Bıçakçılık Terimleri  (124764 defa okundu)

Gökhan Bakla

  • Üye
  • *
  • İleti: 459
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #60 : 17 Eylül 2010, 20:43:24 »
aslında altın noktadan da bu konu içinde bahsetmek gerekmez mi? ne dersin sancar. ;)??
Yeniliğin en iyisi, çoğu zaman unuttuğumuz geçmişimizdedir.

http://gokhanbakla.blogspot.com/

Kayahan Horoz

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 228
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #61 : 18 Eylül 2010, 00:26:28 »
Sancar Bey, bir önceki mesajınıza cevaben:

"Taban" ve "namlu" terimleri konusunda bir bulanıklığın oldukça yaygın görüldüğüne ben de şahidim.  Bahsettiğiniz farklı kullanımların her birine birden fazla metinde rastladım şahsen.  Sonuçta, "namlu" teriminin aynı zamanda "tüfek ağzı" anlamına da gelmesinden yola çıkarak, balçaktan öndeki ("iş gören") bölüme "namlu", kuyrukla birlikte metal gövdenin tamamına "taban" denilmesi akla yakın geldi bana.

"Yalman" terimi, sizin de işaret ettiğiniz gibi, uç kısmın tamamına karşılık geliyor.  "Kılıç; Türk Kılıcı" başlıklı yazımda ( http://www.cebehane.com/a_trklic.html ) yalmanı bir resim üzerinde işaretleyerek göstermiştim.  Öte yandan, mesajınızda bahsettiğiniz "uçta çift yalımlı olma durumu" etimolojik olarak çok güzel oturuyor yerine.  Bu durumda, Türk kılıcını tarif ederken "yalmanı iki ağızlıdır" demek yerine "yalmanlıdır" demek daha doğru olabilir, bence bu konu daha detaylı bir inceleme gerektiriyor.

"Yüz" tabirine yönelik bir yorumum yok; mantık olarak doğru görünüyor, ancak daha önce bir tarihsel kaynakta okuduğumu hatırlamıyorum.  Aynı anlamda "yan" ve "yanak" tabirleri de tanıdık geliyor kulağıma.

Sonraki mesajınızla ilgili ilkin bir düzeltme yapacağım; sözkonusu makalenin yazarı Ahat Ural Bikkul.   8)   Sorularınıza gelince:

1. Taban-namlu-kuyruk ilişkisinden yukarıda bahsetmiştim.  "Timur-demir" ve "demren-temren" ise artık tamamen farklı kavramları ifade etmek üzere yaygın olarak kullanılıyorlar; bence eski anlamlarını geri kazanmaları artık pek mümkün değil.

2. "Kılağı" pek çok yerde yanlış kullanılıyor.  Bunun bence temel nedeni, yazarların fiilen konudan uzak oluşları.  Dikkat ederseniz, bu makalede yazar kılıcı tarif ederken "kanoluğu" tabirini de kullanmış, ki bu da kendisinin teknik olarak konuya hakim olmadığının bir başka göstergesi.  Benim anladığım kadarıyla, "kılağı" aslında "tam olarak keskinleştirilmemiş ağız" demek.  Türk kılıcı örneğinde, yalmanın ters ağzı düzü kadar keskin olmuyor.  Ağız açılıyor, ama göreceli olarak kaba bırakılıyor.  Bu yüzden bazı kaynaklarda "sırtta uca yakın kısmı kılağılıdır" deniliyor.

3. "Kuyruk" bana da "pırazvana"dan daha sempatik geliyor.   ;D

4. Başka kaynaklardan sağlaması yapılmadığı müddetçe, "kanoluğu" tabirini kullanmış bir yazarın tüm tanımlamaları şüphe altındadır bence.

5. Hayır.  Gerçekten de, XIV.-XV. yüzyıl kabzalarında, neredeyse düz sayılabilecek kadar az eğimli olan kabzanın sonuna yakın ve alt kısmına gelecek şekilde bir seviye farkı (çıkıntı-mahmuz) yapılmış.

