Isıl işlem fırını yapımı  (48647 defa okundu)

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #15 : 28 Kasım 2010, 08:19:05 »
Türk kılıcının yapılması benim naçiz kanaatimce Türk bıakçılığı iin büyük bir aşama olacak, bu kanaatimde de yalnız olmadığımı zannediyorum. Bu aşamayı da yeteneklerini ve  ustalıklarını bildiğim sizin gibi bıçakçı dostlarımın gerçekleştireceğine inanıyorum, bu inancımı da fırsat buldukça olanca iyi niyetimle yineliyorum. Bundan bir rahatsızlık oluşuyorsa kusuruma bakmayın; amacım rahatsız etmek değil, teşvik ve tezahürattır. Yoksa isteyen istediği eseri yapar istediğini yapmaz.

Kaldı ki işbu başlıkta soru sorarken böyle bir niyetim de yoktu; sadece ocakta uzun namlulara ısıl işlem yapılıp yapılamayacağını merak etmiştim. Sürç-i lisan ettikse affola; bir daha daha dikkatli yazmaya dikkat ederim.
« Son Düzenleme: 28 Kasım 2010, 08:20:51 Gönderen: Sancar Özer »
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Bekir Çankırı

  • Üye
  • *
  • İleti: 503
    • Metal El Sanatları facebook :Bekir çankırı
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #16 : 28 Kasım 2010, 14:42:22 »
  Sevgili  Emre .
 Kılıç , yatağan , bıçak , ya da ecnebi tarzı nesmuk , Bowie, Kukri  mukri  say da  say  . ortak  payda da  hepsi  bir parça  çeliği  şekillendirip , birde  ağaç , kemik  , boynuz , mikarta bilmem ne  gibi  uygun kabza takarak  iş görür  hale  getirmek değil mi ?. Bu işlemleri de  forumlarımızda  yaptıkları  başarılı  işleri  sergileyen ustalardan ; eli  eğe  tutan  senin  gibi  tecrübeli  ve  eskilerden   ,  bir tek  işi günışığı görmüş kendi tecrübesince  başarılı  benim  gibi  heveslilere kadar  yapamayacak  beceremeyecek  kim  var ?        
  Bu forumların   bence   en olmazsa   olmaz   özelliği    çok sesliliği  ve  kendimizden başkasının  katılmadığımız fikirlerine  tahammül ve  saygıyı  desteklemesi  , geliştirmesi  ve  hepimizin  yine  hepimize   toplumsal  ya da yalnızca  insani gelişimimiz  için bu  önemli konuda da  katkılar sağlaması  değilmidir ?
  Artık  bir  türk  kılıcı   yapılsa  Beklentisi  adı  CEBEHANE  olarak  konmuş  bir forumda , forumdaşlar  tarafından  seslendiriliyorsa , eli  eğe  tutanların  içinde  bundan  canı  sıkılanların  olmasınına  da kusura bakma ama ben anlam veremem . Bu talep  ya da beklentinin de aynı düşünce  yi  paylaşmayan  ustayı " gaza" getirip te  bir  anda  kılıç  ustası  yapacağı da  kabul etmeliyizki  eşyanın tabiatına  aykırıdır . Bu  fikri kendine yakın bulan  ve   yapabilmek  için başlıbaşına bir disiplinler zinciri olan yatağan  yada kılıç yapmak  için  üretim sürecinin  altına omuz koyacak sırasıyla namlu  için  sıcak dövme , tesviye , su verme , perdah .     bezemeler için   kabartma , kazıma , çekiç işi , tezhip ve metal bezeme , tel kakma , sıcak  kakma .     balçak  için  mum  döküm , kalemle oyma .   kın için   ağaç  oyma , telkari , deri  işleme , dikiş .   gibi  her  biri  başlıbaşına  bir  sanat dalı  olan en  önemlisi de  bir  kısmının da  bugün  yaşayan ustası da olmayan  sanatları  araştırıp , öğrenip ,uygulayarak  ortaya   ben yaptım  deyip  eser  koyabilecek  " Babayiğit "ustalarımızdan   onlarcası çıksa da  kendi  kültürümüzün  ;    döneminde  silah teknolojisinin zirvesinde  olan ürünlerini  bugün  amerikalı , macar  , çek  ustalarının   neden  üretmeye   devam ettiklerini  de hep  beraber  anlasak.  
      Galiba  sevgili ustam  en doğru  olan zaten zorlasan   iki elin parmaklları kadar  anca çıkacak ustalarımızın  birbirimizi   durdurmak , soğutmak , canını sıkmak  yerine yatağan da  bowie de  yapsak  yüreklendirmek ve olumlu  eleştirilerle  cesaretlendirmek ortak sorunlarımızın çözümüne  çok daha  fazla  katkı  sağlayacak .
« Son Düzenleme: 28 Kasım 2010, 16:47:06 Gönderen: Bekir Çankırı »
"Kendimi kendim yetirdim, kendim ettim kendimi... 
Kendime kendim gerekse; bula, kendim kendimi..."                          
PİRİ REİS

