CebehaneForum

Başlarken => Tanışalım - Sohbet Edelim => Konuyu başlatan: Emre Kipmen - 03 Kasım 2009, 15:23:42

Başlık: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Emre Kipmen - 03 Kasım 2009, 15:23:42
Ülkemizde el yapımı bıçak yapımı konusu geride olması dışında insanların genel olarak kaliteye para ayırmadıkları bir gerçek. Örneğin kaliteli bir sandalye 120 - 150 YTL'den başlarken büyük marketlerden vietnam malı filan bir sandalyeyi 41 YTL'ye alıyoruz. Sonuçta aile yadigarı olabilecek bir sandalye yerine 2 yıl sonra dağılacak bir sandalyeye razı olabiliyoruz...

Merak ettiğim ülkemizde konuyla ilgili olan insanların bir buluşma noktası anlamındaki bu forumda bıçakların mali durumunu sizinle tartışmak / konuşmak istedim. Biliyorum "yasak", sonuçta ülkemizin türlü yerlerinde el yapımı işler yapılıyor. Yatağan'dan bir avcı bıçağını bir arkadaşım 20 - 30 YTL civarına almış mesela. Peki 30 santimlik bir avcı bıçağı nasıl 30 lira olur,en azından ben bunun cevabını bilmiyorum (sadece yapımı bir insanın en az 2-3 günlük iş gücüne mal olmuş olmalı, çelik, kabza malzemesi, harcanan elektrik, sarf malzemesi, yapıştırıcı, dükkan maliyeti vs. vs. hiç saymıyorum bile). Bu bana biraz garip geldi arkadaşım bahsettiğinde, benim kişisel olarak böyle bir bıçağı yapmaya kalkıştığımda en aşağı 80 YTL civarı çıplak maliyetim var. İnsanlar nasıl bu fiyatlara satabiliyorlar  ??? ???
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Metin Sakin - 03 Kasım 2009, 16:35:44
Benzer bir şekilde boynuz saplı sivas çakısı veya bursa çakılarından 5-6 liraya aldım.
Bana öyle geliyoki bunu üretenlerde bi şekilde olayı seriye dökmüştür ayrıntılara dikkat edince özensizliği görmek kolay eminim bi günde 10 larca çıkarıyolardır.

Aslında bence onlarca özensiz ürün yerine 5 tane güzel iş yapsalar daha iyi olurmuş gibi geliyo .

Bunun yanında bilmiyorum isim vermek kötü mü ama bora bıçak diye bi firmanın bıçakları pek ucuz değil ama sonuçları çok daha özenli gibi geliyo bana .

Yani en azından Bursa'da bıçakçılar çarşısını dolaştığımda el işi yerli ve özenli bıçaklarda bulabilmek isterdim yüzlerce ekmek bıçağı ve saplarında kıymıkları bile duran geometrisi bozuk el işi çakılar arasında...
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Ejder Uçar - 03 Kasım 2009, 16:37:27
Emre, kesinlikle haklısın!
Arkadaşının aldığı bıçak turistler için yapılan demir parçalarındandır diye tahmin ediyorum.
Aynı durumla ben Çanakkale'de karşılaştım.Bir yanda bir dükkan; büyüklüklerine göre 110-150 lira arası fiyatlarda bıçaklar satıyor diğer yanda 20-30 liralık keskinleştirilmiş ve süslenmiş demirler satan bol miktarda dükkan mevcuttu.
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Emre Kipmen - 03 Kasım 2009, 18:46:39
Şimdi düşününce herhalde ben de 20 liraya satılabilecek bıçak yapabilirim gibi geldi, ancak asla yapmam o ayrı...
Bora bıçaklarının tiplerini ve fiyatlarını incelemiştim... Eeeeh ! Bence o fiyata seri üretim aynı kalıptan çıkmış, üçüncü kalite kabza ikinci kalite çelik... Piyasadaki boşluktan kaymak yiyorlar diyebilirim. Eğer ortada kaliteli işler çıkaran el yapımcısı ustalar olsa fiyatlarını yarıya veya 3 te bire indirmek zorunda kalırlardı... Şu anda aslında rakipsizler. Rakipsizlik kalite düşüklüğüne ve fiyat fahişliğine neden olur. Gördüğüm 200 liralık B*ra bıçakları yerine 30 liralık işi alırım daha iyi, 200 lirayı hakeden pek birşey yok gibi geliyor bana...
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Ejder Uçar - 03 Kasım 2009, 18:58:58
Aslında çok güzel bir konu, hep merak etmişimdir; siz değerli ustalarımız emeğinize ( ülkemizde el yapımı bıçak satışı yasal olsaydı ) paha biçecek olsanız, bıçaklarınızda işçilik için alacağınız mimimum fiyat ne olurudu ?
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Emre Kipmen - 03 Kasım 2009, 19:14:00
 ;) Aman sümme haşa, yasak.... Ama köşe başındaki çakıcı nasıl satıyor o meçhul tabii...

Aslında el emeği eserin değiri çok göreli bir konudur, aslında o değer onu alanın gözündedir. Sonuçta böyle bir işe harcanan saat bazında değer biçsek herhalde en basitinden bin liraları bulurdu. Ancak ustalık geliştikçe harcanan zaman düşüyor haliyle... Eğer kaliteli bir ahşap, kaliteli bir çelik, doğru perdah, doğru ısıl işlem söz konusu ise maliyeti zaten yaklaşık 50 YTL ile 100 YTL arasında olur 20-25 santimlik bir bıçağın. Hadi bir de bir haftalık emeğinizi, harcanan elektrik, çalışan makina ve aletlerin amortismanı vs. hepsini kattığınızda B*ra bıçakları gibi bir maliyete gelir. Eh biraz da kar elde ederim deseniz, siz düşünün...
Eğer bıçakta ekstra bazı özellikler, bıçak sırtı işlemesi, el yapımı kılıf / kutu, yiv, tel kakma, özel şekillendirilmiş kabza, stabilize yumru, boynuz vs. gibi şeyler olunca fiyatı iki - üç katına çıkabilir... Haliyle sadece sırta güzel bir işleme yaptığınızda en az 1-2 gününüzü o işe ayırabilirsiniz.

