CebehaneForum
Başlarken => Etkinlikler, Haber ve Duyurular => Konuyu başlatan: Eylem Cengiz - 29 Kasım 2010, 10:33:44
-
Beyler, Yatağan'a gittik, yedik içtik, çok güzel ağırlandık. Büyük laflar ettik. Üzerimizde Yatağan'ın hakkı var. Yatağan için ne yapılır? Payımıza düşeni yapalım.
Ben önce Yatağan'da yapılacaklar ve önerileri aktararak başlayayım.
Festivalde ve sonrasına ait mesajlar:
Yatağan'ın eski okul binası:
(http://eylemcengiz.com/etkinlik/2010_08_07__yatagan_kefe_yaylasi/dscf5224.jpg)
Resimdeki eski okul binasının gerekli tamirat-tadilatı yapılarak bünyesinde atölye, kütüphane, sergi ve seminer salonlarını da barındıran bir "Bıçakçılık Eğitim Kompleksi"ne dönüştürülmesi konusunda Sayın Başkan'dan aldığımız sözü de bu fırsattan istifade kayda geçirmiş olalım. ;D -^b
Kayda geçirmekten bahsetmişken; Altay Bey de sayın Yatağan Belediye Başkanı'na göndermiş olduğu mesajı burada yayınlanmak üzere bizimle paylaşmış:
----- Forwarded Message ----
From: altay tuzuner <***@***.***>
To: Nevin Tunçbilek <***@***.***>
Cc: CebehaneForum <cebehane@gmail.com>
Sent: Wed, August 11, 2010 11:50:54 AM
Subject: 17inci Yatagan Bıçakçılık festivali
Çok değerli kardeşim,
Ziyaretim esnasında bizlere göstermiş olduğunuz misafirperlik, yakınlık ve anlayışınızdan dolayı size teşekkür etmeyi bir borç bilirken, oraya geliş gayemizden sapmadan tüm Cebehane dostlarımız ve sizin namınıza toplantılarımıza katılan Yatağanlı arkadaşlarımız ile şu temel unsurlarda anlaştığımızı bigilerinize sunarız.
Bıçak imalatı ile geçinen üretici arkadaşlarımızın bir çatı altında toplanarak (kooperatif) güç birliği yapmalarının kısa, orta ve uzun vadede tek çıkar yol olduğu, ancak daha mühimi bölgenizde mevcut imkanlar dahilinde bir BIÇAKÇILIK OKULU açılmasının son derece önemli bir öncelik olduğunun anlaşıldığı ve kabul edildiğini görmek bizleri son derece mutlu kıldı.
Fakat bu gibi hedeflerin unutulup gitmemesi için hepimize görev düşmektedir. Türk insanına yapılacak bu yatırımda siz sayın Başkan çok ağır bir görev yüklenmek zorundasınız. Bizler bu gün Cebehane üyeleri ve daha sonra başka kişi ve kuruluşlar elimizden gelen tüm desteği vermeğe hazırız. Bu destek öncelikle teknik nitelikte olacak; demir celik bilgisi, metalurji konuları, ısıl işlem özellikleri, su verme, sertlik dereceleri, modelcilik, modern ve klasik imalat gibi konularla ilgili teknik öğretim görevlisi temini yurt içi ve hatta yurt dışından, kalıcı bir referans kütüphanesi oluşturulması ve daimi sergi niteliğinde canlı örneklerin teşhir edildiği bir model arşivi oluşturulması gibi.
Böyle bir oluşum gerçekleştiği takdirde tarafımdan bir çok kitap mecmua ve bir takım antika Yatağan örneklerini bağışlayacağımı belirtmek isterim.
--------------------
Merhaba arkadaşlar, "YATAĞAN 17.BIÇAKCILIK FESTİVALİ ve KEFE YAYLASI ŞENLİKLERİ" mize uzaklardan vede yakınlardan gelen, katılan, şereflendiren, güzelleştiren tüm siz CEBEHANE üyeleri ve bıçaksever, doğasever ve sanatsever, dostlarımıza teşekkür ediyorum, artık YATAĞAN' ın önünde uzunca bir yol daha açılmıştır, tabiki bugünkü Belediye Başkanı olarak elimden geleni sizlerle beraber göstereceğim, zaten ömrümün bana göre en kıymetli ve uzunca bir bölümünü kurucu Başkan, rahmetli Babam İsa TUNÇBİLEK gibi bu güzel Belde ve güzel bıçakcıları için harcadım, ne demek tabiki en ağır görevleri üstlenmeye hazırım ve hazırız, desteğiniz için şimdiden teşekkürler size, sağolun varolun, selamlar tekrar hepinize.
