Osmanlı savaş kalkanları  (144925 defa okundu)

Gokmen Altinkulp

  • Üye
  • *
  • İleti: 45
    • Türk menzil okçuluğu
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #105 : 14 Nisan 2012, 00:49:47 »
Merhabalar,

güzel resimler paylaşmışsınız, teşekkürler. Yalnız söğüt kalkanlar tören kalkanıdır demek doğru olmaz.
Konuya biraz daha kuşbakışı bakarsak hemen görürsünüz; demek istediğim, bu örme söğüt kalkanlar Orta Asya 'teknolojisi' ve sadece Osmanlılarda değil tüm Orta Asya'da ve o bölgelerle temas halinde olan topluluklar tarafından kullanılmıştır. Osmanlı, İran, Babür, Moğol, Tibet, ve Çin bile söğüt kalkan kullanmıştır.

Fazla uzatmadan hemen bir arkadaşımın çalışmasını paylaşayım, arkadaş Çin/Mançu okçuluğu araştırmacısı ama kılıç, zırh ve kalkanları da araştırmaktadır. Orjinal Çin söğüt kalkan satın aldı ve replikasını yaptı:
http://www.chinese-swords-guide.com/ancient-chinese-weapons.html

Hatta sizi şaşırtacak birşey daha, Çinliler kağıttan zırh yapıyorlardı:
http://mandarinmansion.com/articles/Chinese%20Paper%20Armour.pdf
Demirden başka alternatifler de var yani ve daha üstün olabiliyor.

Son birşey paylaşayım,
http://www.tuerkenbeute.de/sam/sam_rus/G2_02_de.php
Bu söğüt kalkan savaşta ele geçirilmiş eski Almanca belge ile de bu şekilde belgelenmiştir:
"Anno 1688. den 22. Marty haben Ihr dhlt: Herr Marggrav Carl Gustaph, Ihrer dhlt: Meinem gndsten Herrn mit auß Ungarn gebracht. Von Haßan, auß der schlacht."

Ayrıyetten kurşun ile delinmiş ortadan..

