Osmanlı tarihimizde Silahlar...  (123833 defa okundu)

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #30 : 09 Ocak 2010, 19:51:35 »
Sayın Forumdaşlar,

Ben kendimi 'Yenıçeri' hastası olarak tanıtmışdım, hatırladınızmı?

Bu aralar yeni bır proje yani bir Komple 'Yeniçeri Ağası' Kıyafet ve Sılahlarıyla beraber toplamak üzereyim. Ekledigim Fotograftaki arkada duran Yeniçerinin Sağ elindeki 'Sopa' ne işe yarar? Ne iş görür?
(Sopanın orıjınalını buldum bir Antıkacıda onuda ekliyorum)
İcinizden bilen varsa cok memnun olurum.

selamlar
'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #31 : 09 Ocak 2010, 20:04:11 »
Bir konuda daha vardı, onuda aramızdan bilen bir Arkadaş cıkarsa cok memnun olurum.

Resimdeki Yeniçerinin belinde iki tane Silah var. Bunlar o zamanlar yurtdışındanmı geliyordu veya Cebehane icinde Ateşli Silah Üretimide varmıydı? Son Okuduğum bir Kaynakta ılk etapda yurtdışından (öncelikle fransa olmak üzere Silah alınmış) Ardından bunlarda bizim Cebehanelerde Üretilmiş diye bir yazı gecti elime Internette. Maalesef bu Sayfayı tekrar bulamadım. ??? Bu Konuda bilgilendiren olursa cok sevinirim.

Bu arada sizinle en yeni 'Oyuncagımı' paylaşmak istedim... ;)
Çalısır durumda, aşağı yukarı 3,5 kg ağırlıgında.

Selam ve Saygılar...
'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

Mert Sunar

  • Üye
  • *
  • İleti: 5
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #32 : 02 Mayıs 2010, 03:33:20 »
Merhabalar,
Bu forumda ilk mesajım sizin konu başlığınıza nasipmiş. Öncelikle gayet güzel bir piştov, tebrikler. Osmanlıların erken dönemlerden itibaren ateşli silahları adapte edip, aynı zamanda üretmeye de başladıkları biliniyor. Osmanlı ordusunun XIV. yüzyılın sonlarına doğru top kullanmaya başladığı ve XV. yüzyıl ortaları gibi bir dönemde ateşli silahların, en azından topların, Osmanlılar tarafından üretildiği söylenebilir. Lafı çok uzatmayayım, sizin yağlıboya resim Jean Brindesi'nin "Eski Giysiler" albümünden sanırım, Brindesi o resimleri yaptığında Yeniçeri Ocağı çoktan kaldırıldığı için resmin kısmen ressamın hayal gücüne dayandığı göz önüne alınmalı. Ancak yeniçerinin elindeki değnek ya da asa (ki özel bir ismine şu ana kadar rastlamadım, genelde değnek olarak geçiyor - fonksiyonu bugünki polis coplarının fonksiyonu neyse oydu, çünki yeniçeriler askerlik hizmetlerinin yanı sıra İstanbulun ve diğer şehirlerin asayişini sağlamak görevini de yerine getiriyorlardı, özellikle kulluk neferlerinin, ve benzeri görevleri olan yeniçerilerin bu değnekleri taşıdığı düşünülebilir)

