Teknik Konular > Üretim Teknikleri

yeni başlayacak olanlara tavsiyeler

(1/13) > >>

Tolga Arıkan:
Forumda sergilenen eserler insanın içini çalışma ve üretme iştahıyla dolduruyor. Fakat bilgi ve deneyim olarak o kadar eksiğim var ki nereden başlayacağımı bilemiyorum. Siz değerli üstatlar ben ve benim durumumda olan arkadaşlara bir takım tavsiyelerde bulunabilirlerse önümüze çıkacak sorunlarla daha kolay başedebiliriz diye düşünüyorum. Cebehane ile tanışana kadar çeliği şekillendirmenin tarafımdan yapılabileceğinin ütopik bir fikir olduğunu düşünüyordum. Fakat şimdi bunu yapabilme ihtimalim olduğunu görüyorum. Üstatların deneyimlerini okudukça oldukça zorlu bir uğraşa girmek üzere olduğum anlaşılıyor. Fakat elde edilecek ödül düşünüldüğünde bu bütün çabalara değer.
Bir bıçak yapmak için nerden başlamalıyım? Önceliğim çelik seçimi mi olamalı yoksa ocak sorunumu nasıl halledeceğim konusunu mu düşünmeliyim? Bir ocak nasıl yapılabilir hele kendime ait bir yerim de yoksa? Gerekli olacağını düşündüğüm takımları (mengene, eğeler, jet taş, taş motoru vb.) hazırlamaya çalışıyorum ama bunlar şimdilik yeterli midir? Ve en önemlisi benim sormam gereken sorular bunlar mıdır? Nitelikli bir soru sorabilmek bile insanın bilgiye sahip olmasıyla mümkün. Sorularımı hoş görün lütfen.
Sizlerin rehberliğinde yol almak benim için çok keyifli olacaktır.

Sancar Özer:
Çok yerinde bir soru. Forum içindeki usta sanatkar demirciler amatör yahut heveskarlar için bir yol haritası çizebilir, temel ihtiyaç duyacağımız malzemeler, aletler, alınacak önlemler, ne yapmalı-ne yapmamalı  gibi konularda bizleri aydınlatabilir ve deneyimlerini paylaşabilirse bu başlık çok faydalı bir belgeye dönüşebilir.

Emre Kipmen:
Merhabalar,
Bu konuda birkaç şey söyleyebileceğim düşünerek umarım kibirlilik yapmıyorumdur. Ancak 3-4 yıl önce sizin durumunuzda olduğumdan bu arada katettiğim yolda edindiğim bilgileri sunabilme imkanı verdiğiniz için teşekkürler....

Öncelikle, bıçağın kalbi çeliktir. Çeliğin türü de nasıl şekillendireceğinizi belirler. Çelikler üzerine bir kaç örnek vereyim:
Yay çeliği, makas çeliği, testere - eğe çeliği, rulman çeliği vs türü hurda malzeme: Bu tür çeliklerin tümü bıçaklar için gereken yüzde .50 .60 civarındaki alt limit olan karbon miktarlarının üstünde olduğu varsayılan çeliklerdir ve ülkemizde (maalesef) en çok kullanılan çeliklerdir bu iş için. Aslında modern çelikler, indiksiyon sertleştirme, nitrasyon ve maliyet düşürmek için düşük kalite kullanımı yüzünden bu tip objeler varsayılandan çok daha düşük karbon yüzdelerinde olabiliyorlar. Günlerce üstünde çalıştığınız bir bıçağın sonuçta sertleşmediğini görmek çok sinir bozucu olabiliyor, bunun için bu tip çeliklerle uğraşmak sanıldığı gibi ilk başlayanlara değil çok usta zanaatkarlara uygun malzemeler. Malzemenin ne kadar sertleştirilebilir olduğunu bulmak, stres gidermek vs. yeni başlayanlar için fazla teferruattır bana göre...