selamlar

Gökmen

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #106 : 14 Nisan 2012, 20:27:26 »
 Teşekkürler,
Savaşta ele geçmesi onun bir tören kalkanı olduğunun aksine bilgi vermez bence, Ordu ile birlikte bir görsel obje olarak gitmiş te olabilir..Bu tarz objelerin seferlere gittiği bilgileri var, Avrupa'da da böyle adetler var. Süsleme objeler, silahlar, pek çok görsel malzeme sayılabilir.. Bence öyle. Bu kalkanların 1683 gibi bir dönemde, ateşli silahların daha ileri bir zamanında savunma aracı görevi görmesi çok düşük bir ihtimal. Sizde bir replika var sanırım polonya'dan, nasıli mukavemetine dair incelemenizi görmek isteriz, mukavemet işi söz konusu ise malzeme testleri yapılarak da bu konu tam netliğe kavuşabilir. Osmanlı'larda avrupa veya japonya'daki gibi bir ailenin, soyluların atalarının silahlarını yada (heraldic) yani görsel anlamda törensel açıdan saklama gibi bir adetleri olmadığı için de bugüne kadar gelen müze örneklerinde önemli komutanlar, kişiler haricinde silah-askeri malzeme vb. Osmanlılar açısından pek koruma amaçlı saklanmamıştır..Böyle bir adet yok. Düşmanlarınca korunarak biretlik açıdan ganimet gibi korunmaları daha yaygındır, kontraplak lamine ve yuvarlak bir Osmanlı kalkanı örneği ortada yok bu da bir başka bilgi, ben hiç rastlamadım..Çok uzun süre kullanılmasından dolayı elde kalmamaış olabilir. Osmanlılar böyle saklamaya değer vermedikleri için, parçalanana kadar kullanıldıklarını düşünüyorum ama?...Kanat tipi olanlarından elde epey var. Onlar da görsel güzel süslemelerinden dolayı...Bence kontraplaktan lamine kalkanlar hem macar kanat tipinde hem de yuvarlak olanlarında belki metal göbekli olanların metal göbekleri bile kullanımdan çok bir süsleme görsellik olarak kullanılsa da savaşta bu teknikle yapılan kalkanların varlığının ağırlığıdır..Benim görüşüm budur. Ve metal kalkanlar var bir de.. Çin taş zırhlar da var. Bu dediğim song hanedanlığı zamanlarında sanırım.. Osmanlı dünyanın en güçlü silahları ve askerleri ile muhattab bir Orduyu teçhizatlandıracaksa ki İslam tedbir alma dinidir, mantıklı olanı yapmalıdır, ki yapmıştır da..görsellik savaşta geride kalır. İnsan canı, bir er'in canı, sağlığı islam dininde yöneticiye vebaldir..Yalın kılıç- tedbirsiz yansıtıldığı gibi yeşilçam filmlerinde falan, böyle değil. Sık eleyen ince dokuyan kılı kırk yaran bir teşkilat bu..Kasteddiğim dönemler yükselme devirleri olduğu için böyle diyorum. Osmanlı'nın 15.yy sonları-16.yy başları avrupa'nın bir numarası italyan zırh sanayi'inden çok daha fazla ekonomik gücü var olmasına rağmen o tarz plaka zırhlar Osmanlı'nın savaş stratejisine uymadığı için zırh üretimi farklı şekil almıştır..Osmanlı askeri yapısı dönem dönem her türlü görsellikle de, kopya malzemelerin güncel testleriyle de açığa çıkarılmayı bekliyor.. Ben mantıkla bakmaya çalışıyorum ondan ikna olamıyorum o zarif kalkanların en güçlü yakın dövüş, saldırı silahlarının ortada olduğu devirlerde kullanımına ilişkin. Minyatürlerden giderek de net bilgi ortaya çıkmaz, Çoğu illüstrasyoncu örgülü kalkanlar resmeder ancak mantıklı değil. Törensel olarak çok güzeller evet, ancak mukavemet konususunda...Aklıma yatmıyor işte...Orta asya-timurlular-iran-altın orda-memlük-kazakistan-mughal(babürlüler)-kırım hanlığı evet bu asya kökenli kadim bir kalkan tipi ancak mukavemet konusu? Sizin kalkanınız hakkındaki detaylı izlenimlerinizi bekliyoruz merakla..İnce örgülüydü sizinki..ince dallardan. ama Kalın bir örneğini yapmak lazım. Sağlam deri iplerle dikilerek bir örneğini yapıp test etmeli...Deneysel tarih yapacak insanlara ihtiyaç var acil.....
« Son Düzenleme: 14 Nisan 2012, 20:41:11 Gönderen: Öner Ersin »

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #107 : 14 Nisan 2012, 21:32:30 »
Ben sanat traihçi olarak farklı bir noktadan bakarak birşey sormak istiyorum müsaadenizle. Eğer söğüt kalkanlar tamamen tören silahı olarak kullanılmak üzere yapılıyorsa ve mukavemet kaygısı düşünülmüyorsa o zaman şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Neden sarma söğüt? Yani neden söğüt dallarına tek tek ibrişim sarıp onu göbeğin etrafına sarmak gibi zahmetli ve estetik değere o kadar da özel bir katkısı olmayan bir uğraşa girilmiş? Eğer amaç sadece görsel estetik ise o zaman çok daha zahmetsiz malzemelerle çok daha estetik sonuçlara ulaşılamaz mıydı?Yani evet söğüt kalkanlar gayet güzel ama sarma söğüt olmasının bu güzellikte çok da ekstra bir etkisi yok. Düşünüyorum da bir dayanıklılık kaygısı olmadıktan sonra saz örme ile olsun, ahşap oymacılığı ile olsun, değerli kumaşlar ve dokumalar ile olsun, dericilik ile olsun, kuyumculuk ile olsun bir çok farklı malzeme ile çok çok daha estetik ve gösterişli sonuçlar elde edilebilirdi. Aslına bakılırsa madeni kalkanlarımız bile söğüt kalkanlardan çok daha süslü, çok daha güzellik kaygısı düşünülerek yapılmış. Bir anlamda söğüt sarma üzerine sanat uygulamayı kısıtlıyor bile diyebiliriz. İbrişim sarma ile bu kısıtlama biraz aşılabilmiş ancak ama uygulanabilen desenlar ancak yarı geometrik ve Osmanlı sanatı düşünüldüğünde görece basit bile kaçan desen şemaları. Bu söylediğim ters gelebilir ama Osmanlıların en küçük ve basit objeye bile ne kadar ince ve karmaşık desen şablonları uyguladığını, özellikle devletin gücünü simgeleyen tören objelerinde bunu nasıl zirveye taşıdığını aklınıza getirerek kıyaslayın en bezemeli Osmanlı söğüt kalkanıyla; basit kaçtığını, sıradan bir kilimden daha üstte bir bezemesi olmadığını o zaman daha açık göreceksiniz.

