Başlarken > Temel Bilgiler, Terim ve Kavramlar

Bıçakçılık Terimleri

(1/24) > >>

Emre Kipmen:
Sizin çok değerli fikirlerinize danışmak istiyorum, bazı terimlerin yerine tam olarak ne koyacağımı bilemiyorum. Yeni bir web sitesi açmayı düşünüyorum, genel olarak bıçakçılığı ve kendi üretim tekniklerimi anlatan öğretici bir site hayalim var. Ancak bildiklerim tamamen ingilizce kaynaklardan kaynaklandığından terimler Türkçeleştirmek bazen çok zor oluyor.
Takıldığım terimlerin bazıları:


Bolster: Tam türkçeye yastık/minder/payanda olarak çevrilebilecek bir terim ancak hiç biri bıçakçılık terimi değil. Yumuşak veya kırılgan kabza malzemesini önden gelecek darbelere karşı korur ve bıçağın dengesini ayarlar.

Guard: Aslında kılıç ve silahlarda siper olarak kullanılıyor sanırım, ama  çok emin değilim.

Tang: Kabza malzemesinin üstüne tutturulduğu, bıçak çeliğinin arka tarafı.

Ricasso: Aslen bir kılıç terimidir, ancak bıçaklarda da çok önemli bir kavramdır. Ağız eğiminin başladığı nokta ile "bolster" veya "guard"ın arasındaki alan. Bıçağın esnekliğinin namlunın ağız açıklığı ile sınırlanmasını sağladığı gibi bıçağın estetik görünümü açısından ve darbe dayanımı ve denge açısından çok önemlidir.

Grind: Çok önemli ve çok basit bir terim ama maalesef bunun yerine bir terim türkçe bulamadım, ağız açısı diyorum genelde ancak bunu daha iyi karşılayan bir sözcük ver mı bilmiyorum. "Zero grind" sıfır ağız olarak çevirdim, "hollow grind" iç bükey ağız, "convex" grind dışbükey ağız diye çevirdim. Ne dersiniz, doğru mu çevirilerim.

Başka bir sürü terim var çeviremediğim, siz üstadlara danışmak istedim. İşte kısa bir liste:

Quillon,
Plunge,
Lanyard,
Pommel,
Tsuba,
Habaki,
Choil,
Swage,
Clip,
Liner (liner lock),
Peen,

ve daha bir sürüsü,
şu anda zamanım dar yazamadım, ancak eğer ilgilenilirse konu ile daha soracaklarım var...
Teşekkürler...

Kayahan Horoz:
Emre Bey, tam da terminoloji meselesinin yeniden gündeme geldiği bir sırada açtığınız bu yeni konuyu, tüm arkadaşların katılımıyla genişleyebilmesi için "Genel Konular" bölümüne taşıdım.

Bahsettiğiniz terimlerden bazıları Türkçe literatürde mevcut, geleneksel olarak Batı formuna özgü olan bazılarının ise Türkçe karşılığı bulunmuyor.  Benim bildiğim kadarıyla:

Tip / Point: Kılıçta "yalman" deniyor, bıçakta "uç" demek daha doğru olabilir belki.

Spine: Kılıçta "sırt" deniyor, bence bıçakta da aynı sözcük kullanılabilir.

Blade: "Namlu". Eski kaynaklarda, metal gövdenin bütünü için "taban" sözcüğü de kullanılmış.

Handle: "Kabza".

Front/Rear Bolster: Geleneksel olarak Türk formuna ait olmayan bu parçalara, basitçe "ön/arka yastık" desek?

Guard: Kılıçta "balçak" deniyor, geleneksel olarak Türk bıçaklarında bu parça bulunmuyor.

Pommel: "Kabza başı".

Tang: "Pırazvana".

Grind: Sözcük anlamından ("taşlamak") yola çıkarak, "içbükey taşlama" - "içbükey taşlanmış" şeklinde ifade edilebilir.  Sizin kullandığınız "içbükey ağız" terimi, aslında "concave edge" (yatağan gibi) karşılığıdır.