Merhaba arkadaşlar, "YATAĞAN 17.BIÇAKCILIK FESTİVALİ ve KEFE YAYLASI ŞENLİKLERİ" mize uzaklardan vede yakınlardan gelen, katılan, şereflendiren, güzelleştiren tüm siz CEBEHANE üyeleri ve bıçaksever, doğasever ve sanatsever, dostlarımıza teşekkür ediyorum, artık YATAĞAN' ın önünde uzunca bir yol daha açılmıştır, tabiki bugünkü Belediye Başkanı olarak elimden geleni sizlerle beraber göstereceğim, zaten ömrümün bana göre en kıymetli ve uzunca bir bölümünü kurucu Başkan, rahmetli Babam İsa TUNÇBİLEK gibi bu güzel Belde ve güzel bıçakcıları için harcadım, ne demek tabiki en ağır görevleri üstlenmeye hazırım ve hazırız, desteğiniz için şimdiden teşekkürler size, sağolun varolun, selamlar tekrar hepinize.
ileride inşallah 'Workshop' ve Bıcak Okulu olarak kullanabilinecek Mekan...
Not:
Aynı anda Okculuk icin elverişli bir sahayada sahip bir yer, hatırladınız değilmi Kayahan Bey !?!... ;D ;D ;D
(http://cebehane.com/forum/index.php?action=dlattach;topic=170.0;attach=1964;image) (http://cebehane.com/forum/index.php?action=dlattach;topic=170.0;attach=1966;image)
Bu alıntıların yapıldığı başlık: YATAĞAN BIÇAKÇILIK FESTİVALİ - festivalin ardından - [url=http://cebehane.com/forum/index.php?topic=170.0]http://cebehane.com/forum/index.php?topic=170.0 (http://cebehane.com/forum/index.php?topic=170.0)[/url]
Festival öncesindeki fikirler ve verilen bilgiler:
Merhaba arkadaşlar.
Beni tanıyan arkadaşlar bilirler. Ben Denizli'ye 45 km mesefade Antalya yolu üzerinden Denizli Serinhisar Yatağan'da ikamet etmekte olan bıçak imalatçısıyım. Tanımayan bilmeyen arkadaşlar için anlatayım. Yatağan kasabası 950 rakımlı 4000 nüfuslu bir kasabadır. Yatağan kasabası halkının %80 nin geçim kaynağı olarak el aletleri imalatıdır. Yaklaşık 250-300 imalatçımız mevcuttur. 1200 lü yıllardan buyana imalat işi yapılmaktadır. Yatağan'da yapılan el aletleri aşağıdaki gibidir.
YATAĞANDA ÜRETİLEN ÜRÜNLER:
1- Bıçak
2- Çakı
3- Bağ Makası
4- Narenciye Makası
5- Üzüm Makası
6- Şeker Kırma Makası
7- Pala
8- Kılıç
9- Koyun Makası
10- Satır
11- Testere
12- Çekiç
13- Çapa
14- Tahra
15- Canavar Kapanı
16- Canlı Hayvan Yakalama Kapanı
17- Keser
18- Köstebek Kapanı
19- Köstebek Tüfeği
20- Orak
21- Tırpan
22- Tırpan sapı
23- Fare Kapanı
24- Hayvan Tarağı
25- Kaşağı
26- Zikke
27- Mandal
28- Musluk Lastiği
29- Odun Çivisi
30- Makas Yayı
31- Keski
32- Ot Testeresi
33- Saplık
34- Tırmık
35- Ahır Küreği
36- Gelberi
37- Terzi Makası
38- Diğer Makine Parçaları
Şimdi arkadaşlar, asıl konumuza dönelim.
Yatağan Kasabası olarak bıçakçılık festivali yapılmaktadır. 2009 yılında 16 ncısı yapılmıştır. Bıçakçılık festivalimiz ağustos ayının ilk hafta sonu yapılır ve Kefe yaylamızda çadırlı kamp alanımız vardır. Festivalimiz Cuma günü başlayıp Pazar gecesi bitmekle beraber 3 gün 3 gece devam etmektedir. Festivalimizde sanatkar arkadaşlarımız için stantlar ayarlanıp kendi ürettiği ürünleri tanıtmak ve ücreti mukabilinde satış imkanıda vardır. Festivalimizde en kaliteli bıçak yarışması çakı yarışması ve kılıç pala yarışması ve arge destekli yaratıcı ürün yarışması yapılmaktadır. Bu forum üyelerini ve forumu belediye başkanımız Tuncer TUNÇBİLEK'e birazcık anlattım. Başkanımız da bu sanata gönül veren sanatkarlarımızı bu bıçakçılık festivalimize misafir olarak davet edilmesini, imalat yapan sanatkar arkadaşların hem ürünlerini tanıtması, isterse ticaret yapmasını ve istenilirse yarışmalara katılmarını rica etti. Ben de başkanımın bana verdiği yetkiye dayanarak hem yeni birşeyler öğrenebilmeniz, öğretebilmeniz, ve alternatif tatillerden sıkıldıysanız cam ağaçlarının içinde yayla turizmi yapmanız için sizi Ağustos ayı ilk hafta sonu yapılan yatağan bıçakçılık ve kefe yaylası şenliklerine davet ediyorum. Katılım yapmak isteyen arkadaşlar isterse bana bildirir, gerekli çalışmaları stant ayarlanması yarışma ya kayıt yapılması çadırlı kamp alanından rezarvasyon yapılması hakkında yardımcı olurum. İstenilirse de http://www.yatagan.bel.tr/ (http://www.yatagan.bel.tr/) internet adresinden gerekli bilgi ve iletişim sağlanabilir. Ama internet sitesini inceleyin gene ama benimle iletişim kurarsanız daha sağlıklı olur saygılar...
