yeni başlayacak olanlara tavsiyeler  (137469 defa okundu)

Emin Albayrak

  • Üye
  • *
  • İleti: 15
  • ... / hiç / ...
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #30 : 11 Eylül 2009, 12:05:08 »
Demir testeresi ve eğe ile çalışarak örs ve çekiç kullanmaksızın bıçak yapabileceğimi öğrenmek büyük bir süpriz benim için :D . Tam şu sıralar sanayide bir yerlerde nasıl bir mekan bakınsam diye düşünüyordum. Emre Bey'in yazdıklarını büyük bir dikkat ile takip ettiğim gibi yazacaklarını da heyecanla beklemekteyim. Aklımdaki bir çok soruya çok net bir şekilde cevaplar verdiği için ve üşenmediği için ve zaman ayırdığı için; kendisine minnettarım.
testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar...

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #31 : 11 Eylül 2009, 12:53:22 »
Ne demek efendim, benim için büyük bir zevk. Ben bilgilerimi aktarabildikçe yeni insanlarla tanışıp onlardan da geri bilgi akışı olması benim de deneyim ve bilgi düzeyimi artırıyor.

Bu konu ülkemizde çok göz ardı edilen bir konu. Modern yaşam ve geçinme güçlüğü içinde insanlarımız hobi geliştirmenin lüks olduğu fikrine kapılabiliyorlar. Hatta zamanı ve imkanı olanların mekan imkansızlığından bu sanatla hiç uğraşamayacağını sanması üzücü. Bu yüzden elimden geldiğince minimum alet edevatla en güzel nasıl iş çıkarabilirsiniz sorusuna cevap verebilmeye çalışıyorum.

Bunun için ilgilenen insanın iki ihtiyacı var. Bilgi ve sabır. Bilgi maalesef Türkiye'mizde çok zor elde edilebilen bir meta. Ancak İnternet kullanımının ülkemizde yaygınlaşmaya başlaması ile birlikte en azından sizin, benim gibi merak edenlerin doğru bilgiye ulaşabilmesinin önü açıldı. Maalesef internetteki her bilgi doğru değil, tam tersi çoğu yanıltıcı ve eksik. Bu konuda en önemli iş bize düşüyor. Okuduğumuz bir bilginin doğruluğundan tam emin olana kadar araştırma yapmaya devam etmemiz gerek. Bu işin içinde, eliyle gerçek bıçak ortaya koyabilen kişileri dikkate almak gerekiyor. Sabırla denemeler yapmak ve öğrendiklerimizi "ocak başında" sınamak zorundayız. En son olarak da kendi yaptığımız ürüne fazla hayran kalmadan sorgulamalıyız. Bunun için bir eser çıkardıktan sonra yapmanız gereken ilk iş o bıçağın "cılkını çıkarana" kadar zorlamaktır. Pirinç çubuk testini, eğe testini yapmak, normal ve anormal kullanımlardaki ağız dayanımını sonuna kadar sorgulamalıyız. Bu ne için önemli: "Jay Fisher"in anlatımıyla:
İnsan ilk zamanlarından beri "kesici kenardan" yoksundu, pençe ve dişleri olmadan vahşi doğada hayatta kalmak ve kendini korumak zorundaydı. Bunun için kendine pençe ve dişler üretti. Bunlar sayesinde öyle bir noktaya geldi ki şu zamanımızda bizim "pençelerimizden" daha keskin pençe, "dişlerimizden" daha sivri dişlere sahip bir canlı yok. Ancak işe yarayan her şey gibi bıçağa hayatımızı borçluyuz. Biliyor musunuz, çok ilginç bir saptama var: "modern hayatta aldığımız herhangi bir ürün en az bir veya iki kere bıçakla karşılaşmıştır". Tarım mahsullerinin çoğu için geçerli değil gibi gelir insana. Mesela pazardan aldığınız kabak ya da biber.... Ancak dikkatlice düşünürseniz "saban"ın bir vahşi hayvanın pençelerine ne kadar benzediğini, ya da "kazma"nın bir köstebek dişi ile aynı biçimde olduğunu görüp şaşırabilirsiniz. Evet, bizim bıçaklarımız, kesici ve delici aletlerimiz o kadar önemlidir ki, bir bıçağı, delici veya kesici bir aleti mükemmel yapmak insanlık sorumluluğumuzdur. İyi yapılmamış bir orak yüzlerce insanın daha az yemek yiyebilmesine neden olur, iyi tasarlanmamış bir makas bir terzinin üretkenliğini ciddi biçimde düşürür, iyi yapılmamış bir kamp bıçağı bir doğa gezgininin hayatına mal olabilir. Bu çok büyük bir sorumluluktur. Ancak hukuki düzenlemelerimiz bu gerçeği görmeyip bu çok değerli mesleği, bıçağı 3-5 liralık kar olarak gören fabrika ve atölyelerin insafına bırakmış durumda. Ben inanmıyorum ülkemizde yemek hazırlarken huzurlu olan bir ev hanımımız olduğuna. Maalesef ülkemizin tüm beslenmesi, inox ya da çok düşük karbonlu paslanmaz yumuşak çeliklerden yapılmış, bıçak bile denilemiyecek objeler ve bu objeleri üreten ne olduğu belirsiz üreticilere teslim edilmiş durumda. Bence durum vahimdir ancak gören yoktur. İnsanımız, bir insanın gündelik hayatında ortalama 20-24 kere bıçak kullanması gerektiğinden habersizdir. Kötü kalite bıçakların (daha doğrusu bıçak biçimli objelerin) ülkemizde ne kadar iş gücü kaybına neden olduğu araştırılsa, bunun bize maliyetinin 10 milyar dolarlarla ölçüldüğünü görecektir... Siz siz olun bu sanatta "idare eder" lafını kullanmayın, "daha iyi nasıl yapabilirim" sorusu en sık sormanız gereken sorudur...
« Son Düzenleme: 11 Eylül 2009, 12:57:52 Gönderen: Emre Kipmen »