Yurt dışında el yapımı eserlerin fiyatlarını incelerseniz anlarsınız. 150 doların altına iyi bir el yapımı avcı bıçağı almanızın yolu yoktur. Eğer gerçekten usta işi bir eser alayım diyorsanız, mesela amerikadaki master smith'lerden bir avcı bıçağı alayım diyorsanız, hadi damascus olsun filan da diyorsanız, en azından 1000 dolar ve üstünü ödemeye hazırlıklı olmalısınız...
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Sancar Özer - 03 Kasım 2009, 21:28:19
Bneim maraş'ta gördüğüm yüksek karbonlu has çelikten döverek işlenmiş, su verilmiş, çok zarif boynuz saplı bıçaklar ucuz, dandik çin malı paslanmaz çelik, plastik saplı bıçaklar ise pahalıya satılıyordu.

Daha komiğini anlatayım bir gün tesadüfen bir sokak pazarında antika bir harbokulu tören kılıcı gördüm, yanında ise bilimum dandik aliminyum kılıç şeklinde süslerden vardı. Fiyat sordum harp Okulu kılıcı sudan ucuz, aliminyum süsler ise harbokulu kılıcından katkat pahalıydı. :)

Yasal engeller kalkmadan bu konuda bir düzelme olacağını zannetmiyorum açıkçası. Yasal engellerin de kalkması çok küçük bir ihtimal, zira AB yasaları ülkemizde bıçaklarla ilgili mevcut yasalardan çok daha ağır.  :-\
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Eylem Cengiz - 03 Kasım 2009, 22:23:48
Açıkçası elde üreten yerli ustaları yada yerli markaları çok da yeresim gelmiyor. Gerçi bir çok ürün titizlikle üretilmemiş, bir çok usta kendini geliştirmiyor, yılların kusurları yeni ürünlerde de görülüyor.

Buna karşılık bizdeki piyasa da dar, tüketicinin bilgisi ise ya eksik ya da yanlış. Hadsiz bir yabancı hayranlığı, buna karşılık yerli malı ürünlere karşı gaddarca bir eleştiri var. İnternet ile birlikte yabancı ürünlere dair olan farkındalık tüketicide arttı ancak üreticilerin yeni teknikleri benimsemesi yeni malzemeleri ulaşması zaman alacak. Bu noktadaki üreticiden de tüketici bihaber.

Tüketiciler üretim teknolojilerini bilmediklerinden, gördüklerinin hangi yolla üretildiğini, bu yolun ne derece iyi/kaliteli bir yöntem olduğunu bilmediklerinden iyiyi görünce anlamıyor, kötüyü görünce fark etmiyorlar.

Örneğin:

Bendeki Smith Wesson ve KaBar çakıların punch ile üretildiklerini fark ettim. Yani çeliği zımbalama usulüyle soğukken kesip sonra da sağını solunu zımparalayarak yapmışlar. Böyle bir ürünü kenarlardaki (ara yerler falan) gayri muntazam, kopma görüntüsü veren kesimden, (bkz. SW) bir tarafı eğik köşelerden (bkz. KaBar) tanırsınız. Gayet çirkin bir görüntüdür. Bu işlem bıçak üzerinde ne kadar stres bırakmıştır, dayanıklılığı ne kadar azalmıştır bilinmez...

Kalitesi kötü ise neden yaparlar? Çünkü lazer ile, su ile kesmek iyidir ama vakit alır, vakit de nakittir.

(http://eylemcengiz.com/workshop/cakilarda_punch_ile_kesim_izleri_01.jpg)
Bu ürünlerin piyasa fiyatları öyle az da değil üstelik...

İnsanlar maalesef spec.'leri yoksa, İnternet'te karşılaştırması yoksa o ürünle ilgilenmiyor. Amerikalı birisi iyi dedi diye o adamın görmediği bıçaklar da gördüklerinden kötü oluyor. Amerikan markaları çok popülerler, çünkü İnternet'te onlar daha çok var.

Türkiye'de yayınlanan karşılaştırmalar, kullanıcıya yol gösterecek kılavuzlar, markaların testleri maalesef yabancılarla karşılaştırırsak yok. Değil ürünleri tanımak daha üreticileri, markaları bile adam gibi bilemiyoruz. Forumlardaki tartışmalar subjektif. Bakıyorsun, adam firma sitesinde 440C'den yapılmadır, sertliği 68 HRC'dir denen bıçak için neden yapıldığı belli değil diye kelam ediyor. Ha çok yerde böyle bir bilgi gerçekten atlanmış o ayrı.

Bunların sonucu olarak insanlar iyi de yapsa para etmiyor. Yerli ürünlerin piyasa payı yetersiz. Doğal olarak insanlar kısıtlı kaynaklarla maliyeti az ürünleri olabildiğince az zamanda bitirmeye çalışıyorlar.

Bize ne düşer?

Tabii başta kendimizi geliştirip gururla gösterebileceğimiz, sahibinin güvenle taşıyacağı kadar kaliteli, bakınca sırıtacağı kadar sanatı konuşturduğumuz bıçaklar üretmek, bizim yaptıklarımıza insanlar burun kıvırıp ABD etiketli Çin malı peşinde koşarken yılmamak...

... bunun yanında forumumuzda bıçak tanıtımları ve karşılaştırmaları yaparak, üretim teknolojilerine dair bilgiler vererek, markaları tanıtarak Türk bıçakçılığına katkıda bulunmak, Türkiye'deki üreticilerin hem kanunlar hem de yabancı rakiplerinden dolayı 2-0 yenik başladığı rekabette durumu bir nebze dengelemek

bizim yapabileceğimiz şeyler arasında.

Forumda tarihe ışık tutmaya bu güne kadar önem verildiğini düşünerek bu günümüzün tarihini tutmaya bu günden başlamamız hayırlı olur diye düşünüyorum.

--- o ---

Bora'nın fiyatlarının bazı yerlerde yüksek olduğunu gördüm ama şahsen bu fiyatları, mağazalar da şişiriyor olabilir. Bendeki Bora M410 Shogun (http://www.silahdunyasi.com/emarket/ProductDetails.aspx?ProductId=172462&CatID=20664), Silah Dünyası (http://www.silahdunyasi.com/)'nda 97,50 TL aynı mağazada yine elimde bulunan Smith Wesson CKSUR7 (http://www.silahdunyasi.com/emarket/ProductDetails.aspx?ProductId=172525&CatID=20664) ise 90.72 TL. Bu iki bıçaktan Smith Wesson'un daha üstün olmadığını söyleyebilirim. Açıkçası Bora ötekine göre ucuz bile kalıyor. Ha, CKSUR7 içime çok yarıyor o ayrı...