...
umarım cebehanedeki arkadaşların yaptıkları ve biririnden değerli ürünler ilgi çekecektir. Hele bir de özellileri tanıtımını yapılırsa daha hoş olacağını zannediyorum. Çünkü sizlerin imalat aşamasında kullandığınız bazı teknikleri kullanmadığımız için dikkat cekeceğini umuyorum.
Hüseyin Bey, aslında sorun bir fasit daire şeklinde: Müşteri kaliteli ürüne para vermeyince üretici daha az masraflı şeyler üretmek zorunda kalıyor; üretici böyle şeyler ürettiği için geri kalan müşteri de daha kaliteli ve pahalı malı almıyor, ucuza yönleniyor.
Yapmamız gereken çok kaliteli bir ürünün yapılması ve alınmasının müşteri açısından daha mantıklı olduğunu anlatabilmek, alıcıyı bilinçlendirmek.
Bıçağın bir demir parçası olmadığını anlatmak ve bunun zihinlere yerleşmesi çok önemli. Bunun için festivalde daha kaliteli, elde ürettiğiniz eserlerle yine kendi ürettiğiniz seri üretim malzeme arasındaki kalite farkını yine sizin müşterinize gösterebilmeniz.
...
Bu alıntıların yapıldığı başlık: BIÇAKÇILIK FESTİVALİ DUYURUSU - [url=http://cebehane.com/forum/index.php?topic=110.45]http://cebehane.com/forum/index.php?topic=110.45 (http://cebehane.com/forum/index.php?topic=110.45)[/url]
Haydi, herkes eteğindeki taşları döksün. :)
-
eylem bey iyi günler yatağan için düşğüncelerinize ve yapmak istediklrinizden sizlere ve cebehane üyelerine teşekür eder hepinizi sağ olun var olun ama .. sizlere inşallah bu söyleyeceklerim konusunda ben yanılıyor olurum görmüş olduğunuz ilkokul sit alanı diye duydum ama ne dercede doğru bilemiyorum bu gün duydum ama bana kötü bir şaka gibi geldi yakında bu konuda sağlıklı bilgi alırım ha birde şunu söyleyeyim yediğiniz içtiğiniz helal olsun bir daha oraya gittik yedik içtik biz bir şey yapamadık kelimesi ve düşüncesi yok bir de seneye ölmez sağ kalırsak katılım mevcudunu sene iki katına veya üc katına cıkatmak istiyoruz tabi gelmek isterseniz
-
Valla ben ve eşim orayı evimiz gibi sevdik. Festival bir yana kendi başına yayla dahi çok güzeldi. Seneye inşallah yine oradayız. Elden geldiğince yaptığım bıçakları ve atölye aletleri (zımpara makinesi, fırın gibi) hakkında bilgiyi getireceğim. Maksat olabildiğince üzerinde muhabbet etmeye yarayacak malzeme olsun.
Ama bunların dışında biz gelene kadar olduğumuz yerden ne şekilde katkımız olur? Bir dahaki gelişimize kadar ne yaparsak Yatağan'ı fazladan bir adım ilerde görürüz? Bunları düşünüp bulmak gerek.
-
Eylem ustam fikrine sağlık yatağanlı dostlarımızın üzerimizdeki hakkını teslim etmişsin .