6. Linkini verdiğiniz pdf dökümanının 69. sayfasında yer alan Levha XXI'de bu tabiri görebilirsiniz.

7. Her iki kabza biçimi de bana yabancı.  Araştırılması gereken kavramlara iki ilave...   :-\

8.  -^b


Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #62 : 18 Eylül 2010, 00:53:47 »
Detaylı cevap için sağolun. Bir ara "acaba kılağı yalman için kullanılan başka bir eş anlamlı ifade midir" diye gittim geldim doğrusu. "Yalmanın sırtı kılağılı" şeklinde bir ifade daha doğru olurmuş herhalde. Ama kelimenin "çapak" manası da olduğu için hiç kullanmamak kafaların karışmaması adına çok daha uygun olacak sanırım.

"Yüz" tabiri daha çok araştırmacılar tarafından kılıç üzerindeki kitabe, süsleme, damga v.s.lerin namlu üzerindeki yerine işaret etmek için kullanılıyor. "Kılıcın yüzündeki kitabe..." "Kılıç düzü" tabirini ise destan v.s. eserlerde savaşçının küçümsediği ya da öldürmek istemediği rakibine kılıçın keskin tarafı ile hamle yapmayıp kılıcın düz tarafı ile vurması şeklinde kullanılıyor. Yakın bir anlama gelen lakin kılıcın sırtıyla saldırmayı işaret eden (yalancı saldırı manasında)"kılıç tersi göstermek" deyimi de mevcut.

Temur, temir, timur, demir, demren veya temren aslında demir demek olduğu için aslında birbirlerine alternatif olarak kullanılabilir. Ancak, "temren" bir terim olarak artık farklılaşmış ve ok veya mızrak uçlarını ifade eder hale gelmiş olduğundan en iyisi kafa karışıklığına mahal vermeyip namlu-taban ile "temren" net biçimde ayırmak bence de.

Bu arada derginin tamamına bakmayıp sadece makaleyi okuduğumdan şemayı atlamışım. Tekrar sağolun. Lakin sayfayı iyice büyütüp baksam da tam emin olmadım ama sanki o şemada namlunun kıvrılan kısmı değil de namlu üstündeki oluklardan iç tarafta olanı işaret ediliyor kol derken. Zira "kol" ifadesi kılıcın o kısmı için tuhaf bir adlandırma gibi geldi bana ki metinde de bu kısmı anlatırken "kol" demek yerine uzun uzun tarif yapıyor bir önceki mesajımda bahsettiğim gibi.

Kabza ile ilgili demek istediğinizi anladım. Yatağanın tırnak denilen kısmı gibi yani.

Taban ve namlu konusu biraz kafa karıştırıcı. Zira sizin ifade ettiğiniz şekilde ayırmak bence de uygun olsa da iki terim eş anlamlı olarak "kuyuruk"u daiçe alacak şekilde tüm demir kısım anlamında da kullanılabiliyor. Her hangi bir tarihi kaynakta bir ifadeyi değerlendirirken bir anlam karmaşası olmaması açısından bunu da akılda tutmak lazım.

Şu halde kesinleşmiş terimleri şöyle sayabiliriz.

"Yalman" terimini yazılış ve anlam olarak kesin biçimde netleşmiş sayabiliriz.

"Kabza başı" terimi de aynı biçimdedir.

 Kılıcın yüzü, düzü, yanı veya yanağı aynı anlam için alternatif olarak kullanılabilir.

"Temren"i sadece ok ve mızrak uçları için kullanıyoruz.

"Taban" kılıç demirinin tamamı, "namlu" kabza dışında kalan kısmı, "kuyruk" kabza içinde kalan kısmıdır. Ancak tüm demir kısım manasında namlunun da bazen kullanıldığını hatırlıyoruz.

"Pırazvana"yı İranlı komşulara bırakıyoruz.  ;D Ama kuyruk yerine kullanılabileceğini de aklımızda bulunduruyoruz.  ;)

Kılağıyı kullanmıyoruz ama "tam olarak keskinleştirilmemiş ağız" anlamında kullanılabileceğini aklımızda tutuyoruz.