(http://eylemcengiz.com/workshop/CKSUR7_ec.jpg) (http://eylemcengiz.com/workshop/handle_mod-04.jpg)
(Solda SW CKSUR7, sağda Bora Shogun - Deri şerit bana ait, ürün öyle gelmiyor.  ;D )
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Ejder Uçar - 03 Kasım 2009, 23:26:49
Eylem Bey, bence haklısınız! Ülkemiz üreticisi ve ustası halkımızca hor görülüyor, neyazık ki bu bir gerçek.Ancak adı geçen firmanın yıllardır var olmasına ve rakipsiz olmasına rağmen kalitesiz demek istemiyorum, özensizliğini sürdürmeside bir gerçek.Örneğin yıllar önce aldığım "Buck Alpha Hunter " bıçağım, 120 lira sanırım şuanki fiyatı, ilk aldığımda kolumu traş edecek ve dikkatsiz bir harekette derin bir kesik açacak kadar keskindi, 420 HC çelikten imal edilmiş, lastik kabzalı, naylon kılıflı sonuç olarak kesinlikle vasat bir bıçak.Kılıfın içine yerleştirilmiş bıçağın ağzını koruyan plastik muhafazası ve genel görünümüyle bu markanın vasat bir modele bile nekadar özen gösterdiğini gösteren de bir bıçak aynı zamanda.Bora için ise sitelerinde bahsettikleri "Büyük Shogun" modeline sahibim.Aynı zaman sitede bahsedilen Türk Özel Kuvvetleri tarafından kullanılmaktadır açılmasının doğru olduğunu kendi gözlerimle taşıyanlarda görüp şahit olduğum için biliyorum.Sonuçta Bora'nın sıradan bir modeli değil ancak çiziklerle dolu çelik yüzeyi, çok zaman harcanmamış olan ahşap kabzası, sadece keskin denilebilecek ağzı(tabi benim zevkime göre) ve sitede birinci sınıf deri denmesine rağmen hiç de öyle durmayan kılıfı (ayrıca kılıfın çıt çıtı cidden baştan savma takılmış) ile yabancı rakipleri ile boy ölçüşecek durumda değil.Tabiki benim görüşüm.Sonuç olarak bu bahsettiklerim şuanki ülkemizde var olan imkanlarla üstesinden gelebilecekleri eksiklikler.
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Emre Kipmen - 03 Kasım 2009, 23:34:12
Eylem Bey çok önemli bir noktaya dokundunuz. Tüketicinin bilinçsizliği... Belki bu konuda pek birşey yapamayız, ancak ya bilinçli olan tüketici naapsın. Önlerine Sancar Bey'in söylediği gibi ya çin malı dandirik bir çakımsı bişey, ya onunla rekabet etmeye çalışan temelde iyi ama sonuç kalitesi düşük 3-5 kuruşa satılan demirci bıçağı, ya eh şöyle böyle seri üretim pahalı bıçak... Seçeneklerimiz bunlar...

Yine Eylem Bey'in önemli bir önerisi var: Türk bıçaklarını tartışmak, ve gerçekten son kullanıcı bazında önemli bişeyler çıkabilir bu paylaşımdan. Ayrıca bence önemli ustaların eserlerini, tanınmış markaların yorumlarını bu forum dahilinde tartışmalıyız. Önemli bir kaynakça oluşur bu sayede. Türk bıçakları şu anda piyasada olanlar için konuşuyorum, bizi geliştirmeyecek kadar sönük. Bu gerçeği kabul etmemiz lazım. Burada paylaştığımız kendi ürünlerimiz gerçekten ülkedeki en üst sınırları belirlemekte şu anda. Başka nerde Sefa'nın Tanto'su ya da Durukan'ın "damaskus"ları gibi eserler, Gökhan'ın avcı bıçağı gibi üst düzey eserler çıkıyor. Eğer devam edersek, şu anda önemli bir çığır arifesindeyiz gibi görünüyor. Bir yıl sonra ben etrafımızda daha çok amatör sanatçılar olacağını ön görüyorum. Bakınız Emin başladı, yakında Tolga Başlıyor. Bunlar ülkemiz için önemli adımlar...

 
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Abdurrahman Doğan - 04 Kasım 2009, 00:43:49
forum arkadaşlarınıda dediği gibi bizler toplum olarak ne zaman bilinçli tüketici oluruz ustanın yaptığı ürünü beğenir isek eğer işten ve üründen anlayan tüketici isek fiatta problem yokama üründen anlamıyorsa  dediği tek kelime yahu ne gerek var ben aynısnı daha ucuza alırım yani çin malını  bundan bizler ne kadar kendi ustalığmızda söz edersek edelim el emeği ile çalısan usta ise günümüzde gecimini sağlamak için değişik çareler arıyor oda ürün kalitesinin düşüklüğü neden oluyor haa yapılacak ürünü tarif edipte yaptığı şiparişi eline geçtikten sonra ustayı arayıp teşekür eden kişiler yokmu var bu işi layıkıyla istenildiği gibi yapan ustalarda mevcut
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Eylem Cengiz - 04 Kasım 2009, 01:17:12
Eylem Bey çok önemli bir noktaya dokundunuz. Tüketicinin bilinçsizliği... Belki bu konuda pek birşey yapamayız, ancak ya bilinçli olan tüketici naapsın.
...

Evet yapabileceğimiz iki şey var,

- tüketiciyi (bu ortam vasıtasıyla) bilinçlendirmek
- bilinçliye ürün sunmak, ürettiklerimizle çıtayı yükseltmek

bence bu ikisi ye yapılır. Zaman alır ama her yaptığımız bizi birer adım ileriye götürür.