http://bekircankiri.blogspot.com/

Gökhan Bakla

  • Üye
  • *
  • İleti: 459
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #17 : 29 Kasım 2010, 09:39:15 »
elbette bir gün bir ustamız çıkıp, buyurun benden de bir Türk kılıcı diyecektir, buna gerçekten inanıyorum -^b

Ama işin içinde pek çok neden var, kendi adıma konuşmam gerekirse bu kılıcı yapmam, bekli 2 yada 3 ayımı alır, tüm boş zamanlarımda bu işle uğraşmam gerekir. ortaya nasıl bir ürün çıkar bilmiyorum?. olur mu? olmaz mı? verdiğimiz emek bir su verme işleminde heder olur mu? iş bittikten sonra sizlere göstermeye değecek bir eser çıkar mı ? yada verdiğim emeğin karşılığını alır mıyım.? yani bunların hiçbirinin garantisi yok.

kaldı ki bu güne kadar kimse buradaki ustalardan birine buyur ben parasını veriyorum yap bana bir kılıç demedi. bu birazda maddi bir olay. eminim emre'ye de bir gün ücreti karşılında bir kılıç yapması teklifi gelse o da sıcak bakacaktır. sonuçta bu işten geçimini sağlamaya çalışıyor.


* (dostça ve samimi olarak konuşuyorum, umarım yanlış anlaşılmam, :-\ )



Yeniliğin en iyisi, çoğu zaman unuttuğumuz geçmişimizdedir.

http://gokhanbakla.blogspot.com/

Eylem Cengiz

  • Üye
  • *
  • İleti: 486
    • Eylem Cengiz - Günlüğüm
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #18 : 29 Kasım 2010, 10:46:22 »
Şahsen bir işin yapılmasını isteyen bunun yolunu bulur. Yurt dışından beni bulup başka bir Türk bıçağı istediklerinden ben bu aralar kılıç vs. konulara dallanamam. Ondan sonra da yine kılıç kadar şanlı olmasa da Türk kültürüne hizmet etmiş iki farklı bıçağı üretmeyi planlıyorum. Tabi bu arada atölyede bu sonbahar yapmayı planladığım temizleme, düzenleme, yaptığım araçları boyama planım da sarkıyor.

Eğer Türk sanatına katkımı arttıracak varsa atölyedeki temizlik ve boyama işleriyle bana katkı yapabilir.

Elini taşın altına koymayan koyanın emeğin kıymetini bilemez. Dün dört saat çalışabildim ama ciğerlerim maskeye rağmen bile toz doldu. Her ay da bir asgari ücret kadar parayı bu sanata gömüyorum. Yani kendimin patronuyum. Bu da kendi kaderimi çizebilmemin, özgürlüğümün diyeti.

