Başlarken > Tanışalım - Sohbet Edelim
10 KASIM , ATATÜRKÇÜLÜK , GÖREVLERİMİZ
(1/1)
Bekir Çankırı:
Askeri ve siyasi mucizelere attığın imza bugün nutuklarda bol bol anlatılacak . Ben örnek aldığım halk yararına bilim , inanç , kendine güven duygusu ve çok çalışmayla yaratılan Atatürk orman çiftliği mucizesini hatırlatmak isterim . Ki kuru , çorak ,taşlık , verimsiz denilen bir araziyi özellikle seçerek halkın bugün bile faydalandığı bir cennete dönüştürmen bence gelecek nesillere , bizlere inanarak çalışma ile en büyük dağların bile devrilebileceğini örneğiyle gösterdiğin çok önemli bir çalışma kılavuzudur . Süheyl ünver hocamız da tezhip minyatür sanatımızı aynı çorak alandan alıp aynı büyük gayretlerle bugünki mükemmel düzeyine yükselten en büyük, en çalışkan , en gerçek Atatürkçü dür kesinlikle . Kerameti kendinden menkul Atatürkçülerin arkasına saklanıp nutuklar attıkları ismini daha da yüceltecek olan asıl çalışmalar , gerçek atatürkçülük ve yurtseverlik ; yetersizlikleri , yoklukları bahane etmeden inanarak ve hep koşarak sanatımızı ve ülkemizi hep yukarılara doğru taşımak için yapılanlar olacaktır . Aynen yalnızca halkına güvenerek başlattığın ve topyekün imzamızı attığımız Kurtuluş savaşı mucizemiz gibi . Seni çok özlüyoruz , çok çalışıyoruz ,ve inanıyoruz , başaracağız o- la- cak.
Eylem Cengiz:
Bir şeyler başarmak ve vatanı ileri götürmek son yıllarda iyice kolaylaştı aslında. Bu günlerde bile ülkeyi ileri götürecek bir şey yapmayan aksi halde hiç yapamaz. Neden mi bahsediyorum: Ülke o kadar geri gitti ki ne yapsanız ülkeyi ileri götürecek kadar gerideyiz. Bü günlere ait takdire şayan başarı ise bu durumdayken bile ülkeyi daha da dibe çekebilmek...
Biz kılıç yapmaya uğraşıyoruz ya... Bu ülkede artık kibrit bile üretilmiyor. Beş sene önce Malatya'ya gittiğimde Sümerbank'ın boş binalarını gördüm. Tasvire gerek yok, teşpih kâfi: "Ağaçlar ayakta ölür." Bizim oradan trenler vagon vagon pancar götürürdü Alpullu'ya şeker yapmak için. Artık o duraklardan geçmiyor tren. Alpullu da zaten artık "bizim" değil.
O yüzden, bu devirde yüreğinin sesini dinleyip de uygulayan vicdan, akıl ve cesaret sahibi hiç bir yurttaşın yanılacağını sanmıyorum. Mümkün olan tek yanılgı bunu yapmamaktır.
Emre Kipmen:
Ne acıdır ki haklısın Eylem, ben hala bu dibe çekme becerisinin pirim yapabilmesine şaşıyorum. Bilim okullarda hurafelerle ve ezberle yer değiştiriyor, tarım bile bile yok ediliyor, hammaddelerimiz ülkemizde işlenmek yerine yok pahasına ihraç edilip kendi işletmelerimiz yabancılara peşkeş çekiliyor, üreten vergi borcuyla üretemez hale gelir, inanç ise bir kazanç kapısına dönüştürülürken, aydınlık bir gelecek hayalleri bile solup gidiyor. AOÇ mucizesi bile parsel parsel satılırken... Bu söylediklerim çok banal geliyor çoğu kişiye, bu Atatürkçüler de hep aynı makamdan çalıyor diyorlardır, bu yukardaki manzaranın bir gelişme - ilerleme abidesi olduğunu düşünenler vardır. Eminim elimizden kayıp giden uluslar arası saygınlığımız ve ağırlığımızın da geliştiğini düşünenler de vardır. Umarım yanılıyorumdur diyelim.
