281168722/ (http://www.flickr.com/photos/jrosario/281168722/)

(http://farm1.static.flickr.com/197/504692940_a6a62ac54b.jpg)
http://www.flickr.com/photos/covington/504692940/ (http://www.flickr.com/photos/covington/504692940/)

(http://farm1.static.flickr.com/189/504724605_8130390e14.jpg)
http://www.flickr.com/photos/covington/504724605/ (http://www.flickr.com/photos/covington/504724605/)
Eğer resimleri görünmüyorsa linkler vasıtasıyla görmeyi deneyin.


Örslerin şekline dikkat ederseniz yine benzerlik göreceksiniz.

Bahsi geçen alet de rende görevi gören çift saplı araç diye düşünüyorum. Çünkü resmin en üst kısmı ayrı bir oda yada köşe ve burada kınlar yapılıyor gibi. Bundan bizimkilerde var ve balta ve kürek sapı yaparken kullanmaya devam ediyorlar.

Bilemenin ise en alt sağ köşedeki iki kişi tarafından yapıldığını düşünüyorum.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 04 Ocak 2010, 14:26:20
Eylem bey,

Elinize saglık, evet bu da güzel. Hatta lınke tıklayıp

http://www.flickr.com/photos/25921029@N05/2523072397

bu sayfaya girdiğinizde orada bir Video koymuşlar. Gercekten cok Enteressan. Demek Atalarımız o kadar Üstat bir ortam yaratmışlarki bu buralara kadar Kopya edilmiş.
(Kopyalanmak bence cok begenilen veya Arzulanan bir ortam gerektirdiğinden...)
Ne mutlu bize böyle İnsanların torunları olabilmek... :)


Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Eylem Cengiz - 04 Ocak 2010, 15:57:16
Kopyalanma değil de de Türkler olarak tüm Dünya'ya yayılırken kültürümüzü de beraberimizde getirmişiz diyeyim.

Aşağıdaki bıçaklara bakmak bile Kaşgar'daki kardeşlerimiz ile ne kadar yakın akraba olduğumuzu göstermeye yeter.

(http://www.knife.su/uploads/916_1236869803.jpg)

(http://www.poligon.odessa.ua/forge/images/38.jpg)

Bu da üzerinde kendi atalarımın (Kayı) tamgası olan bir Osmanlı parası:

(http://image.haber7.com/haber/haber7/photos/840220090829075719646.jpg)

Bkz.:
http://www.haber7.com/haber/20090829/Osmanli-Kayi-degilse-bu-damga-niye.php (http://www.haber7.com/haber/20090829/Osmanli-Kayi-degilse-bu-damga-niye.php)
http://www.haberaktuel.com/news_detail.php?id=220167 (http://www.haberaktuel.com/news_detail.php?id=220167)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Gökhan Bakla - 04 Ocak 2010, 19:51:02
resimleri görünceye kadar elimdeki bu bıçağın tam olarak nerede yapıldığını bilmiyordum.. ???

teşekkürler eylem.. ;)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Eylem Cengiz - 04 Ocak 2010, 21:00:01
Bıçak Uygur bıçağı olabilir ama yine de aynı damgayı görmeden emin oluruz diyemiyorum. Başka bir Türk topluluğunun eseri olabilir. Yada yine Kaşgar kökenli olup Çin'de 1850-1870'lerde yapılan katliamlardan kaçarak Kırgızistan'a yada daha başka bir ülkeye göç edenlere ait olabilir. Bu tarihlerde Çin'de belki 12 milyon kadar Türk katledilmiş.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 09 Ocak 2010, 19:51:35
Sayın Forumdaşlar,

Ben kendimi 'Yenıçeri' hastası olarak tanıtmışdım, hatırladınızmı?

Bu aralar yeni bır proje yani bir Komple 'Yeniçeri Ağası' Kıyafet ve Sılahlarıyla beraber toplamak üzereyim. Ekledigim Fotograftaki arkada duran Yeniçerinin Sağ elindeki 'Sopa' ne işe yarar? Ne iş görür?
(Sopanın orıjınalını buldum bir Antıkacıda onuda ekliyorum)
İcinizden bilen varsa cok memnun olurum.

selamlar
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 09 Ocak 2010, 20:04:11
Bir konuda daha vardı, onuda aramızdan bilen bir Arkadaş cıkarsa cok memnun olurum.

Resimdeki Yeniçerinin belinde iki tane Silah var. Bunlar o zamanlar yurtdışındanmı geliyordu veya Cebehane icinde Ateşli Silah Üretimide varmıydı? Son Okuduğum bir Kaynakta ılk etapda yurtdışından (öncelikle fransa olmak üzere Silah alınmış) Ardından bunlarda bizim Cebehanelerde Üretilmiş diye bir yazı gecti elime Internette. Maalesef bu Sayfayı tekrar bulamadım. ??? Bu Konuda bilgilendiren olursa cok sevinirim.

Bu arada sizinle en yeni 'Oyuncagımı' paylaşmak istedim... ;)
Çalısır durumda, aşağı yukarı 3,5 kg ağırlıgında.

Selam ve Saygılar...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mert Sunar - 02 Mayıs 2010, 03:33:20
Merhabalar,
Bu forumda ilk mesajım sizin konu başlığınıza nasipmiş. Öncelikle gayet güzel bir piştov, tebrikler. Osmanlıların erken dönemlerden itibaren ateşli silahları adapte edip, aynı zamanda üretmeye de başladıkları biliniyor. Osmanlı ordusunun XIV. yüzyılın sonlarına doğru top kullanmaya başladığı ve XV. yüzyıl ortaları gibi bir dönemde ateşli silahların, en azından topların, Osmanlılar tarafından üretildiği söylenebilir. Lafı çok uzatmayayım, sizin yağlıboya resim Jean Brindesi'nin "Eski Giysiler" albümünden sanırım, Brindesi o resimleri yaptığında Yeniçeri Ocağı çoktan kaldırıldığı için resmin kısmen ressamın hayal gücüne dayandığı göz önüne alınmalı. Ancak yeniçerinin elindeki değnek ya da asa (ki özel bir ismine şu ana kadar rastlamadım, genelde değnek olarak geçiyor - fonksiyonu bugünki polis coplarının fonksiyonu neyse oydu, çünki yeniçeriler askerlik hizmetlerinin yanı sıra İstanbulun ve diğer şehirlerin asayişini sağlamak görevini de yerine getiriyorlardı, özellikle kulluk neferlerinin, ve benzeri görevleri olan yeniçerilerin bu değnekleri taşıdığı düşünülebilir)

Özellikle XVI. yüzyıldan itibaren yeniçerilerin tüfeng ve piştov gibi silahları yaygın biçimde kullandıkları söylenebilir. Piştov kelimesinin Macarca kökenli olması bu silahların Osmanlılara nereden geldiği konusunda bir fikir vermektedir. Bu dönemden itibaren Osmanlı topraklarında yaygın biçimde bu silahların üretildiği ve kullanıldığını söylemek yanlış olmaz. Bu silahlar hem özel üreticiler tarafından hem de devlet tarafından üretilmekteydi. Mesela XVII. yüzyılda yazılan bir eserde yeniçerilere devlet tarafından verilen ve miri tüfeng adı verilen tüfenglerin pek bir işe yaramadığı bu yüzden de bu silahlara güvenmeyen yeniçerilerin kendi silahlarını özel üreticilerden aldığı belirtiliyordu.   Osmanlıların dışardan yani Avrupa'dan ateşli silah almaya başlaması XVIII. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşecek bir gelişmeydi. Sanırım ilk alınan tüfekler Fransa'dan gelen musket (kaval) tipi tüfeklerdi, tabii bu konuda tam emin değilim ama bu dönemde III. Selim'e verilen lahiyalardan birini yazan Fransız bir subayın Osmanlı topraklarına daha önce Osmanlı askerilerine Fransiz tipi tüfeklerin kullanımını alıştırmak ve istihkamların kontrolü göreviyle geldiğini söylediğine bakılırsa silah alımının bu dönemde başlaması mümkün gözüküyor.     
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 02 Mayıs 2010, 14:00:43



Merhaba Mert Bey,

Ilk olarak sitemize hoş geldiniz der ve ilk yazınız benim Konuya ön gördügünüz için bana Şeref verdiniz demek isterim....:)

Elimdeki Piştov ('Almancası - Perkussıonspıstole-) yalnız sahte cıktı, :-\ Antıkacı bir Arkadaşa götürdüm güzel ama 'Tarihi' yani yaşlı degıl dedi, neyse olur böyle şeyler...

Cevabınızın yazılma tarzına bakılınca, tarihimizi cok güzel adapte etmiş ve bu konuda derın bilgili olmanız ılk önce göze carbıyor. Kutlarım.  -^b

Evet resimler Giovanni ou Jean Brindesinin, (d.1826-ö.1888) İtalyan ressamdan.
Resimlerde 1855'te Paris'te basılan Elbicei Atika. Les Anciens Costumes. Musée des costumes turcs de Constantinople (Eski Giysiler. İstanbul Türk Giysileri Müzesi) alıntısından bir Parca.

Ama Brındesini bu resimlerini hayal gücü ile yapması tam dogru degil bence, Brındesini 'Memoirlarında' kaynak olarak Sultanahmet'teki Yeniçeri Müzesi "Elbice-i Atika"nın adı yer almaktadır. Brindesi bu müzedeki modelleri kullanarak albümünü oluşturmuştur diye söylentiler var. Neyse uzun lafın kısası böylelıkle tanışmış olmamıza sevindım.

Inşallah sızden ıleriki konulardada böyle derin bilgi alabilme arzusuyla, hayırlı Pazarlar dilerim efendim...

selam ve saygılar
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mert Sunar - 02 Mayıs 2010, 20:45:21
Selamlar Mergup Bey,
Piştov için üzüldüm, böyle objelerin orjinalliğini anlamak için belli bir deneyim gerekiyor, benim pek derin bir bilgim yok bur konuda ancak yatağanlar konusunda eğer kitabesi varsa yazının orjinalliğinden anlayabiliyorum genelde, materyalden anlama belli bir birikim istiyor.

Brindesi'nin resimleri hakkında kısmen hayal gücü derken, kendisinin bizzat yeniçeriler zamanında yaşamadığını ve kendi gözleri ile görmediği şeyleri çizdiğini kastetmiştim, yoksa tabii ki Elbise-i Atika başta olmak üzere önceden çizilmiş gravür, minyatür vs. şeylere bakmış olması gerekiyor. Bildiğim kadarı ile Elbise-i Atika'daki yeniçeri mankenlerinin elbiseleri Viyana'da diktirilmiş, ama mankenler nerede ve ne zaman yapıldı bulamadım. Ama kullanılan silahların hepsi orjinalmiş. Sonuçta yeniçeriliğin kaldırılmasından bir 20-25 yıl geçtiği için hep merak etmişimdir serginin ne kadarı tamamen orjinale yakın diye, ancak 20-25 yıl uzun bir süre değil, o sırada hala yeniçerilerden hayatta olanlar ve o döneme şahit olanlar olmalı, o yüzden belki de çok büyük bir kayıp yoktur. Büyük ihtimalle sizde vardır ama elimde biraz kötü çözünürlükte olsa bile o kolleksiyonun bir resmi var, paylaşmak istedim.