--- o ---

...
Bora için ise sitelerinde bahsettikleri "Büyük Shogun" modeline sahibim.Aynı zaman sitede bahsedilen Türk Özel Kuvvetleri tarafından kullanılmaktadır açılmasının doğru olduğunu kendi gözlerimle taşıyanlarda görüp şahit olduğum için biliyorum.Sonuçta Bora'nın sıradan bir modeli değil ancak çiziklerle dolu çelik yüzeyi, çok zaman harcanmamış olan ahşap kabzası, sadece keskin denilebilecek ağzı(tabi benim zevkime göre) ve sitede birinci sınıf deri denmesine rağmen hiç de öyle durmayan kılıfı (ayrıca kılıfın çıt çıtı cidden baştan savma takılmış) ile yabancı rakipleri ile boy ölçüşecek durumda değil.
...

Bende de aynı modelin küçük kardeşi var (malum  :) ) ve gördüklerim biraz farklı. O halde bu bir kalite kontrol problemi olabilir. İşletmeden çıkan ürün bir iyi, bir kötü oluyorsa bu tutarsızlığa işarettir. Belki işler açılınca gelen ilave personel, belki hedefi tutturmak için acele etmeleri buna neden olmuş olabilir. İşi adını koyarsak kalite kontrol eksikliği denilebilir. Endüstri mühendisliği, kalite mühendisliği vb. kavramlar bizde sıklıkla gözden kaçan kavramlardır. Tabii kurumsallaşma da...
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Sefa Çabuk - 04 Kasım 2009, 01:43:32
SEKİZİNCİ BÖLÜM : BIÇAK VE DİĞER ALETLER İLE BENZERLERİNDEN BİR SANAT VEYA MESLEĞİN İCRASI İÇİN KULLANILMASI, ZORUNLU BULUNANLARIN YAPIM, : KULLANIM VE NAKLİ

    YAPIM İÇİN BAŞVURU

    Madde 49 - Kanunun 4 üncü maddesinde yer alan kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletlerden bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılması zorunlu bulunanları imal etmek isteyenlerin, Bakanlıktan yapım izni almaları zorunludur.

    YAPIM İZNİ İÇİN İSTENECEK BELGELER

    Madde 50 - Yapım izni alabilmek için, fabrika veya imalathanenin yeri ve niteliği ile daha önceden 11/09/1981 tarihli ve 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanun hükümlerine göre kuruluş izni alınıp alınmadığını belirleyen bir dilekçe ve bunlara eklenecek;

    a) Fabrika ve imalathaneyi yönetecek sorumluların teknik yeteneklerini belirten belgenin tasdikli suret veya fotokopisi,

    b) Bölgenin güvenliği bakımından bir sakınca olmayacağına dair mahalli zabıtaca yaptırılacak soruşturma yazısı,

    c) Yapımı tasarlanan bıçak, diğer alet ve benzerlerinin hangi sanat veya mesleğin icrasında kullanılacağı ve bunların iş sırasında kullanılmasının zorunlu olduğunu belirten, ilgililerin bağlı bulunduğu sanat ve meslek teşekküllerinin gerekçeli yazısı,

    d) İmalatı daha önce yapılmış veya yeniden tasarlanan bıçak, alet veya benzerlerinin iki adet numunesi,

    e) Mamullere vurulacak amblem ve seri numaralarını gösteren resim ve cetveller,

    ile imalatın yapılacağı il valiliğine başvurulması gerekir. Bu başvurudan sonra, ilgili valilik, görüşünü de belirtmek suretiyle dilekçe ve eklerini Bakanlığa gönderir.

    YAPIM İZNİ

    Madde 51 - 50 nci maddede belirtilen belge ve yazıların Bakanlığa intikali üzerine Genel Müdürlükçe inceleme, araştırma ve soruşturma yapılmak suretiyle genel güvenlik bakımından bir sakınca olmadığının tesbit edilmesi halinde, gerekli yapım izni verilir.

    Bu izinde, yapılacak bıçak ve diğer aletlerin özellikleri ile ihtiyaç miktarı, üzerine vurulacak amblem ve seri numaraları belirtilir.

    Yapım izni, fabrika veya imalathanenin aylık kapasitesi dikkate alınarak imal edilmek istenen bıçak ve diğer aletlerin miktarına göre sınırlanır. İmalatın bitim tarihi, izin belgesi üzerinde kesin olarak gösterilir. Yapım süresi, yapımı geciktiren veya engelleyen faktör veya zorlayıcı nedenler bulunduğu takdirde, Bakanlıkça bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.

    İMALATIN DENETİMİ

    Madde 52 - Bu Yönetmelik hükümlerine göre yapımına izin verilen bıçak ve diğer aletler veya benzerlerinin yapımından sonra ikişer adedi numuneye ve ülke standartlarına uygunluğunun tesbit edilmesi amacıyla Genel Müdürlüğe gönderilir.

    Bunlardan bir adedi için ekspertiz raporu düzenlenerek rapora rapten mühürlenir ve fabrika veya imalathaneye iade edilir. Diğeri ise, polis laboratuvarlarında oluşturulacak özel koleksiyona konmak üzere ve gerekli kayıtları yapılmak suretiyle muhafaza altına alınır.

    İmal edilen bıçak ve diğer aletler ile bununla ilgili kayıtlarda, Bakanlıkça, gerektiğinde merkezden görevlendirilecek ekipler vasıtasıyla tetkik ve inceleme yapılır.

    Yapım izninde gösterilenden fazla veya imalatın bitim tarihinden sonra izin alınmadan yapılan bıçak, diğer alet ve benzerleri zoralıma tabi tutulur. Sorumlular hakkında Kanunun 14 üncü maddesine göre adli işlem yapılır ve bu işyeri için bir daha yapım izni verilmez.

    BIÇAK, DİĞER ALET VE BENZERLERİNİN ALIM VE SATIMI

    Madde 53 - Bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılması zorunlu olan ve Kanun kapsamına giren bıçak, diğer alet ve benzerlerini sanat veya mesleklerinin icrası için kullanmak zorunda olanlar, bunları satın almak için mahalli mülki amirliklerden kullanım belgesi almak zorundadırlar.

    İsteyen ilgililer, kullanım belgesi almak için imalathane veya fabrikasının bulunduğu yerin en büyük mülki amirliğine bir dilekçe ile müracaat ederler. Bu dilekçeler ilgili zabıta makamlarına havale edilerek, bu aletlerin bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılıp kullanılmadığına dair mahallinde zabıta tahkikatı yaptırılır. Gerekirse keyfiyet ilgili kurum, kuruluş veya sanat ve meslek teşekküllerinden soruşturulur. Yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda uygun görülenlere kullanım belgesi verilir.