Özellikle XVI. yüzyıldan itibaren yeniçerilerin tüfeng ve piştov gibi silahları yaygın biçimde kullandıkları söylenebilir. Piştov kelimesinin Macarca kökenli olması bu silahların Osmanlılara nereden geldiği konusunda bir fikir vermektedir. Bu dönemden itibaren Osmanlı topraklarında yaygın biçimde bu silahların üretildiği ve kullanıldığını söylemek yanlış olmaz. Bu silahlar hem özel üreticiler tarafından hem de devlet tarafından üretilmekteydi. Mesela XVII. yüzyılda yazılan bir eserde yeniçerilere devlet tarafından verilen ve miri tüfeng adı verilen tüfenglerin pek bir işe yaramadığı bu yüzden de bu silahlara güvenmeyen yeniçerilerin kendi silahlarını özel üreticilerden aldığı belirtiliyordu.   Osmanlıların dışardan yani Avrupa'dan ateşli silah almaya başlaması XVIII. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşecek bir gelişmeydi. Sanırım ilk alınan tüfekler Fransa'dan gelen musket (kaval) tipi tüfeklerdi, tabii bu konuda tam emin değilim ama bu dönemde III. Selim'e verilen lahiyalardan birini yazan Fransız bir subayın Osmanlı topraklarına daha önce Osmanlı askerilerine Fransiz tipi tüfeklerin kullanımını alıştırmak ve istihkamların kontrolü göreviyle geldiğini söylediğine bakılırsa silah alımının bu dönemde başlaması mümkün gözüküyor.     
Olup yeniçeri çektim cefayı
Piyade eyledim nice gazayı

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #33 : 02 Mayıs 2010, 14:00:43 »



Merhaba Mert Bey,

Ilk olarak sitemize hoş geldiniz der ve ilk yazınız benim Konuya ön gördügünüz için bana Şeref verdiniz demek isterim....:)

Elimdeki Piştov ('Almancası - Perkussıonspıstole-) yalnız sahte cıktı, :-\ Antıkacı bir Arkadaşa götürdüm güzel ama 'Tarihi' yani yaşlı degıl dedi, neyse olur böyle şeyler...

Cevabınızın yazılma tarzına bakılınca, tarihimizi cok güzel adapte etmiş ve bu konuda derın bilgili olmanız ılk önce göze carbıyor. Kutlarım.  -^b

Evet resimler Giovanni ou Jean Brindesinin, (d.1826-ö.1888) İtalyan ressamdan.
Resimlerde 1855'te Paris'te basılan Elbicei Atika. Les Anciens Costumes. Musée des costumes turcs de Constantinople (Eski Giysiler. İstanbul Türk Giysileri Müzesi) alıntısından bir Parca.

Ama Brındesini bu resimlerini hayal gücü ile yapması tam dogru degil bence, Brındesini 'Memoirlarında' kaynak olarak Sultanahmet'teki Yeniçeri Müzesi "Elbice-i Atika"nın adı yer almaktadır. Brindesi bu müzedeki modelleri kullanarak albümünü oluşturmuştur diye söylentiler var. Neyse uzun lafın kısası böylelıkle tanışmış olmamıza sevindım.

Inşallah sızden ıleriki konulardada böyle derin bilgi alabilme arzusuyla, hayırlı Pazarlar dilerim efendim...

selam ve saygılar
'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

Mert Sunar

  • Üye
  • *
  • İleti: 5
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #34 : 02 Mayıs 2010, 20:45:21 »
Selamlar Mergup Bey,
Piştov için üzüldüm, böyle objelerin orjinalliğini anlamak için belli bir deneyim gerekiyor, benim pek derin bir bilgim yok bur konuda ancak yatağanlar konusunda eğer kitabesi varsa yazının orjinalliğinden anlayabiliyorum genelde, materyalden anlama belli bir birikim istiyor.

Brindesi'nin resimleri hakkında kısmen hayal gücü derken, kendisinin bizzat yeniçeriler zamanında yaşamadığını ve kendi gözleri ile görmediği şeyleri çizdiğini kastetmiştim, yoksa tabii ki Elbise-i Atika başta olmak üzere önceden çizilmiş gravür, minyatür vs. şeylere bakmış olması gerekiyor. Bildiğim kadarı ile Elbise-i Atika'daki yeniçeri mankenlerinin elbiseleri Viyana'da diktirilmiş, ama mankenler nerede ve ne zaman yapıldı bulamadım. Ama kullanılan silahların hepsi orjinalmiş. Sonuçta yeniçeriliğin kaldırılmasından bir 20-25 yıl geçtiği için hep merak etmişimdir serginin ne kadarı tamamen orjinale yakın diye, ancak 20-25 yıl uzun bir süre değil, o sırada hala yeniçerilerden hayatta olanlar ve o döneme şahit olanlar olmalı, o yüzden belki de çok büyük bir kayıp yoktur. Büyük ihtimalle sizde vardır ama elimde biraz kötü çözünürlükte olsa bile o kolleksiyonun bir resmi var, paylaşmak istedim.

