Başlarken > Temel Bilgiler, Terim ve Kavramlar

Kılıçların kesiciliği

(1/4) > >>

Ali Fuat Uzun:
Katana'nın, bence abartılan, kesicilik konusunda çok büyük bir namı var. Çoğu insan en kesici kılıcın katana olduğunu düşünür. Ama bu kadar az eğime sahip bir kılıcın kesiciliği "en yüksek" olabilir mi? Yani mesela diyelim formundaki farklılık ona bu gücü sağlayan, katanaya göre daha eğri olan ve şekil olarak  katana'nın eğrisi diyebileceğimiz tachi'nin en azından daha kesici olması beklenmez mi? Kılıçlara kesici özelliği sağlayan eğimleri dışında form olarak ne gibi özelliler vardır? Eğim açısı 45 derece olan kılıç mıdır en kesici özelliğe sahip olan? Eğer öyleyse en kesici kılıçlar artık kılıç olmaktan çıkıp orak olma yolunda ilerleyen bazı iran şimşirleri midir? Düşük ağırlıkarı onlara bu konuda dezavantaj oluşturabilir mi? Türk kılıcının bu kılıçlar arasındaki yeri nedir? Özel formunun ona sağladığı bir üstünlük var mıdır? Mesela mahmuz bölgesindeki çıkıntının bir özelliği var mıdı? Kılıcın en kesici olabilecek noktasının tam karşısında bulunması tamamen hayali olarak; mahmuzun böyle bir işlevi olabileceğini düşündürmüştür("Zaten bütün yaptığın spekülasyon" denildiğini hissedebiliyorum). Avrupa sabrelerinin durumu bu konuda nedir? Mesela en namlılarından meşhur kanatlı hussarlar'ın kılıcı polonya szablası, Fransız cuirassierler'in  sabre'si, çerkezlerin ve rusların şaşkası?

Szabla deyince aklıma geldi acaba bu Karabela kılıcı aslen osmanlıya ait bir kılıç mıdır? İsminin "kara" ve "bela" kelimelerinden geldiği düşünülüyor. Zaten yelmanıyla balçağıyla en azından türk kılıcıyla olan ilişkisi ortaya çıkıyor. Osmanlı karabela'sı olduğu söylenen bazı kılıçlar da var üstelik kendine has şahin biçimli kabza başıyla.

Selim Atalay:
Bu konuda çok teknik olmasa da aklıma gelen arkadaşımdan dinlediğim bir hikaye var.Ermeni zulmü zamanı arkadaşın sanırım dedesinin evini basıyorlar.Dedesi civanmertmiş elinde revolver/(altıpatlar tabanca) ile kapıya çıkıyor.Ermeniler tedbirli birsi tam kapının yan kısmında çıkar çıkmaz çerkez kaması ile namluya vuruyor.Namluda bir kesik oluşuyor ayrıca biraz içe göçüyor ateşalmaz hale geliyor.Tabi katlediyorlar.Arkadaşım silahı gördüğünü söylüyordu.


Keskinlik(ya da kesme hareketi) sadece formla ilişkili değildir zannımca.Bilme yöntemi,kılıcın yapımı,denge noktası ve kullananın anlık pazu gücü daha iyi kesişler yapılmasını sağlıyabilir.Kör bir bıçakla çıplak kolumuza güçlü bir şekilde vurulursa kesik açılabilir ama daha ziyade kemiği çatlatır zannımca keskin bir kılıç ise kolu keser atar.Anlık güçte çok önemli(ecnebilerin g gücü dediği olay) ama buda her saniye yapılabilecek bir durum değildir sanırım

Sancar Özer:
Selim bey hakikaten hoş bir anektod. Acaba bu öykü o dönem üretilen tabanca namlusu çeliği ve bıçak çeliği arasındaki malzeme ve yapım olarak kalite farkını gösteriyor olabilir mi? :D