1095, W2 / 1, 52100, 1080, 1070, 5160: Sığ sertleşen, basit alaşımlı karbon çelikleri kesinlikle çok güzel çeliklerdir. Bir bıçakta istenen sertlik dışında, doğru teknikler uygulandığında çok ta yüksek darbe dayanımına ulaşabilirler. Önemli olan bunların ülkemizde işlenebilir ölçülerde zor bulunmasıdır. Ancak bulabilirseniz kesinlikle bunlardan biri ile başlayabilirsiniz. Gerçi 1095 özellikle doğru bir şekilde sertleştirilmesi en zor çeliklerden biridir. Perlit/Martenzit dönüşüm açısı o kadar diktir ki, soğutmanın çok hızlı soğutma değerli özel bir ısıl işlem yağı ile yapılması gerekir. Yine de bu çeliklerin neden yeni başlayan arkadaşlarımız için en güzeli olduğunu belirtmeliyim. Bu çeliklerin östenizasyonu basit yapıları yüzünden kritik sıcaklıkta uzun süre bekletilmeleri gerekmez. En fazla bir kaç dakika östenizasyon ısısında tutulması çelik alaşım malzemesinin çözülmesi için yeterlidir. Bu da demektir ki, ısı kontrollü ısıl işlem fırını gerekli değildir. Ayrıca bu çeliklerin hepsinin aşınma direnci yumuşak yapıda çok düşüktür, bu yüzden sertleştirilmemiş çelik çok kolay bir şekil alır. Ayrıca yüksek ısıda sertliğini koruma özelliği (sıcak sertlik) olmadığından dövmeye uygundur. 60 HRC dolaylarında menevişlenmiş bıçağın ağız darbe dayanımı da yüksek alaşımlı çeliklere göre daha yüksek olduğundan, örneğin D2 veya O1 gibi daha yüksek alaşımlı çeliklere göre daha dar ağızı kabul ederler, bu da demektir ki daha yüksek keskinliğe sahip bıçaklar mümkündür...

O1: Kendi başına çok başarılı bir çeliktir. Amerikada en çok kullanılan bıçak çeliği, popülerlik anlamında budur. Hem bazı yönlerden yukarda anlattığım karbon çelikleri ile hemen hemen aynı özellikleri taşımasının yanında, daha yavaş yağlar ile de sertleştirilebilir. Bu çelikteki en büyük sorun (yeni başlayanlar için) östenizasyon için biraz daha fazla zamana ihtiyacı vardır, 15 - 20 dakika kadar sabit ısı gerektiren ısıl işlem maalesef ısıl işlem için geliştirilmiş bir fırına ihtiyaç duyar....

D2, A2: Paslanmaz olmamalarına karşın çok yüksek alaşımları, içerdiği vanadyum miktarı bunları ısıl işlem bakımından tam bir baş belası durumuna getirir. Bıçak çeliği açısından D2 çok yüksek aşınma direnci ile küçük ve orta boyutlarda, A2 ise yüksek darbe dayanımı ile daha uzun bıçak ve kılıçlara çok daha uygundur. İkisi de havada sertleşen çelikler olmasından dolayı en kolay sertleştirme şekline sahip olsalar da, aynı ısıda (1000 - 1050 C) 35-45 dakika gibi uzun zamanda östenize edilmeleri gerektiğinden Yukarda bahsettiğim diğer çeliklerden çok daha modern ısıl işlem ekipmanına ihtiyaç duyarlar. Ayrıca sertleşme (martenzitik dönüşüm) son noktası -70 C'nin altındadır, bu yüzden özellikle darbe dayanımını tam olarak ortaya çıkartılması isteniyorsa sıfır altı işlem (kalıntı östenitin azaltılması) gerektirir. Bu da işi daha bir zorlaştırır, çünkü Türkiye'de kiryojenik ekipmanı bulmak zor ve pahalıdır.

440 serisi: Ülkemizde bıçakçılıkta en fazla kullanılan paslanmaz çelik türüdür. Ancak 440 serisi aslında 3 tiptan oluşur: 440 a - b ve c. Genelde bıçaklarda görebileceğiniz 440 etiketi 440 a veya şanslıysanızz 440 b'yi aslında niteler. 440a kesinlikle bıçak çeliği olarak çok kalitesiz bir çeliktir. Ne yeterli aşınma direnci, ne yeterli sertleştirilebilme ne de darbe dayanımı vardır. 440b ise 1980-90'lardan beri gelen oldukça popüler bir üründür. Aslında paslanmaz çelik piyasasında oldukça eski bir nesil olmasına rağmen kabul edilebilir değerlere sahiptir, özellikle orta boyutlu ve biraz yiksek ağız açılarına sahip tipte bıçaklara uygundur, daha ince ve narin ağızlan için biraz yumuşak ve kırılgan özelliklere sahiptir. 440c ise dünyaca ünlü birçok ustanın tercihi olan bir çeliktir. Bu çelik hem yüksek karbon, hem yüksek krom oranlarıyla hem paslanma ve asite karşı dayanıklı hem de yüksek aşınma direncine sahip bir türdür. Ayrıca homojen yapısı ve ince kristal yapısı ile yüksek parlatma kapasitesine sahiptir. Bu tür çeliklerin hepsi hem ısıl işlem ekipmanı hem de yüksek performans isteniyorsa kiryojenik ekipman gerektirir....