Sevgiler, Saygılar.

 
« Son Düzenleme: 02 Mayıs 2010, 20:47:36 Gönderen: Mert Sunar »
Olup yeniçeri çektim cefayı
Piyade eyledim nice gazayı

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #35 : 10 Mayıs 2010, 12:13:38 »
 "benim pek derin bir bilgim yok bur konuda ancak yatağanlar konusunda eğer kitabesi varsa yazının orjinalliğinden anlayabiliyorum genelde, materyalden anlama belli bir birikim istiyor."

Sevgiler, Saygılar.

 
[/quote]

Bu Resim Sultanahmet'teki Yeniçeri Müzesi "Elbice-i Atikayimi gösteriyor? Resim icin teşekürler, bunu daha önce hic görmemiştim. Sağolun.

Yatağan konusuna ele aldıgınıza göre elinizde bir kaç güzel parcalar acaba varmı? Bunları bizimle paylaşırmısınız.?
Bende bu konuda bayahı bir "hastayım", özellikle namlunun üzerinde bulunan değişik yazılar peşindeyim.
Eger bır imkan var ise cekinmeyin lğtfen, cünkü burasi fikir ve düsünceden ayri kesinlikle resim paylaşması gerektiren bir Ortam.
Almanların şöyle bir Lafı vardır:
"Bilder sagen mehr als Tausend Worte" / "Bir resim bin kelimeden daha anlamlıdır" diye....
Onun icin bu niyetle dermisim.....

selam ver saygilar
 
'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

Mert Sunar

  • Üye
  • *
  • İleti: 5
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #36 : 12 Mayıs 2010, 23:43:24 »
Merhabalar,
Resim konusunda tam emin olamıyorum, elbise-i atikanın mı yoksa daha sonraki bir tarihden mi ama eğer olabilirsem size bildiririm.
Elimde zaman içinde yaptığım çok farklı namlu yazısı transkripsiyonları mevcut, zaman zaman ingilizce bir forumda talep olursa tam fotoğrafını paylaşmak kaydıyla bu çevirileri sebil olarak da yapıyorum aslında. İlk olarak şu iki yatağan yazısını paylaşayım sizle, ikisi de yeniçeri yatağanı. İlkinin yeniçeri yatağanı olduğunu anlamak daha kolay, çünki hem sahibinin mensup olduğu cemaatin numarası hem de nişanı var yatağanın üstünde. İkincisinin yeniçeri yatağanı olduğu ise hem mensup olduğu bölük numarasından hem de sahibinin ünvanından çıkıyor. İkinci de "Kef" harfi içinde 13 sayısı var bunun manası büyük ihtimalle bildiğiniz gibi 13. Bölük demek. Ayrıca sahibinin "Beşe" ünvanı sizin de bildiğiniz gibi sadece yeniçeriler tarafından kullanılıyor. Birisinin yeniçeri olduğunu bize bildiren diğer bir ünvan "alemdar" ancak burada aynı ünvanı ya da rütbeyi cebeciler ve topçular da kullandığı için tam emin olmak zor. "Ağa" ünvanı ise çok farklı gruplar tarafından kullanıldığı için tam olarak bir şey söylemek zor, ancak bu ünvanı kullananların kesin olarak askeri sınıftan olduğunu söyleyebiliriz.     
« Son Düzenleme: 14 Mayıs 2010, 11:47:07 Gönderen: Mert Sunar »
Olup yeniçeri çektim cefayı
Piyade eyledim nice gazayı

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #37 : 14 Mayıs 2010, 11:05:44 »
Mert Bey,

Teşekür ederim paylasımlarınız için. Çok güzel parcalar var elinizde -^b

Evet Ağa konusunda kesinlikle haklısınız, benim bu zamana kadar gördügüm aşagi yukarı her üçüncü yatağanın üzerinde "Ağa" sözkonusu. Bunların hepsinin yeniçerilerle bağlantısı olması bencede cok nadir.