Sevgiler, Saygılar.

(http://cebehane.com/forum/index.php?action-media;sa=media;in=79;preview)  
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 10 Mayıs 2010, 12:13:38
 "benim pek derin bir bilgim yok bur konuda ancak yatağanlar konusunda eğer kitabesi varsa yazının orjinalliğinden anlayabiliyorum genelde, materyalden anlama belli bir birikim istiyor."

Sevgiler, Saygılar.

(http://cebehane.com/forum/index.php?action-media;sa=media;in=79;preview)  
[/quote]

Bu Resim Sultanahmet'teki Yeniçeri Müzesi "Elbice-i Atikayimi gösteriyor? Resim icin teşekürler, bunu daha önce hic görmemiştim. Sağolun.

Yatağan konusuna ele aldıgınıza göre elinizde bir kaç güzel parcalar acaba varmı? Bunları bizimle paylaşırmısınız.?
Bende bu konuda bayahı bir "hastayım", özellikle namlunun üzerinde bulunan değişik yazılar peşindeyim.
Eger bır imkan var ise cekinmeyin lğtfen, cünkü burasi fikir ve düsünceden ayri kesinlikle resim paylaşması gerektiren bir Ortam.
Almanların şöyle bir Lafı vardır:
"Bilder sagen mehr als Tausend Worte" / "Bir resim bin kelimeden daha anlamlıdır" diye....
Onun icin bu niyetle dermisim.....

selam ver saygilar
 
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mert Sunar - 12 Mayıs 2010, 23:43:24
Merhabalar,
Resim konusunda tam emin olamıyorum, elbise-i atikanın mı yoksa daha sonraki bir tarihden mi ama eğer olabilirsem size bildiririm.
Elimde zaman içinde yaptığım çok farklı namlu yazısı transkripsiyonları mevcut, zaman zaman ingilizce bir forumda talep olursa tam fotoğrafını paylaşmak kaydıyla bu çevirileri sebil olarak da yapıyorum aslında. İlk olarak şu iki yatağan yazısını paylaşayım sizle, ikisi de yeniçeri yatağanı. İlkinin yeniçeri yatağanı olduğunu anlamak daha kolay, çünki hem sahibinin mensup olduğu cemaatin numarası hem de nişanı var yatağanın üstünde. İkincisinin yeniçeri yatağanı olduğu ise hem mensup olduğu bölük numarasından hem de sahibinin ünvanından çıkıyor. İkinci de "Kef" harfi içinde 13 sayısı var bunun manası büyük ihtimalle bildiğiniz gibi 13. Bölük demek. Ayrıca sahibinin "Beşe" ünvanı sizin de bildiğiniz gibi sadece yeniçeriler tarafından kullanılıyor. Birisinin yeniçeri olduğunu bize bildiren diğer bir ünvan "alemdar" ancak burada aynı ünvanı ya da rütbeyi cebeciler ve topçular da kullandığı için tam emin olmak zor. "Ağa" ünvanı ise çok farklı gruplar tarafından kullanıldığı için tam olarak bir şey söylemek zor, ancak bu ünvanı kullananların kesin olarak askeri sınıftan olduğunu söyleyebiliriz.     
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 14 Mayıs 2010, 11:05:44
Mert Bey,

Teşekür ederim paylasımlarınız için. Çok güzel parcalar var elinizde -^b

Evet Ağa konusunda kesinlikle haklısınız, benim bu zamana kadar gördügüm aşagi yukarı her üçüncü yatağanın üzerinde "Ağa" sözkonusu. Bunların hepsinin yeniçerilerle bağlantısı olması bencede cok nadir.

Harfin icinde rakamların "Bölük" anlamına geldigini burada bir zaman öncede konuşmuştuk belkı görmüşsünüzdür. Benim ınceledigim Kaynakların bu konuda "atip tutmadıgını" tekrar dogru kanaatine varmak ve  duymak güzel. ;D Ama ben "Alemdar" kelimesine bilincli olarak hic dikkat etmemistim, ama haklısınız onuda göz ardı etmemek lazım bundan sonra.

Tekrardan sağolun beni birazdaha Tarihimizden aydınlandırdıgınız icin. Lütfen böyle "Derin Alt Yapılı" paylaşımlarınıza son vermeyin diyerek teşekür ederim efemdim.

Selam ve Saygılar

Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mert Sunar - 14 Mayıs 2010, 12:25:12
Mergup Bey,
Nazik sözleriniz için çok teşekkür ederim, ancak bilgimiz şu an derin olmaktan çok uzak, o kadar çok şeyi bilmiyoruz ki, uzun zaman bu konularda doğru dürüst kimse çalışmadığı için pek çok bilgi kaybolmuş durumda, onları da yeniden bulup çıkarmak gerçekten zor.
Ayrıca yanlış anlaşılma olmasın bu yatağanlar benim değil, sağdan soldan topladığım resimler, şu ana kadar "kolleksiyonumda"  ;D sadece bir tane yatağan var.
Aşağıya bir kaç yatağan namlusu yazısı örneği daha ekliyorum, genelde belli başlı beyitler ve ifadeler var kullanılan, aslında bunların bir kaynakçasını oluştursak burada herkese yararlı olur diye düşünüyorum.

Saygılar,

 
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 15 Mayıs 2010, 16:22:07
Merhaba Mert Bey,

Kolleksiyonculuk zaten öyle başlıyor, inanın bana ne kadar derine inerseniz o kadar büyüleyici gelecektir size, Bende öyle oldu.
Hattaki Eşim Internet' de Alış-Veriş Embargosu bile koyuyordu"da zamanında zor yırtık... ;D ;D  ;D
Şaka, Şaka... Ama İnsan kendini hoş veya kesın cekici şeylerle bağladıgı zaman, kopması zor geliyor, Sigara gibi.....

Neyse konumuza dönelim, bilmiyorum gördünüzmü acaba, ama epey bir zaman önce bende  "Antika Osmanlı Silah & Restore" Başlıgı altında altaki resimleri koymuştum, Forumumuza.
Tekrar hatırlatmak ve fikrinizi almak niyetiyle .... :)

Selam ve Saygilar 
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mesut Çetin - 15 Mayıs 2010, 16:30:25
Merhabalar,

Konu namlu üzerindeki yazı ve süslemelere gelmişken yaptırmak istediğim yatağanda kullanılmasını istediğim motifleri paylaşmak istiyorum. Biri sağ, biri sol yanda olmak üzere bu iki rumi desenin geleneksel anlamda gerçek kılıç desenlerini örneklemediğinin farkındayım. Uygun bir motif ve yazı bulabilmek için hem internet ortamında hem de müzelerde araştırma yapmama rağmen maalesef istediğim sonuca ulaşamadım. Sonunda yazıdan tamamen vazgeçtim, motif olarak da aşağıdakilerde karar kıldım.  
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mert Sunar - 16 Mayıs 2010, 12:46:23
Selamlar,
Mergup Bey siz bu yatağanın resmini koyunca hemen aklıma başka bir yerde gördüğüm bir yatağan yazısı geldi, çok benziyor, motiflerine kadar, bu da akla acaba ustası ya da en azından yazıyı yazan zanaatkar aynı mı sorusunu getiriyor. İlişiğe ekliyorum. 

Mesut Bey,
Motif konusu bugüne kadar benim çok kafa yormadığım bir konu, sanat tarihçilerinin uzmanlık alanı, yalnız bir aralar bu daha çok denizci yatağanlarının kınlarında kullanılan ejderha motifleri üzerine bir tartışma olmuştu. Benim nazicane gördüğüm tarihi yatağanların çoğunun üzerinde öyle çok ince işçiliğe dayanan motifler yok, çoğunlukla namlu yazılarında bile yazım hataları vs oluyor, ancak sanırım yatağan çok zengin biri için yapılmışsa bu tip şeylere önem veriliyor.

Saygılar,
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 16 Mayıs 2010, 16:24:08
Merhaba Mert bey,

Evet, Haklısınız, yazma ve işlem Namludu üzeri aynı birbirine benziyor.
Arastırmalarınızda "Yazım hataları" diyorsunuz. Tam emin degilim ama bence bu yanlış yazıların bir iki başka acıklamasıda olabilir veya Form / Desen / Motif konusunda...

Örnek olarak: Unutmamak lazımki o zaman her Kalfa veya Cırak okuma yazma konusunda bilinci oldugunun kannatinde degilim ben. O zamanda Nasrettin Hocamın dedıgı gıbı
''Parası olan düdügü çalar hesabı'' Her Aılenın cocuklarını Okula veza Mektebe gönderme ımkanı bulunmamakta...
O zaman Cırak Ustasının vermis oldugu "Ana tabir Yazıdan" yola çıkarak tekrarını Namluya yazma konusundan çıkan hatalar sonucu bence böyle kaynaklanıyor.

Veyahut baska bir acıklama ararsak,

(bu benim kendi düsüncem, kaynakcası olan bir şey degil yani...)
Insan oğlunun ınsanlık hali ile bir seyi görüp ve onu elde etme duygusundan doğmus da olabilir. Örnek derseniz: Her insan bir şeyi görüp beğenir ama imkani onu almak icin yeter veya yetmez. Hani şu "pazarlarda" satılan sahte Marka Tişörtler gibi... Mağazada yanına yaklaşamazsınız ama pazarda aynı fiyata 10 tane alırsınız. Bence yatagan konusundada ileriki zamanlarda niye böyle olmasın? Eskilerde Ağaların veya Askerlerin belinde görüp imrenen ama imkani olamayıp "Sahte Ustalarda" daha az kaliteli ama Yatağan diye beline takılacak bir Silah niteliğinde diye düşünüyorum...  (Zıraa o zamanlar zaten bır Erkegın Süs takma olanagı yok veya cazıb değil, onun ıcın Süsü Silahlarına taşımışlar...Belki böyle bir şey diye düşünebiliyorum. Belkide yanlış düşünüyorum bu konuda, ama maalesef bu da Tarihin bir Sırrı kalacak bize....

selam ve saygılar
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Hüseyin Merttürk - 22 Haziran 2010, 20:21:30
Merhaba mergub abi yatağan mükemmel gerçekten sanat eseri senin koleksiyonundan mı abi... -^b
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 23 Haziran 2010, 10:30:54
Merhaba mergub abi yatağan mükemmel gerçekten sanat eseri senin koleksiyonundan mı abi... -^b

Merhaba Hüseyin,

nerdeydin ya ? Özlettin kendini  ;D ;D ;D
Tam anliyamadim Hüseyin, hangi yatagani diyorsun...


selamlar
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 24 Ağustos 2010, 03:06:15
Merhaba Arkadaşlar,

Belki duymuşsunuzdur, bu Sene başı (Mart Ayı sonu) Almanyanın Dresden Kentinde "türkische Cammer" yani "Türk Odası" isimli Müze Sergisi seneler sonra tekrar acıldı.
Acılışını hatta Alman ve bizim Türk Dış İşleri Bakanları gerçekleştirdi.