İşin ticari yönünü, satılabilirliğini bilmeden yorum ya da tahmin yapmak zor . bu konuda oradaki ustalarımız daha sağlam tahminler yapabilirler sanıyorum , Öncelikle yatağanın tüm özellikleriyle daha hızlı üretilip daha düşük fiyatlarla satılabilecek , kalıba dayalı seri üretim yöntemleriyle üretilmesi , el işçiliğinin olabildiği kadar azaltılarak maliyetin düşürülmesi daha geniş alıcı kitlesine daha çok miktarda satışı getirir . Seri üretim ve adetli satış ta karlılığı ve malın daha çok satılıp tanınmasını sağlar . İkinci aşama : Bir kanaldan da yüksek nitelikli el sanatının uygulandığı geleneksel tarzda üretim yapılarak alım gücü ve beklentisi yüksek olan , zor beğenen alıcı kitlesine emeğe değer yüksek fiyattan pazarlamak .
yani Almanyadan düşük fiyatlı turla tatile gelen kaynakçı Müller de " Estetik cerrahisindeki yenilikler " konferansına katılıp bildiri sunmaya gelmiş Dr. hans ta beğenisine ve cüzdanına uygun yatağanı satın alabilmeli . Tabii kalıba dayalı seri üretimin incelenip öğretilmesi , yatağan kasabasında üretimde rol dağılımının tekrar planlanması . Elişi imalatta geleneksel tarzın ödünsüz uygulanmasının sağlanması , Gerekli hammaddelerin akışının planlanması . Kendi içinde bir kalite kontrol sisteminin oluşturulup yaşama geçirilmesi de bu sistem içinde temel taşları olmalı .
yatağanlı dostlarımız da çokça çaba gerektiren bu çalışmaları sonuçlandırdıklarında onlar da bizler de artık yatağanın sorunları konusunu bence hiç konuşmayacağız .
-
Bence senin ustalığın geri planda kalmamalı ustam. Ticaret hayatı hâlâ boğmadı mı seni? Kalıp malıp gibi seri üretim lafları edilir ama senin ustalığını bu tür ticari teknolojilerle hiç sulandırmamak, senin önünü açmak gerek.
Biz Yatağan'da yapılan kılıçları Vince Evans görünce ağlasın istiyoruz, Josh Smith eski kılıçlardan değil, yenilerinden ilham alsın istiyoruz.
150 yıl önce Sultanahmet Sanat Enstitüsü'ne dönüştürülen, Osmanlı İmparatorluğunun son kılıçhanesinde meslek eğitimini almış bir üstad olarak senin ödevin...
...üstelik tam da böyle aslan parçası gibi bir Yatağan yapmışken senin ödevin Yatağan'lı ustalarla her öğrendiğini paylaşmaktır.
(http://img337.imageshack.us/img337/9943/dsci9292.jpg) (http://img143.imageshack.us/img143/8417/dsci9290.jpg)
Eğer ben böyle kuşaklar aşıp gelen bir eğitimi almış bir üstad olsam ülkeme ve hocalarıma olan borcumu Yatağan'lı ustalar ile birlikte örs etrafında meşk ederek öderdim. Sonuçta biz hep Türk Kılıcı'nın kalitesi, onuru için çalışmıyor muyuz? Az mı kaş göz patlattık forumda?
Ustam çok mütevazı olduğunu biliyorum ama bak Sancar, ki o kadar mütevazı ki senin atölyende ok ucu döverken eline çekici hiç almadığını söylüyordu. Bak o bile Yatağan'da ter dökmüş ancak tevazu ederek bunu açık etmemiş:
(http://cebehane.com/forum/index.php?action=dlattach;topic=224.0;attach=2305;image)
Hazır sen fikren de böyle bir işe gönüllü olmuşken Yatağan'ın yolunu tutup ustalarla eline çekici almanın zamanıdır.
Ne de olsa "Yerinde sayanlar yürüyenlerden çok gürültü ederler"
Sen ki, "Her hal ve şartta bizler emek ve inancımızı ortaya koyacak eserleri üretmeye devam etmeliyiz" diyecek kadar da yürekli bir insansın. Üretenin mazeret ve şikayete hakkı olmamalı diyen bir ustadan da bu beklenir.
-
Ustam . Konu başlığı açıp bir hakkı teslim etmek için Yatağan için fikir talep etmişsin . Ben de kendi alanımda samimiyetle bilgimi Yatağanlı ustalara hitaben paylaştım .
Cevap senin yaptığın gibi hakaret dolu olsa da bu işle ekmek kazanan yatağanlı ustalardan gelseydi bende yanlışımı bilip özür dileseydim keşke . benim başka birine yazdığım mesajımı tersinden okuyup içini dökmüşsün eyvallah . Ama benim için bu başlıkta yatağanlı dostlarla konu hakkında yazışmak sana laf yetiştirmekten daha öncelikli . Ben onların sofrasında çay içenlerinizden değilim ama sende illa cevap yetiştirmek istersen onların alanını işgal etmeden özelden yazabilirsin . Hatta yapabilirsen bence biraz daha sakin kafayla yüzyüze görüşmeyi tercih ederim . Biliyorsun aramız birkaç yüz metre .