Toz metalurjik çelikler , CPM154, RWL34, ATS34, AEBL vs... Bu tür çelikler bıçakçılıkta en yüksek teknolojiyi simgeler. Hem diğer paslanmazlara göre daha yüksek bir darbe dayanımı hem de mükemmel homojen yapısıyla işleme kolaylığı ile öne çıkarlar. Bu çelikler alaşım malzemesinin sinterlenmesiyle yapılır ve oldukça prestijli sektörlerde güvenle kullanılır. Mesela havacılık ve uzay araçları yapımında bu tip toz metalurjik çelikler son zamanlarda odukça rağbette. Bu tip çeliklerin en önemli dezavantajı fiyatlarıdır. Normal bir paslanmaz çeliğin 2-3 katı pahalıdır. Karbon çeliğine göre ise 10larca kat pahalıdır. Ben en çok RWL34 ile çalışmayı severim, zımpara bandında nerdeyse bakır ya da alminyum kadar kolay şekillendiriliyor, sertleştirildiğinde ise inanılmaz keskinliklere ulaşabiliyor.

Daha da ilerişi: Titanyum, S30V, S90V, seramik, obsidyen...  Bu tip malzemelerden bıçak yapmak mümkün, ancak kesinlikle büyük ustalık ve bilgi gerektiren, modern ekipman veya muhteşem bir sabır gerektiren çok zor işlenebilen malzemeler. Hemen hemen konumuz dışı...


Benim kişisel tavsiyem öncelikle üretim yönteminizi kararlaştırmanız gerektiği. Eğer çelik döveceğim diyorsanız başlangıç olarak basit karbon çeliklerine yönelin derim. Özellikle 1070 - 1084 gibi çelikler bu işe başlamak için en mükemmel seçimlerdir. Her ikisi de kolay dövülür, manyetik noktanın (curie noktası, yaklaşık feritik dönüşüm noktası olan 727 C) bir miktar üzerinde östenitlenir, fazla aynı ısıda tutma istemez (yaklaşık 1 - 2 dakika yeterllidir), 60 - 70 derecede ısıtılmış kanola ya da ayçiçek yağı gibi ortamlarda oldukça iyi sertleşir, kolay şekillendirilir, kolay parlatılır....

Eğer talaşlı üretim yapacaksanız en iyisi tabii ki tavsiyem toz metalurjik çeliklerdir. Öncelikle kolay ve hızlı şekillendirilir, mükemmel bir bıçak malzemesidir. Ancak ısıl işlemi yeni başlayalar için sorunludur, bunun için yaptığınız bıçağı yakındaki bir ısıl işlem yapan atölyeye göndermeniz gerekir. Bunun dışında tabii ki kendiniz ısıl işlem yapacaksanız bence talaşlı olsun, dövme olsun öncelikle bilinen, ısıl işlem spesifikasyonlarını kesin olarak bulabileceğiniz bir çelik olsun derim ve uzun östenitlenme ısısında tutulmayı gerektirmeyen, perlit dönüşümü çok ani olmayan  1060 1084 arasındaki çelikleri deneyiniz. Ayrıca bulması baya zor ama bulabilirseniz 5160 da güzel bir başlangıç çeliğidir....
 

Emre Kipmen:
Çeliği aldınız diyelim. Ne kadar tutar? Düz karbon çeliği, mesela 1 metre uzunlukta, 30 X 7 mm'lik bir bar 20 - 40 YTL arasında alınabilir. Tam olarak bilmiyorum şimdiki fiyatlarını ama ben 1 metre RWL34'ü isveçten 150 - 170 YTL'ye getirttiğime göre karbon çeliği aynı boyutta yaklaşık 15-20 YTL olmalı herhalde...

Bundan sonra nasıl bıçak şeklini vereceğim diye düşüneceksiniz. Bu işin bir çok şekli olsa da temelde iki yöntem öne çıkıyor. Dövme, talaşlı üretim:

Dövmek için tabii ki çekiç, örs ve ateşe ihtiyacımız var. Ancak bu kadar ciddi girişmeye gerek yok. Bir tren rayı parçası, ağır bir demir parçası örs olarak kullanılabilir. Ben de ilk olarak hurdalıktan bulduğum ağır bir demir parçası kullanmıştım, uzum zaman işimi gördü, bir sürü iş çıkarttı. Toplam masraf 4-5YTL...