    NAKİL VE TAŞIMA

    Madde 54 - Bıçak, diğer aletler ve benzerleri, her ne sebeple olursa olsun üstte taşınamaz.

    Bunların nakilleri aşağıda gösterildiği şekilde yapılır.

    a) Bavul, valiz, takım veya el çantalarında,

    b) Çuval, bez torba veya ambalajlarında,

    c) Araçların bagaj ve torpido gözlerinde,

    d) Ani olaylarda kullanılmayı engelleyecek tarzda kağıt veya bezle sarılıp paketlenmiş şekilde üstte.

    Bu madde hükmüne aykırı olarak bıçak, diğer aletler ve benzerlerini üstlerinde taşıyanlar, kullanım belgeleri olsa dahi, haklarında Kanunun 15 inci maddesi gereğince işlem yapılır.



Herkes biliyordur eminim ama dayanamayıp yine de göndereyim dedim, hangi gelişmeden konuşuyorduk ???
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Emre Kipmen - 04 Kasım 2009, 01:52:35
 >:( Biliyoruz, biliyoruz   :-\
Yine de bişeyler yapacaksak bu saçmalığı pek dikkate almamamız gerek gibi görünüyor. Siz ne dersiniz ?
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Sefa Çabuk - 04 Kasım 2009, 01:58:07
üretim izni almak bıçak yapmaktan zor ;D
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Ejder Uçar - 04 Kasım 2009, 02:16:19
İzinler konusu gerçekten ilginç; birkaç sene önce bir alışveriş sitesi aracılığıyla yurtdışından bir bıçak almıştım, gümrükte takıldı ve memur arkadaşlar benden bazı belgeler istediler.Belgelerle ilgili emniyette çalışan bir polis arkadaş ile görüştüm.Hala benim safça bu belgeleri oluşturabileceğimi sanmama gülüşü gözlerimin önünde, bana bir öğüttede bulundu bahsettiğim memur arkadaş; gidip bir av tüfeği almamı önerdi bu bıçak yerine "hem alması daha kolay hemde daha işlevli olur" diyede ekledi
"ayrıca tek uğraşman gereken makam karakol" diyerek sırıtmayada devam etti.
Burdan çıkacak sonuç; "Bıçak Kötülüklerin Anasıdır!"  ;)
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Emin Albayrak - 04 Kasım 2009, 10:07:04
kanunda bahsedilen üretim seri üretim gibi anlıyorum. yani bir kurumsal yapıyı hedef alan ifadeler. ya da daha çok onları bağlayan. ayda 20 bıçaktan daha fazlasını yapabilen ve bunları satabilen bir usta yavaş yavaş bu maddelerdeki yazılanların muhattabı olacaktır bence. ayda 3-5 bıçak yapıp ana geçim unsuru bundan elde edilecek satış olmayan kişiler için bence yukarıda yazılı maddeler çok da ehemmiyetli değil.

bir teklifim var: çok netleşmedi henüz ama geliştirilebilir...

burada birbirinden değerli ustalar, bu işe gönül verenler var. kimin demir dövmeye imkanı var, kiminin boynuz malzemesi temin etmeye, kiminin hazır bir bıçak koleksiyonu. kimi japon kılıçlarına ilgi duyuyor, kimi avcı bıçaklarına, kimi osmanlı kılıçlarına... oldukça farklı bir birikim havuzundayız. ve herkes kendi birkimini "yeri geldikçe" paylaşıyor. bu birikimi en verimli şekilde "biriktirmek" için şöyle bir süreç izlemek faydalı olur diye düşünüyorum:
bir süre belirleyelim. mesela 8-9 ay kadar bir zaman. bu süre içinde araştırıp derinleşmek için herkes bir konu belirlesin. ya zaten uzman olduğu bir konuyu derleyip toparlamak için, ya da hep merak edip bir türlü derinleşmeye fırsat bulamadığı bir konuyu incelemeye başlamak için niyet etsin. bu konuların ne olduğunu da yazalım. mesela bir ustamız desin ki "ben ısıl işlem/su vermek/çifte su vermek olarak bilinen hadisenin aslını ve ne olduğunu, dahası genel olarak püf noktalarını araştıracağım". başka bir ustamız "ben kabza ve ahşap kın üzerine çakma desen uygulamasını araştıracağım", bir başkası "kılıf imalatında derinin seçilmesi, dikilmesi ve deriye desen verilmesi konunu araştıracağım" bir başkası da "bıçaklara atılacak imza ve damga için en pratik ve kalıcı çözüm hangisidir. metale ince desenler nasıl aktarılır bunu araştıracağım" desin.

her araştırmacı, seçtiği konuyu mümkün olduğu kadar bol görsel malzeme ile süslesin. kaynaklarını not etsin. dünyadaki farklı yaklaşımları, kültürel değişmeleri, değerlendirme sonuçlarını bir analize dönüştürsün ve bunu bir sunum haline getirsin:)

sonrasında belirlenen bir tarihte, yine belirlenen bir şehirde ve mekanda (küçük bir toplantı salonu olabilir, ya da kültür merkezi tarzında bir mekan) 2-3 gün sürecek bir toplantı yapalım. (akademik insanlar buna sempozyum falan diyorlar ;D ) herkes çıksın seçtiği konuyu anlatsın. daha sonra o anlatılan konu ertesi hafta sunum şeklinde veya sırf metin ve görsel malzeme olarak bu foruma aktarılsın. 10 kişinin yapacağı 30 sayfalık bir çalışma toplamda 300 sayfalık bilgi demektir ki, böyle bir kaynak bir yıl içerisinde tek kişi ile zaten mümkün değil hazırlanamaz. konuları seçerken belki bir kaç ana başlık belirlenebilir, dağınıklık olmasın diye mesela. hımmm... mesela birinci gün klasik üretim süreci, ikinci gün modern/seri üretim süreci, üçüncü gün de kalite kontrolü, hukuki durum, form özellikleri ve kullanım biçimleri üzerine konuşmalar düzenlenebilir.

bu her sene tekrar eder, kaynak gelişir.... vs...

