İlginç bir teori. Lakin vurgulanmış T kesiti olmayan yatağanların da varlığı bu noktada nasıl açıklanabilir? Ayrıca vurgulanmış T kesitli osmanlı kılıçları da mevcuttur.
Öncelikle hoşbulduk!
Kavramları daha net ifade etmek, kavramları hepimizin malı haline getirmektir. Ben de bu bağlamda "vurgulanmış T kesit" ifadesindeki "vurgulanmış" kelimesinin işlevini paylaşmanızda fayda gördüğümü söylemek isterim. Sonuçta sanat tarihi okumuş olmanızdan dolayı çoğumuzun vakıf olmadığı kavramları, terimleri biliyorsunuz. Ben de bir mühendis olarak ve tabii forumu keyifle okuyan bir okuyucu olarak bizi vakıf oduğunuz terimler ve kavramlar hakkında bilgilendirmenizden mutluluk duyarım.
T kesiti olmayan yatağanların bir açıklama gerektireceğini sanmıyorum. Sonuçta benim iddia ettiğim gibi bir özelliğin kın kullanımında getirdiği artılar yanında, kılıcın savurulmak suretiyle kesişi esnasında etkisi T'nin çıkıntılarının hedefe takılması biçiminde ortaya çıkan olumsuzluğu da bulunmaktadır. Sakallı balta ile kütük yararken balta sapının kütüğü yarmaya mani oluşunu bilenler bilir. Dolayısıyla kimi ustalar yada kılıç sahipleri, kını koruma, kın içinde kılıcın gezinmemesi amacıyla T biçimindeki profilden başka yöntemleri de tutabilirler.
Bu yöntemlerden bir diğeri, kılıcın sapına yakın kısımda bıçağın iki yanında bulunan üçgen levhalar olabilir. Bunlar kın ile kılıcın daha iyi kavuşmasını sağlamak amacıyla düşünülmüş olabilir. Esasen ben de çok zaman bunların bir süsten ibaret olduğunu düşünmüş de olsam artık önemli bir işlevi yerine getiriyor olma ihtimalini göz ardı etmiyorum.
Tabii bu iki kullanımın da avantajı, kılıcın sapa yakın noktalardaki eninden daha büyük azami eninin var olduğu durumlarda geçerlidir. Aksi halde kılıç sapa sorunsuz girip çıkabilecektir.
Bu durumda T kesitin avantajı, kılıcın kınını kesmemesine, kendisini kın içinde köreltmemesine indirgenecektir. Yani kılıcın eni uygun ise T kesiti boş verebilirsiniz.
Japon kılıç ustaları kılıcın kınını hatta ustanın parmaklarını kesmemesi için kılıcı kından çekerken parmaklarını "saya"nın "mune" tarafında tutarlar. Yani kının incecik tahtasının kesilip ardından parmaklarını götürmemesi için parmaklarını kılıcın keskin ağızından kaçırırlar.
...
Öte yandan, "kılıcın kında rayda imiş gibi ilerlemesi" şeklindeki yaklaşımınıza katılmak mümkün değil. Herşeyden önce, yatağanın "s" formundaki ikili eğriliği buna izin vermez. Dahası, tek ve görece düşük eğriliğe sahip yatağanlara ait kınlarda bile böyle bir "ray" ne gördüm, ne okudum. Siz böyle bir kın gördünüz mü acaba?
Dün gecemi bir önceki mesajımdaki yatağanı CAD ortamında canlandırmaya harcamıştım. Tabi bu çalıma yine de dün geceden ibaret değildi. Çünkü bu kılıca esas olan yine İngilizce'de kavramlaşmış olup recurve denilen, ağzı iki zıt yönlü daire yayı ile sırtı ile tek bir daire yayı ile yanımlanmış bir bıçak tasarımımdır.
Canlandırdığım bu kılıçtaki T profili için bu sene başlarında İzmir'deki antikacılarda incelediğim yatağanları örnek aldım. Bu canlandırmam esnasındaki T çıkıntısının izlediği hat, bir daire yayıdır. Kılıcın namlusunun bundan ileri bir noktada yukarıya yönelmesinin bu çıkıntıların işlevine bir etkisi olmayacaktır.
Hem yeni ürün geliştirme hem de tersine mühendislik sayesinde bugüne gelmiş bir insan olarak şunu söyleyebilirim ki eğer elinizdeki bir alet, cihaz yada sistem sizin için bir kara kutu (blackbox) ise yani işleyişinin nasıl mümkün olduğunu bilmiyor iseniz dışardan bakarak çok fazla mantık yürütemezsiniz. Ancak eğer o sistemi nasıl yapabileceğinizi biliyor iseniz ve o sistemden beklenenleri biliyor, o sistemin kullanımında yaşananları göz önünde bulundurabiliyor iseniz o sizin için şeffaf bir kutu gibidir. (Whitebox) Aksi halde elinize aldığınız bir alet üzerindeki bir ayrıntının teknik bir gereklilik sonucu mu, geleneksel yada sanatsal bir detay mı olduğunu anlamak için biraz araştırmaya ihtiyacınız olacaktır.