Yani özetle demek istediğim şudur: Eğer söğüt kalkanlar tören objeleri ise o zaman pek de matah tören objeleri değiller. Hatta ben padişah olsam onlar yerine savaşta kullanılabilirliği konusunda soru işareti olmayan madeni kalkanları tercih ederdim zira onlar çok daha "törensel" görünüyor ;)
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #108 : 14 Nisan 2012, 22:26:20 »
Değerli yorumlarınız için teşekkürler,

Metal göbekli ve ağaç dallarından yada kamışlardan dairesel birleştirilerek örülerek oluşturulan kalkanların geçmişi bence eskilere gidiyor..Uzakdoğu- çin-belki kore(hiç bir müze örneği falan görmedim ancak mümkündür) tibet-hindistan-endonezya-moğolistan-uyguristan-özbekistan-kazakistan-kırgızistan-azerbaycan-iran-kırım hanlığı-ortadoğu-kuzey afrika-sudan-somali vb. gibi bölgelerdeki islam eserleri arasındaki tarihi örneklere bakılırsa, eski zamanlarda, belki antik, milattan önce çin tarihi gibi bir dönem örneği varmı bilmiyorum ama eski bir asya kalkan tipi olmalıdır bu..Törensel oluşu da eski bir gelenek gibi geliyor bana. Orta asya atlı okçu geleneğinde savaşan hemen her orduda bunlar söz konuusu.. Zamanla törensel bir hale gelmiş gibi algılıyorum. Uzak doğuda bambunun-sağlam kamışların çin-taylan-hindistan gibi bölgelerde hayatın her alanında olduğu gibi askeri alanda da yaygın kullanımını düşünürsek bir etkileşimle beraber ortaasya'ya oradan da avrupa ve ortadoğuya yayıldı gibi geliyor bana..Gerçi yine antik yunan amphora gibi süslemelerde iskit askerleri konuları içindeki resimlerde bu tip oluşturulan kalkanlar var, ayrıca rusya'da tam hatırlamıyorum bir kurgan'da bunların çok eski kalıntılarına da ulaşılmış, fakat bunlar yuvarlak değil daha çok köşeli formlardalar..Geç bir dönem, belki 18.yy son çeyreği gibi fotoğraflanan sibirya'ya yakın moğolistanın üstünde avcılıkla geçinen türk kökenli hala ok ve yayla avlanan bu eski insanların varlığı belki yakutların, sibirlerin torunları bu kalkanların son formlarını kullandıklarını da gösteriyor olabilir..Antik mısırda da örneklerine dair bilgiler var. Anadolu'daki likya gibi kavimlerde de bu var sanırım. Mikenliler vb...Gökmen beyin verdiği http://www.tuerkenbeute.de/sam/sam_rus/G2_02_de.php bu linkteki örnek çok ince dallardan bir örnek. Savaştaki mukavemeti çok tartışmalı. Gökmen beyde de bir tane replika var, mukavemetini çok merak ediyorum. Süsleme üzerinden gidilirse tam net bir sonuca ulaşılamaz bence. Osmanlı tören zırhlarını düşünürsek, genellikle tombaklanmış bakır parçalar üzerlerindeki hat ve işlemeler kabartmalar..yada demir/çelik örneklerdekiler..Bir avrupa 1550 gibi tarihli oldukça yoğun bezemeli tören zırhının yanında sanki biraz sönük kalırlar..5. karl'ın şarlken kutsal roma germen ve ispanya imparatoru, onun epey tören zırhları-at zırhları-silahları var..Kanuni ile aynı devrin adamı, Kanuni'nin onunki gibi bir tören zırhı bana kalırsa yoktur, öyle fantastik işler ki..Barok dönem desek 1600'ler 1650'ler son turnuva zırhları falan...Muazzam süslemelerle dolu avrupa örnekleri buluruz..Tören kalkanı ağırlığı basan bu örme yuvarlak kalkanlar bence gayet güzeller.. Diğer törensel öğelerle de çok fazla farkları bence yok..Metal göbekleri, yuvarlak el kayışlarının ve iç minderlerin perçinlerinin işlemeleri yada saçak ip şerit kenar süslemeleri  bence gayet hoşlar. Şahsi kanaatim, sonucu detaylı mukavemet testleri gösterecektir..