Benim için bu sanat bir amaç, para zaman ve emeğim ise araç. Bu ortamda en saygı duyduğum da bu amaç uğruna bu fedakarlıkları yapan Gökhan ve Emre gibi ustalar. Ama bir de Berke gibi azimle sanata ilk adımlarını atmaya çalışan, elinden geleni çok kısıtlı tecrübe ve imkanına rağmen ardına koymayanlar.
Eylem Cengiz

"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." Bertrand Russel

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #19 : 29 Kasım 2010, 12:27:22 »
Şunu kabullenmek gerek, hobi amacı dışında hayatını bundan kazanmaya çalışan insanlar için kılıç gibi projeler büyük risk anlamına gelir. Bir av bıçağı yaparken elim kaydığında, su verirken kırıldığında çok üzülmem, sonuçta en fazla bir iki günlük bir emeğimi yatırmışımdır o bıçağa. Ama kılıcın başına yapımı sırasında en ufak sorun gelse bu kaybı kompanse edebilmek için öncelikle ekonomik ve zaman bakımından imkan gerekir. Ayrıca daha önce denemediğimiz birçok tekniği o proje üzerinde uygulamamız sonucu bir çok ön deneme yapmak gerekecektir, daha büyük ekipman, daha farklı aletlere ihtiyaç duyulabilecek, bunların hepsi ön yatırım ve planlama gerektirecektir. Bizim işte iş bıçağın uzunluğu ile logaritmik artar. 10 santimlik bir bıçağın 5 saatlik işi varsa, 20 santimlik bıçağın işi 25 saat olur. Bu yüzden 80 santimlik bir kılıcın sadece perdahı (tabii perdahı elde yapacağımızı farzedersek) günler, belki haftalar alabilir. Eğer bunlardan kısmak isterseniz bu sefer de makina işi, ikinci sınıf bir eser çıkar, ben de böyle bir işe imza atmak istemem.
Gökhan'a sonuna kadar katılıyorum, isteyen çok oluyor, ne kadar dediklerinde ben de bir maliyet çıkarıyorum, bir de bitmesi için en yakın zamanı bildiriyorum. Bunları duyan arkadaşlar bir daha benimle konuşmuyor nedense  :-\
« Son Düzenleme: 29 Kasım 2010, 12:29:11 Gönderen: Emre Kipmen »

Eylem Cengiz

  • Üye
  • *
  • İleti: 486
    • Eylem Cengiz - Günlüğüm
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #20 : 29 Kasım 2010, 13:29:31 »
...
Bizim işte iş bıçağın uzunluğu ile logaritmik artar.
...

Fırında bir hesabı atlamışım. O da aynen böyle değiştirdi sonucu. Bir Türk kılıcının sığacağı fırındaki sorunun kılıcın sırf boyu değil eninden de kaynaklandığı kafama denk etti. Eğri kılıcın sağacağı fırının genişliği 10 cm olamaz. Kimi kılıçların eğimine göre 15 cm bile sıfır pay demektir. Kılıcın iki ucu fırının bir duvarını ortası karşı duvarını zorlar.

Bu iş için asgari 20 cm'lik iç genişlik, en yada yükseklik olarak gereklidir. Bu fırın için 60- 70 tuğla kullanmayı, duvarları kalınlaştırmayı ve çok daha yüksek tüketimi beraberinde getiriyor. Muhtemelen tavanı örgüç olarak (kemer - tonoz biçiminde) yapmak gerekecek ve tuğla tüketim bir kez daha artacaktır.
Eylem Cengiz