Ricasso, Front/Rear Quillon: Bu parçalar da geleneksel Türk formlarına ait değil, yani Türkçe karşılıkları yok. Ya fikir birliğine varacağımız Türkçe karşılıklar türeteceğiz, ya da gerektiğinde tanım kullanacağız ("Ricasso" için "balçak ile yalım arasındaki kısım" gibi).

Sancar Özer:
bir ek yapayım ingilizcede "tang" olarak bilinen ve namlunun kabza içinde kalan kısmına Türkçede kuyruk denir.

Eylem Cengiz:

--- Alıntı yapılan: Kayahan Horoz - 09 Eylül 2009, 18:12:40 ---...
Grind: Sözcük anlamından ("taşlamak") yola çıkarak, "içbükey taşlama" - "içbükey taşlanmış" şeklinde ifade edilebilir.  Sizin kullandığınız "içbükey ağız" terimi, aslında "concave edge" (yatağan gibi) karşılığıdır.
...

--- Alıntı sonu ---

İç bükey ve dış bükey yerine çukur ve tümsek de denilebilir.

Emre Kipmen:
Teşekkürler beyler,
Özellikle "Balçak", "Taşlama", kuyruk terimleri gerçekten tam yerinde oldu. Diğer terimlerde ise sanırım orjinal kalimeleri kullanmaya devam edeceğim bir alternatifini bulana kadar...

Araştırmam sırasında bir kitabın bahsi geçiyordu: SİSKAV (Sivas İli Sanat Kültür ve Araştırma Vakfı) yayınlarından Dr. Doğan Kaya ve Uğur Mesci'nin hazırladığı bir kitap: Sivas'ta Bıçakçılık... Onu internette buldum. İlginize sunuyorum: http://dogankaya.com/fotograf/sivasta_bicakcilik11.pdf

Türkiye maalesef bıçakçılıkta çok geri kalmış bir ülke (bırakılmış mı demeliyim). Hala çifte su vermeyi ya da kaba zımpara üzerine direk polisaj çekmeyi, bıçak çeliği olarak  4140 gibi orta/düşük karbonlu çelikleri kullanmayı düşünebiliyoruz. Çeliği döverek daha sert yapabildiğini düşünebilecek zanaatçılarımız çoğunlukta. Hadi imkanımız yoktu, babadan öğrendiğimiz bilgilerle birşeyler yapmayı sürdürdük, hiç mi merak etmedik, araştırmadık, deney yapmadık, mitoslardan kurtulup gerçekten sanatının özü olan çeliği öğrenmedik... Üzgünüm, bana kızabilirsiniz ama merak etmek bile lüks oldu memleketimizde.

Bana soru soran bazı arkadaşlarımız oldu özel mesajla, ben reddettim soruları özel mesajla cevaplamayı, bu soruların ve cevapların hepsi tamamen forumda herkese açık, konuya meraklı olan herkese ibret olabilmeli. Ancak soruların forumda açık olarak sorulmaması beni çok üzdü. Oysa anlatacak ne kadar çok bilgim vardı...
Her neyse, forum hiç de ümit ettiğim gibi canlı değil, eminim insanımız çok meraklı ancak sorma ve araştırmaya gelmiyor anlaşılan. Bir bir avuç insan devam edelim merak etmeye, tartışmaya, eminim bir süre sonra insanlar utangaçlıklarını atacaklardır üzerlerinden. Bu sanat benim kanım, canım, ülkemde bu sanatın mitoslara ve cahilliğe kurban olduğunu görmek istemiyorum...
Evet herşeyden önce terminoloji o zaman. Ancak terimlerimizi bazı şeylerden kurtarmak da zorundayız. Örneğin su verme'nin yerini "sertleştirme" terimi alsa çok mutlu olacağım, ama ne mümkün. Su ısıl işlemde en nadir kullanılan maddedir aslında...

Bu şekilde forumu meşgul etmeye devam edeceğim, kusuruma bakmayın, yıllardır Türkçe bir bıçakçılık konusunda tartışma ve fikir alışverişi yapmamıştım, açlıkla saldırdım :) :)

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git