Ulusumuzun başı sağolsun, Atatürk ölmedi, bazılarımızın yüreğinde yaşıyor ancak çok insanın beyinlerinde de yüreğinde de vefat etti, ruhu şad olsun...
Not: Yerli malı haftasını hatırlayanınız var mı?
Eylem Cengiz:
Evet, hatta sen yerli malı haftası deyince aklıma okullarda bedava dağıtılmış olan radyasyonlu fındıklar geldi. O zamanki yalanları hatırladım.
O döneme yetişemeyenler için ekşisözlükten şu alıntıyı yapayım:
--- Alıntı ---bu radyasyonlu cay olayi esnasinda cahit aral "ben iciyorum bakin" hatta "biraz radyasyon iyidir" turu laflar ederken, turgut ozal da "radyasyonun azi erkeklige iyi gelir" turunden laflar yumurtlamisti, kelime kelime hatirlayamiyorum simdi.
bir arastirmaya gore, kiloda 40-50 bekereli gecmemesi gereken cayda, 50,000-60,000 bekerellik olcumler yapilmistir. istanbul universitesi'nin arastirmalarina gore cernobil sonrasinda turkiye'de losemi ve anormal dogumlarda 10-12 kata varan artislar yasanmistir. kaynak icin (bkz: http://www.antenna.nl/wise/385/3760.html)
cok sonra istanbul ikinci idare mahkemesi, baska bir davada* turkiye atom enerjisi kurumunu 745 milyar tazminat odemeye mahkum etmis ve asagidaki hukume varmistir:
‘‘ilgili ülke büyükelçisinin karadeniz'de ölçüm yapılması gerektiği uyarısı üzerine taek başkanı'nca ‘olay mevziidir, serpinti türkiye'ye gelse bile insan sağlığını etkilemez' demeci verilmiş, çay-kur genel müdürlüğü kaynatılan çaydaki radyasyonun 5-6 kat düştüğünü ileri sürmüş ve sanayi bakanı çaydaki radyasyonun zararsız olduğunu belirtmiştir. böylelikle bireylerde radyasyonun zararlı olmadığı şeklinde kanı, kamu yönetimince medya kullanılarak oluşturulmuştur.’’
konu hakkinda greenpeace'in oldukca ayrintili bir calismasi var, melda keskin toparlamis, ama duzgun bir link bulamadim. kisaca bir ozeti icin: (bkz: http://www.blackraiser.com/cherno.htm)
--- Alıntı sonu ---
Bekir Çankırı:
Sevgili Eylem , Sevgili Emre . Ustalarım izninizle üretenin mazeret ve şikayete hakkı olmamalı diye düşünürüm .Bizim dışımızdaki ahval ne olursa olsun Her hal ve şartta bizler emek ve inancımızı ortaya koyacak eserleri üretmeye devam etmeliyiz . Bizlerin ve tek tek ülkemizin her ferdinin yaptığı işini mazeretsiz ve dünyadaki benzerleri kalitesinde hatta onlardan daha iyi yapma yarışına girdiğimizi hayal edelim . akademisyen , bilim insanı , balıkçı , manav , ayakkabı boyacısı , vali , bakan , iktidar , muhalefet topyekün hepimiz. Bu yarışta yerimizi aldığımızda bizim de işimizin de ülkemizin de sıralamadaki yeri de kaderi de o an değişmez mi ? . Herkesin işini daha iyi ve daha çok severek yapması bence bugün sıkıntı duyduğumuz pek çok problemin de tarihe karışmasını sağlayacak . Politik düşüncelerimizde bile farklılık ve çeşitlilik dahada çoğalıp genişlesin , zenginleşsin ama bence bizi ilerilere taşıyacak enerji eğe ve çekiçlerimizin sapında -^b . izninizle benim baktığım yerden bardağın dolu tarafı da boş tarafından çok daha fazla görünüyor :D. hepimize daha üretken günler ve iyi bayramlar diliyorum .
Navigasyon
[0] Mesajlar
Tam sürüme git