Yeni terimlerin manalarını keşfetmek için araştırmaya devam ediyoruz.

Daha önceleri kavram ve terim eksikliğinden şikayet ederken her bir kısım için dörder beşer terim çıkmaya başladı. Bu gidişle bir kılıç terimleri sözlüğü oluşacak gibi ne dersiniz?  :D
« Son Düzenleme: 18 Eylül 2010, 01:19:21 Gönderen: Sancar Özer »
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #63 : 18 Eylül 2010, 02:26:03 »
Bu da ikinci şema denemem. Biraz daha düzgün ve doğru oldu ama soru işaretli kısımlar hala çalışma gerektiriyor ;)
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Eylem Cengiz

  • Üye
  • *
  • İleti: 486
    • Eylem Cengiz - Günlüğüm
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #64 : 18 Eylül 2010, 10:06:53 »
Elinize sağlık. Çok iyi gidiyor.

Bizde fazla rastlamıyorum ama ortalıkta bu hata çok yapıldığından belirteyim. Kabze yanlıştır, doğrusu kabzadır.

Bu kullanımı ilk olarak askerde iken işitmiştim. O zamanlar kundağa kabze, dirseğe diz, dize dirsek demek gibi fazla hata ile karşılaşınca umursamamıştım ama eline silahı ilk olarak o vakit alanlar terimleri de duyduklarından ve bir oranda da yanlış öğreniyor olsa gerek.
Eylem Cengiz

"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." Bertrand Russel

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #65 : 18 Eylül 2010, 20:24:20 »
Alıntı yaptığım yerlerde yazarın ifadesini aynen kopyaladığımdan kabze olarak geçiyor ;)

Bu tür telaffuz sanırım Farisi  etkisi olacak, pek çok Türkçe kelime bu şekilde bozulmaya uğramış. Örneğin "bagatur" "bahadır"a "kağan"(KaKhan) "hakan"a v.s. dönüşmüş.

Evet yok mu kimsede duyduğu, gördüğü, okuduğu yeni terimler? Kulaktan dolma olsa da olur. Sadece kılıç için değil tüm bıçak olsun, yatağan olsun, balta olsun, aybalta olsun tüm kesici silahlar için bekliyorum. Ne kadar birikirse o kadar iyi  :)
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #66 : 30 Eylül 2010, 16:52:29 »
Türkçe vikipedi'de Kabza makalesinde kabzanın topuz-kulp-koruma(balçak demek istiyor olacak) olarak üçe ayrıldığı iddiası gözüme takıldı. Vikipedyayı ciddiye almak adetim yoktur ama kabzanın elin kavradığı kısmı için "kulp" ifadesi ilginç geldi doğrusu. Ne dersiniz, bir gerçek payı olabilir mi bu iddiada, kulp teriminin bu manada kullanılmasına ciddi bir kaynakta şahit olanınız var mı?
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Eylem Cengiz

  • Üye
  • *
  • İleti: 486
    • Eylem Cengiz - Günlüğüm
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #67 : 30 Eylül 2010, 23:19:17 »
Desteksiz sallamışlar diye düşünüyorum. Kulp kullanımını bu ilk duyuşum oldu. Kulp bence iki ucu da taşımaya yaradığı nesneye bağlı olan bir kısımdır diye düşünüyorum. Tencere ve testi kulbu gibi... Buna karşılık nesneye tek taraftan tutturulmuş olanı sap diye adlandırmak yerleşmiş olan kullanım.



Bilezik

Bu arada zamanında bilezik kelimesinden dolayı çok laf yedim ama bıçak ve çakıların sapının namluya yakın kısmındaki çıkıntı yapmayan levha yada halkaya bilezik dendiğini daha çok görür oldum. En azından yerli bıçak ustaları arasında bu kelimenin balçaktan daha yaygın olduğunu, yada balçağın anlamı ile bileziği tam eşleştirmediklerini düşünüyorum.

Eğer bilezik kelimesini yalnızca sapın ön ucundaki halka ile eşleştirirsek bu haliyle İngilizce'deki ferrule kelimesiyle birebir eşleşir.


