Tanto'dan sonra katana değil wakizashi gelir
Bizim de isimiz böyle, ken di adıma yeni yeni bıçaklarımda boyutları büyütmeyi göze alabiliyorum. 20 santim namlu ile 40 santim namlu arasında onlarca kat daha fazla iş var. Hele bunu 70 santim ya da 1 metre olduğunu şu anda düşünemiyorum. Yavaş yavaş. İlk başladığımda en fazla dövme ocağında ocağın boyundaki bıçakların ısıl işlemini yapabiliyordum. Bundan birkaç yıl sonra daha uzun bıçakları nasıl eşit ısıtabileceğimi kavrayabildim. Bıçak geometrisi benim için daha yeni yeni oturuyor, çeliğin performansını tam olarak alabilmeye yeni başladım. Daha birkaç ay önce ilk kez bıçaklarım tüm testlerimi hatasız tamamlamaya başladı. Bu benim için böyle iken başkası için daha hızlı veya daha yavaş ilerleyebilir, ancak bir kılıcı tam anlamıyla yapabilmek için inanılmaz miktarda bilgi birikimi gerekiyor...
Yıllar önce de bir kılıç yapabilirdim, ancak daha çeliğe hakim olamadan, basit bir bıçak bile tüm kesme ve darbe testlerini geçemeden yaptığım kılıç sadece duvar süsü olurdu emin olunuz.
Türkiye'de kılıç yapanlar var arkadaşlar, Yatağan'da eski çelik kullanılmasa da en azından eski gelenek, geometri ve anlayışla kılıçlar yapılıyor... Eski zamanın çeliği şimdikinden daha üstün olduğu düşüncesi biraz havada bir fikir, şimdiki kılıç ustalarımızın aslında eskisine nazaran daha üstün (teknik anlamda) eserler çıkarabileceğini düşünüyorum...
Pota çeliği olsun eski zamanın yüksek karbonlu çeliği olsun şimdiki çeliklerden üstün değildi. Bu biraz mistik ve nostljik şeyleri sevenlerin besledikleri bir düşünce tarzı. Bugünün metalurji bilgisi ve modern çelikleri ile eğer gerçekten bilimsel yaklaşılırsa olaya hiç bir eski zaman kılıcının başa çıkamayacağına eminim.
Ancak iş gerçekten eski zaman kılıçlarının felsefesini yansıtan, estetik ve kullanımı ile savaşa uygun performansta, deri işçiliğinden kakmasına, perdahından telkarisine kadar herşeyiyle o dönem silahlarını yansıtan kılıçlar günümüzde sadece yurtdışında yapılabilmektedir. Nedeni çok basit, burada küçüklük kompleksine kapılmanın alemi yok. Sorun bugünümüzün silah ve bıçak sanatçılarımızın ne yeterli metalurjik ne de gerekli teknik bilgiye sahip olmamasıdır. Bilenin bildiğini söylemeye çekinir hale geldiği bu ülke ortamında, bilmeyenin herşeyi bilirmiş edasıyla dolaştığı günümüzde, "gavur bak bunu da yapmış" diyen kompleksli benliğimizde saklı önümüzdeki engel. Paylaşmak yerine alkış tutan "paylaşım" alanlarımız , yasaklı internetimiz, bilimsel hertür bilginin "öcü" olduğu fikir dünyamız, açık sözlü eleştiri ortamında aslan kesilen delikanlılarımız, eleştiriyi kaldıramayıp sinen kendine güvensizliğimiz, tüm hayatı egosunun düküne giden alacakaranlık siyasal yaşamımız....
Herşeyimizle falsoluyuz, hiç bir ahım şahım bir yanımız yok şu anda.... Bunu söyleyene "ya sev ya terket" denilen bir ülkedeyiz. Hayır, hatalı gördüğümü söylüyorum diye sevmediğim anlamına gelmiyor, tam tersi buna yüzünü dönenler asıl içimizdeki hainler....
Yani dikkatli olmak, eleştirel yaklaşmak, başkasının dediklerine kulak vermek, her bilgiye önce kuşku ile yaklaşmak, bilimsel düşünebilmek, paylaşımı egolarımızdan sıyrılarak becerebilmek, hatalarımızdan ders alabilmek, eskiye özlemle bu güne hayranlıkla yaklaşmadan objektif olabilmek, çalışkan olup hırslı çalışmamak vs. vs. Yitirilen ya da daha önce hiç sahip olmadığımız bir sürü erdeme kavuşmadan gerçek bir kılıcın Türkiye'de yapılabileceğini sanmıyorum, yapılırsa ciddi bir şekilde mucize olur. Yakın gelecekte yapılırsa da bu forumdan ya da buna benzer bir forumdaki birisinden çıkacağına inanıyorum. Bilgiyi paylaştıkça büyüyoruz...
Kusuruma bakmayın, biraz zayıf bir anıma geldi sanırım