Müzede 17. 18. ve 19. yüzyıldan Osmanlı Silah ve Cephane, Cadırlar, At Semeri ve Takımları vs. bulunmakta. Ve hepsi fevkelade korunmus bir durumda.
Kisa Özet olarak anlatılması gerekirse  burada Hükmeden "August der Starke" isimli Hükümdar Türk Kültürüne o kadar sevdalıymışki, kendi Adamlarına büyük bir Miktar Altın vererek 1729 Istanbula Alısverişe göndermiş. Bazı Parcalar o zaman satın alınmış, bazıları başka Avrupalı Hükümdarlardan Hediye olarak gelmiş ve yine bazıları Türklere karsı yapılan savaşlarda ganimet olarak buralara kadar gelebilmiş.

Ben Iş icabi gelecek Hafta Dresdene geciyorum. Kesin gidip görmem lazim olan bir olay.... ;D
Oradan birkac enteresan Resim getirebilirim diye planlıyorum. Size kücük bir ön tanıtım olarak Müzenin bir kac resimini yüklüyorum.

selam ve saygılarla
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 24 Ağustos 2010, 03:12:35
El emeğı ıle 10 senede Agactan yapılan Arap Atları...

(Semer ve At takımlarını daha iyi göstermek icin düzenlenmiş ve planlanmış tek Müze diyorlar...)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 24 Ağustos 2010, 03:14:44
Silahlar sanki dün satın alınmış gibi...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 24 Ağustos 2010, 03:18:44
Silahların işlemelerine bir göz atın...harika değilmi?
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 24 Ağustos 2010, 03:26:31
ve son parcalar...

Dedimya oraya hele gidip bir geleyim daha detaylı resimler İnşallah yüklerim.

Selamlar

Mergup

Not:
İlk Resimdeki bir 'Yeniceri Alem'i ' imiş....1683 den yani ikinci Viyana Kuşatmasından gelme bir ganimet
parca...ve son parcada 1703 den kalma bir Kaftan...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 24 Ağustos 2010, 03:53:19
son olarak az kalsın Müzenin en değerli Parcasını untuyordum anmaya...

Ilk resimde görmüş olduğunuz Cadır eski Sultan-i Seyyir zamanlarından kalan belki en son Parca...

Ben sadece Minyatür Resim olarak tanıyıp görmüştüm...(III. Ahmed'in Dört Şehzadeleri icin yaptırdığı 1720 Sünnet törenini 'Surname-i Vehbi  resimleyen Levninin Lale Devrine ait olan Kitapından...

Bu Cadır 20 metre uzunlugunda, 8 m genisliginde ve 6m yüksekliginde 3 tahta Sütunla tutulan belki en son kalmış eser bu Tarihimizden.... :'( :'( :'(

selamlar ve saygılarımla

Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 24 Ağustos 2010, 04:07:30
Harika resimler için çok çok teşekkürler Mergup. Devamını bekliyoruz. Mümkün olduğu kadar çok resim çek bizler için ki gitmiş kadar olalım müzeye  :D
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 25 Ağustos 2010, 12:22:25
hay, hay, zaten niyetim öyle idi... ;D
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Eylem Cengiz - 26 Ağustos 2010, 00:32:23
Çok çok sağol Mergup.

Darısı senin başına. İnşallah sana da para oluk oluk akar da bu günün Hereke halılarını, yerli ustaların bıçaklarını kılıçlarını falan alır ve kocaman bir mahzende muhafaza edebilirsin.  -^b
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 26 Ağustos 2010, 15:38:14
Sag olasin,

Cümlemize Eylem Cümlemize...

Ama, Yok abi cok para istemem, cok para cok dert demek...
Ben su an memnunum hayatimdan. Senede 2-3 parca alacak param olsun, yeterli o bana.....:D
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Berke Boyacı - 26 Ağustos 2010, 21:39:17
Olağan üstü eserler ama en çok kalkanların hastasıyım. O kadar işlemeyi niye yapıyorlarsa bi muharebe sırasında yamulacak kırılacak oklar saplanacak falan... Ben sahibi olsam savaşa kalkansız çıkardım 8)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 27 Ağustos 2010, 00:26:15
Sevgili Berke,

Madem Kalkan hastasisin, al benden sana bir - iki tane seyirlik... :D

selamlar ve saygılarımla
Mergup
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 08 Eylül 2010, 21:21:47
Merhaba Arkadaşlar,

Söz ettigim gibi Almanyanın Dresden Kentinde "Türkiche Kammer" Ziyaret ettim, ama maalesef
Fotograf çekmek icin izin vermediler.  :-\ :-\ :-\
(Resimler Internetde yayılıp Misafir gelmez korkusu yasanıyor zannedersem..)

Bende size Söz verdigim icin Müzenin Kütüphanesinden tüm Kolleksiyonu kapsayan Eser Kitabını alıp birkac resim çektim icinden...

Yani bu Resimler oradaki bulunan parcaların yüzde anca 1 sayılır. Gönül isterdi hep beraber gidip görmek...

selamlar

Mergup
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 08 Eylül 2010, 21:24:22
devamı...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 08 Eylül 2010, 21:25:33
devam...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Berke Boyacı - 30 Eylül 2010, 21:49:55
Sevgili Berke,

Madem Kalkan hastasisin, al benden sana bir - iki tane seyirlik... :D

selamlar ve saygılarımla
Mergup
Çok geç görmüşüm mergup abi. :) Çok teşekkür ederim ellerine sağlık :)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mesut Çetin - 18 Ekim 2010, 21:09:46
cebehane bu olsa gerek.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Berke Boyacı - 18 Ekim 2010, 21:58:24
Bunlardan bir arada görünce insanın canı çekiyor yahu :) Bikere ingilizlerin kendi aralarında yapmış oldukları bir ortaçağ savaşının( Adamlar geçmişe özenip gidip dağda bayırda savaşıyorlar :) ) resimlerini bulmuştum nette. Ağzımın suyu aktı. Kasa kasa yay, ok , kılıç , kalkan ve zırh falan vardı...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 15 Aralık 2010, 14:21:48
Merhaba Arkadaşlar,

Belki duymuşsunuzdur, bu Sene başı (Mart Ayı sonu) Almanyanın Dresden Kentinde "türkische Cammer" yani "Türk Odası" isimli Müze Sergisi seneler sonra tekrar acıldı.
Acılışını hatta Alman ve bizim Türk Dış İşleri Bakanları gerçekleştirdi.

Müzede 17. 18. ve 19. yüzyıldan Osmanlı Silah ve Cephane, Cadırlar, At Semeri ve Takımları vs. bulunmakta. Ve hepsi fevkelade korunmus bir durumda.
Kisa Özet olarak anlatılması gerekirse  burada Hükmeden "August der Starke" isimli Hükümdar Türk Kültürüne o kadar sevdalıymışki, kendi Adamlarına büyük bir Miktar Altın vererek 1729 Istanbula Alısverişe göndermiş. Bazı Parcalar o zaman satın alınmış, bazıları başka Avrupalı Hükümdarlardan Hediye olarak gelmiş ve yine bazıları Türklere karsı yapılan savaşlarda ganimet olarak buralara kadar gelebilmiş.

Ben Iş icabi gelecek Hafta Dresdene geciyorum. Kesin gidip görmem lazim olan bir olay.... ;D
Oradan birkac enteresan Resim getirebilirim diye planlıyorum. Size kücük bir ön tanıtım olarak Müzenin bir kac resimini yüklüyorum.

selam ve saygılarla

Evet Arkadaslar...
En sonunda tesadüfen Müzenin Acilis ve anlatim Videolarini buldum ve yüklüyorum...
Iyi Seyirler.


Acilis Videosu...
Türckische Cammer: Die Eröffnung (http://www.youtube.com/watch?v=z-S8rWSY_ho#ws)

Silah ve Cadir Videosu...
Türckische Cammer in HD (http://www.youtube.com/watch?v=B8cId1q0NJM#ws)

selam ve saygilar
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 15 Aralık 2010, 20:59:23
Sağolasın Mergup, sayende gitmiş gibi olduk. Hakikaten müzedeki atmosferi çok güzel yapmışlar. Keşke bizim müzelerde de bu modern sunum anlayışı daha çok kullanılabilse.

Bir de sorum olacak müsaadenle: bu müzede sergilenen Osömanlı kılıçları arasında 15.yüzyıl ve öncesine ait olanlar var mı? Var ise resimlerini bir şekilde bulabilirsen çok makbule geçer. Zira bildiğiniz gibi 15.yüzyıl ve öncesine ait Osmanlı kılıçları ülkemiz müzelerinde çok nadir bulunabiliyor.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mesut Çetin - 15 Aralık 2010, 21:07:48
Mergup Bey teşekkürler, hem fotoğraflar hem de bu videolar için. Geçenlerde İlber Hoca diyordu, Türkler taktiksel anlamda ricatı beceremezler diye. Becerebilseydiler muhtemelen bu eserlerin hiçbirini göremeyecektik, garip. 2. videonun 1:46 saniyesinde görülen kılıçlar nedir acaba?
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Gökhan Bakla - 15 Aralık 2010, 22:00:49
mergup, sen bu sergiyi gidip gezdin dimi ???

biz kendi memleketimizde topkapı sarayındaki silahları göremiyoruz, elin... neyse :-\..  gariplikler ülkesi türkiyem..

cengiz bey orada görünen kılıçlar sap olarak karabelayı andırıyor, ayrıca karabela ve türk kılıcındaki yalman kısmına da sahip, ama sanki karabelaya göre biraz düz ve kısa gibi, hepsinin aynı modelde olmasından yola çıkarak özel bir birliğin kılıcı olduğunu ve sadece o birliğe has üretildiğini söylesek yanlış olmaz sanırım..
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 15 Aralık 2010, 22:16:22
Mesut bey, 1:46'da görülen kılıçlar gerçekten ilginç. Herhangi bir Türk kılıç veya bıçak formuna uzak namluları var. Aslında namlu olarak Alman av kılıcı denen 16-17.yy. kısa kılıçlarına uyuyor.
 Zannederim ya tamamen Türk etlili Alman veya Leh kılıçları mevzubahis (zira anladığım kadarıyla Türk Odası'nda sadece Türk silahları değil Türk etkili yabancı silahlar da var) ya da ele geçen Türk kılıçları kesilerek Alman avcı kılıçları haline getirilmiş.

Ricat konusunda İlber hocanın o programda dediğini ben de duydum ve çok garipsedim. Herhalde uyku sersemliği ile hocanın boşluğuna gelmiş olacak. Zira ricat Türk savaş straejilerinin temeli olan bir taktiktir. Kaşgarlı Mahmut da bunu ta 10.yüzyılda izah etmiştir Divan-ı Lugat-i Türk'te.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 15 Aralık 2010, 22:49:48
Sağolasın Mergup, sayende gitmiş gibi olduk. Hakikaten müzedeki atmosferi çok güzel yapmışlar. Keşke bizim müzelerde de bu modern sunum anlayışı daha çok kullanılabilse.