Kesicilik konusunda:bu noktada önce küçük bir düzeltme de yapmak isterim Tachi ile katana arasındaki fark eğim değil uzunluk farkıdır. Daha erken döneme ait ve süvarilerce kullanılan tachi katanadan daha uzundur. zaten katananın olağanüstü kesici gücü hollywood'un yarattığı bir efsane bizzat japon kılıç sanatı ustaları böyle iddialara gülüyor ve hatta katananın çok narin bir silah olduğunu  ve sanki camdan yapılmış gibi hassasiyetle bakılması gerektiğini ekliyorlar.

konuya dönersek zannımca kılıcın eğimi kesiciğin başat ölçüsü değil. hatta dışbükey ağızlı bir kılıçta aşırı bir eğimin kesme hareketini zorlaştıracağı için negatif bir etken olması daha olası. Türk kılıçları mesela eğim oranlarının hassasiyeti yüzünden hem kesme ve hem de dürtme hareketleri için ideal silahlar. Ancak kanaatimce kesici güçte asıl önemli etken namlu ağzının geometrisi, yani kılıcın kesiti alındığında şeklinin silahın sırtından kesici ağzının bitimine doğru nasıl geldiği, buradaki açı ve hatların yumuşaklığı. tabii kılıcın keskin ağzını koruyabilmesi açısından malzeme ve yapım ve perdahlama, bileme tekniği önem kazanıyor. tabii son olarak da doğru teknikle kesmek mühim. en usta demircinin elinden çıksa da doğru vuramazsanız kılıç doğru kesemez ve hatta ağzına zarar verir. bir çok kaliteli katana acemi veya tamamen eğitimsiz heveslilerce kesme talimi yaparken daha ilk denemede kırıldığını, hatta birçok kez de kırılan parçanın kesen kişiyi ve etrafındakileri yaraladığını örneklerle biliyorum.

Ali Fuat Uzun:
Mantıken 45 derecelik eğimin en iyi kesiciliği sağlaması gerekiyor. Yani eğer en önemli ölçüt buysa iran şimşirlerinin  en kesici olması gerekir veya bazı son dönem kılıçlar da oldukça eğri. Zaten kılıcın bu derece bükülmesi bunun yararının olduğunun bir kanıtı bence. Şimşirde dürtme teknikleri bir kenara itilmiş bu etki sadece kanca hareketleriyle sağlanır duruma gelmiş olabilir kesiciliğin arttırılması için. 

tachi http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/7/71/Tachi-p1000620.jpg
katana http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/6c/Nihontou74.JPG
Yani teknik ayrıntısını bilmeyen birisi (bu ben oluyorum) daha eğri olduğunu düşünmesi normal karşılanabilir herhalde. Daha uzun olduğu için herhalde eğimi de biraz daha fazla görünüyor gözüme zaten tsukası da eğri. Tachinin de eğimi su verme esnasında mı oluşuyor acaba?(ben de her konuyu uzatıp sapmasına yol açıyorum galiba)

Kayahan Horoz:
45 derecelik eğim "mantıken" en iyi kesiciliği sağlamaz.  Kesitsel yoğunluğun en yüksek olduğu açı 90 dereceye en yakın olandır.  (Açı 90 derece olduğunda, eylem kesme değil saplamadır.)

Eğrilik arttıkça kesitsel yoğunluk da artar, ancak kesitsel yoğunluk kesme kalitesinin tek belirleyicisi değildir.

Öte yandan, Türk kılıcındaki mahmuz gerçekten de kesitsel yoğunluğu artırır.

Karabela, Polonya'ya Osmanlı'dan geçmedir.  Polonyalılar sadece karabelayı değil, hemen tüm Osmanlı askeri gereçlerini benimsemekle kalmamış, bir dönem yeniçerilerden esinlenen seçkin bir birlik kurup, adına da "yeniçeri" demişlerdir.

Çerkez kamasıyla çentilen tabanca namlusu hikayesi, katana ile kesilen tank namlularına benziyor..  ;D

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git