Eylem Cengiz

  • Üye
  • *
  • İleti: 486
    • Eylem Cengiz - Günlüğüm
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #109 : 15 Nisan 2012, 02:49:48 »
Öner Bey, bu eserler konusunda çok fazla konuşabilecek biri değilim, ne de olsa bilgilerim müzelerde gördüklerim ve çok kısıtlı miktardaki kaynağım ile sınırlı.

Nejat Eralp'in "Tarih boyunca silah kavramı ve Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan silahlar" kitabındaki kalkan bahsinde yapılan kategorizasyonda * demir ya da çelik kalkan, *  bakır kalkan  * ve incir dalı üzerine örme veya sarma kalkanlar bulunmaktadır. Bu konuda bahsi edilmiş olan "kontraplak" ise anılmamaktadır.

Sözlüğümüzde kontraplak kelimesine düşen Türkçe, Arapça, Farsça yahut Çince bir kelime bulunmamakta, sadece Osmanlıca olduğu belirtilen "kontrplak" bulunmaktadır. Yani bu kelime bize Osmanlı zamanında girmiştir. Herhalde kontraplak dışardan bize gelerek yaygınlaşmaya başlayınca adı da bize malum olmuştur.

Bunu da kendim gözledim: Yaptığım deneysel bir yay sayesinde ok atabilir hale gelince hedef olarak mdf levhalar kullanmaya başlamıştım. Hızlı olmayan yayım ile attığım, modern metal bir soyası bulunan oklarım toplamda 9 mm kalınlıkta olan 3 adet 3 mm'lik mdf levhayı kendi çapından daha geniş delip zorlanmadan ilerlemeye devam edebildiler. Durduramadığım oklar kısıtlı alanımda sıkıcı olmaya başladılar. Delinmesi çok kolay olan polietilen köpükleri kullandığımda ise ilginç bir sonuç gözledim. Bir ok 3 tane köpüğü bile çok kolay delecek kadar güçlü olmasına rağmen sadece 1 tanesine bile atsanız bir ok boylu boyunca ilerleyemiyor, köpük tarafından sıkıştırılıp durduruluyor.

İbrişim ile sıkı sıkıya sarılan incir dallarının da aralarından geçtiği oku kasmasının poliüretan köpük ile gözlediğim etkiyi oluşturabilmesi akla uzak değildir. Sonuçta samuraylar da ipekten horo sayesinde oklara karşı kendilerini koruyorlardı.


Eylem Cengiz

"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." Bertrand Russel

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #110 : 15 Nisan 2012, 11:39:27 »
Merhaba, teşekkürler güzel bilgileriniz için..

 O bahsettiğiniz kitabı okumadım, ancak kanat şekilli lamine ahşap kalkanlar, malum Askeri Müzede'de var, bunları da zikretmemiş yazar. Halbuki hakikattir.. Osmanlı bunu hem süvari hem piyadede oldukça yoğun kullanmıştır. Yabancı kaynaklı resimlerde, çizimlerde, baskılarda çok fazla işleniyorlar.. Benim anlatmak istediğim yine aynı teknikle ancak yuvarlak yapılı, klasik orta asya geleneğinde olan kalkanlar. Görünüş olarak bu bahsettiğimiz örme kalkanlara da benzeyen farklı çaplarda yine üzerleri deri-yoğun kumaş kaplanan-boyanan dış bükey küresel görünümlü-yuvarlak demir bir göbeğe sahip olan bir kalkan. Bakır bir kalkanın da diğer bakır miğferler-kolçak ve dizçekler-zırhlar gibi savaşta kullanılmalarının imkanı yoktur diye düşünülmeli çünkü mukavemeti yoktur bunların..Bu üzerinde konuştuğumuz örme ağaç-kamış kalkanlar da bu zayıf özelliklerinden dolayı ekseriyet törensel amaçlıdırlar, ben sağlamlık ve koruyuculuk açısından bakıyorum meseleye.