Bir de sorum olacak müsaadenle: bu müzede sergilenen Osömanlı kılıçları arasında 15.yüzyıl ve öncesine ait olanlar var mı? Var ise resimlerini bir şekilde bulabilirsen çok makbule geçer. Zira bildiğiniz gibi 15.yüzyıl ve öncesine ait Osmanlı kılıçları ülkemiz müzelerinde çok nadir bulunabiliyor.

Sancar,

Maalesef bu Sergide en yasli KILIC 16. Yüzyilin basindan bir parca. Senin görmek istedigin Kiliclar Kopenhagen ve Stockholm Müzelerinde var imis diye duydum ama  bir oralara yolum düsmedi
(Dur yalan söylemiyeyim, 2005 Stockholme gittim ama o zamanlari bu kadar OSMANLI TARIHI hastasi degil idim maalesef.., ::)
neyse konuya geri döneyim... Allah ömür verir bir gün gidersem sana bir resim göndericem Söz...

Ama tekrar bastaki Kilinca deginmek ve birkac resim paylasmak isterim.
Kilic dedigimiz gibi 16. Yüzyilin baslarindan ve tatar kökenli..

15 ve 16 Yüzyilda Osmanliya bagli  Tatar bölüklerine ayit bir beyden bagli bir Savas ganimeti olarak gelmis, Habsburglulara yani Almanyaya..

Boyu: 87,8 cm
Namlu: uzunlugu 75,6cm
Agirlik: 1064 g
Kabze: VATOZ Baligi Derisinden....

Selam ve iyi Seyirler
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 15 Aralık 2010, 23:04:46
Çok sağol Mergup; gönderdiğin kılıç resmi çok ilginç ve güzel. Herhalde Viyana seferindeki Kırım hanlığına bağlı birliklerden geçmiş olacak. Kabza formu olarak daha erken dönemi işaret ederken, namlu eğimi ve ebadı klasik dönemi işaret ediyor. Neredeyse bir geçiş dönemi silahı denilebilir. Kabza malzemesi yanlış anlamadıysam vatoz derisi. Ki bu da nadir ve ilginç bir malzeme. Habsburglara geçtikten sonra tamir görüp kabza malzemesi değiştirilmediyse eğer bu tip bir malzemenin Türklerde benim gördüğüm nadir örneklerinden. Japon kılıçlarında kabzada köpekbalığı derisi kullanılmasını hatırlattı bana.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 15 Aralık 2010, 23:22:55
Mergup Bey teşekkürler, hem fotoğraflar hem de bu videolar için. Geçenlerde İlber Hoca diyordu, Türkler taktiksel anlamda ricatı beceremezler diye. Becerebilseydiler muhtemelen bu eserlerin hiçbirini göremeyecektik, garip. 2. videonun 1:46 saniyesinde görülen kılıçlar nedir acaba?

Merhaba Mesut Bey,

Tabiiki, Memnuniyetle sorunuza cevap verebilirim.

Bu Makalenin basinda bunu anlatmistim ama kisaca tekrarlamak isterim:

"Kisa Özet olarak anlatılması gerekirse  burada Hükmeden "August der Starke" isimli Hükümdar Türk Kültürüne o kadar sevdalıymışki, kendi Adamlarına büyük bir Miktar Altın vererek 1714 Istanbula Alısverişe göndermiş. Bazı Parcalar o zaman satın alınmış, bazıları başka Avrupalı Hükümdarlardan Hediye olarak gelmiş ve yine bazıları Türklere karsı yapılan savaşlarda ganimet olarak buralara kadar gelebilmiş."

Bu Adamin sevdasi ama o zamanlar tüm Avrupa Ülkelerinde "Ala Turca" olarak bilinen ve Osmanli Kültür ve yasam tarzina imrenilen bir zamandan söz konusu..
Uzun lafin kisasi bu Hükümdar bulundugu bugünki Dresden Sehrinde ikinci bir Istanbul kurma ve yasama tarzina kaptirmis kendisine...
(hattaki hatta Develer bile getirilmis ama Soguk iklim yüzünden ciftlesmemis hayvanlar...)

Bu sevda ile 1729 ve 1730 seneleri aralarinda kendisini "YENICERI" lere andiran ve 600 kisiden fazla bir Askeri-Bölük kurdurmus ve onlara bu ÖZEL silah ve Kilik, Kiyafet hazirlatmis. Bölük ama 1731 senesinde tekrar bozulmus. nedeni bilinmiyor...

# Ilk resimdeki görünen bu Kiliclar 1729 sensinde bir "Karabela" tarzinda hazirlanmis ve 600 üzerinde
Namlu:Demir ve 65,4 ile 67,6 cm arasi
Kabze: Pirinc
Kpl.Uzunluk: 80,3 ile 82,2 cm arasi   

# Ikinci Resim bu Özel Bölügün "YENICERI" tarzindaki Bayragi 1729
Sari ve Mavi ipekten ve Altin isleme desen...
119x62 cm

# Ücüncü Resim YENICERI Börk yani Kecesine benzetilmek istenilen Basliklar.
Pirinc ve Gümüsden hazirlanan, ic kismi Atlas ve Pamuk olan Kece taklidi...
Yükseklik 33cm
agirlik 1550 g

Selam ve Saygilar
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Cengiz Çetin - 15 Aralık 2010, 23:30:53
Mergup beye bu görseller için teşekkür ederiz.Ülkemizde bunları bulamıyoruz.1;46 daki kılıçlar bana kalırsa orjinal Osmanlı değil.Almanlar tarafından karabelalar örnek alınarak yapılmış kılıçlar.Hatta parlak görünüyorlar gibi geldi.Eğer parlak iseler yepten yeni yapım olduğunu düşünebiliriz.Kabzayı kalıpta dökmüşler.Namluları eğimli yapmayarak sadece yalman havası vermeye çalışmışlar.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 16 Aralık 2010, 01:22:55
Mergup'un da dediği gibi bunlar "alaturka" tarzda yapılmış ancak alman yapımı kılıçlar. Zaten kabzaları karabela tipindeyken, namlular Alman av kılıçları gibi düz, enli tek ağızlı ve kısa. Malum gavur bizden birşeyi alıp taklit ederken genellikle abartır, acayipleştirir, eğer büker kendi kafasındaki önyargılı "Türk" imajına uydurur. Bir hocamın yabancı seyyahların Osmanlı hakkında yazdıkları için söylediği gibi "Gerçek ne olursa olsun Türkler sözkonusu olunca Avrupalılar görmek istediğini görür"

Yeniçeri başlığı tipindeki miğfer için küçük bir ekleme yapmam gerekirse, her ne kadar müzedeki örnek Alman zihniyetiyle ve almanlarca yapılmış olsa da buna benzer silindirik kesitli, tepesi yuvarlak ve sorguçlu, keçe külaha benzeyecek biçimde yapılmış tombak yeniçeri miğferleri vardır. Genellikle kapıkulu sipahileri giyer bu miğferleri. Bir de yine keçe külaha benzer sorguçsuz derviş miğferleri vardır ki üstüne sarık sarılır.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mesut Çetin - 16 Aralık 2010, 22:27:07
Teşekkürler mesele anlaşıldı  :)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mahmut Kahya - 22 Aralık 2010, 11:56:31
Merhaba Bende foruma ilk katkımı İran edebiyatının en meshur eseri Şahnamaden alınmış minyatürler ile katılmak istedim konu tarihimizde silahlar olduğu için minyatürleri daha cok savaş sahneleri ve bu sahnelerde kullanılan kılıç kargı gürz ok yay ip zırh atlar için zırh vb silah olanarak kullanılan gereçlere dikkat cekmek istedim. 
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mahmut Kahya - 22 Aralık 2010, 12:06:00
sanırım dosyalar büyük geldi gönderemedim

nasıl halledebilirim kimden destek alabilirim
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 22 Aralık 2010, 13:27:51
Mahmut bey, Şahname minyatürlerini resimlerin boyutlarını küçülterek veya tek tek göndererek limit sorununu aşabilirsiniz Veya imageshack gibi bir resim depolama sitesine kaydedip buraya linklerini gönderebilirsiniz. ;)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mahmut Kahya - 22 Aralık 2010, 14:03:16
Sancar bey boyut küçültme işlemini de başaramadım medet sizden...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mahmut Kahya - 22 Aralık 2010, 15:34:27
http://i1012.hizliresim.com/2010/12/22/2445.bmp (http://i1012.hizliresim.com/2010/12/22/2445.bmp)

http://i1012.hizliresim.com/2010/12/22/2455.bmp (http://i1012.hizliresim.com/2010/12/22/2455.bmp)

http://i1012.hizliresim.com/2010/12/22/2460.bmp (http://i1012.hizliresim.com/2010/12/22/2460.bmp)

http://i1012.hizliresim.com/2010/12/22/2470.bmp (http://i1012.hizliresim.com/2010/12/22/2470.bmp)

bu linklere bir şeyler eklemye çalıştım umarım olmustur
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mahmut Kahya - 22 Aralık 2010, 15:46:40
Merhaba forum sayesinde haberdar olduğum The Türckische Cammer adlı koleksiyon için benim acizane fikrim şudur. bu koleksiyonu eşsiz yapan kısım aslında cok önemli iki başlık 1. çadırlar ve otağlar ki cok az sayıda örneği günümüze ulaşmıştır. 2. at ve binicilik koşumları bu iki konuda gercekten az sayıda eser günümüze ulaşmıştır. Amatör olarak binicilik sporu ile uğraştığımdan bu konuda kesin konuşabilirim. Sıradan bir müzede bile bir kaç parca kılıç kalkan vb silahlar bulunabilecekken Askeri müze ve topkapıda sergilenen doğru dürüst bir çadır ve binicilik malzemesi yoktur. hatta öyle biliyorum ki Türk müzelerinde ve koleksiyonlarında doğru dürüsüt bir binicilikle alakalaı eser de mevcut değildir. Rusyada Almanayada ve baska avrupa ülkelerinde klasik dönem binicilik malzemelerinden örnekler mevcuttur.

Malesef ve malesef ki atı ehlileştiren göcebe hayat sürdükten yulyıllar sonra yerleşik düzenen gecen bizlerin elinde bu konularda yeterli sayıda koleksiyon mevcut değildir. bu da trajikomik bir durumdur.

Şu an ülkemizde binicilik eğitimi ve atcılık ile alakalı eğitim ve literatür tamamen batı kaynaklıdır.

Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 22 Aralık 2010, 16:38:00
Mahmut bey, eklediğiniz Şahname minyatürleri hangi döneme ait? Minyatür üslubundan Safavi olduğunu tahmin ediyorum; nitekim tasvirlerdeki şemşir ve külahüd miğferler de bu tahminimi doğrular nitelikte, sadece en son minyatür Babarlü hint minyatürü olmalı.