()



Kafa - Baş

Bu ikisinin balçağın arka ucundaki kısmı nitelendirdiğine bir kaç yerde rastladım. Üstelik bir çok eski bıçak ve kılıçta bu kısımda bir canlının başının tasvir edildiği de görülür.

Bu kısma kafa ve bu kısmında özel bir parça bulunani yani "Pommel"i olan bıçaklara kafalı diyebiliriz.


(Bkz.)

Eylem Cengiz

"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." Bertrand Russel

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #68 : 01 Ekim 2010, 01:11:37 »
Bence de kulp sallama büyük ihtimalle, lakin her taşı kaldırıp altına bir kez de olsa bakayım ki bir şey atlamayayım diyorum. aklınızın bir kenarında olsun kitap karıştırırken olur ki karşınıza çıkar.

Balçak kelimesi koruma anlamı içerdiği için (dizçek, kolçak gibi)  eli koruyacak bağımnsız bir unsur biçimde olmadığı sürece kabzayı namludan ayıran metal halka veya parçaya ben de bilezik denmesine taraftarım. Lakin bir de "önlük" tabiri var, Yatağan'da önlüklü bıçakları görmüşsünüzdür siz de. Bu iki terim birbiriyle örtüşüyor mu yoksa ayrı ayrı kavramlar olarak mı değerlendirmek lazım; ne dersiniz?

Kabza bitimindeki çıkıntının hem baş hem de topuz olarak ifade edildiğini gördüm değişik kaynaklarda. Ama bunlar yazarların kendi yakıştırmaları mıdır yoksa genelgeçer terminolojiye mi aittir karar vermedim. Doğrusu "kabza topuzu" özellikle de Türk kılıç kabzaları gözümün önüne geldiğinde benim kulağıma "kabza başı" veya "kafa"dan daha hoş ve doğru geliyor ama icat değil varolanı keşif ve ıslah olmalı amaç. Literatürde nasıl geçtiğini, tarih içinde ne dendiğini bulmalıyız.

Aslında eski arşivleri sık karıştıran tarihçi bir üyemiz varsa çok işimize yarardı bu anlamda. Veya Osmanlı edebiyatı alanında çalışan bir edebiyatçı... Zira böyle terimlere hususi bir lugat içinde değil de 16.yüzyıla ait bir gazavatname'de yahut bir divan şiirinde, bir destanda rastlamak çok daha olası.
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Eylem Cengiz

  • Üye
  • *
  • İleti: 486
    • Eylem Cengiz - Günlüğüm
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #69 : 01 Ekim 2010, 08:54:57 »
...
Balçak kelimesi koruma anlamı içerdiği için (dizçek, kolçak gibi)  eli koruyacak bağımnsız bir unsur biçimde olmadığı sürece kabzayı namludan ayıran metal halka veya parçaya ben de bilezik denmesine taraftarım. Lakin bir de "önlük" tabiri var, Yatağan'da önlüklü bıçakları görmüşsünüzdür siz de. Bu iki terim birbiriyle örtüşüyor mu yoksa ayrı ayrı kavramlar olarak mı değerlendirmek lazım; ne dersiniz?
...

Balçak terimi benim kafamda da eli koruyacak üst ve / veya alt çıkıntıları barındıran bir parça olarak canlanıyor. Hatta bu anlamı öne çıkınca sapın/kabzanın ön tarafta eli koyuyacak şekilde üst ve alta doğru devam etmiş olan kısmını da belirtmek için kullanılabilir.

Balçak eşittir önlük diye algılıyorum ben de.

...
Kabza bitimindeki çıkıntının hem baş hem de topuz olarak ifade edildiğini gördüm değişik kaynaklarda. Ama bunlar yazarların kendi yakıştırmaları mıdır yoksa genelgeçer terminolojiye mi aittir karar vermedim. Doğrusu "kabza topuzu" özellikle de Türk kılıç kabzaları gözümün önüne geldiğinde benim kulağıma "kabza başı" veya "kafa"dan daha hoş ve doğru geliyor ama icat değil varolanı keşif ve ıslah olmalı amaç. Literatürde nasıl geçtiğini, tarih içinde ne dendiğini bulmalıyız.
...