"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." Bertrand Russel

Bekir Çankırı

  • Üye
  • *
  • İleti: 503
    • Metal El Sanatları facebook :Bekir çankırı
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #21 : 29 Kasım 2010, 19:36:15 »
Arkadaşlar hemen şunu açıkça  ortaya koyma ihtiyacındayım . bu foruma katılma  amacım  ; Kültürüm ,Tarihim , Milletim   ve  sanatım   hakkında  fikir alışverişinde bulunabileceğim ,işinin  ehli  ve  herbiri kendi alanında  usta forumdaşlardan  edineceğim  yeni bilgileri dağarcığıma  almak  ve  eğer  mümkün olursa    kendimdekileri   de  vererek   bir  paylaşma    ortamından  birlikte  ortak    keyif alarak  zenginleşmektir  . Bununla beraber ( 18. YY  TÜRK HANÇERİ  İÇİN  YARDIMINIZ ) başlığıyla yazdığım mesajımın  başında da hepiniz  gibi   gönlümde yatanın  bir  yatağan  yapmak olduğunu ama  bir  bıçakla  başlayıp  tecrübe  biriktirmenin  daha doğru olacağını  da  yazmıştım .
   Belkide  acemi cesareti diye  yorumlanabilecek  böyle  bir  başlangıç  için   de  cesareti  ;  isimlerini de vererek  yazmalıyım  Gökhan  Bakla   ustanın  balkan  bıçağı  çalışmasından , Sancar  özer in  de  Yatağan   ve  Türk  kılıcı  hakkında   geniş ve doyurucu  mesajlarından aldım . Her iki  ustama da bir defa  daha  teşekkür  ediyorum  iyi ki  yazmışlar  iyi ki yapmışlar .
      şimdi  sadede  geliyorum     Eylem  ustamızın   fırın yapımı  başlığına   yazdığımız   şakalı -  şamatalı  hoş   mesajlarda konu  hepimizin  hadi hepimizin demeyelim  ama   bu  foruma  üye  çoğumuzun   gönlündeki  aslana   Türk  kılıcına  ve  onun  ait olduğu toprakta  Türk  ustalarınca üretilmesi  dileğine   dayandıııı.
       Kılıç hakkında  yapılabilecek  belki de  en  şaka- şerbet  muhabbetli  mesajlar  Sancarın  sorusuna  verilen  cevaplar  ve sonrakilerdir  bence . :D 
    şimdi  sorum  :  Neşeli , şakalı , amacına da  hizmet  eden  muhabbetimiz  sürerken  konuya  muhalif  olduğunu  gerekçeleriyle  anlatan , Kendince  haklılığını da anlayabildiğim ,  Daha öndeki  mesajlarından da esprili   kıvrak  dilinin  şahidi olduğumuz moderatör  dostumuz  mesajında  meramını  anlatırken  keşke  ortak dilimizi  kullanmayı  tercih  etseydi de  muhabbetimize  soğuk duş tesiri  yerine  esprili atışmalar   eşliğinde  tatlılıkla  devem  etseydi .
      Şimdi  kusura  bakmazlarsa  şahsen de  tanıştığımız  iki dostuma kabul  ederlerse  ağabey leri olarak kendi  adıma  bir  sitemim  var .
 Sancar  ve  Gökhan   dostlarım  Türk  kılıcı yapımı  için  benden  daha ileri  olumlu  fikirlerinizi biliyorum   bu  fikirleriniz  ve çalışmalarınızla  benimde  bu alanda  çalışmaya başlamamı  sağladınız , sorumlusunuz .   her  ikinizin de  güvendiğim sağlam fikirlerinize  rağmen  Bendeki  asıl  soğuk  duş  etkisi  son  mesajlarınızın  son  bölümlerini okuyunca  oluştu  ,  Buz  kestim . Allahaşkına  bir defa  daha  okuyun ve  lütfen  bana da  anlatın  . Ben de    mesajlarımda  seçtiğim  konuyu  , kullandığım dili,
beklentilerimi  kendim ve  forumdaşlarımdan  başka kimin  isteği  ve  beğeni  düzeyine  göre  seçmeliyim ?.
 Ne  yanlış  anlaşılması  ? Ne  bundan  sonra daha dikkatli  yazması  . arkadaşlar   benim  gibi  izinizi  takip ederek  gurubumuza  katılacak  yeni  ve  taze  kuvvetlerin  önünü  ettiğiniz kelamdan  şüpheye düşüp  Allahaşkına   kesmeyin . Bu  fikirleriniz de bizlere de ufuk  açan   çok  güzel  fikirler    .  Geliştirerek devam ettirin  göğsünüzü  gere  gere  de  bu  forumda  seslendirin  çünki    bu  çatı  altında  onları  yanlış  anlayacak  tek  fert  olduğuna  inanmıyorum .  Gözlerinizden  öpüyorum.
« Son Düzenleme: 29 Kasım 2010, 21:50:06 Gönderen: Bekir Çankırı »
"Kendimi kendim yetirdim, kendim ettim kendimi... 
Kendime kendim gerekse; bula, kendim kendimi..."                          
PİRİ REİS

http://bekircankiri.blogspot.com/

Gökhan Bakla

  • Üye
  • *
  • İleti: 459
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #22 : 29 Kasım 2010, 22:53:13 »


kaldı ki bu güne kadar kimse buradaki ustalardan birine buyur ben parasını veriyorum yap bana bir kılıç demedi. bu birazda maddi bir olay. eminim emre'ye de bir gün ücreti karşılında bir kılıç yapması teklifi gelse o da sıcak bakacaktır. sonuçta bu işten geçimini sağlamaya çalışıyor.