Bu arada gmail hesabınız varsa imageshack sitesine ayrıca hesap açmadan dilediğiniz kadar resim yükleyip, sağdaki link seçeneklerinden forum olanı kopyalayıp mesaja yapıştırarak resmin direk mesajınız içinde açılmasını sağlayabilirsiniz. Foruma yüklemeye gerek olmadığından çok zaman almayan ve bir mesaja istediğiniz kadar resim koyabileceğiniz pratik bir yol, görsel arşivdeki resimleri bu şekilde yüklüyorum ;)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Eylem Cengiz - 22 Aralık 2010, 22:04:15
Şehname'yi görmek isterseniz halen Sakıp Sabancı Müzesi'nde sergilenen Ağa Han kolleksiyonu dahilinde hem kendisini görebilir, hem de sanal olarak kitabı, açıklamaları ile okuyabilirsiniz.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mahmut Kahya - 23 Aralık 2010, 14:29:49
Sancar bey Ben dönem olarak bilgim yok aslında nette minyatür resimler ararken yabancı bir sitede sahname yi buldum ve tek tek resimleri kopyaladım. resimler kitabın sayfalarından cekilmiş ve kaliteli resimler boyut olarak biraz büyükler. Tüm resimler aynı kitaptan ama dönem veremem bende bilmiyorum.

resim yükleme konusunda bende öğrenicem yavaş yavaş.

size bir konuda soru sormak isterim.

nette dekoratif nitelikli olan kılıclar satılıyor hatta ben bir adet beğendim ama stok sorunu cıktı karşıma sizin bilgi birikiminiz daha geniştir böyle bir şey satın almak istersem nasıl bir yok izleyebilirim. kişisel bir soru ve cevap forum kurallarına uygunmudur yada bunların konusuldugu ayrı bir yer varmı bilmiyorum

şimdiden teşekkür ederim
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mesut Çetin - 23 Aralık 2010, 19:42:07
Satın almak istediğiniz fakat stok problemi olan ürünün linkini gönderebilirseniz daha iyi yardımcı olabiliriz.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 23 Aralık 2010, 20:07:04
Ben de emin değilim ama zannederim bir problem olursa moderatör arkadaşlar uyarır. Dekoratif kılıç yani Kılıç Benzeri Obje dediğimiz süs eşyalarını almamanızı salık veririm. Zira hem astarı yüzünden pahalıya gelir ve hem de amacınız kesici silah koleksiyonu oluşturmak ise başlamak için iyi bir yol değil.
Almayı düşündüğünüz yabancı bir firma ise kargo yoluyla dışardan kılıç benzeri birşey getirtmenin imkansıza yakın olduğunu da eklemeliyim.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mahmut Kahya - 24 Aralık 2010, 12:26:03
Mesut bey bahsettiğim ürün e hobim sitesinde mevcut ama stoklarında yokmus.

İşlemeli Subay Merasim Kılıcı Sarı Kemik Efekt Kabzalı Dekoratif Kılıç bu şekilde acıklaması mevcut.

Sancar beyin uyarılarını dikkatle değerlendirdim su kadarını söyleyebilirim ben bu ürünlerin basit birer kopya olduklarının farkındayım amacım sadece gercege benzeyeyn bir kılıç nasıl bir şeydir görmek elime almak, sallamak, savurmak vb yani ilk olarak ulaşabildiğim onlar olduğundan heveslendim.

asıl niyetim elbette günün birinde orjinal bir ürün elde edebilek ama böyle bir şey nereden nasıl bulunur maliyeti ne kadardır bilemiyorum.

yurt dışından ithalatta sorunlar olduğunu ağzı keskinleştirimemiş olsada emniyet müdürlüğünün zaman zaman ateşli silahlar ile birlikte değerlendirip benzer prosedürleri uygulamaya koyduğunu biliyorum.

Habertürkte Tarihin arka odası adlı programı izlemişitm oradan edindiğim bilgi mevcut.

almak istediğim ürün muhtemelen amerikadna ithal deniz kuvvetleri subaylarının kullanıdığı memluk kılıçlarının modelinden

başka ürünlerde var satışı yapılan ama onlar osmanlı kılıçı cizgilerinden cok avrupai bir cizgideler o yüzden onları almak istemiyorum.

Ayrıca gittigidiyor. com adlı sitede de sık sık kılıç ve yatağan satışı oluyor kılıç olarak türk silahlı kuvvetlerinde kullanılmış subay kılıçları sık sık karşımıza cıkıyor yatağanlar ise değişik şekillerde elde edilmiş olanlar dededen babadan kalan hatılar felan olabiliyor ama malum güvenlik endisesinden dolayı şimdilik uzak duruyorum.

Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mahmut Kahya - 24 Aralık 2010, 12:31:28
Koleksiyon konusuna gelince gercekten imkanlarım olsa toplamak iştediğim o kadar cok şey vardı.

maymun iştahlılık da denebilir.

örneğin silahlar

binicillik malzemeleri gib gibi...

kılıç satın almak vb konuda bilgisine başvurabileceğim birileri bulabilirsem konuyu konuşmak isterim.




Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 24 Aralık 2010, 14:03:01
Mahmut bey, satın alma hususları daha önce başka bir başlıkta konuşulmuştu zannediyorum; forumu bir karıştırısanız çıkabilir ;)

Zannederim şu ürünü kastediyorsunuz:

http://www.ehobim.com/ISLEMELI-SUBAY-MERASIM-KILICI-SARI-KEMIK-EFEKT-KABZALI-DEKORATIF-KILIC-_u_r_n_1048.htm (http://www.ehobim.com/ISLEMELI-SUBAY-MERASIM-KILICI-SARI-KEMIK-EFEKT-KABZALI-DEKORATIF-KILIC-_u_r_n_1048.htm)

Gördüğüm kadarıyla US Bahriye "memlük" tören kılıcı mevzubahis. Vakıa Memlük tören kılıcı K.B.O.(kılıç benzeri obje)ler içinde üst kalitededir; lakin bunun da çeşit çeşidi var. Hakiki wilkinson yapımı çok kaliteli bir ürün olabileceği gibi çok kötü çin malı bir taklit de olabilir.  O yüzden kesin birşey diyemiyorum.

Zamanında bilmeden çok uyduruk K.B.O.ler almış biri olarak genel tavsiyelerim ise şunlardır:

İlla K.B.O almak istiyorsanız çin mallarından uzak durun. Bizim Antep işi dandik kılıçlardan da uzak durmanız faydalıdır.

Alacağınız K.B.O.nin en azından 440 paslanmaz çelik olmasına dikkat edin. Aliminyum ve tutya döküm olanlar da bolca mevcuttur ve bunlar elinizde durup dururken kendi ağırlığından kırılabiliyor. Yanınızda bir mıknatıs götürüp kontrol edebilirsiniz. Mıknatıs tutmuyorsa sakın almayın.

Alacağınız K.B.O.nin kabzasının namluyu sağlamca tuttuğuna emin olun. Birçoğu kabza yerinden kırılıyor zira.

Aldığınız K.B.O ne kalitede olursa olsun asla savurmayın, sallamayın, zinhar başka kılıçlarla çarpıştırmayın. Çünkü bu bir kılıç değil kılıç biçiminde bir süs eşyasıdır. Kendi ağırlığından kırılanlar, kabzasından kırılıp uçarak karşıda ne varsa ona çarpanlar v.s. çok ciddi kazalara sebep olabilenler vardır, tecrübeyle sabittir. 

Nihai tavsiyem K.B.O.lere para harcayacağınıza paranızı biriktirip antika ve reprodüksyon gerçek bir kılıç almanızdır. Şu an evimde bulunan onlarca K.B.O.ye zamanında verdiğim parayı birleştirseydim şu an 16.yy. çil bir kılıç veya yatağan alabilirdim.

Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Cengiz Çetin - 24 Aralık 2010, 15:18:14
Bence bu ürüne bu kadar para verilmez.Dekoratif olarak güzel durabilir belki ama paslanmış kabzası dağılmış bir şimşir daha değerlidir.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mahmut Kahya - 24 Aralık 2010, 15:31:01
değerli fikirlerini beyan eden arkadaşlara teşekkür ederim. ödeyeceği para ile elde edeceğim tatmin arasında önemli uçurum olduğunun farkındayım daha önce de belirttiğim gibi benim amacım sadece uzaktan gördüğüm bir şeye benzeyen uydurukta olsa satın almak

kolayca kırılması deeğrsiz olması vb cekinceleri cok net anlıyorum

ama siz daha iyi bilirsiniz ki benzer ürünleri nerde nasıl bulacağımız uzun uğraşlar ve deneyimler gerektiriyor.

nette bulduğum denizli yatağan ilcesinde yapılan yatağanlar ve kılıçlara bile ulaşmak zor.

hayırlısı olsun ne diyelim kendi düşen ağlamaz ama sancar beyin tavsiyelerine dikkatle uyacağım.
elime almadan mıknatısla kontorl etmeden ve ithal edildiği ülkeyi belirlemeden satın almaycağım.

kavacıkta bir satıcı buldum gelip dükkandan alabilirisn dedi nette satın almaya bende karsıyım o yuzden alamadım biraz da

Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mesut Çetin - 25 Aralık 2010, 00:07:32
Sancar Bey, şu "Kılıç Benzeri Obje" tabirinizi tuttum, bir gün dekoratif kılıç satacak olursam bu isimle pazarlayacağım  :D

Ben dekoratif kılıçlarla antika kılıçların farklı ihtiyaçlara hitap ettiğini, farklılıkları isimlerinden anlaşılacak kadar basit bu iki objenin karşılaştırılmasının da bu yüzden çok anlamlı olmadığını düşünüyorum. 

Antika kılıçların nasıl kendine göre ve hatta uzmanlık isteyen değerlendirme kriterleri varsa, bu değerlendirme sonucu kimine 50 TL 'ye sahip olunabiliyorken kimine değer biçilemiyorsa, dekoratif kılıçların da iyisi ve kötüsü vardır elbette. Zaten Sancar Bey'de bunlara pek güzel değindi.

Bahsettiğiniz kılıca gelince bu fiyata wilkinson yapımı olabileceğine pek ihtimal vermiyorum. Muhtemelen çin taklitlerden biri. Vitrinde güzel durur evet, onun dışında en fazla elinizde şöyle bir tartıp, yavaşça savurabilirsiniz.

Yatağan mamulü bir yatağana ulaşmak zannettiğiniz kadar zor değil, forumda Yatağan'dan çok kıymetli ustalarımız var. Konunun ele alındığı başlıklara göz atmanız yeterli.

E-ticaretle ilgilenen biri olarak güvenilir bir alışveriş platformu veya kendini kanıtlamış, düzgün geri bildirime sahip bir satıcıdan rahatlıkla alışveriş yapılabileceğini söyleyebilirim. Bunun için ilgili siteyi farklı kaynaklardan soruşturmak, mümkünse önceki alıcıların yorumlarını değerlendirmek lazım. Yurtdışından satın alınabilecek çok fazla ürün var ama olay nihayetinde gümrük memurunun insafına kaldığı için bu alışveriş %95 ihtimalle can sıkıcı bir şekilde sonuçlanacaktır.