Sizin kullandığınız mdf, endüstriyel, yapıştırılmış preslenmiş çokça talaştan meydana getirilmiş çok mukavemetsiz bir malzemedir. Nokta vuruşlarıyla ufalanıp gider. Ben doğal ağaç soyuğu, ağacın gövde halka yolları izlenerek ince dilimlenmiş doğal lifli bir kontraplaktan bahsediyorum. Böyle malzemeden belki 5mm'lik 3 plaka hem de lamine şekilde yapıştırılarak dışşbükey preslenip şekil de verilerek yapılan bir kalkan, çok daha sağlam olmalıdır. Az çok bu tarz malzemelerle çalıştığım için bu yorumu yapıyorum ama böyle bir denemem olmadı. Böyle bir yüzeye sizin aynı deney okunuzu saplasak, ağaç lifleri asla bir mdf gibi parçalanmaz, lifler sıkıştırıp ilerlemesini de engellerler ayrıca. Sadece ok değil, devrin en ağır savaş araçlarını-silahlarını da savuşturma niteliği aranmalı. Ağır bir mızrak, sağlam bir kılıç darbesi, bir gürz veya bir savaş çekici ki bu da çok fazla zikredilmez yerli kaynaklarda ancak 16.yy 17.yy'ın vazgeçilmez süvari yakın dövüş silahıdır..Öncelikle zırh delme özelliğinden dolayı kullanılmıştır.. Bu kalkanlar çin'de de var..Ortadoğu'da roma-sasani devrinin kalkanları bunlardır. Bu devirden daha öncelerine gider. Antik ortadoğuyu düşündüğünüzde lamine ahşap kalkanların hakim olduğunu göreceksiniz. Bu etkileşimi de göz önünde bulundurmalı. Yani kontraplak adıyla anılmasa bile ahşaptır, daha farklı ismini bilmiyorum, ancak kültürel etkileşimi izleyerek bu sonuç da ortaya çıkacaktır. Bizans ile çok fazla ilişkide bulunulduğunu da düşünelim. Bizans lamine ahşap ben kontraplak diyorum anlaşılsın diye, her türlüsünü her şekillisini kullanmıştır. Tıpkı avrupadakiler gibi...Esasen konu mukavemettir. Savaşlarda seferlerde belki çadır düzenlemesi için, veya bazı görsel oyunlar yada gösteriler için seferlerde gitmesi de muhtemel parçalardır. Aynı adetler pek çok millette var. Belki de orta asya kökenli bir adet bu.. Bunları da göz önünde bulundurmalı ve hepimizi tatmin edecek deneyler-testler ve ilmi araştırmalar gerek, askeri tarihi detaylandırmak gerekiyor...Pek çok şey yazılıp çizildiği gibi kağıt üzerindeki gibi değiller, bunlar üzerine avrupa'da özellikle deneysel verilere başvuruluyor..Daha elle tutulur mantıklı sonuçlar için destekleyici işler..

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #111 : 15 Nisan 2012, 12:16:30 »
Fotoğraflar, Askeri Müze'deki lamine ahşap kalkanlı iki örnek ve Viyana'dan bir müzeden, bir akıncı-hussar köşesi ve vitrini..''Kunsthistorisches Müzesi''

Vidyo'da akıncı deli süvarisinin de kanat şekilli lamine ahşap bir kalkanı var..
 