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #32 : 11 Eylül 2009, 13:27:32 »
Dün omuzumu sakatladığım için bir kaç gün çalışamayacağım gibi görünüyor. Bu benim için kötü haber olsa da bu konunun geleceği açısında iyi haber denilebilir. Eh bana bol bol yazmak, size de bol bol dinlemek düşüyor...

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #33 : 11 Eylül 2009, 15:07:20 »
Geometri konusuna devam edelim, inanın üretim teknikleri açısından en az ısıl işlem bilgisi kadar, hatta daha önemli bir konu bu.
Eklentide Bıçağımızın üç aşamasının kesiti görülüyor.
1 Numara ile çizdiğim bıçağın ilk hali, yani daha taşlama açısını vermediğimiz, sadece düzleme yaptığımız bıçak profili. Bu bıçak profiline taşlama açısının 2. numaralı çizimde verildiğini görüyorsunuz. Bu çizimde çok önemli bir terimi ilk kez fiziki olarak görüyoruz: Ağız kalınlığı.
Bu kavram iki amaçla önemli, birincisi Ağız kalınlığından daha fazla inceltirsek, ağız açısını verince tahmin edebileceğiniz üzere bıçağımız istediğimiz genişlikten daha küçük olacaktır.
Ayrıca çoğu çelik türü sertleştirilirken keskin kenarlar çevresinde büyük gerilimler toplar. Bu durum sertleşen çelikte deformasyonlara ve çatlaklara neden olur çoğu durumda. Yani ağız açısını çok ince bırakırsanız sertleştirirken bıçak çok büyük bir ihtimal eğilip bükülür. Ancak bu eğilip bükülme genelde ağız açısı çevresinde ağızın sanki dalgalanan bir bayrak gibi büklüm büklüm olması şeklinde olduğundan bunu sertleştirmeden hemen sonraki plastik evrede düzeltme şansınız da yoktur. O kadar emeğiniz sırf basit bir bilgiyi uygulamamanızdan dolayı çöpe gidebilir. Bu yüzden Ağız kalınlığı çizgisine gelene kadar açtığımız taşlama eğimini bu çizgide, hatta bunun çok çok az üzerinde durdurmamız lazım...


Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #34 : 11 Eylül 2009, 15:25:46 »
Ekteki şey de ne diyeceksiniz, işte size muhteşem buluşum. Eğer böyle basit bir düzenek akıl etmezseniz 3 milimlik bir çelik parçasının kenarında boydan boya merkezinden 0.2 milim gibi küçük bir payla iki çizgi çizmek neredeyse imkansız...
Aşağıdaki düzenek üst üste koyulmuş maket bıçaklarından ibaret. Maket bıçaklarının en üsttekinin ucu diğerlerinden daha cıkıntılı şekilde duruyor. Yapmamız gereken artık çok basit bir şey: Bıçak profilimizin tümü tamamen masaya yatırılır ve bıçağın ağzının açılacağı kenarı bu dışarı çıkıntı yapan maket bıçağı ucu ile güzelce çizilir. Sonra aynı işlemi bıçağın diğer yüzü için tekrarlarsınız.  Bakınız resim 2:
Sonuçta kabaca iki cizgi ile ağız kalınlığını vermiş olduk. Bakınız resim 3.
« Son Düzenleme: 11 Eylül 2009, 15:29:54 Gönderen: Emre Kipmen »

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #35 : 11 Eylül 2009, 16:01:34 »
Ağız açısını çizmeyip direkt taşlama eğimi işine girişseydik ne olurdu?
Öncelikle bıçağımızın iki yanındaki eğimlerin simetrik olma ihtimali nerdeyse sıfır olurdu. İkincisi simetrik olmayan bir bıçağın sertleştirmede bükülmesi doğaldır. Düşünün, bir tarafta diğer tarafta olandan daha fazla çelik olacak, daha fazla çelik daha yavaş soğumayı getirecek, o durumda kesitte daha ince olan taraf martensite dönüşürken kalın olan taraf daha geç martensite dönüşecek. Martensit östenitten boyuna daha fazla yer kaplar, yani boyuna gerilim yapar. Eğer bir taraf daha yumuşak iken diğer taraf martensite dönüşürse bıçak yumuşak olan tarafa doğru bükülecektir. Bu bükülme sırasında diğer taraf martensite dönüşüyor olacaktır, bu gerilimin ise dağılacağı yer kalmaz, kapana kısılmıştır ve artık diğer tarafa bükülemeyecektir çünkü orası çoktan sertleşmiştir. Bu durumun sonucu biraz bükülme sonra "ping" diye sinir bozucu bir ses ile ortadan ikiye ayrılan çelik olacaktır.

Japonyada yapılan "katana"ları görmüşsünüzdür. Bu katanaların en önemli özelliği yukarı olan kavisleridir. Ancak ağız eğimi verildiğinde kılıç tamamen dümdüzdür. Kılıcın sırt kısmına ve yanağına yalıtkan kil ile bir tabaka kaplanır, ağız ile taşlama eğiminin bir kısmı ise çıplak kille kaplanmamış biçimde bırakılır. Sertleştirirken boyuna uzama eğilimindeki martensitik yapı sadece ağız bölgesinde olur, oysa bıçağın gerisi yalıtkan kilden dolayı hala martensit dönüşüm noktası olan ısının epey üzerindedir, yani yumuşaktır. Yeterince hızlı soğumadığundan sırt kısım perlite dönüşür zamanla, yani "perlit burnu" nu geçmiştir. Bu durumda kılıç, ağızda yapı sertleşip boylamasına genişlerken arka tarafı yumuşak kalmayı sürdürür ve o muhteşem kılıç eğimini alacak şekilde yukarı doğru bükülmeye başlar. Eğer usta kili doğru uygulamamışsa ya da simetride bir hata varsa haftalar aylar süren uğraş bir çınlama sesiyle birlikte ikiye, üçe bölünüverir.
İlginç bir bilgi, en usta Japon kılıç ustasının ortalama yaptığı kılıçların yarısı kadarı sertleştirmeden tek parça halinde kurtulamaz. Neyse ki japon silahları küçük boyutlu tanto, orta boylu wakizashi, uzun boylu katana olarak bir sürü boyutta ve hemen hemen aynı biçimdedirler. Nedeni çok basit. Çoğu küçük tanto hayatlarına bir katana olarak başlamışlardır  :D

 

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #36 : 11 Eylül 2009, 16:07:25 »
...
İşte size nefis bir video... Ağır çekimde katana'nın eğimi alışı...
kusura bakmayın yanlış link vermişim. İşte doğrusu: http://s232.photobucket.com/albums/ee149/brennyo2/?action=view&current=KatQuench.flv
« Son Düzenleme: 11 Eylül 2009, 16:33:31 Gönderen: Emre Kipmen »

Eylem Cengiz

  • Üye
  • *
  • İleti: 486
    • Eylem Cengiz - Günlüğüm
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #37 : 11 Eylül 2009, 20:37:51 »
Eylem Cengiz

"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." Bertrand Russel

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #38 : 11 Eylül 2009, 22:35:05 »
Eylem Bey, Müthiş bir video, elinize aramanıza sağlık, görüntü kalitesi de benim yolladığımdan daha iyi...