Konu başlığından uzaklaştığımız için fazla uzatmak istemiyorum ama kültürel gelişimi ekonomiden ayrı değerlendiremeyiz. Türk kılıcına olan ilginin artması, bu konudaki araştırmaların derinleşmesi ve ustaların yaptıkları ürünlerin kıymetinin anlaşılmasının yolu dekoratif kılıcın seri üretiminden geçiyor. Önce insanlara belli bir kalitede, gururla sergileyebilecekleri, fakat ceplerini zorlamayacak bir şeyler sunulmalı ki, bir hatta iki-üç ustanın elinden çıkan gerçek bir kılıç için heves edebilsinler. Konuyla ilgili hukuki sıkıntılar bile ancak bu talebin doğru şekilde kanalize edilmesiyle çözümlenebilir. Sancar Bey, eminim ki bir dolu dekoratif kılıcı paralamış olmasaydınız bugün 16. yy çil bir kılıcın peşine düşmezdiniz :)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Eylem Cengiz - 25 Aralık 2010, 15:03:07
Sancar, ifadendeki incelik takdire değer. Ben olsam böyle bir nezaketi gösteremeyip en iyi ihtimalle K.B.O.'yu Kılıç Benzeri Oyuncak olarak adlandırırdım. Aslında aklıma ilk gelen de kılıç müsvettesi olurdu.

Ben şahsen Sancar'ın Bekir Bey'in, Gökhan'ın, benim, bir çok gönüldaşımızın istediği o güzel, gururlandıracak kılıcı üretmeden dekoratif oyuncakların var edilmesine karşıyım. "Türklerin yapabildiğinin en iyisi bu mu?" sorusu benim vicdanıma ağır gelir. O nedenle en iyisi yapılmadan müsvettesini rafa çıkarmaya karşıyım.

Bu yeterince kötü iken bir de bu müsvettenin Çin'de, Maçin'de, Hint'te yapılanının arzı endam etmesine ise sonuna kadar karşıyım. Amerika'lıların Memlük adı ile kılıç yaparak Türk kılıcını taltif etmesi, kendi elimizle çok kalitesiz kılıçlar üretip bir de bunlar sayesinde Hind'in, Çin'in ustasını iş sahibi yapmaktan daha kabul edilebilirdir.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mahmut Kahya - 25 Aralık 2010, 17:19:17
Konu dağılsın aslına dönsün diye bir laç resim yüklemek isterim
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mahmut Kahya - 25 Aralık 2010, 17:23:15
Bir kac miğfer bir adet at miğferi ve ateşli silah
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 25 Aralık 2010, 21:51:06
Merhaba Mahmut Bey,

Evet haklisiniz, Konu basligi fazla dagilmasin ve "Asli" yani "Osmanli Tarihimizde Silahlar" olarak baslatmistim ben. Öyle kalsin Arzu ederim bende....

Resimlerinizi ilgi ile izledim. En son eklediginiz 4. resimdeki 2. Pistov ama Osmanli degil Polonya kökenli...
Ama asil beni 2. Resimdeki (At Migferi) olan bir detay büyük ilgimi cekti. Etrafini Kirmizi Cember icine aliyorum. Sakin beni ters anlamayin lütfen ama bilerek mi koydunuz veya tesadüfen bir resim ekleme olarak mi oldu ? Bu sembolün anlamini biliyormusunuz ?

Selam ve Saygilar
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 25 Aralık 2010, 22:09:54
Belki Resimde fazla kücük oldugunda görünmeye bilir, onun icin baska bir Örnek koyuyorum, ayni Sembol ile...



Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 25 Aralık 2010, 22:14:42
Üste olan ayni At Migferi Tombak üzerine islenmis.....Degeri bir kac Milyon TL üzeri...

Ama baska Örneklerde vermek isterim müsadenizle....Zirh veya kalkan üzeride bulabilirsiniz bu Sembole...
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 25 Aralık 2010, 22:17:22
daha baska Örnekler "Avrupa ve Türk" Müzelerinden....
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 25 Aralık 2010, 22:21:46
cevabi yarina sakliyorum müsadenizle.... ;D :D ;D

(Birazcik heyecan yaratalim, ne dersiniz.....)

Selam ve Saygilar
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 25 Aralık 2010, 22:25:45
Eh o vakit dilimi ısırayım ben de :D
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Eylem Cengiz - 26 Aralık 2010, 01:35:57
Benim boyumun damgası bunlar.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Cengiz Çetin - 26 Aralık 2010, 13:13:29
Benim boyum değil ama bende biliyorum.Bekleyelim. -^b
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 26 Aralık 2010, 15:18:13
Merhaba Arkadaslar,

Söz ettigim gibi Bugün aciklamasinda sira...

OSMANLIDA: Sur-i Sultani veya Aya İrini Cephane/Cebehane DAMGASIDIR.
(Yurtdisinda:  St. Irene arsenal mark „tamga“ olarak tanilir.)

Bu damga Osmanli Cephanesini belirler, ayni anda „Ganimet“ olarak gelen Silah vs. parcalarada vurulmustur. Bu Damgayi gördügünüz an kesin bir Osmanli parcasi veya Osmanli Topraklarindaki bu Cephanede bulunmus oldugunun kesin kanaatidir.


Tarihcesi: 

En büyük Bizans kilisesidir. Eski kaynaklara göre, burada bulunan Roma döneminden kalma Artemis, Afrodit ve Apollon mabetlerinin kalıntılarından yararlanılarak, 4. yy'ın başlarında I. Constantinus (324-337) zamanında yapıldı. Ayasofya'yla aynı avlu duvarı içinde bulunan Aya İrini, 532'deki Nika Ayaklanması sırasında yanındaki Sempson Zenon'la birlikte yanmıştır.
İmparator Jüstinianos Ayasofya'nın yanı sıra Aya İrini'yi de yeniden yaptırmıştır. 532'de yapımına başlanmışsa da bitiş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. 8. ve 9. yüzyıllarda yaşanan şiddetli depremler binada önemli hasarlara neden olmuştur.

Bizanslıların patrikhane şapeli diye niteledikleri Aya İrini, İstanbul'un fethinden sonra Topkapı Sarayı'nı çevreleyen Sur-ı Sultani *(Darphane-i Amire) içersinde kalmış, bu yüzden camiye çevrilmediği için önemli bir mimari değişiklik olmamıştır. Ilk önce Yeniceriler tarafindan iç Cephane, sonra Cebecilerden Cebehane ve en son olarak da Harbiye Nezareti'nin silah ambarı olarak kullanılmıştır.

*(Darphane-i Amire, Darphane yapılar topluluğu, Topkapı Sarayı birinci avlusunda, Aya İrini Kilisesi'nden başlayarak, kuzeybatıya doğru Soğuk Çeşme Kapısı'na (Gülhane Parkı girişi) kadar uzanan eğimli geniş arazide yer alır. Arazinin sınırlarını batıda Sur-i Sultani, kuzeyde Osman Hamdi Bey Yokuşu belirler. Birinci avluyu Soğuk Çeşme Kapısı'na bağlayan bu yokuş üzerinde, Kozbekçiler Kapısı veya Darphane Kapısı olarak da adlandırılan kemerli bir geçit vardır. Kompleksin ana girişini oluşturan ampir üslubundaki Darphane Kapısı ise birinci avludadır. İkinci bir giriş Arkeoloji Müzeleri girişi karşısından sağlanmıştır. Yaklaşık 17 dönümlük bir alanda kurulu olan Darphane arazisi yüksek duvarlarla çevirilidir.

Türkiye'deki ilk müze çalışmaları Aya İrini'de başlamıştır. III. Ahmet döneminde Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli yerlerinden gönderilen eserler Mecma-i Esliha-i Atika (Eski Silahlar Koleksiyonu) ve Mecma-i Asar-ı Atika (Eski Eserler Koleksiyonu) isimleri altında iki ayrı bölüm olarak Aya İrini'de toplanmıştı. Bu müze 1875'te Çinili Köşk'e taşındı. 1908'de yeni bir askeri müzenin kurulması için Aya İrini'de çeşitli tarihsel malzeme depolandı. Daha açılan bu müze 1949'a kadar Askeri Müze olarak hizmet verdi.

Örnekler:

http://en.wikipedia.org/wiki/File:Ottoman_helmet_made_in_Saint_Irene_arsenal_Constantinople_circa_1520.jpg (http://en.wikipedia.org/wiki/File:Ottoman_helmet_made_in_Saint_Irene_arsenal_Constantinople_circa_1520.jpg) 
 
(1520 Osmanli yapimi bir Migfer ve ayni anda bu Damgayi tasiyan bir Parca...)

http://www.sothebys.com/app/live/lot/LotDetail.jsp?sale_number=L10223&live_lot_id=248 (http://www.sothebys.com/app/live/lot/LotDetail.jsp?sale_number=L10223&live_lot_id=248)
(Misir veya Suriyeden gelme Ganimet bir Kilic bu Damga ile...)

http://www.christies.com/LotFinder/lot_details.aspx?intObjectID=2015537 (http://www.christies.com/LotFinder/lot_details.aspx?intObjectID=2015537)

(Habsburglulara karsi yapilan savasta Ganimet olarak bu ambara girip DAMGAlanan bir baska parca..)

http://www.metmuseum.org/publications/journals/1/pdf/1512880.pdf.bannered.pdf (http://www.metmuseum.org/publications/journals/1/pdf/1512880.pdf.bannered.pdf)

(Bu Dosyanin ikinci sayfasindan itibaren Damgayla cikan ve giren 15. - 16. yüzyilin parcalari...)

http://www.metmuseum.org/publications/journals/1/pdf/1512677.pdf.bannered.pdf (http://www.metmuseum.org/publications/journals/1/pdf/1512677.pdf.bannered.pdf)

(Bu Dosyanin 4. sayfasinda sembol 13. dikkat edin...)

Enteressan degilmi !?!

Selam ve Saygilar

Mergup
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mesut Çetin - 26 Aralık 2010, 18:05:37
Bilgi için teşekkürler Mergup Bey, ilk etapta ben de diğer arkadaşların ima ettiği üzere kayı damgası olarak düşündüm. Belki de kayı damgası cephane damgası olarak seçilmiştir bilemedim şimdi.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 26 Aralık 2010, 18:48:29
Bir karışıklık yok; Mergup bey kayı damgasının cebehane damgası olarak kullanımını ve cebehanenin tarihçesini vermiş, yoksa kullanılan sembol tabi ki Kayı Damgası ;) Osmanlı hanedanının simgelerinden biri olduğu için sultanlara ait silahlarda ve cebehaneye dahil olan, hazinede bulunan silahlarda, ganimet silahlarda ve zırhlarda bulunur. Ayrıca Tımarlı sipahiler de ananevi olarak padişahla, bey-alp örfü içinde bulundukları için (yani simgesel olarak "aynı kabileden" sayıldıkları için) silah ve zırhlarında kayı damgası taşırlar.