Topuz bence daha yakın dönem kılıçlarımızın kabzasının en gerideki, aşağı doğru kıvrılıp şişkin bir hal almış bölümünü adlandırıyor gibi...
« Son Düzenleme: 01 Ekim 2010, 08:57:42 Gönderen: Eylem Cengiz »
Eylem Cengiz

"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." Bertrand Russel

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #70 : 01 Ekim 2010, 09:29:35 »

Balçak terimi benim kafamda da eli koruyacak üst ve / veya alt çıkıntıları barındıran bir parça olarak canlanıyor. Hatta bu anlamı öne çıkınca sapın/kabzanın ön tarafta eli koyuyacak şekilde üst ve alta doğru devam etmiş olan kısmını da belirtmek için kullanılabilir.

Şu kısmı mı kastediyorsun Eylem?



Eğer anladığım gibiyse namlu veya kabzanın elin kaymaması için çıkma yapan bu kısmına "Tırnak" adı veriliyor veya "kabza veya namlunun tırnak yapması" biçiminde kullanılıyor. Yatağanlar ve bıçaklarda daha belirgin bu kısım. Balçak ise namlu ve kabzadan tamamen bağımsız ayrı bir parça.

Balçaktan laf açılmışken



Avrupa kılıçlarından bize gelen  geç bönem balçaklarındaki bu kısma "el siperi" deniyor. Düşününce balçağın kolları için de bu terimi kullanmak makul sayılabilir mi, yoksa fazla mı zorlama olur? Bir de balçağın orta kısmına göbek adı verildiğini bir yerde okumuştum ama yine yazarın kendi tarifi ve yakıştırması olması muhtemeldir.

Alıntı
...Topuz bence daha yakın dönem kılıçlarımızın kabzasının en gerideki, aşağı doğru kıvrılıp şişkin bir hal almış bölümünü adlandırıyor gibi...

Eğer alttaki resimde işaretlediğim biçimi kastediyorsan tamamen aynı şeyden bahsediyoruz demektir.



Şu halde  topuzvari bir formda olmayan, bıçaklardaki gibi basitçe çıkma yapan veya kama kabzalarında sık görüldüğü gibi baklava formu veya palmet gibi başka formlarda olanlar için "kabza başı", yukardakine benzer vurgulanmış küresel formda olanlar için ise "kabza topuzu" demek mi uygun olacaktır demek istiyorsun? Eğer öyleyse bu bana da gayet makul geliyor.
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Eylem Cengiz

  • Üye
  • *
  • İleti: 486
    • Eylem Cengiz - Günlüğüm
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #71 : 01 Ekim 2010, 16:50:31 »

Balçak terimi benim kafamda da eli koruyacak üst ve / veya alt çıkıntıları barındıran bir parça olarak canlanıyor. Hatta bu anlamı öne çıkınca sapın/kabzanın ön tarafta eli koyuyacak şekilde üst ve alta doğru devam etmiş olan kısmını da belirtmek için kullanılabilir.

Şu kısmı mı kastediyorsun Eylem?



Eğer anladığım gibiyse namlu veya kabzanın elin kaymaması için çıkma yapan bu kısmına "Tırnak" adı veriliyor veya "kabza veya namlunun tırnak yapması" biçiminde kullanılıyor. Yatağanlar ve bıçaklarda daha belirgin bu kısım. Balçak ise namlu ve kabzadan tamamen bağımsız ayrı bir parça.

Ben üst ve alta devam etme derken hem namlu hem de saptan taşma yapma durumunu düşünüyorum.


Balçaktan laf açılmışken



Avrupa kılıçlarından bize gelen  geç bönem balçaklarındaki bu kısma "el siperi" deniyor. Düşününce balçağın kolları için de bu terimi kullanmak makul sayılabilir mi, yoksa fazla mı zorlama olur? Bir de balçağın orta kısmına göbek adı verildiğini bir yerde okumuştum ama yine yazarın kendi tarifi ve yakıştırması olması muhtemeldir.