buna benzer bir fikir zannediyorum daha önce buralarda gündeme gelmiş. ama bireysel bir makale/araştırma sonucunun paylaşılması hedeflenerek değil. bilgi aktarımı şeklinde. bir demircilik ocağı gibi düşünüldü yanlış hatılamıyorsam. ama bu dediğim şekli ile, yapılması zor bir hadise değil. 3 günlük bir süreç hepimizin hayatında verebileceği bir mola  ;D

ne dersiniz?
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Gökhan Bakla - 04 Kasım 2009, 10:48:19
Arkadaşlar herkes çok önemli gerçeklere değinmiş, yalnız emre beyinde dediği gibi biz bu yola çıktığımızda bundan çok daha yalnızdık,  hemen hemen herkes birey olarak bu işe tek başına girdi ve yalnızlığın ne demek olduğunu biliyor. Ama şu anda bir topluluk olduk ve amatör bıçak yapanlar giderek artıyor.
Ben olumsuz düşünmek istemiyorum. Biz burada bıçak yaptığımızı alenen söylüyoruz, bize ceza vermek isteyen biri olsa buradaki kayıtlar ile bize ceza kesebilir. Onlarda bu yasal sıkıntının farkında, Biz bir suç aleti üretmiyoruz, biz bir zanaatı ( sanatı ) canlandırmaya çalışıyoruz. Bunu bizim yazılarımızı okuyan herkes görebiliyor ve o yüzden kimsenin sesi çıkmıyor.

Bıçak yapan dostlarımın başına geldi mi bilmiyorum ama bıçak yaptığımı duyan polisler bile benden bıçak istedi, pek çok kişinin bu işe ilgisi var. Amatör olarak  bıçak yapmak sorun değil, Yani bu iş ticari boyuta gelmediği sürece bir sıkıntı yaşanmıyor.

Bıçak yapıp ta satmak istediğinizde, işte tam burada sıkıntı başlıyor. Çünkü ticaret tamamen yasal bir sürece tabi . ama ben bu zorluklarında bir şekilde aşılacağını düşünüyorum.

Bakın bundan 15 sene önce bıçak yaptığım için jandarmadaki bir tanıdıktan dikkatli ol tehdidi aldım. Ne kadar korktuğumu anlatamam, birkaç yıl bu işten öyle soğudum ki, sonrasında da yapmaya devam ettim ama kimseye bıçak vermedim, veremedim.

 Şimdi o süreçten bu günlere gelmiş olmak bile bir lütuftur bence.

Emin bey çalıştay işi şimdilik biraz zor olmakla beraber imkânsız değil. Bir araya gelemesek bile bunu cebehane aracılığı ile birbirimizle paylaşmamız gerek, ama çalıştay olacak gibi hazırlanıp, araştırmak ve bunu görev paylaşımı ile yapmamız gerektiği bir gerçek. Bu konuda herkes elinden geleni yapmalı bence.

Ayrıca emre beyin bahsettiği Türkiye’deki el yapımı bıçaklar, fiyatları, işçilikleri ve Pazar koşulları da araştırılması gereken bir konu gibi geliyor.
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Emre Kipmen - 04 Kasım 2009, 12:45:00
Aynen Gökhan Bey, yasadaki çoğu madde göstermelik. Yasa koyucu durumundaki insanlar bile benden özel bıçak yaptırmak isteyebiliyorken, en üst mertebedeki iş adamları, memurlar benim yaptığım işe sıcak bakabiliyorken yasayı uygulama noktasında kimsenin birşey yapamaması ve sadece size olduğu gibi göz korkutma noktasında takılması çok normal birşey. Herkes ama herkes yasanın üretim kısmını kısıtlayan maddelerinin akılcı olmadığının farkında. Hiç bir usta tek model için bin tane üretim kotası almak için bakanlık koridorlarını aşındırmaz, zaten adam ondan 3-5 tane yaparsa yapar, işin espirisi yapılan eserin tek örnek olması...

Emin Bey,
Süper bir düşünce, bir bıçak/kılıç sanatı sempozyumu. Aslında kendi halinde bir STÖ olmaya doğru giden bir toplaşım burası. Bence neden olmasın... Hadi hiç olmadı sempozyum düzenleyemedik, en azından biriken materyali cebehane.com ana sayfasında sergileriz, internette de elimizden geldiğince tanıtımını yaparız...

Bu iş için tabii ki para toplamalı, organizasyon yapmalı. Elle tutulur materyalle gitmeli. Mesela Türklerde kılıç konusunda kolleksiyonu olan arkadaşların bazı parçalarını sergilemek. Yarı birmiş bazı eserlerin değişik yapım aşamalarını uygulamalı göstermek...

Bunlar yapılabilir şeyler bence. Organizasyon konusunu kim üstlenebilir, bunu ne kadar duyurabiliriz, vs. bunlar tartışılmalı...

ATM (amatör teleskop yapımı) derneği ile bir süre iletişim halindeydim. Sonra bıçaklar araya girdiği için devam edemedim, ancak hatırlıyorum, foruma girdiğimde 40 küsur üyesi vardı. Şimdilerde yüzleri bulmuşlardır. Türlü toplantılar, astronomi şenlikleri vs. şu anda tam gaz gidiyorlar. Yasal olarak var olan belli çap teleskop'un bulundurulması, satılması veya yurt içine sokulması konusunda yasal engeller de bir şekilde geçersiz kaldı...

Toplum yaşamında yasalar organik şeylerdir. Zamanı gelince eskir yasalar ve yenisi çıkar. Yasa böyle diyor diye bir şeyi yapmamak eğer yasa artık anlamsızlaşmışsa, eskimiş ve hükmünü yitirmişse, ilerlemeyi dumura uğratır. Eğer amatör telsizcilik olmasaydı bir sürü hayat deprem sırasında yitip gidecekti, Tanrıya şükür ki bazı amatör telsizciler çağ dışı yasayı dikkate almadan deprem sonrası en iyi yaptıkları işi yaptılar da kurtarma ekiplerimiz ve yönetimimiz bir şekilde iletişim sağlayabildi.