Yatağanlı dostlar . Önerilerim sizlere hitaben yazıldı . beğenip beğenmemek öncelikle ve yalnız sizlerin hakkıdır . Benim yanlış bildiklerimi de burada paylaşırsanız diğer usta ve bilgili arkadaşlarımızın da katkılarıyla doğru bilgilere birlikte ulaşırız ve bu da Yatağan gibi çok kıymetli bir silahın ait olduğu topraklarda tüm özellikleriyle üretilip , satılarak dünyada daha çok tanınmasına , talebinin yükselmesine ve sizlerin de daha iyi kazanarak işlerinizi geliştirmenize yardımcı olur . bundan da şahsen ben ve eminim katkıda bulunmaya hazır gerçekten bilen dostlarımız yalnızca mutluluk duyacağız.
-
Artık samimi mi istihza ederek mi söylüyorsun anlamadım Eylem ama ziyanı yok. ;) Benimki tevazu falan değil, Yatağan'da sağolsun Süleyman usta ocaktaki demire iki çekiç de benim vurmama müsaade edip gönlümü eğledi. Onu da beceremeyip namluyu yamulttum. :D
Yatağan'a gelince; haklısın birçok şey yapmak lazım. İşlik, yurtdışına satış, eğitim v.s. çok şeyler konuşuldu. Ancak iki tarafın da yapmak istedikleri çok olsa da imkanları kısıtlı. O halde realist ilk adım nedir?
Şu halde bence yapılabilecek ilk şey Yatağanlı ustaları "yatağan" konusunda bilgilendirmek ve bilinçlendirmektir. Yani üzerine gidecekleri, ele ghüne bizim değerimizdir en iyi burda yapılır diyecekleri kültürel değerleri olan yatağanın geçmişi, formu, terminolojisi, özellikleri, metalürjisi v.s. konusunda Yatağanlı ustalar herkesten daha sağlam bir formasyona sahip olmalı; işin ticari, sektörel boyutlarına girmeden önce ne yaptıklarını ve niye yaptıklarını çok çok iyi bilmeliler. Yaylada son gün yapılan sohbeti hatırlarsın. Bence mühim bir adımdı o sohbet. İşte o ortamı daha profesyonel anlamda tekrarlamak gerekli bence.
Bu nasıl olur peki? Bir defa şenlik zamanı olmaz. Zira gördük ki o dönem ustalar da, yetkililer de fazlasıyla meşgul oluyor. Ancak o tarihten bir müddet önce veya sonra, hem bize ve hem de Yatağanlılara uygun bir zamanda belediye ile işbirliği içinde "yatağan" başlıklı bir sempozyum düzenlenebilir. Belediyenin veya kasabadaki bir okulun uygun bir konferans salonu mutlaka vardır. Burada bir veya iki gün sürecek böyle bir sempozyum düzenlemek o kadar imkansız bir iş değil. İlk etapta çok büyük ölçekli karmaşık bir organizasyon da gerekli değil.
Yatağanın tarihi, özellikleri, formu, yapım ve bezeme teknikleri, metalurjisi, malzeme bilgisi gibi konuları aramızda bölüşürüz ve her birimiz ehil olduğu alanda slaytlı v.s. powerpointli(onu da öğrenmem lazım ya neyse) bir sunum hazırlar. Sonra da Yatağanlıların katılacağı bir konferansta bu konular detaylı ama çok dağılıp insanları yormadan anlatılır, sonunda da bir panel yapılıp ustaların soruları cevaplanır, sohbet edilir. Hatta sonra belediye bu sunumları bir risale haline getirip ustalara dağıtabilir. Böylece ellerinde her daim hazır bir referans kaynağı olur. İşte size aşırı masraf, karmaşık organizasyon gerektirmeyen, Yatağan kasabasının ve de bizlerin boyunu aşmayacak güzel bir ilk adım. Eğer bu ilk adımı becerebilirsek ve karşı taraftan da iltifat olursa yavaş yavaş ölçeği büyütülüp atölye çalışmaları, kurslar v.s. gibi daha profesyonel çalışmalara girilebilir. Örneğin gelecek yaz şenlikten bir ay kadar önce ama yine şenlik kapsamında belediye ile işbirliği yaparak böyle bir sempozyumun ilkini gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum. Ne dersiniz?
-
Bir yere kadar dürtmek için söyledim Sancar ama sen beni çok da yanlış anlamayıp aklımdan geçenlere tercüman oldun.
Üstelik "Küstüm gidiyorum." derken seni böyle bir proje ile Cebehane'de tutabilirsek ne mutlu.