Alıntı
...Topuz bence daha yakın dönem kılıçlarımızın kabzasının en gerideki, aşağı doğru kıvrılıp şişkin bir hal almış bölümünü adlandırıyor gibi...

Eğer alttaki resimde işaretlediğim biçimi kastediyorsan tamamen aynı şeyden bahsediyoruz demektir.



Şu halde  topuzvari bir formda olmayan, bıçaklardaki gibi basitçe çıkma yapan veya kama kabzalarında sık görüldüğü gibi baklava formu veya palmet gibi başka formlarda olanlar için "kabza başı", yukardakine benzer vurgulanmış küresel formda olanlar için ise "kabza topuzu" demek mi uygun olacaktır demek istiyorsun? Eğer öyleyse bu bana da gayet makul geliyor.

Evet. şekilde gösterdiğin kısımda mutabıkız.
Eylem Cengiz

"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." Bertrand Russel

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #72 : 08 Ekim 2010, 19:20:53 »
Evdeki Kabalcı baskısı Divan-ı Lugat-i Türk'ü bir karıştarayım dedim konumuzla ilgili bir iki terim bulurmuyum diye. İşte ilk gözüme çarpanları aynen aktarıyorum. İçlerinde okçulukla da ilgili kelimeler var:

tat: Kılıç ve benzeri aletlerin üzerindeki pas (fiil olarak tatımak)

temürgen: ok temreni

temürlüg: demir eritilen yer

qalva: eğitim oku, ucunda temren yerine yuvarlak bir tahta parçası bulunan ok

baştar: tırpan

batraq: ucuna ipek parçası takılan mızrak

bazgan: demirci çekici

bilegü: biley taşı

boyın: insan ya da başka bir canlının boynu. "Kılıç kabzası"na qılıç boynı, "bıçak sapı"na biçeq boynı denir. (Bu ilginçmiş)

bögde: hançer

burung: mümkün olan en uzak mesafeye göre kabul edilen ok atım menzili

büri: okun ucuna geçirilen temrenin oyuğu. Buna "başaq bürisi" de denir.

amaçlıq: atış yapmak için, nişangah olarak kullanılabilecek yer

arqar: boynuzundan bıçak sapı yapılan dişi dağ keçisi

Devamı gelecek ;)
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #73 : 08 Ekim 2010, 20:40:42 »
Çewürgen: Bu, okları sınayan adamdır - bu sınama tırnağın  üzerinde okun döndürülmesiyle yapılır.

çıgılwar: Kısa ok

çij: Demir çivi- iki eklemleme noktası arasındaki ze'yle (j). Zırhın üzerindeki donanımlar da bu şekilde adlandırılır.

çögen: Çevgen oyununda kullanılan değnek

çuram: hafif bir okla yapılan atış.  Bu atış, diğer ok atım menzillerinden daha uzağa ulaşır. Adam sırtüstü yatarak oku atar, böylece ok en uzun mesafeyi kateder.

egdü: kılıç kını yapmak için deri kesmeye yarayan eğri uçlu bıçak

ewren: demirci ocağı biçiminde yapılan ekmek fırını

devam edecek ;)
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Bıçakçılık Terimleri
« Yanıtla #74 : 08 Ekim 2010, 21:35:41 »
kesme: demirden yapılmış geniş bir temren

kez: okun üzerindeki çentik, gez

kezlik: kadınların kaftanlarına tutturlumuş olarak sakladıkları küçük bir bıçak

kikçürmek: bıçağı başka bir bıçağa sürterek bilemek

küpe yarıq: zırhlı giysi

kürt: Yay, kamçı ve değnek gibi şeylerin yapımında kullanılan bir dağ ağacı

nıjdag: biley taşı

devam edecek ;)
« Son Düzenleme: 08 Ekim 2010, 21:56:06 Gönderen: Sancar Özer »
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

 

Her Hakkı Saklıdır © 2007-2024 cebehane.com
SMF 2.0.15 | SMF © 2017, Simple Machines
RSS WAP2