Yasamız aynı telsiz yasası gibi çağ dışı kalmıştır arkadaşlar, birileri hükümete değişim için baskı yapmazsa bu böyle gider, hiç bir değişim acısız olmaz ama susarsak, kenara köşeye sinersek bu tüm toplumun zararına olur. Yasanın üretim ve satın alma konusunda ipler biraz gevşese Türkiye'de 10 yıl içinde yeni bir ihracat kapısı açılacaktır emin olunuz. Bir sürü aile bunda ekmek yiyecek, meslek sahipleri, polisler ve askerler daha kaliteli kesici aletlere sahip olacaklar. Tüm toplumun yararına olabilecek birşeyi tek bir tehlike alameti var diye elinin tersiyle itmek bizim tembel yasa koyumuza yakışan bir davranış. Bir şeyi hem serbest bırakıp hem de güvenliği sağlama almak basit bir iki madde yasa ile mümkündür. 18 yaş sınırı, toplu alanlarda taşıma yasağı, görünür şekilde bulundurmayı engelleme filan yeterli olabilirdi...
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Metin Sakin - 04 Kasım 2009, 13:28:13
Bulundurma yasaları ile ilgili enteresan bi durum var aslında.
Bazı alışveriş merkezlerine girerken x-rayde tespit edilen küçük çakıları dahi içeri almadıklarına şahit oldum ama işin tuhafı aynı alışveriş merkezinin içindeki bahçe malzemeleri  satan veya marketlerde çok daha büyük bıçaklar maket bıçakları hatta baltalar bile satılıyor :)

Benzer bir olay feribtta başıma geldi yine küçük çakıları almadıkları feribota araçla binerseniz kasaturadan döner bıçağına herşeyi sokabilirsiniz.
Sanırım mantık araba alacak parası olan kişi bıçağı ile kimseye zarar vermez gibi bişey :)

Malesef pekçok şey çok göstermelik ....
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Eylem Cengiz - 04 Kasım 2009, 15:08:59
Yönetmelik ile ilgili mesajı okuyunca ilgili kanunu, hatta tesadüfen bulduğum 1953 tarihli eski halini okudum.

Gördüğüm kadarıyla yasada "mutfak bıçağı", "ekmek bıçağı" vb. tipteki günlük hayatta kullanılan bıçaklar ve çakılar (sustasız olanları) bu yasanın kapsamında gösterilmiyor. İki tarafı keskin bıçaklar, oluklu bıçaklar, sustalılar ve pala, kılıç tipindeki bıçak irileri kastediliyor.

Yani günlük işlerde kullanacağımız bıçakları bu yönetmeliğin kapsamı dışında diye görüyorum. Bu durumda kimi bıçak tiplerini üretmek serbest gibi görünüyor. Bu bize yönetmeliğin muhattabı olmadan bir derece de olsa bıçak üretme imkanı vermez mi?
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Emre Kipmen - 04 Kasım 2009, 15:34:15
Avukat tanıdığı olan var mı? Varsa bir sormakta fayda var....
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Emin Albayrak - 04 Kasım 2009, 16:39:16
Emre bey,

keşke sizin söylediğiniz çapta bir organizasyon gerçekleşebilse. fakat büyük haller bazen harekete geçmeyi zorlaştırıyor.

ben, acizane, en basit ve kolay olanından başlamak taraftarıyım. yani en az külfet gerektiren ile. mekan problemi bir tanıdık belediye ya da okul ile giderilebilir. yaz dönemi için bir çok kurumun toplantı salonu müsait olur diye düşünüyorum. bu şekilde salon kirası bedeli ödemeyiz. programı organize ederken öncelikle bu sitedeki kişiler çerçevesinde planlar, daha sonra süreç içinde davet edilebilecek yada iştirak etmek isteyen kişileri de ekleyebiliriz. herkes kendi imkanlarınca, seçeceği başlığa/konuya  hazırlanır. sadece metin ve görsel malzeme olarak hedeflenir. ama kişi canlı örnek de getirebiliyorsa ne ala ;D  ya da küçük bir masa üzerinde yine küçük bir sergi (katılımcıların ürünlerini birbirlerine göstermesi amaçlanarak) yapılabilir. bu da extra bir külfet getirmez kimseye. mühim olan gerekli çalışmaların yapılması. süreç içinde bu toplantıya iştirak etmek isteyen bir çok insan olacaktır. onlara da küçük görevler ve konular verip dahil edebiliriz.

mütevazi olan hedeflenirse, sonuç daha kolay elde edilir, değil mi?

öncelikle, ücretsiz kullanabileceğimiz ve muhtemelen cuma, cumartesi ve pazar günleri için haziran sonu, temmuz başı gibi müsait olacak bir toplantı mekanı bilen, ayarlayabilecek olan var mı? 40-50 kişilik bir alan şu anda yeterli gibi gözüküyor. her üye kendi şehrinde bunu bir düşünsün bakalım. istanbul'da farklı semtlerde bulunabilir diye düşünüyorum. ne dersiniz?
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Durukan Türe - 06 Kasım 2009, 11:36:55
dilerseniz  çalıştay ve konunun hukuki kısımlarını farklı başlıklar altında işlemeye devam edelim. zira deger kısmı şimdi olmasada ilerisi için onemli.

benim gorüşüm idealize deger kişinin ustalıgı ve harcanan saat bazında olmalıdır.  mesela benim 20 saatta yaptıgım gercek bir ustanın 4 saatte bitirdigi işten daha pahalı olmamalı...
Başlık: Ynt: Bıçakların / kılıçların Değeri:
Gönderen: Emre Kipmen - 06 Kasım 2009, 12:37:14
Çok doğru bana göre de Durukan, ustalaşmadan yaptığımız işler çok zaman alır ancak çok daha az zamanda usta kişi tarafından yapılan işten daha kaliteli olmaz. İlk bıçağımı tam 3 ay gibi bir zamanda bitirmiştim. Aynı bıçağı şimdi 3 günde yaparım ve çok çok daha kaliteli olur. Benim için ilk bıçak tabii ki paha biçilemez ama bir başkası buna para öderse tabii ki şimdi yaptığım çok daha değerlidir....