Bekir bey, bana niye kızdığınızı anlamadım. yukarıdaki cümlemin de hala arkasındayım,

bu güne kadar, ne ben kendimi kılıç yapmaya hazır hissettim nede birisi bana gelip ücreti karşılığında bir kılıç yapmamı istedi.
bu sözümün eylem içinde geçerli olduğunu biliyorum. emre'nin de söylediği gibi, fiyat konusunda anlaşmış olsaydı şimdi bir kılıcı bitirmiş olabilirdi ve bizde emreninin yaptığı kılıçtan bahsediyor olabilirdik.
yani herşey birazda maddiyata bakıyor. ki eminim yaptıklarının karşılığını alamasalar yatağanlı ustalarda, japon ustalarda bu işi bu boyutta yapamaz diye düşünüyorum.,,,
Yeniliğin en iyisi, çoğu zaman unuttuğumuz geçmişimizdedir.

http://gokhanbakla.blogspot.com/

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #23 : 30 Kasım 2010, 02:43:20 »
Ortada kızılacak birşey yok. Sadece aslında bir çeşit üzüntü var. Dışardan bakan birisi için heyecanlı olabilir bu bıçak sanatı dünyası ama içine girdiğinizde olay hiç de öyle değil. Bu işi yapan birisi ya seri üretime girip sürümden kazanmaya çalışacak ya da el sanatını inatla devam ettirip bunu gerektiği yüksek emek girdisiyle maliyetlendirecek ve özel kolleksiyonere veya ciddi avcıya, başka sanatkarlara hizmet edecek. Bunun arası yok...
Kendi deneyimimi paylaşmaya çalışayım Bekir Bey:
Aslen ben bir arkeolog ve bilişimciyim. En kötü ihtimalle şimdi iki profesyonel mesleğimden birini yapsam rahatlıkla geçimimi sağlıyor olurdum, hatta belki kenara para biriktiriyor olurdum. Ancak ben aşık olduğum bu sanata gönül verdim, 8 yıldır bu sanatı icra ediyor, 2 yıldır da bu işi tam zamanlı yapıyorum. Tüm gelirim yaptığım bıçaklardan geliyor ve bu gelirle geçinmek bir yana gelecek ay kabzalar için almam gereken ahşap için bile imkan yaratmakta zorlanıyorum. Çoğu zaman aldığım karşılık sadece karın tokluğuna çalışmak anlamına geliyor. 200 liraya sattığım bir bıçaktan cebime kalan sadece 50-60 lira oluyor, ama o bıçağı yapmak için günlerimi harcıyorum. Daha yükseğe satabilmemin zor olmasından dolayı şu anda geçinemiyorum diyebiliriz. Bazen üretimimi hızlandırmak için atılımlar yapsam da sonuçtan memnun olmadığımdan mecburen sabit bir hızda çalışmak zorunda kalıyorum. Eğer bir av bıçağının kabzası için bir günümü ayırmazsam kabza olması gerektiği gibi çıkmıyor. Ama kabzaya ayırdığım, perdaha ayırdığım tüm o saatlerin karşılığını fiyata olması gerektiği gibi yansıttığımda bıçağın fiyatından yanına yaklaşılmıyor. Bazı arkadaşlar neden süslü bıçak yapmadığımı, eğe işleri, desenler vs. kullanmadığımı soruyorlar, peki onlara harcadığım emeğin karşılığını alabilecek miyim diye soran yok... Bu açıdan bakıldığında belki durumu daha net görebilirsiniz. Yani birisi bana neden kılıç yapmıyorsun dediğinde artık canım acıyor. Tanıdığım kimse bir kılıca 3000 - 4000 lira vermez, hiç bir müşterim de bu tip bir bütçeye sahip değildi. Şu anda ben haftada 5-6 tane yaptığım ve özel bir müşteri kitlesi olan- sadece 10 santim namlu uzunluğunda kamış bıçakları yaparak geçinmekteyim. Bir av bıçağı yaptığımda bunu sadece kendi kafamı dağıtmak için yapıyorum, çünkü beni geçindirme ihtimali yok bu tip bir üretimin. Belki zamanla kendime güvenim gelir ve belli bir müşteri kitlesi olur da bu tip bir üretim emeğimin karşılığını verebilecek fiyatlara satılabilir, ancak o zamana kadar namlu uzunluğunu 15 santimin üzerine çıkarmak bile benim için zararla eşdeğer olmaya başladı. Umarım bu konudaki derdimi ve "yara"mı anlarsınız. Heyecanınızı anlıyorum, ama ekonomik koşulların baskısı çok ciddi bir şekilde hepimizin elini kolunu bağlıyor. Belki bir gün iyi bir müşteri çıkar ve gerekli desteği ve bütçeyi sağlayarak bir kılıç sipariş eder, birimiz de bu siparişi alır ve tüm zamanını bu projeye ayırabiliriz. Onun dışında eğer imkanınız, zamanınız varsa mutlaka bu tür bir projeye atılın, elimizden gelen tüm bilgi ve deneyim anlamında yardımlarımızı esirgemeyiz tabii ki. Ancak bu konuda sizin kadar heyecanlı olmadığımız, bizim içimizi acıtan bir yaraya bu konunun tuz bastığından ah ettiğimiz için lütfen kızmayınız. Umarız siz veya başka bir sanatkar dostumuz böyle bir işe el atıp altından başarıyla kalkar, bu bizi sadece sevindirir...