''Yaşayan, Savaşan Osmanlılar'' Sergisi - Dünyanın sayılı maket, diorama ve savaş malzemeleri koleksiyonerlerinden Nejat Çuhadaroğlu, objelerini 12 Nisan-6 Haziran tarihleri arasında Yıldız Sarayı'nda sergiliyor.
Yaşayan, Savaşan Osmanlılar bu sergide - Cnn Türk
« Son Düzenleme: 15 Nisan 2012, 20:58:11 Gönderen: Öner Ersin »

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #112 : 15 Nisan 2012, 12:55:00 »
Çok güzel bir kalkan çalışması.. Sayfaya mutlaka bakın..

http://www.1186-583.org/Bouclier-moyen-oriental-de-type

İslam askeri geleneğinde ahşap lamine kalkanların varlığı bilinmektedir..

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #113 : 15 Nisan 2012, 12:57:48 »
11. yy'da resmedilen Varka ve Gülşah mesnevisi minyatürleri... İki tipte kalkan resmedilmiş.. Bunlar büyük ihtimalle ahşap lamine kalkanlardır.. Selçuklu ve Osmanlı bu lamine tekniğini biliyorlardı..

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #114 : 15 Nisan 2012, 13:07:52 »
 Minyatürlerdeki, yada güncel illüstrasyonlardaki resimlerle bugün müzelerdeki törensel niteliği ağır basan zarif kalkanların görsel benzerliğine aldanmamalı. Ahşap lamine ben kontraplak diyorum anlaşılması için ki zaten doğal kontraplak deniyor mdf ile yapıları çok farklıdır, görsel çizimler resim ve minyetürlerdeki yuvarlak ve metal göbeklilerin karışıklığa sebep olduğunu düşünüyorum. Çoğunda metal göbek bir destek ve görsellik ögesi olarak kullanılsa da yapısı ahşap lamine olmalıdır. Roma scutum kalkanlarındaki gibi tek el tutamaçlı ortadoğu islam örneklerinde bile bu metal göbek ekstra el koruması yada bir süsleme olarak veya ucu sivriltilip bir saplama amaçlı silah gibi de kullanılmış olmalıdır. Lamine etme kat kat yapıştırma tekniğinin Selçuklu'dan daha önceki Emevi ve Abbasi dönemlerinde bilindiğini söylemek istiyorum. Zaten antik roma'dan beri selevkoslar-iran partları-sasanilerce bilinen bir kalkan tipi..

Nasıl ki Yeniçeri kaşıklıklarındaki süslemelerin ve diğer pek çok askeri birimin de öyle, bunların törensel varlıkları biliniyorsa, tombaklanmış bakır malzeme ve süslü bezemeli silahlar, bir de törensel görsellik adına askeri isimli bir malzeme sınıfının olduğunu da düşünmeliyiz..
« Son Düzenleme: 15 Nisan 2012, 13:17:21 Gönderen: Öner Ersin »

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #115 : 16 Nisan 2012, 11:44:22 »
Avusturya'dan kalkanlar..

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #116 : 16 Nisan 2012, 12:42:49 »
Belgrad kuşatması, Nakkaş Osman'ın 1584 yılında Sultan 3. Murad'ın isteği üzerine resimlediği kitap, ''Hünername'' den bir ''1456 Belgrad Kuşatması ve Fatih Sultan Mehmed Han hazretleri'' minyatürü.
Altta çizeni ve kaynağını bulamadığım bir minyatür, Belgrad kuşatması adı ile buldum, belki Kanuni'nin şehri 1521 kuşatmasıdır?

Diğer fotoğraflar, Bulgaristan'da yaşayan Boris Petrov Bedrosov'un 15.yy-16.yy bir Osmanlı zırh projesi için hazırladığı iki Osmanlı kalkanı, bu kalkanlar asıllarına uygun şekilde, ahşap-doğal kontraplaktan lamine edilerek oluşturulmuşlar..

http://www.myarmoury.com/talk/viewtopic.php?t=18577&postdays=0&postorder=asc&start=40

En altta Dresden'deki müzede, ''Türkische Cammer'' - ''Türk Odası'' sergi salonunda bulunan bir 17.yy (1683 konulu) vitrin, Osmanlı sipahisi..
« Son Düzenleme: 16 Nisan 2012, 12:45:04 Gönderen: Öner Ersin »