Kayı damgası aslında Kayı boyuna ait hayvan sürülerini ve atları diğer sürülerden ayırmak için vurulan bir damgadır. İki ok arasında başaşağı durur halde yaya gerilmiş ok zamanla stilize olarak, bugünkü bilinen halini almış ve osmanlı hanedanını simgeler hale gelmiştir. ;)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 26 Aralık 2010, 18:58:49
Bilgi için teşekkürler Mergup Bey, ilk etapta ben de diğer arkadaşların ima ettiği üzere kayı damgası olarak düşündüm. Belki de kayı damgası cephane damgası olarak seçilmiştir bilemedim şimdi.

Cevabi tam aciklayarak veremedim herhalde, özür dilerim. ::)

Evet sizin ve Eylemin dedigi gibi bu damganin asli "KAYI" yani bizim Boyumuzun Türklerden gelme Damgalarindan ibaret...
Aradaki fark,  sadece bu Sembolün "Yuvarlak Cember" icine alinmasindan ileri gelmesinden sözkonusu...sonraki Tarihte Cephane Damgasi olmus.

Öbür türlü bir Alman Migferin üzerinde olmasi bu Almanin benim Boyumdan gelmesi dogru olmaz degilmi?  ;D :D ;D

Örnek:
http://www.christies.com/LotFinder/lot_details.aspx?intObjectID=2015537 (http://www.christies.com/LotFinder/lot_details.aspx?intObjectID=2015537)


Altaki linke tekrar girdiginizde 4 sayfadan itibaren bu Sembolleri bulacaksiniz, hattaki hatta Kitab olarak yazilmis ve bütün KAYI Sembolleri cizimler hala mevcut.

 http://www.metmuseum.org/publications/journals/1/pdf/1512677.pdf.bannered.pdf (http://www.metmuseum.org/publications/journals/1/pdf/1512677.pdf.bannered.pdf)

Selam ve saygilar
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Eylem Cengiz - 26 Aralık 2010, 23:33:29

Öbür türlü bir Alman Migferin üzerinde olmasi bu Almanin benim Boyumdan gelmesi dogru olmaz degilmi?  ;D :D ;D


Bu bence zamanında savaşta ele geçirdiğimiz sonra da bir şekilde elden çıkan bir zırh. Topkapı sarayındaki kutsal emanetler arasındaki Hz. Osman'ın kılıcında da aynı damga var. Gerçi onun da Türkler tarafından yapılan bir kılıç olduğunu iddia eden de var.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 27 Aralık 2010, 11:44:06
Hazinesine ve cebehanesine giren her ganimet silaha Osmanoğlu "bu benim" diye mührünü basmış. :D

Hz. Osman'ın ve diğer sahabenin kılıcı yapılan testlere göre Asr-ı Saddet dönemine ait, lakin kabzalar, kınlar Osmanlı ve Memlüklülerce yenilenmiş, üstüne tezyinat da yapılmış. Ama unutulmaması gereken bir husus o dönemde Göktürklerin Arap yarımadası ve Ön Asya'ya çok klılıç, zırh ve yay ihraç ettikleri; bu iş için Şam pazarına düzenli gidip geliyorlarmış. O dönemde de Mekke'nin ana ticaret kaynağı Mekke-Şam kervanı, bizzat Peygamber Efendimiz kervancılık etmiş bu güzergahta... ;)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 27 Aralık 2010, 19:08:43
Hazinesine ve cebehanesine giren her ganimet silaha Osmanoğlu "bu benim" diye mührünü basmış. :D

Evet aynen öyle yapmis.... ;D -^b
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 12 Ocak 2011, 11:45:27
Merhaba Arkadaslar,

Dosyalar bölümündeki "Kolleksiyon & Antika" altına bir yeni Dosya ekledim.
Bu Dosyada "Freie Universität Berlin" tarafından hazırlanmış ve bugün Alman tarihi Müzesi Berlin (Deutschen Historischen Museums Berlin) de  bulunan ve Prens "Carl von Preussen" tarafından toplanmaya başlanmış Kolleksiyonun 'kücük' bir parca bir katalogudur. Aslı 1151 parcadan oluşuyormuş.


Üniversitenin Acıklamasında şöyle diyor:

Bu çalışmanın amacı, bir silah tambir katalog ve bugün Alman Tarihi Müzesi Berlin, eskicephanelik halefi aittir doğu kökenli, askeri toplama yaratmaktır. Bir araya toplanmıştırPrens Carl (1801-1883), Kral Friedrich Wilhelm III üçüncü oğlu bu koleksiyon. (1770-1840) ve Kraliçe Luise (1776-1810). Prens Carl Avrupa'da silah ve en değerli en büyük  özel koleksiyon birini inşa başardı oldu ve 19. Yüzyil en büyük silah toplayıcıları biri O zaman, 
1151 silahve zırh, Avrupa kökenli yarısı oldu, 575 tanesi Asya (Japonya, Çin,Endonezya, Hindistan, Osmanlı İmparatorluğu, İran, Orta Asya) ve Afrika gelen toplamde satın almak için. kalite ve prensin toplama miktarı nefis oldu. Bugün ölümünün Prensyakında tamamen unutulmuş oldu çünkü sonra sadece Prens Charles ya da toplamastratejisinin hayata çok az belge vardır. Bir envanter kataloğu oluşturuldu hiç gibi,sadece oryantal silah ve konuyla ilgili Prusya Prensi Carl ve Militaria vardı, mevcut işanlamlı ve tatmin edici bir egzersizdir.



Bu Katalogda başlıca Migfer, Zırh Gömlek, Kılıç, Yatağan, Tirkeş, Yay ve Tügfekler görülmekte...
İyi Seyirler....

Mergup
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 24 Nisan 2011, 15:47:48
Merhaba Sayin Forumdaslar,

Enteresan bir konu gecti elime, belki sizde "biraz Kefiy" alirsiniz düsüncesiyle paylasiyorum.

Konu . 1741 senesinde Diplomatik ve Ticari alisveris icin giden bir Alman delegasionun icinde bulunan Gravür ustasi ve ayni anda At hayrani olan Johann Elias RIDINGER isimli kisinin,
Devlet-i Aliyye Osmaniyenin At Ciftliklerinde gördügü Pasa veya yüksek Rütbeli Zatlarin Atlarini  ve o zamanki Semer, Yular, Dizgin ve vs. Takimlari cizmesinde olusan birkac resimi buraya yüklüyorum....Iyi izlemeler....

Not: normalinde gravürler Siyah Beyaz ama bazilari sonradan renkli basim olarak görüntülenmis...
Selam ve Saygilarimla

Mergup
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 24 Nisan 2011, 15:48:51
ve davami... :D
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 02 Ocak 2012, 20:49:26
Merhaba Arkadaslar,

Elime tercüme icin bir parca gecti, lakin bende acikcasi biraz zorlandim. Aramizdan bana biraz yardim eden veya beni yönlendiren biri cikarsa sevinirim dogrusu....

selam ve tesekürler

mergup 
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 06 Ocak 2012, 20:44:44
Mergup tercümede yardımcı olamam(okul bitince alıştırma yapmadık, tüm eski yazı bilgim uçtu gitti maalesef) ama söylemem lazım hakikaten şahane bir bıçakmış bu. Kabzadaki renk seçimi olsun, namlu formu olsun, kitabenin namluya istifleniş biçimi olsun çok hoşuma gitti. Balkan saldırmasıdır demek yanlış olmaz sanırım bu silah için. Hakikaten çok sanatkar bir ustanın elinden çıktığına şüphe yok. İmkan varsa namlu yüzünün yakın plan resmilerini çekebilir misin, çeliği düz çelik midir yoksa pota çeliği ya da hareli dımışk olma ihtimali var mı merak ettim.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 07 Ocak 2012, 16:28:54
Mergup tercümede yardımcı olamam(okul bitince alıştırma yapmadık, tüm eski yazı bilgim uçtu gitti maalesef) ama söylemem lazım hakikaten şahane bir bıçakmış bu. Kabzadaki renk seçimi olsun, namlu formu olsun, kitabenin namluya istifleniş biçimi olsun çok hoşuma gitti. Balkan saldırmasıdır demek yanlış olmaz sanırım bu silah için. Hakikaten çok sanatkar bir ustanın elinden çıktığına şüphe yok. İmkan varsa namlu yüzünün yakın plan resmilerini çekebilir misin, çeliği düz çelik midir yoksa pota çeliği ya da hareli dımışk olma ihtimali var mı merak ettim.

Sag ol eksik olma,
Önemi yok, ben onu bir türlü tercüme ederim zamanla...

Bu parca tam bildigim kadariyla Istanbul Nakkas Hanelerin birine ayit olmasi lazim, cünki Istanbulda
satin alinmis zamaninda. Kabza rengi ise, Kabza Malzemesinin "Nephrit Kristall" ingilizcede "Jade crystal" türkcesi herhalde "Yesim Kristall" olusundan kaynaklaniyor.. (ama tam emin degilim..)

Namlu bence dür celik olmasi lazim diye düsünüyorum ama iki resimdaha ekliyorumki, kendi yorumunu
yap...

selamlar
 
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 08 Ocak 2012, 03:05:58
Namlu yüzünde bir hareket göremedim açıkçası ama düz çelikten de yapılmış olsa yine de çok güzel bir saldırma  -^b
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:15:41
Merhaba Arkadaşlar,

Belki duymuşsunuzdur, bu Sene başı (Mart Ayı sonu) Almanyanın Dresden Kentinde "türkische Cammer" yani "Türk Odası" isimli Müze Sergisi seneler sonra tekrar acıldı.
Acılışını hatta Alman ve bizim Türk Dış İşleri Bakanları gerçekleştirdi.

Müzede 17. 18. ve 19. yüzyıldan Osmanlı Silah ve Cephane, Cadırlar, At Semeri ve Takımları vs. bulunmakta. Ve hepsi fevkelade korunmus bir durumda.
Kisa Özet olarak anlatılması gerekirse  burada Hükmeden "August der Starke" isimli Hükümdar Türk Kültürüne o kadar sevdalıymışki, kendi Adamlarına büyük bir Miktar Altın vererek 1729 Istanbula Alısverişe göndermiş. Bazı Parcalar o zaman satın alınmış, bazıları başka Avrupalı Hükümdarlardan Hediye olarak gelmiş ve yine bazıları Türklere karsı yapılan savaşlarda ganimet olarak buralara kadar gelebilmiş.
Ben Iş icabi gelecek Hafta Dresdene geciyorum. Kesin gidip görmem lazim olan bir olay.... ;D
Oradan birkac enteresan Resim getirebilirim diye planlıyorum. Size kücük bir ön tanıtım olarak Müzenin bir kac resimini yüklüyorum.
selam ve saygılarla

Selam Sayin Forumdaslar,

size epey bir zaman öncu bu konudan bahsetmistim....O Zamanlar Resim cekme yasagi konulmus idi.
Herhalde bu yasak biraz gevsemis olucak ki elime yakin bir Dostumdan su resimler gecti.
Hepsini karisik olarak koyuyor ve izlemede keyifler diliyorum. Görülen Parcalar 16. ve 17. Yüzyila ayit
diye biliniyor...

selam ve saygilar
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:17:24
2. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:18:18
3. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:19:13
4. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:20:08
5. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:21:07
6. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:22:10
7. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:22:59
8. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:24:16
9.bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:25:08
10. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:26:01
11.bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:26:58
12. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:27:46
13. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:28:59
14. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:31:14
15. bölüm (not) resim 59 görülen 2. Viyana Kusatmasinda ganimet olarak düsmanin eline gecen bir
"YENICERI KAZANI" ....... :'(
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:33:06
16. bölüm
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 21 Mart 2012, 04:35:47
ve son 4 Parca....