Bunları bir yana bırakıp Türkiye'de ilk kez bir kardeşimizin ev yapımı elektrikli ısıl işlem fırınını yapmasından ve bu deneyini esirgemeyip hepimizle paylaşmasından dolayı çok müteşekkirim. Eylem'i bir kere daha kutluyorum. Fırını tam bir ustalık ve mühendislikle inşa etmesi ve olabilecek en az maliyetli bir şekilde tüm gerekli ekipmanı bir araya getirdiğine şahit olduk. Sadece bu ekipmanın tedariki bile günler süren zorlu bir arayış, bir sürü insana derdini anlatma, kilometrelerce yol tepme anlamına geliyor. Emeğine sağlık Eylem ustam, ülkemiz sanatına gönül verecek tüm gelecek sanatkarlara çok önemli bir kapı açtın  -^b

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #24 : 30 Kasım 2010, 06:54:46 »
Öncelikle iltifatınız için teşekkür ederim Bekir Ustam; Eylem'in de dediği gibi asıl saygıyı hakedenler örsün başında fedakarane alınteri döken sizin gibi ustalar, bizim yaptığımız ise laf-ı güzaf'tan, bir iki kitaptan okuyup, biri iki yerden duyduklarımızı aktarmaktan ibaret. Size bir faydam olduysa ne mutlu bana :)

Son mesajımdan sonra yazılanlara bakınca istemeden de olsa vesile olduğum faydasız ve kısır tartışmayı görünce açık söyleyeyim ben de çok üzüldüm. Forumumuz bilgi aktarmak ve projeleri paylaşmak üzere olmalı bence. O yüzden buna bir nokta koymak adına şöyle söyleyeyim:

 Eylem, Emre, Gökhan, kılıç lafı edip canınızı sıktığım için sizden özür dilerim. Bekir usta, son mesajımın son bölümleri için de sizden özür dilerim. Bu lüzumsuz tartışmayla forumun alanı işgal olduğu için diğer tüm forumdaşlardan da özür dilerim; ayrıca bu sırada farkında olmadan alındırdığım başka birileri varsa onlardan da peşinen özür dilerim. Yeter ki bu manasız tartışma sona ersin ve Eylem inşa etmekte olduğu fırının ayrıntıları hakkında bilgi vermeye devam etsin.