Harfin icinde rakamların "Bölük" anlamına geldigini burada bir zaman öncede konuşmuştuk belkı görmüşsünüzdür. Benim ınceledigim Kaynakların bu konuda "atip tutmadıgını" tekrar dogru kanaatine varmak ve  duymak güzel. ;D Ama ben "Alemdar" kelimesine bilincli olarak hic dikkat etmemistim, ama haklısınız onuda göz ardı etmemek lazım bundan sonra.

Tekrardan sağolun beni birazdaha Tarihimizden aydınlandırdıgınız icin. Lütfen böyle "Derin Alt Yapılı" paylaşımlarınıza son vermeyin diyerek teşekür ederim efemdim.

Selam ve Saygılar

'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

Mert Sunar

  • Üye
  • *
  • İleti: 5
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #38 : 14 Mayıs 2010, 12:25:12 »
Mergup Bey,
Nazik sözleriniz için çok teşekkür ederim, ancak bilgimiz şu an derin olmaktan çok uzak, o kadar çok şeyi bilmiyoruz ki, uzun zaman bu konularda doğru dürüst kimse çalışmadığı için pek çok bilgi kaybolmuş durumda, onları da yeniden bulup çıkarmak gerçekten zor.
Ayrıca yanlış anlaşılma olmasın bu yatağanlar benim değil, sağdan soldan topladığım resimler, şu ana kadar "kolleksiyonumda"  ;D sadece bir tane yatağan var.
Aşağıya bir kaç yatağan namlusu yazısı örneği daha ekliyorum, genelde belli başlı beyitler ve ifadeler var kullanılan, aslında bunların bir kaynakçasını oluştursak burada herkese yararlı olur diye düşünüyorum.

Saygılar,

 
Olup yeniçeri çektim cefayı
Piyade eyledim nice gazayı

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #39 : 15 Mayıs 2010, 16:22:07 »
Merhaba Mert Bey,

Kolleksiyonculuk zaten öyle başlıyor, inanın bana ne kadar derine inerseniz o kadar büyüleyici gelecektir size, Bende öyle oldu.
Hattaki Eşim Internet' de Alış-Veriş Embargosu bile koyuyordu"da zamanında zor yırtık... ;D ;D  ;D
Şaka, Şaka... Ama İnsan kendini hoş veya kesın cekici şeylerle bağladıgı zaman, kopması zor geliyor, Sigara gibi.....

Neyse konumuza dönelim, bilmiyorum gördünüzmü acaba, ama epey bir zaman önce bende  "Antika Osmanlı Silah & Restore" Başlıgı altında altaki resimleri koymuştum, Forumumuza.
Tekrar hatırlatmak ve fikrinizi almak niyetiyle .... :)

Selam ve Saygilar 
'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

Mesut Çetin

  • Üye
  • *
  • İleti: 48
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #40 : 15 Mayıs 2010, 16:30:25 »
Merhabalar,

Konu namlu üzerindeki yazı ve süslemelere gelmişken yaptırmak istediğim yatağanda kullanılmasını istediğim motifleri paylaşmak istiyorum. Biri sağ, biri sol yanda olmak üzere bu iki rumi desenin geleneksel anlamda gerçek kılıç desenlerini örneklemediğinin farkındayım. Uygun bir motif ve yazı bulabilmek için hem internet ortamında hem de müzelerde araştırma yapmama rağmen maalesef istediğim sonuca ulaşamadım. Sonunda yazıdan tamamen vazgeçtim, motif olarak da aşağıdakilerde karar kıldım.  

Mert Sunar

  • Üye
  • *
  • İleti: 5
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #41 : 16 Mayıs 2010, 12:46:23 »
Selamlar,
Mergup Bey siz bu yatağanın resmini koyunca hemen aklıma başka bir yerde gördüğüm bir yatağan yazısı geldi, çok benziyor, motiflerine kadar, bu da akla acaba ustası ya da en azından yazıyı yazan zanaatkar aynı mı sorusunu getiriyor. İlişiğe ekliyorum. 