 Ocak işi de oldukça kolay.

Bu tür bir ocak yapmak veya bir demirciye yaptırmak çok da maliyetli bir iş değil. En önemli şey, ve çok kişinin yaptığı hata resimde de gördüğünüz (ash yazılı) külün dökülme yolunun açık olması. Bu unutulursa ocak genelde çok iş görmez. Ben bu hatayı yaptım biliyorum :)..  Körük lazım tabii. Bu iş için ise bizim emektar saç kurutma makinesi mükemmel, tabii saç kurutma makinasının rezistanslarına ihtiyacımız yok, 2 saat hava üflemesini bekleyemezsiniz bir saç kurutmasından eğer ısıtıyorsa....
İşte bir güzel örnek:

Emre Kipmen:
Şimdiye kadar, demirciye de ocağı yaptırttık diyelim, saç kurutma makinamız da yoktu onu almak zorunda kaldık. Bu durumda elimizde şimdi çeliğimiz, örsümüz, ocağımız ve körüğümüz var, ve hepsi yaklaşık 100 YTL'nin aldına mal oldu. Ben hep derim, çok ucuz başlanan ama ilerledikçe müthiş bir şekilde kesenizi boşaltan bir hobi bu...

Şimdi geldik çekice: Bu işin en önemli kısmı çekicin sapında, elinize oturmalı ama sapı çok usun olmamalı. Bu arada bir tarafı yuvarlak düz, bir tarafı küresel tipik demirci çekici en güzelidir. Ben İzmir'de bir hırdavatçıda bulmuştum en favori çekicimi. Emin olun zamanla sahip olduğunuz çekiç sayısı sizi ciddi biçimde şaşırtacaktır :) Çekice'de 20 YTL verelim...

En önemli malzemelerden biri de eğedir. Büyük ve düz, ele oturan rahat tutuşlu bir eğe alınız. Bu eğeyi çok çeşitli işlerde kullanacağız. Ancak eğeyi kullanabilmemiz için bir de mengeneye ihtiyacımız var. Maalesef bu malzemelerimizin içindeki en pahalı olanı. 70 - 80 YTL'ye orta boyutlu bir masa üstü mengene alabiliriz. Daha ucuz bulabilirsiniz ama bulduğunuz ya iki gün sonra elinizde kalacak bir çin malı veya kullanışsız derecede küçük bir mengene olacaktır. Eğer bu işte ciddi iseniz mengeneye 150 - 250 YTL'yi vermekten çekinmeyin derim. Hayat boyu işinizi görecek bir alet aldığınızı göz önünde bulundurun... Mesela gittigidiyor.com sitesinde bir tane 80 YTL'ye buldum, bu tip bir ikinci el mengene oldukca uzun süre işinizi görür:

Etti 180 YTL... Ancak bu kaba fiyat. Tabii ki deri eldiven, mangal kömürü, kova, tel fırça, kalın önlük, örs için parçayı bel hizası civarına yerleştireceğimiz bir kütük lazım.

Bu saydıklarımı toparladığınızda kesinlikle artık dövme ile şekillendirmeye hazır sayılırsınız.
Unuttum bir de pense gerekiyor. Uzun saplı (40 CM'den uzun ) ve güçlü birşey istiyoruz, çünkü 1000 derecelik bir çelik parçasını işin ortasında ayağınıza düşürmek ya da çekiçle döverken 5 metre öteye fırlayıvermesini istemezsiniz, gerçekten tatsız şeyler olabilir. Ben düzgün bir demirçi maşası (pensesi) bulamadım ve kendim yaptım. Bu alet şöyle birşeye benziyor:
Ancak şu da mümkün:
iyi kalitede bir pense bulunuz. Plastik tutamakları soyunuz. Uzunca iki demir parçası kaynaklayınız. İlk başlangıçta, kendi maşanızı yapana kadar sizi idare edecektir.

Bu arada kaynak yapma imkanınız varsa çalışma parçanızı geçici olarak bir demir çubuğa kaynaklayabilirsiniz. Bu aslında en güvenli yöntem çünkü demirci maşasını kullanmak bile belli bir deneyim gerektirir ve ilk çekiç vuruşlar oldukça dengesiz olduğundan parçayı fırlatabilirsiniz....

Bugünlük bu kadar. Yarın kesme yöntemleri ve talaşlı şekil verme üzerine yazacağım...
Sağlıcakla kalınız...

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git