Bu arada videoyu izleyemiyorsanız proxy kullanın, yasağı delmenin yolları var  ;) ...

Bu arada Eylem Bey bizim CK70 konusu ne alemde?  ;D

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #39 : 12 Eylül 2009, 00:10:45 »
Gündüz yazamadım, ancak şimdi oturuyorum bilgisayarın başına,

Geometride kalmıştık. Biraz sıkıcı bir konu gibi görünse de aslında düz taşlama, yani eğe ile açacağımız ağız basit iki tane üçgenden ibaret. Sadece üçgenlerin eşkenar üçgen olmasına gayret ediyoruz...

Eğe kullanımı kolaydır. Bu noktada artık taşlama açısını açabiliriz. Bu taşlama açısını açmadan önce bir çizgiye daha ihtiyacımız var: O da taşlama açısının başlangıcı, yani eğimin kenar çizgisi. Bu çizgi ne kadar düz ve keskin olursa bıçağımız o kadar profesyonel görünecektir. Ancak bunun düzgün olmasının gerekli olamsı aslında görünüşü için değil bizim açıyı düzgün verip veremediğimizi görebilmemiz içindir. Taşlama eğiminin yüzeyi ne kadar düzgünse bizim bu kenar çizgimiz o kadar cetvelle çizilmiş gibi temiz çıkacaktır. Bu kenar çizgisinin düzgünlüğü bıçağı yapanın ustalığını sergiler. Hem de iki taraftaki çizgiler aynı yerde ve aynı şekilde düzgünse bu bıçağın en azından geometrisi iyi işlenmiş diyebilirsiniz. Çok iyi kabul edilen bazı bıçaklarda incelediğim bu taşlama açısı maalesef o kadar da iyi bir işçiliğin olmadığını bağırıyordu adeta. Eğer simetriyi ve düz çizgileri bir bıçakta göremiyorsanız o bıçağı almayın derim, çelik olarak ne kadar iyi bir çelik kullanıldığı, ne kadar havalı olduğu, markasının ne kadar ünlü olduğu fazla önemli değildir çift eğimli bıçaklardaki taşlama eğimlerinin simetrisi ve düzgünlüğünden....

Ekte daha önceki 2 numaralı çizime bir de eğe ekledim. O garip biçimli oklar eğenin hareketini gösteriyor....

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #40 : 12 Eylül 2009, 01:26:22 »

Resimler bu aşamada http://discussions.texasbowhunter.com/forums/showthread.php?p=1667061 adresinden "yürütülmüştür"  :-[.

Herşeyden önce taşlama kenar çizgisinin nasıl olmasını istiyorsak onu işaretleyelim. Bu işaretlemede en güzel malzeme "permanent marker" kırtasiyelerden kolayca bulunabilir. İnce kalın iki tür uçlu alın. Her ikisini de bolca kullanacağız.

İki parça 6-8 cm kadar boyda çelik parça keselim. Bunların iki ucuna 6 mm delik delelim. Sonuçta şöyle bir işe yarayacaklar:

6 mm'lik civata ile bunu taşlama çizgisinin başlamasını istediğimiz yere sıkıştıralım. Resimdeki gibi....

Önce güzel ve eşit taşlama başlangıcına (plunge) ihtiyacımız var. Bunu silindirik eğe ile yapıyoruz. 3-5 mm çap bizim işimizi görür.
Sonra tam yaptığımız eğe yardımcısının dibinde taşlamanın başlama çizgisinden ağız kalınlığı cizgisine kadar bir yuvarlak kesitli oluk açalım:



Bıçağın tümünün bu noktadan sonra alttan desteklenmesi şart. Bunun için bıçağı aşağıdaki gibi bir kalasın üstüne işkenceleyip kalası da mengeneye veya masaya işkence ile tutturalım.

Eğeyi uzun ve yatay şekilde sadece çekerek veya iterek hareket ettiriyoruz. İleri geri sabırsız hareketler hem açımızı bozar hem eğemizi, hem de işi hızlandıracağına yavaşlatır. Eğe tek geçişte bile bolca malzeme koparır. Bu yüzden sabırsızlığı gerek yok...