Tamam mıyız, sulh olduk mu?  ;)
« Son Düzenleme: 30 Kasım 2010, 09:20:20 Gönderen: Sancar Özer »
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #25 : 30 Kasım 2010, 12:11:05 »
Sancar Bey, unutun herşeyi. Umarım en yakın zamanda kılıcınıza kavuşursunuz. Bekir Bey de umarım neşeli şakalı forum konuşmalarına döner. Asıl biz özür dileriz, içimizden geçenleri ve gerçekliğimizi faydasız ve kısır bir şekilde sizinle paylaştığımız için. Ne kadar pişman olsak yeridir. Halbu ki burada güle oynaya, "Türk kılıcı yapıla, lay lay lom", "bir Türk çıkacak arzu ettiğimiz o muhteşem tarihi kılıcı yapacak", "artık beklemeyelim", "haydi arkadaşlar örs başına" şeklinde kelam edilse, herkes mutlu olsa, tüm dünyada barış olsa..... Bu arada Eylem'in fırınını paylaştığı konunun da içine edilse, adam 45 santim uzunluk 10 santim genişlik diye yazmış, kılıç girmez değil mi diye bir soru sormak ayıptır, ama önemli değil, herkes gülsün eğlensin, lay lay lom....

Bekir Çankırı

  • Üye
  • *
  • İleti: 503
    • Metal El Sanatları facebook :Bekir çankırı
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #26 : 30 Kasım 2010, 18:22:00 »
Çoğumuzun   özlemi  olan Türk kılıcı , Türk topraklarında , Türk  ustalar tarafından  yapılmalı isteği  fırın  yapımı  gibi  teknik  bir  konunun  içinden  bile  böyle  baş  verdi . Biraz da   böyle kontrol dışı  gelişse  bile bence   tartışma  ortamları  hepimize  fikir ve taleplerimizi açıkça  savunma imkanı verdiği için  faydalı  ve sağlıklıdır  . Keşke  tartışma üslubunu   ve fikre  ve kişiliğe saygı  gereğini unutmadan  meram  anlatmayı  hepimiz  becerebilseydik . Hepimizin derdi   bağcı değil  üzüm olsaydı .  Bıçak  sanatçısı   moderatörümüzün   şahsıma yönelik   yazdıkları  için   iki laf etme  hakkımı  saklı tutarak    Eylem ustamızdan  özür diliyor  ve bu  konuyu  daha uygun  düşecek  EL YAPIMI  ÜRÜNLER   başlığında   Gökhan ustanın başlattığı  (Vince  evans - ÖDÜLLÜ  TÜRK  KILICI ) bölümünde  tartışalım  diyorum .   Hala bu  bölümde   son mesajımdaki  (3  EKİM  2010 ) fikirleri taşıyorum . Türk  kılıcı   ile  ilgili   edecek  kelamı  olan  tüm  forumdaşlarımız  : Olumlu  olumsuz  tüm  fikirlerimizi  kırıp dökmeden   kişilere  ve  kişiliklere  değil  konumuza   yönelik  taze  ya da bayat  tüm  fikir ve  önerilerin   tümü  bizim  ortak  hedef ve  gelişimimize  katkı  sağlayacak .  Fikir sahibi  tüm  dostlar , Ustalar , düşünen  arkadaşlar    ne  dersiniz   Türk  kılıcı  bu zahmetimize  değer mi ?
« Son Düzenleme: 30 Kasım 2010, 18:47:42 Gönderen: Bekir Çankırı »
"Kendimi kendim yetirdim, kendim ettim kendimi... 
Kendime kendim gerekse; bula, kendim kendimi..."                          
PİRİ REİS

http://bekircankiri.blogspot.com/

Kayahan Horoz

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 228
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #27 : 03 Aralık 2010, 02:00:43 »
Ortalıktaki toz-dumanla ilgili olarak tartışmanın yönlendirildiği başlığa birşeyler yazacağım; ancak hem bu başlığı kendi konusuna geri döndürmek, hem de farklı yaklaşımların olabileceği bir konuda tercihinizi ne yönde kullandığınızı öğrenmek için sormak istiyorum Eylem Bey:  Fırın duvarlarında izolasyon tuğlaları mı, yoksa refrakter tuğlalar mı kullandınız?