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #117 : 16 Nisan 2012, 13:38:07 »
1. fotoğraf: Venedik Müzesi - Doç'un Sarayı'ndaki Osmanlı kalkanları..
2. Kunsthistorisches Müzesi-Viyana
3. Graz Müzesi - Avusturya
4. fotoğraf ispanyol askerlerinin meşhur yuvarlak demir kalkanının bir kopyası. 16.yy Osmanlı etkisi bir kalkan tipidir, aynı dönemde bütün avrupa'da kullanılmıştır.. Osmanlı tören kalkanlarının benzerleri avrupa tören kalkanları bu devrin kuvvetli Osmanlı etkisinin bir sonucudur.. (2. fotoğraftaki alman ve avusturya burgonet tören miğferleri ve yuvarlak süslü kalkanları)

« Son Düzenleme: 16 Nisan 2012, 18:32:15 Gönderen: Öner Ersin »

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #118 : 16 Nisan 2012, 15:14:50 »
 Osmanlı'nın yakın dövüş savaş tekniğine dair ipuçları barındıran ''kılıç-kalkan'' oyunu ve Matrakçı Nasuh'un sistemleştirdiği ''Matrak'' sporu-oyunu kalkanın hafif zırhlar tercih eden, hıza dayalı yakın dövüşü benimseyen Osmanlılar için ne kadar önemli bir destekleyici öğe olduğunu da düşünürsek, kalkanın mukavemeti konusu önümüze çıkacaktır. Kundaklı ateşli silahların ilk örnekleri ortaya çıktığı zamanlarda da demir/çelik kalkanların bu silahlara karşı da koruyuculuğu üzerinde hem tasarım, hem de malzeme üzerine geliştirmeler olduğu da akla gelmektedir..

Osmanlı'da kanat şekilli kalkanların hem piyadede hem süvaride kullanılması hiç şüphesiz sağlamlıkları ve şekillerinden ileri gelen koruyuculuklarının fazlalığı ve kullanımlarındaki kılıç-mızrak-kargı-savaş çekici-gürz-yay vb. silahlara eşliğindeki kullanım yatkınlığı-kolaylığı olmalıdır..

Öner Ersin

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Osmanlı savaş kalkanları
« Yanıtla #119 : 16 Nisan 2012, 15:33:24 »
 Mukavemetli kalkan ve kılıç ile savaşma tarzı bence Osmanlılar'ın avrupa'yı etkilediği bir teknik.. 16.yy ve 17.yy boyunca avrupa'da kılıç ve kalkan ile savaşan, hatta küçük kalkan (buckle) şekli de ortaya çıkan ve belki de kılıç-hançer (rapier) savaş tekniğine bile kapı açan hıza dayanan bir savaş tipi gibi geliyor bana.. ''Türk kılıcı'' zaten hızlı kullanıma yatkın bir silah ve hatta namlu üstü keskin olmayan geniş kısım tek elle kullanımda bir kalkan gibi el dayanıp düşmanın hamlesini karşılamak için dahi uygun..Bütün bunlar savaş tarzından dolayı hızlı hareket etmek isteyen Osmanlıların hafif zırhlar kuşanan ancak hızlı silah kullanımlarına destek olacak sağlam bir kalkanın da eşliğine ihtiyaç duymuş olabileceklerini akla getiriyor. Hem ateşli silahlara, hem kale kuşatmalarına hem de 15.yy-16.yy'ın ağır yakın dövüş silahlarına dayanıklı malzemeden üretilmiş kalkanlar... Şekilleri yuvarlak/eliptik veya köşeli formlarda olsa da demir/çelik-lamine ahşap(kontraplak) gibi malzemeler ağırlıklı kullanılmış olmalı..

Avrupa'daki kılıç ve kalkan birleşimi savaş tarzındaki Osmanlı etkisini 15.yy'da başlayan, 16.yy'ın tamamında ve 17.yy'da da ortada olan yuvarlak şekilli, özellikle demir/çelik kalkanların varlığından anlayabiliriz galiba.. Etkileşimi ve Osmanlı'ya dair ipuçları barındırmasından dolayı ilgili yakın örnekleri bunun için paylaşıyorum..

 

Her Hakkı Saklıdır © 2007-2024 cebehane.com
SMF 2.0.15 | SMF © 2017, Simple Machines
RSS WAP2