Bunlara aynen katılıyorum:
Yatağan'a gelince; haklısın birçok şey yapmak lazım. İşlik, yurtdışına satış, eğitim v.s. çok şeyler konuşuldu. Ancak iki tarafın da yapmak istedikleri çok olsa da imkanları kısıtlı. O halde realist ilk adım nedir?
Şu halde bence yapılabilecek ilk şey Yatağanlı ustaları "yatağan" konusunda bilgilendirmek ve bilinçlendirmektir. Yani üzerine gidecekleri, ele ghüne bizim değerimizdir en iyi burda yapılır diyecekleri kültürel değerleri olan yatağanın geçmişi, formu, terminolojisi, özellikleri, metalürjisi v.s. konusunda Yatağanlı ustalar herkesten daha sağlam bir formasyona sahip olmalı; işin ticari, sektörel boyutlarına girmeden önce ne yaptıklarını ve niye yaptıklarını çok çok iyi bilmeliler. Yaylada son gün yapılan sohbeti hatırlarsın. Bence mühim bir adımdı o sohbet. İşte o ortamı daha profesyonel anlamda tekrarlamak gerekli bence.
Bu nasıl olur peki? Bir defa şenlik zamanı olmaz. Zira gördük ki o dönem ustalar da, yetkililer de fazlasıyla meşgul oluyor. Ancak o tarihten bir müddet önce veya sonra, hem bize ve hem de Yatağanlılara uygun bir zamanda belediye ile işbirliği içinde "yatağan" başlıklı bir sempozyum düzenlenebilir. Belediyenin veya kasabadaki bir okulun uygun bir konferans salonu mutlaka vardır. Burada bir veya iki gün sürecek böyle bir sempozyum düzenlemek o kadar imkansız bir iş değil. İlk etapta çok büyük ölçekli karmaşık bir organizasyon da gerekli değil.
Yatağanın tarihi, özellikleri, formu, yapım ve bezeme teknikleri, metalurjisi, malzeme bilgisi gibi konuları aramızda bölüşürüz ve her birimiz ehil olduğu alanda slaytlı v.s. powerpointli(onu da öğrenmem lazım ya neyse) bir sunum hazırlar. Sonra da Yatağanlıların katılacağı bir konferansta bu konular detaylı ama çok dağılıp insanları yormadan anlatılır, sonunda da bir panel yapılıp ustaların soruları cevaplanır, sohbet edilir. Hatta sonra belediye bu sunumları bir risale haline getirip ustalara dağıtabilir. Böylece ellerinde her daim hazır bir referans kaynağı olur. İşte size aşırı masraf, karmaşık organizasyon gerektirmeyen, Yatağan kasabasının ve de bizlerin boyunu aşmayacak güzel bir ilk adım. Eğer bu ilk adımı becerebilirsek ve karşı taraftan da iltifat olursa yavaş yavaş ölçeği büyütülüp atölye çalışmaları, kurslar v.s. gibi daha profesyonel çalışmalara girilebilir. Örneğin gelecek yaz şenlikten bir ay kadar önce ama yine şenlik kapsamında belediye ile işbirliği yaparak böyle bir sempozyumun ilkini gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum. Ne dersiniz?
Bekir Bey, vallahi böyle alıngan olacağınızı bilsem sizi kendi sözlerinizle övmeye çalışmazdım, yanlış anlaşıldım, kusura bakmayın.
Bence Yatağan ile ve tüm diğer ustalarla en iyi paylaşımı ister elinde çekiç, ister kitap en çok el emeği veren göz nuru dökenler yapabilir.
Onlar da biziz.
-
Sağolasın Eylem. :)
O halde tez elden sempozyum fikri üzerinde düşünmeye başlayalım. Aklıma geleni olduğu gibi yazıyorum; siz de fikirlerinizi söyleyin, sonra üstünde konuşalım. ;)
Öncelikle Kurban Bayramı ve Festival tarihlerine göre stratejik olarak yerleştirmek lazım ki ustaların sıkışık zamanına rastlamasın ve katılım çok olsun. Bu açıdan Yatağanlı üyelerimizin fikirlerini bekliyorum.E tabi forumdan katılacakların da izin alabilecekleri bir tarih olabilmesi lazım. Aslında böyle bir sempozyum dışardan gelecek akademisyenlerle filan adam gibi olmalı tabi ama ilk seferde bence kendi imkanlarımızı kullanmak, kendi aramızda imece usulu götürmek daha temkinli olacak. O yüzden forum üyelerimize daha çok iş düşecek.
