Uzmanlık iddiasında değilim lakin benim örneklerden gördüğüm ve edindiğim kanaat armudi kabzanın klasik dönem içinde kullanıldığıdır. Zira hem bizim müzelerimizde ve hem de yabancı müzelerde olsun. özel koleksiyonlarda veya müzayede siyelerinde olsun 16. ve 17 .yylara ait o kadar çok Osmanlı kılıcında bu tür kabzaya rastlıyoruz ki, bunların tamamının 18-19.yy.larda yeniden kabzalandığını düşünmek makul değil. Bu yönde bir kanıt da kılıç kuyruklarının tam olarak armudi kabza formunu almış olması, yani yeniden kabzalama önermesini çürütüyor(ha tabii birçok yeniden kabzalanmış örnek de mevzubahis o ayrı)
Tabiki erken dönemin metal kabza başlı düz veya az kıvrık kabzalarından armudi kabzaya doğru bir evrim sözkonusu lakin bu evrimin I.Selim ile II.Selim arası dönemde geliştiğini düşünüyorum ben. Kanuni tam bir geçiş dönemi olarak kabul edilebilir. Bu sultana ait kılıçlar içinde armudi kabzalı, karabela kabzalı, erken dönem kabzalı, hatta şemşir kabzalı örnekler mevcut. ama mesela Topkapı örnekleri arasında 17.yüzyıla ait olup metal topuzlu Tatar kabzasına benzeyen örnekler de mevcut. Kont Marsigli'nin 17.yüzyıl sonunda yazdığı meşhur kitabındaki çizimlerde üç tip kabzalı Osmanlı kılıçları da görülmekte.
Gördüğüm örnekler ve okuduklarımdan bende oluşan kanaat armudi kabzanın Yavuz döneminde Memlük ve Safavi seferlerinden getirilen ustaların, İstanbullu ustalarla biraraya gelip çalışmasının oluşturduğu yaratıcı atmosfer içinde icad edilmiş olduğu, 16. ve 17.yüzyıllarda daha erken kabza formları ile beraber kullanılıp gitgide başat hale geldiği 18.yüzyıldan itibaren ise tamamen hakim kabza formu olduğudur.
Ha bir küçük nokta da klasik dönem armudi başı kabza ile geç dönem armudi başlı kabzanın arasında da küçük nüanslar olması; klasik dönemde kesin ve vurgulu bir armut formunda olmaktan ziyade daha topuza yakındır. kabza boynu düzdür. Balçak sadedir(üstü tezyinli olabilir ama form olarak sadedir) ve kolları daha kısa ve kalındır. Geç dönemde kabza başı çok vurgulu hatta abartılı biçimde oval armudi formdaboyun iyice zarifleşmiş halde olup, balçak kolları(veya siperleri)incelip uzar; bu dönemde C ve S tipi balçaklar da kullanılır, balçak üstünde barok süsleme görülebilir. Tabi bunlar kesin çizgilerle belirtilmiş farklardan ziyade göze çarpan küçük nüanslar.
Leh kılıçlarının kabzalarının Türk ve Batı kabzalarından etkilenerek nasıl evrildiğini gösteren bu tabloyu daha önce de eklemiştim sanırım. Küçük bir resim olmasına rağmen Osmanlı kabzalarının evrimini de vermesi açısından beğendiğim bir çizim. Batı kısmını kestim ve sadece Osmanlı ve balkan örneklerini bıraktım. Armudi kabzanın 1600lerden 1800lere olan yolculuğununu kırmızı ile işaretledim