Mesut Bey,
Motif konusu bugüne kadar benim çok kafa yormadığım bir konu, sanat tarihçilerinin uzmanlık alanı, yalnız bir aralar bu daha çok denizci yatağanlarının kınlarında kullanılan ejderha motifleri üzerine bir tartışma olmuştu. Benim nazicane gördüğüm tarihi yatağanların çoğunun üzerinde öyle çok ince işçiliğe dayanan motifler yok, çoğunlukla namlu yazılarında bile yazım hataları vs oluyor, ancak sanırım yatağan çok zengin biri için yapılmışsa bu tip şeylere önem veriliyor.

Saygılar,
Olup yeniçeri çektim cefayı
Piyade eyledim nice gazayı

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #42 : 16 Mayıs 2010, 16:24:08 »
Merhaba Mert bey,

Evet, Haklısınız, yazma ve işlem Namludu üzeri aynı birbirine benziyor.
Arastırmalarınızda "Yazım hataları" diyorsunuz. Tam emin degilim ama bence bu yanlış yazıların bir iki başka acıklamasıda olabilir veya Form / Desen / Motif konusunda...

Örnek olarak: Unutmamak lazımki o zaman her Kalfa veya Cırak okuma yazma konusunda bilinci oldugunun kannatinde degilim ben. O zamanda Nasrettin Hocamın dedıgı gıbı
''Parası olan düdügü çalar hesabı'' Her Aılenın cocuklarını Okula veza Mektebe gönderme ımkanı bulunmamakta...
O zaman Cırak Ustasının vermis oldugu "Ana tabir Yazıdan" yola çıkarak tekrarını Namluya yazma konusundan çıkan hatalar sonucu bence böyle kaynaklanıyor.

Veyahut baska bir acıklama ararsak,

(bu benim kendi düsüncem, kaynakcası olan bir şey degil yani...)
Insan oğlunun ınsanlık hali ile bir seyi görüp ve onu elde etme duygusundan doğmus da olabilir. Örnek derseniz: Her insan bir şeyi görüp beğenir ama imkani onu almak icin yeter veya yetmez. Hani şu "pazarlarda" satılan sahte Marka Tişörtler gibi... Mağazada yanına yaklaşamazsınız ama pazarda aynı fiyata 10 tane alırsınız. Bence yatagan konusundada ileriki zamanlarda niye böyle olmasın? Eskilerde Ağaların veya Askerlerin belinde görüp imrenen ama imkani olamayıp "Sahte Ustalarda" daha az kaliteli ama Yatağan diye beline takılacak bir Silah niteliğinde diye düşünüyorum...  (Zıraa o zamanlar zaten bır Erkegın Süs takma olanagı yok veya cazıb değil, onun ıcın Süsü Silahlarına taşımışlar...Belki böyle bir şey diye düşünebiliyorum. Belkide yanlış düşünüyorum bu konuda, ama maalesef bu da Tarihin bir Sırrı kalacak bize....

selam ve saygılar
'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

Hüseyin Merttürk

  • Üye
  • *
  • İleti: 32
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #43 : 22 Haziran 2010, 20:21:30 »
Merhaba mergub abi yatağan mükemmel gerçekten sanat eseri senin koleksiyonundan mı abi... -^b

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: Osmanlı tarihimizde Silahlar...
« Yanıtla #44 : 23 Haziran 2010, 10:30:54 »
Merhaba mergub abi yatağan mükemmel gerçekten sanat eseri senin koleksiyonundan mı abi... -^b

Merhaba Hüseyin,

nerdeydin ya ? Özlettin kendini  ;D ;D ;D
Tam anliyamadim Hüseyin, hangi yatagani diyorsun...


selamlar
'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

 

Her Hakkı Saklıdır © 2007-2024 cebehane.com
SMF 2.0.15 | SMF © 2017, Simple Machines
RSS WAP2