Bence bıçakta değer ölçüsü onun piyasa değeridir. Tabi ki fabrikasyon bıçak piyasasından bahsetmiyorum. Örneğin bir 22 - 25 santimlik takım çeliği şef bıçağının el yapımı piyasası ortalama 250 dolar ile 500 dolar arasındadır. Tabii ki çok daha pahalıları veya çok daha ucuzları var etrafta. Ustalık önemli değil bu noktada, eğer işçiliği düzgün, iyi ısıl işlem görmüş, dayanıklı bir kabza malzemesi ile ergonomisi düşünülmüş, el yapımı bir şef bıçağı yaptıysanız bunun değeri her halukarda piyasa değerinden daha düşük değildir. Bundan sonrası ustanın müşterisi ile ilişkisine, tanınmışlığına, saygınlığına, işlerinin özgünlüğüne bakar.
Tabii bir de özel sipariş yapımlarda fiyat bir miktar artar. Örneğin Almanya'da bir ustanın tanınmış modellerinden birini alırsanız ödeyeceğiniz fiyat aşağı yukarı sabittir. Ancak eğer özel bir istekte bulunursanız, aynı tip bir bıçağa istediğiniz özelliklere bağlı olarak belli bir miktar daha fazla verirsiniz. Bunun nedeni, o usta alıştığı bir modeli yeniden üretirken daha önce alıştığı ve çözümlediği şekilde eseri üretecektir. Ancak benzer bir bıçağı özel sipariş verseniz de üretim tarzı sizin isteğinize göre değişecek ve tek parça ile çok daha fazla uğraşması gerekecektir. Bu da alan memnun satan memnun durumu olabilir. Aslında çoğu usta yurtdışından izlediğim kadarıyla pek özel sipariş almaya yanaşmaz. Onun yerine içinden gelen bir eser üretir ve satışa sunar, beğenen alır. Bazıları da belli modeller üzerinden üretime yönelmiş durumda. Bu iki taraf için belli avantajlar sağlıyor, yarı-seri tarz üretildiği için bıçağın fiyatı düşüyor, belli zaman başına kazancı ustanın da artıyor. Ancak benim gibi işin "sanat" trafından dem vuranlar için biraz sıkıcı bir tarz bu, bir miktar bence yaratıcılığı da öldürüyor. Bırakalım bu tip birebir aynı modelleri üretmeyi fabrikalar sürdürsün...
Her neyse, ülkemiz için konuşmak gerekirse, elyapımı bıçak yapan ustaların bilinçlendirilmesi gerekmekte bence. Kendilerini fabrikaların ürünleriyle rekabet eder halde buldukça tabii ki düşük kaliteli ve ucuz şeyler üretmeye devam edeceklerdir. Biraz olayın rekabeti dışından bakılabilse aslında ülkemizde çok yüksek miktarda kaliteli, el yapımı bıçak ihtiyacı vardır. Bıçağın değerini bu ihtiyaç belirler, ben kendimden biliyorum, düşük gelirli denilebilecek insanlar bile bazen ihtiyacı olan iyi bir bıçak için hakkını vermeyi düşünüyorlar. Sonuçta iki gün sonra işe yaramaz bir bıçağa 3-5 lira verip yarın tekrar almaktansa 100 - 200 lira verip hayat boyu bir daha hiç dert etmeden kullanabileceği bir esere sahip olmayı yeğleyebiliyor. Bu önemli bir değişim bana göre. Eski insanın aile yadigarı diye sahip olmanın gurunu taşıdığı bir çağdan çıkıtık ve sadece bugünü "kurtaran", kitlesel seri üretim ürünlerin bombardımanı altında bir tüketim çıgınlığı ile gününü gün eden toplum olduk. Sonra bir kriz vurdu ve artık insanlar üç kuruşun hesabını yapar oldu. Artık bir kilot alırken bile 2 yıl sonra yırtılıp sökülmesin diye en ucuzu değil fiyat/performans konusunda en iyi değere olan ürünlere insanlar yöneliyor. Bence bu yavaş yavaş bıçak piyasasında da görülmeye başlanan  bir durum. Sadece iyi bir balıkçı çakısı alabilmek için internette bıçak ustalarını ve tanınmış markaları gezip kafa yoran hobi balıkçıları artık ülkemizde çoktur. Ya da iyi bir avcı bıçağı için Sinop'a Yatağan'a giden av tutkunlarımız artık vardır. Onlardan bazen umduğunu bulamayıp, Bora bıçaklarına ya da Amerikan firmalarına yöneldiklerini görüyorum (biraz üzüntüyle - Bora bıçaklarını kötülemek istemem, bence bıçakları kabul edilebilir seviyelerde - sadece seçeneklerin çok sınırlı olmasına üzülüyorum). Sonuçta insanlarda kalite anlayışı sürdükçe eninde sonunda ülkemizde de bazı şeylerin gerçek değerini bulacağını umuyorum...

Çok mu safım  :P
Başlık: Paralelliklerden Yararlanmak
Gönderen: Eylem Cengiz - 06 Kasım 2009, 14:42:19
Alıntı
...
bence bıçakları kabul edilebilir seviyelerde - sadece seçeneklerin çok sınırlı olmasına üzülüyorum
...

Firmaların ürün çeşitliliği pazarın büyüklüğüne paralel olarak artacaktır. Yok, yok... Nasıl olsa elimizdeki modelleri çok satıyoruz deyip eldekinin üstüne yatmak da var bizde... Yine pazar varken ama rakipler o pazardan pay kapmaya başladıkça modeller çeşitlenecektir.


Paralelliklerden Yararlanmak

Bu sektör kardeş sektörler ile ve ortak yanları olan, benzer sektörler ile gelişebilir. Bir sektör bizimki ile ortak müşteri profiline hitap edebilir. Malum, müşteri ürünün kolayca ve iyi fiyata satılması için önemlidir. Bir sektör ise ortak teknikleri içerebilir, yada ortak malzemelerden makinelerden yararlanabilir. Benzer sektörler bizim daha kaliteli ürünü, daha düşük maliyetle üretmemizi sağlayabilir.

Av ve silah meraklısı insanların ikinci merakı da bıçaktır. Bu insanların zevkleri ve alım gücü geliştikçe bıçağın da iyisini araştırırlar. Bu sektörde özel yapıma rağbet olması avantajımızdır.

Ahşap oymacılığı ve tornacılığının güçlenmesi ile bizim de kaliteli ahşaba ulaşmamız kolaylaşacaktır.

Yat sektörü olmadan epoksiyi nereden, nasıl bulacaktık?

Kısaca bir sektör diğerlerinin de omuzlarında yükselir.


İyi de dediklerimin ne faydası var?

Eğer kendimizi kardeş sektörlere tanıtırsak;
İşimize yarayacak teknik, alet ve hammaddeyi bulabileceğimiz sektörleri keşfedersek

faydası olacaktır.