Malum, izolasyon tuğlaları seramik yapıda olduklarından çok yüksek ısı yalıtımı sağlıyorlar ve üzerlerinde çok az ısı tutuyorlar.  Dolayısıyla bu malzemeden yapılan fırınlar hızlı ısınma - hızlı soğuma özellikleriyle öne çıkıyor.  Öte yandan, üzerlerinde oldukça fazla ısı tutan refrakter tuğlalar yalıtımdan ziyade ısıya dayanım özellikleri nedeniyle (ve görece ucuz bir çözüm olarak) fırınlarda kullanılıyorlar, sonuç ise yavaş ısınan ve yavaş soğuyan bir fırın oluyor.

Bu iki farklı özellik de farklı uygulamalar için tercih nedeni olabilir.  Örneğin, alaşımsız çelikten yapılmış bir bıçağı çabucak ısıtabilecek seramik duvarlı bir fırın hem zaman, hem de enerji tasarrufu sağlayacaktır.  Öte yandan, yüksek alaşımlı ve dolayısıyla kademeli-beklemeli ısıl işlem gerektiren bir çeliğin ısıtılmasında ise, refrakter tuğlaların ısı tutma özellikleri daha ekonomik bir sonuç verebilir. 

Zaman içerisinde her iki tipte de çelik kullanılabileceği düşünülürse, sizce tercih neye göre olmalı?

Eylem Cengiz

  • Üye
  • *
  • İleti: 486
    • Eylem Cengiz - Günlüğüm
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #28 : 05 Aralık 2010, 15:50:13 »
...
Fırın duvarlarında izolasyon tuğlaları mı, yoksa refrakter tuğlalar mı kullandınız?

Malum, izolasyon tuğlaları seramik yapıda olduklarından çok yüksek ısı yalıtımı sağlıyorlar ve üzerlerinde çok az ısı tutuyorlar.  Dolayısıyla bu malzemeden yapılan fırınlar hızlı ısınma - hızlı soğuma özellikleriyle öne çıkıyor.  Öte yandan, üzerlerinde oldukça fazla ısı tutan refrakter tuğlalar yalıtımdan ziyade ısıya dayanım özellikleri nedeniyle (ve görece ucuz bir çözüm olarak) fırınlarda kullanılıyorlar, sonuç ise yavaş ısınan ve yavaş soğuyan bir fırın oluyor.

Bu iki farklı özellik de farklı uygulamalar için tercih nedeni olabilir.  Örneğin, alaşımsız çelikten yapılmış bir bıçağı çabucak ısıtabilecek seramik duvarlı bir fırın hem zaman, hem de enerji tasarrufu sağlayacaktır.  Öte yandan, yüksek alaşımlı ve dolayısıyla kademeli-beklemeli ısıl işlem gerektiren bir çeliğin ısıtılmasında ise, refrakter tuğlaların ısı tutma özellikleri daha ekonomik bir sonuç verebilir. 

Zaman içerisinde her iki tipte de çelik kullanılabileceği düşünülürse, sizce tercih neye göre olmalı?

Eeeeğ, ben fazla tuğla israf etmeden ve tuğlanın da fazla pahalı olmayanını tercih ederek yaptım fırını. :-|
Tip 23 tuğlalar nispeten ucuzdular. Eh...

...
20 adet tip 23 tuğla tedarik ettim.
...

Eylem Cengiz

"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." Bertrand Russel

Berke Boyacı

  • Üye
  • *
  • İleti: 112
Ynt: Isıl işlem fırını yapımı
« Yanıtla #29 : 05 Aralık 2010, 21:10:30 »
Eylem abi ben bişey sorucam. Bu tuğlalar bazen inşaatlarda falan kullanılan beyaz tuğlalarmı ?

 

Her Hakkı Saklıdır © 2007-2024 cebehane.com
SMF 2.0.15 | SMF © 2017, Simple Machines
RSS WAP2