Umarim hosunuza gitmistir... :D

Selamlar
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Bekir Çankırı - 21 Mart 2012, 13:16:45
Teşekkürler  Mergup . Hoşa  gitmek  ne kelime  hazine dairesine girdim , sarhoş oldum . :)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 21 Mart 2012, 18:33:46
Eline sağlık Mergup, gerçekten şahane resimler!  -^b
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 24 Mart 2012, 00:01:51
Evet Sayin Forumdaslar,

burada bir Sergide Osmanli Silahlarini Vatandaslarimiza tanitmam icin ufak bir teklif geldi..Bende
kücük bir Proje olarak "Windows Movie Maker" ile hos birseyler cikarmaya calistim.... Umarim,
Insallah olmustur ;D :D :D

Videonun LINK tek buraya koyuyorum. "Disaridan" yani Youtube de aramak gereksiz kapali bölümde biraktim....

Yatağan .wmv (http://www.youtube.com/watch?v=UftCEdPAvzQ#)

MAKSADIM:
Tek bu sayfaya gelen "sevdalilar" görsün isterim ... ::)

"Merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek
Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek
Sirler pençe-i kahrımdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek "

Yavuz Sultan Selim kaleminden....

selamlar
M.
 
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 24 Mart 2012, 02:15:51
Mergup tek kelimeyle şahane olmuş! Çok çok beğendim, ellerine sağlık! -^b -^b

Arka planda çalan ney taksimi neredendir ve varsa adı nedir acaba?
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Eylem Cengiz - 24 Mart 2012, 12:47:57
Emeğine, yüreğine sağlık Mergup.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 24 Mart 2012, 16:21:27
Sag olun Arkadaslar...
Hosunuza gittigine sevindim  :D :D :D

# Sancar Ney Melodisini tesadüfen uzun zaman önce youtube bulmustum.
Bu Videoya güzel uyar diye ekledim. Youtube gir ve  " ney sükun calm " diye
ararsan ilk önce bu parca cikiyor karsina zaten...

selamlar
M.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Bekir Çankırı - 24 Mart 2012, 22:06:06
Zengin  arşivin için  çok  yakışan bir sunum  . Ellerine sağlık  Mergup . -^b
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 25 Mart 2012, 03:38:44
Sağol Mergup, hemen bakıyorum ;)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 16 Mayıs 2012, 23:59:58
Sayin Forumdaslarim,

elime enteresan bir konu gecti, paylasmak istedim sizinle...

Bana yakin ve güvenilir bir kaynaktan bir Haber ulasti. Istanbul Harbiye Müzesi belirli Yurtdisi Üniversitelerle birlikte, Ortaklasa yeni bir Kitap hazirliyorlarmis. Daha dogrusu Kitap su anda Baski yani Basilma asamasinda imis. Kitap 12 Haziran 2012 Satisa sunulacak bilgime göre... Bana ön rezervasyon icin teklif geldi oradan ögrendim....Bu Kitabi kacirmamak lazim derim bana sorarsaniz.
Ilgilenen herkese 352 sayfalik yeni bir Kaynak.

Kitabin Ismi:

"Weapons of Warriors: Famous Antique Swords of the Near East"

Bu Kitapta, Osmanli KILIC, YATAGAN, SAMSIR ve KOFTGARI genis yer verilmis durumda.
Kitabin Ön tanitimini tercüme ile size aktariyorum (Fazla iyi tercüme olmadi. kusuru af buyrun...)

Kitap Açıklama
Savaşçı Silahlar fotoğrafik bir çalışmada 12. en ünlü, en prestijli ve tarihsel Arapça ve Türkçe kılıç birçok içeren bir19. Yüzyıl. Her kılıç profesyonelce en yüksek çözünürlük verenk doğru yılında stüdyoda fotoğraflandı edilir. Her silah açıları bir dizi elde edilir, birçokünlü bu Shamshirs, Kilics, Nimchas, Yatagans ve işçiliği el becerileri, el işçiliği vesanatının en ayrıntılı değerlendirmesi ile okuyucuya iki sayfada da gerçek boyutunda olup,Saif sundu. İstanbul, Türkiye, Askeri Askeri Müze yazarların yaptığı tüm koleksiyonu açılışı ile uluslararası sanat ve kültür alışverişi yeni bir standart oluşturdu.Müze personeli onların en önemli silah ve bu çalışma için fotoğrafları çekildi emin olmak için herhangi bir destek sağlamıştır. Kılıç müze müdürü bile kalem Türk Yatağan için bir deneme (burada dahil)için zaman almıştı.Yazarların çalışmaları bu tarihsel önemli kanatlarının arkasındaki bilimihakkında ek bilgi içeren Almanya, Hindistan ve Mısır'dan yazarlar, geleneksel "koftgari" dekorasyon yanı sıra eski pasajların keskin silahlar dekore sağlamak için uluslararası birekip oldu Bu çalışmada. Tüm sevgi irfan ve cazibesi öğrencileri, tarihçiler, koleksiyoncular, uzmanları ya da savaşçı bu sanatsal ve ölümcül silahlar başında olup olmadığı, keskin silahlar üretiyor Bu güzel kitap.

Kitabin icindekiler:
11 Selim Kılıç
13 Sultan II.Bayezid kılıç bıçak ............................. .............
 Suleiman I'in 25 Shamshir ............................... ................. 
33 ..Erken Alman Haçlı Kılıç ......................................... 
51 Çok erken Memluk kılıç ....................................... 
Süleyman I. Kılıç 59 ........................................... ..... .... 
65 Memluk kılıç .......................................... ... .......... 
Süleyman I. 79 Pulouar-hilted Kılıç .............................. 
Büyük savaş Osmanlı Kılıç ........................................
0.87 97 Osmanlı kanatlı serpantin Shamshir .............................. 
Zülfikar 103 ........................................................ 
113 demir ve çelik ve Prof Dr Helmut Foell kılıç üretim sanatı .............................................. .... 
127 kanatlı Farsça Wootz Shamshir ......................................
157 daha fazla Farsça Shamshir .......................................... .... 
Avrupa bıçağı ile
163 Shasqa .................................. 
171 nadiren donatılmış Türk Wootz Shamshir ........................
Avrupa Şam ile 187 Faslı Nimcha .................. ........................... ............... 
199 Zanzibar Saif ................................ .............. ................... 
211 Rus General Pashkevich sunum Memluk Shamshir ........................ ............... 
Abdülkerim Nadir Paşa tarafından
219 kişisel Sabre ........................... .................. .... 
Yataghan
231 - Yaşar Gözde tarafından Türkiye'nin ulusal kılıç ... 
Mors fildişi saplı
241 Yataghan .......................... ....... 
Yedi Uyuyanlar adı ile
265 Yataghan .................................. ........ .................... 
İşlenmiş çelik ..........................
275 Yataghan ................ ........ 
Şeklinde Yataghan
289 Osmanlı Bichaq bıçak ...........................
Koftgari teknolojisi .....
299 .................................... ................ 
Osmanlı askeri ............................... 305 .............. ................. 
Khula Khud ile 311 pamuk kap ........................... ................. 
Harika 329 19. tamamlamak Khula yüzyılda Khud .......................... .................... ...................... 
335 eser atıf ......................... ........................................... 
Sözlük .........................
vs...

selamlar
Mergup
 
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 12 Haziran 2012, 23:04:55
Merhaba Forumdaslar,

elime söyle bir resim gecti... Osmanli ve Tarih olarak1620 diye nitelendirilmis.

Böyle iyi bir kondisyonda bulmak oldukca nadir ve cok zor olay bence...

Bu Kilic hakkinda yakin Bilgisi olan varmi aramizda acaba ?

selamlar

mergup
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 12 Haziran 2012, 23:07:50
pardon, yazmayi unutmusum. Tabikii söz konusu parca en altaki olani.... ::)
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 13 Haziran 2012, 00:03:49
Mergup, Osmanlı olduğu kesin mi? Zira Osmanlı'dan ziyade Osmanlı etkili orta Avrupa silahlarına çok benzettim ben. Alman av kılıçlarını da andırmıyor değil.
Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Mergup Özkan - 14 Haziran 2012, 01:31:16
Osmanli oldugu kesin...

bu Konuda bu kadar emin olabilirim, cünki sunuma koyan ve tanitan  "Kaynak" cok güvenilir ve 1974 senesinden beri bu Is ile ugrasan bir Zat ayni anda Kolleksiyoner bir Antikaci ve Sanat tarihcisi..ve bu parcaya benzer bir cok Osmanli Kolleksiyonlarinda böyle Parcalar gördüm ben Avrupa Müzelerinde. (resim 1 Fotomontaj yaptim, resim 2 ve resim 3 )

Senin söyledigin Alman Av Kiliclari yani "Hirschfänger" 1:1 tercüme olarak "Geyik tutan" dir ama asil "Geyik vuran" desek daha dogru olur...) tarz olarak daha degisikdir. ( resim 4)
 

Senin bu ilk Kilinca yani bir Bilgin veya Yorumun yokmu anlaminda sordun ?

Başlık: Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
Gönderen: Sancar Özer - 14 Haziran 2012, 17:37:16
Mergup, alman av kılıcı derken özellikle 1600lü yıllarda görülen kıvrık formlu örnekleri kastetmiştim. Tabii bunlar da Barok döneme ait Türk etkili örneklerdir. ;)

Bu kılıcın namlu uç kısmının(süvre veyahut sivri olarak bilinene kısım) geometrisi, özellikle de sırtla ağzın birleştiği açı bana bu tipte gördüğüm bazı örnekleri hatırlatıyor. Osmanlı kılıçlarında bu tipte bir açı ben pek görmedim. Ayrıca sırt yalmanında mahmuz bulunmaması, namlunun boyun kısmında daralma olmaması gibi Osmanlı örneklerinde pek görülmeyen başka orjinal özelliklere haiz. Ayrıca namlunun eğimi de homojen yani kabzanın bitiş yerinden uca kadar yaya gibi aynı açı ile kıvrılıyor, halbuki Osmanlı örneklerinde genellikle eğim kılıcın üçte birlik noktasından sonra yani boyun bölümünde başlar. Tüm bu ve başka küçük nüanslar(balçak uçlarının büyüklüğü gibi) bana bu kılıcın Türk tipinde yapılmış bir Orta-Batı Avrupa(Alman, Avusturya veya Flaman gibi, zira Leh, Slav veya Macar tarzı Osmanlı ile daha fazal iletişim içinde olduklarından biraz daha farklı) silahı intibaı uyandırdı. Tabi özgün bir Osmanlı örneği olması da gayet mümkün. :)