Konular tarihi arkaplan ve gelişim, metalürji ve malzeme, yapım ve süsleme teknikleri olarak üç ana başlığa ayrılabilir. Yatağanlı ustalara demir şöyle dövülür diye kimsenin öğretmesi gerekmiyor tabii, aksine onların öğreteceği çok şey var ama Mergup bey gibi Altay bey gibi elinden çok tarihi yatağan geçmiş sağlam koleksiyonerlerimiz mevcut tarihi yatağanlardaki form, süsleme ve yapım tekniklerindeki ayrıntılar hakkında çok bilgiler verebilirler. Böylece yeni yapılacak yatağanların orjinallerine mümkün olduğu kadar yakın olması sağlanır.
Yatağan'da da memleketimizin genelinde olduğu gibi yatağan ve genel kesici silah terminolojisi ve tarihi gelişimi hakkında bir kavram karmaşası mevcut. Yatağan nedir, pala nedir, kılıç nedir; balkan yatağanı, yeniçeri yatağanı, karadeniz yatağanı, saldırma v.s. arasındaki farklar nedir. Bunların parçalarına ve tiplerine ne ad verilir bunların net biçimde oturması için terminolojiyi de içeren ve yatağan formunun gelişimini anlatan ama çok ağır ve akademik olmayan bir sunum da ilk anabaşlık altında hazırlanabilir. Kayahan bey bu işi iyi götürür, ben de elimden geldiğince yardım ederim.
Metalürji ve malzeme bilgisi, karbonlu çeliklerin temel metalürjisi, moleküler yapısı ve bunun bıçakçılıkta kullanımı(işte martensit, pörlit v.s. mevzuları ben de pek hakim değilim konuya) ve de özellikle hare bezekli ve pota şam çeliğinin yapım ve kullanımı, türk burgusu, Hz.Muhammed'in merdiveni gibi teknik konularda bilgi vermek de forumda bu işlerden anlayan siz ustalara düşüyor.
Ulaşımdı, yatacak yerdi herkes kendi kesesine göre ayarlar, kasabaya yük olmayız.Denizli havaalanı açılmıştır herhalde. Önceden alınırsa bilet masrafı da çok olmaz. Hem de işten izin alacaklar için yol süresi kısalmış olur. Festival zamanı olmadığından yayla da tenha olur, kafamıza göre kurarız çadırları;olmadı bir otel vardı galiba kasabada. Belediyeye düşen sadece katılımı sağlamak, bir konferans salonu bulup bir projektör ayarlamak ve kırtasiye işleri olur. İstanbul'dan, dışardan v.s.den akademisyen konuk çağıramayız henüz belki ama Denizli ve civarından belki gelecek hocalar olabilir. Bu da zenginleştirir etkinliği.
Ne diyorsunuz, fazla mı açıldım yoksa makul mudur bu fikirlerim?
-
Nisan Mayıs gibi bir tarih önerim. Tabii bu aralıkta bir tarih belirlemek için takvimimiza bakalım ki başka bir şeyle pişti olmayalım. Bunun vizesi finali KPSS'si var falan. Maksat azami katılım...
Böyle bir bahar ayında oralar illa ki güzel olur ama bir de böyle bir şeyi yaylada mı yoksa Yatağan'ın içinde mi yapmak gerek? Boş yaylada çalışma yapmak sıkıntı verebilir ama Yatağan içinde Belediye'ye ait bir yerde toplanmak imkan dahilindedir herhalde. Workshop'lar yaparken de atölyelere yakın olmak güzel olur.
-
Yatağan'ın içi daha uygun olur zannederim. Konferans için belediyenin küçük de olsa bir salonu vardır diye tahmin ediyorum. Meslek Lisesi(yanlış hatırlamıyorsam vardı böyle bir lise Yatağan'da)nin imkanları kullanılabilir atölye çalışması için, ama tabi bunların bürokrasisi yolu yordamı nedir, ayrı konu. Olmazsa ustalardan birine rice ederiz atölyesini kullanmak için. Yaylayı konaklamak için kullanabiliriz eğer otel v.s. yoksa.
Zamanlama en hassas mesele. Seçim de var yaza doğru, onun karmaşasına da rast getirmemek lazım. Okullar kapandıktan sonra yaz başı olursa katılım artar sanırım. Tabi asıl Yatağanlı ustalar söyleyecek kasabac için en müsait zamanı, ki bizler de kendi programlarımızı denk getirmeye çalışalım.
-
........
Konular tarihi arkaplan ve gelişim, metalürji ve malzeme, yapım ve süsleme teknikleri olarak üç ana başlığa ayrılabilir. Yatağanlı ustalara demir şöyle dövülür diye kimsenin öğretmesi gerekmiyor tabii, aksine onların öğreteceği çok şey var ama Mergup bey gibi Altay bey gibi elinden çok tarihi yatağan geçmiş sağlam koleksiyonerlerimiz mevcut tarihi yatağanlardaki form, süsleme ve yapım tekniklerindeki ayrıntılar hakkında çok bilgiler verebilirler. Böylece yeni yapılacak yatağanların orjinallerine mümkün olduğu kadar yakın olması sağlanır.
