Aramıza hoşgeldiniz Emre Bey.
Çalışmalarınızdan çok güzel örnekler verdiğiniz önceki mesajınızdan bir arkeolog olduğunuzu okumuştum ya, "dımışki" sözcüğü ile ilgili yorumunuz belki de bu nedenle bu kadar şaşırttı beni.
Tekrara düşmek pahasına ve inatla bir kez daha yazacağım:
- "Damaskus" diye bir sözcük olmadığı gibi, okunduğu şekilde yazarak da bir sözcüğü Türkçe'ye kazandıramayız.
- "Damascus" İngilizce "Şam" demektir. İngilizce'de bu çeliğin tam adı "Damascus steel", yani "Şam çeliği"dir.
- "Dımışki" Arapça kökenlidir, "Şam'lı" demektir ve Osmanlı döneminde bir çelik türünün adı olarak kullanılmıştır.
- Tarihsel olarak, İngilizce'deki "Damascus steeel" ve Osmanlı'daki "Dımışki" sözcükleri, üretim tekniğini değil, çeliğin desenli görünümünü tanımlar. Yani, yüzeyinde desenler varsa, farklı çeliklerin katlanıp dövülmesi yöntemiyle elde edilen de, potada eritilerek üretilen de "Damascus steel" ya da "Dımışki" dir.
- Öte yandan, "lamine" sıfatı, çeliğin katmanlardan oluştuğunu ifade eder, ancak bu katmanların yüzeyde görülebilir desenler oluşturması gerekmez. Bu nedenle, farklı çeliklerin katlanıp dövülmesi yöntemiyle elde edilen yüzeyi desenli çeliğe İngilizce'de "laminated steel" değil, "pattern welded steel" denilmektedir.
- Türkçe'de yerleşik bir karşılığı bulunmayan bu kavram için benim önerim "yoğruk örüntülü çelik"tir. Olumlu-olumsuz eleştiriler almış, ancak henüz ne bir yerleşiklik edinmiş, ne de bir alternatifi türetilmiştir.