Bu şekilde ağız kalınlığı cizgisinden taşlama kenar çizgisine kadar güzelce eğeleme işimizi yapıyoruz. Bu konuda çok anlatabileceğim birşey yok, eğeleme işlemi düz mantık yürür, fazla teknik bir olay değil. Sadece ekleyebileceğim arada bir eğenin tırtıklarının arasına biriken talaşı tel fırça ile temizleyin. Bu işinizi hızlandırır. Aman iş yavaş gidiyor diye sabırsızlanmayın, belki eğeniz fazla incedir , şu anda en kaba dişli ve büyük düz eğemizi kullanacağız. Arada bir tüm açtığınız eğimi permanent markör ile boyayınız. Sonra eğimde bir kaç kere eğeyi çekiniz. Eğer parça parça mavilikler kalıyorsa eğimde çukurluklar oluşmuş demektir. Bu düzensiz yüzey sorunu genelde ağız boyunca her noktada eşit basınç ile eğelemiyorsunuz demektir. Buna dikkat ederek eğelemeye devam ediniz. Yeterince işe alıştığınızda çukurların yok olduğunu göreceksiniz. Sonuçta iki tarafta da istediğimiz taşlama eğimini verdik. Sonuçta ağız kalınlığı çizgimizi aşırmayalım ve şu şekilde ağızımız ortaya çıksın:


Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #41 : 12 Eylül 2009, 02:04:29 »
Sonuçta şöyle bir obje olacak elimizde

(kaynak: http://www.bladeforums.com/forums/showthread.php?t=461906)

Hımm, baya bir bıçağa benzemeye başladı. Artık işin çoğu bitti ...... Yalan , daha yeni başlıyoruz ....  ;D :P

Tolga Arıkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 29
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #42 : 12 Eylül 2009, 02:18:56 »
İzninizle bölüp bir miktar geriye doğru gideceğim. Sertleştirme bitiminde istediğimiz sonuca ulaşamazsak tekrar sertleştirme yapabilmek çeliği tekrar normalizasyon işlemine tabi tutmalı mıyız? Sertleştirilmiş bir çeliği (eğe veya testere gibi) normalizasyon uygulayarak işlemeye uygun bir duruma getirebilir miyiz?

Emre Kipmen

  • Moderatör
  • Üye
  • *****
  • İleti: 456
    • Bıçak Albümüm:
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #43 : 12 Eylül 2009, 02:47:17 »
Aslında ileriye gidiyoruz :) Aslında daha ısıl işlemden bahsetmemeliydim ama ağzımı tutamadım yine  ;D

Sertleştirme sonrasında bir hata olmuşsa bahsettiği normalizasyon işlemleri yeniden sertleştirme için yeterli olacaktır, yumuşatma yapmaya gerek yok. Zaten yumuşatma yapmış olsak bile normalizasyonu yine de yapmak zorundayız çünkü yumuşatma tavında bir miktar tane büyümesi olabilir....

Ancak sertleştirilmiş çeliği işleme uygun hale getirmek için yumuşatma (annealing) yapmamız şart bence. Normalizasyon da perlit üretir ama ürettiği perlit "ince" ve sıkı bir perlit dokusudur. Yine elimizde sert çelikten daha yumuşak bir çelik olur ama bu yeterli değildir. İşlemeye başlamadan önce parçamızın tamamen yumuşak olması bizi bir sürü dertten kurtarır, işimizi kolaylaştırıp hızlandırır. Yumuşatmada kaybettiğimiz zamanı kolay şekil almasından dolayı fazlasıyla geri alırız bıçak yapımında.

Bu arada bölmediniz ben de yatıyordum... Ahh yine yatamayacağım, diğer tarafta da bir soru sormuşsunuz  :o

Tolga Arıkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 29
Ynt: yeni başlayacak olanlara tavsiyeler
« Yanıtla #44 : 12 Eylül 2009, 03:19:37 »
Cevabınız için teşekkür ederim. Normalizasyon işlemini yumuşatma tavıyla eş tutma gafletinden beni kurtarıdınız.

 

Her Hakkı Saklıdır © 2007-2024 cebehane.com
SMF 2.0.15 | SMF © 2017, Simple Machines
RSS WAP2