.......
Ne diyorsunuz, fazla mı açıldım yoksa makul mudur bu fikirlerim?
Imkanim olur,isten kopup Almanyadan gelebilirsem seve seve tabikki katilirim.
Her zaman isterimki "Yatagan" tekrar oldugu gibi canlansin.... :)
-
selamün aleyküm millet yatağanlı bir cırak acemi desen acemi, emekli ,bu işi kendine hobi olarak secmiş yatağan konusunda ticari olarak düşünmeyen ve yatağanı yatağan gibi yapmak için uğraşan araştıran bilgisi olana danısan bilgi toplamaya çalışan ve hemen hemen üç yıldır sadece araştırma yapan örsün tozunu yeni yeni alan, Altay Tuzuner Abinin sayesinde orjinal yatağan formunu bulan ilk iki denemesinde başarılı olamayan ve üçünçüye başlayan bir yatağan sevdalısıyım konuşmalarınızı dikkatle izliyor ve takip ediyorum yatağan kasabası için düşündülerinizi yatağanın yatağanda işi bilen ustalalarla bu işin yapılacağını vede bir yatağanın usulüne uygun nasıl yapılabileceği konusunda fikirler üretip tarihi bilgileri ile yardımcı olmaya calışıyorsunuz hemde bu işi yatağanda yapmayı düşünerek bu düşünce ve önerilerinizi dile getirip düşünülen ve aklınıza takılan bazı konuların cözümü için bierysel mi çalışılacak yoksa sayın belediye başkanımızın destekleri ile birlikte mi yürütülecek ,çözüme nasıl kavuşur yetkilerle konuşup konuda sizi haberdar edeceğim sizlerin cebehane ailesi olarak acmış olduğunuz yardım elinizi sıkı sıkı tutmak isterim yakın zamanda hayırlı haberlerle buluşmak üzere kalın sağlıcakla......
-
Abdurrahman usta sağolasın; biz önce kendi aramızda bir organize olalım, böyle bir işi becerip beceremeyeceğimiz ortaya çıksın da Sayın Belediye başkanımızla irtibata geçmesi kolay. Ancak seni yakalamışken bir Yatağanlı olarak bilgine başvurmak isterim:
Böyle bir organizasyon yapılsa Yatağan kasabası için en uygun zaman aralığı hangi vakitlerdir?
Kasabada böyle bir konferans için ses sitemiyle projektör tertibatıyla v.s.siyle uygun bir salon var mı?
Atölye çalışması yapılacak olsa bunun için uygun bir mekan var mı?
Gelecekler için konaklama imkanı nedir? Otel var mı?
En önemlisi böyle bir seminer yapılsa kasabanın bıçakçı esnafından ilgi ve katılım olur mu? Yoksa kendi kendimize mi gelin güvey oluyoruz?
Bu hususları bize bldirirsen çok makbule geçer. Bu arada senin yatağan çalışmaları nasıl gidiyor? Bitirdiysen bekliyoruz ayrıntılı resimlerini. ;)
Süleyman ustaya ve ailene selamlar
-
konuyla ilgili etüt çalışmalrına yakında başlarız kasabamızda bir otel vardı ama ne durumda bilemiyorum eğer otel dışında hem tatil veya dinlenme derseniz cadır mevsimi daha iyi olur konaklama acısından katılım olarak bu işe meraklı olanda katılır bu işi meslek edinmiş kişilerde katılır ses sistemi konusunda belediyeden yardım alınır eğer yapacağınız bilgilendirme ve bilgi paylaşımını önceden eğer mümkünse yerel ve genel basında tanıtıp duyurma gibi,, genel basından sizlerin bireysel olarak, eş ,dost ,tanıdığı varsa mesala örnek vereyim bizim yatağanı hala muğla yatağanla karıştıran var biliyorsunuz genel basında tanıtım amaç olursa ilk sırada kasabalıdan katılım ona göre fazla, olur sizler yatağan için yapacağınız bilgilendirme projesinin tanıtımını yatağandan basın aracılığı ile duyurma imkanı olursa daha dikkat cekici olur zannedersem hem yöresel zanaatkarla hemde türkiye genelinden zanaatkarların katılım talebi oloabilir bu dorultuda konuya daha bir canlılık gelebilir diye düşünüyorum bu benim fikrim ........üzerinde çalıştığım balkan yatağanı namlu şeklinde bir iki eksik var onları tamladığında görüntüleyeceğim eylem beyin göndermiş olduğu 6,mm kalınlığındaki CK60 yaya celiğinden dövdüm