Gökhan bey olabilir desenler benziyor, bıçaklar zaten Burdur tarafından geldi belki aynı ustanın elinden çıkmış olabilir ama bana kalırsa o zamanki moda sanki böyleymiş gibi
her ne olursa olsun ben formlarına bayıldım, ilk fırsatta birer tane yapacağım.
Snacar bey ve Aydın bey, demir içeren metal alaşımlarını uzun dönemde korumak ne yazıkki çok zor hele de zamanın yıprattıklarını onarmak daha dertli bir iş çünkü onarayım derken temel özelliklerine de zarar verebiliyorsunuz. Bu tür eserlerde konservasyondan önce- ki en dertlisi de bu- sıkı bir temizlik yapmak gerekiyor, temizliği yaparken mekaniksel aşındırıcıları çok fazla kullanma şansınız yok ama yüzeylerde daha önce oluşmuş girinti ve çıkıntılarile bunların arasında yerleşmiş, kir, kan, pas, toprak vs malzemeleride sökmeniz gerekiyor, burada en sıkıntılı iş pası çözmek gözeneklere dolmuş kirler kolay sökülüyor ama pasla birlikte yüzeye yapışmışsa gerçektende oldukça zorluyor. Sanayiyle içli dışlı olduğumdan bunlar benim için çok sorun olmuyor ama siz nasıl yaparsınız bilmem yinede anlatayım. herhangi bir elektrostatik toz boya atan işyerine giderseniz burada toz boyayı atma öncesi kullanılan banyolar işinizi görür, birinci olarak yüzeydeki kalıntı yağ, pislik vs yi yüzeyden sökmek için yaklaşık 70 derece sıcaklıkta yağ alma banyosuna ( aslında alkali banyosu)sadece metal kısmı daldırıp yaklaşık 5 dak bekletiyorsunuz ve yüzeyde kalıntı pislik tabakası temizleniyor bunu evde çamaşır suyunu seyrelterekte yapabilirsiniz ( 5lt suya 150 ml çamaşır suyu) evde hazırlarsanız sıvıyı mutlaka ısıtın. bu işlemin ardından metalin yüzeyini bol suyla durulayın ve en son bir bezle silerek kurutun. Buradan çıkan sonuç sizin için yeterliyse yani bu temizliğe razıysanız burada durun, ama illa kalıntı pasları da sökmek isterseniz o zaman 1 lt su için 5ml hidroklorik asit banyosu hazırlayın ve bunuda yaklaşık 60 dereceye kadar ıstıp yine metali içine daldırın, bu mevcut yüzeydeki pasların hepsini sökecektir ancak tufalleşmiş ve katman olmuş paslar için aynı şeyi söyleyemem. gözünüzle göremesenizde bu işlemin ardından yüzeyde mikro gözenekler oluşacaktır, merak etmeyin bunun malzemeye bir zararı yok, ancak bu işlemin hemen ardından sodyum bikarbonat ( mutfak sodası) ile suyu karıştırdığınız bir kaba banyodan çıkan metali daldırın ardından suyla durulayıp tekrar daldırın ve bunu 3 kez yapın ki eğer asit kalmış bir yüzey varsa hepsi nötralize olsun. Artık sona geldiniz şu andan itibaren malzemeniz oksitlenmeye çok açık bir haldedir ve böylece bekletirseniz çok kısa sürede oksitlenecektir, bunu önlemek için bir lavaboda ve üzerine sürekli su akarken 1500 grit bir su zımparasıyla yüzeyi zımparalayın ( siz istesenizde malzemeye zarar vermez) yüzey parlayacaktır, yeterli parlaklığa ulaştığınızda işlemi bitirin ve pamuklu bir bezle iyice kurulayın, ardından hemen zaman yitirmeden yüzeyi korumanız gerekir. bunun için iki yok seçebilirsiniz, eğer sergileyeceğiniz bir ürün ise yüzeye bire bir oranda karıştırılmış parafin + vazelin karışımını çok ince bir tabaka halinde sürün, eğer saklayacaksanız bulabilirseniz domuz yağı, bulamazsanız koyunun kuyruk yağını
elinize alıp ısıtıp ısıtıp eriyen kısımlarını metalin üzerine iyice yayın, ki tamamen havayla iletişimi kesilsin. domuz yağı için basit bir yöntemde Sanayide satılan salmastraların ( genellikle deniz malzemeleri satan hırdavatçılarda olur) üzerindeki yağı eriterek sürebilirsiniz, burada kullanılan yağ da sonuçta domuz yağıdır. Umarım işinize yarra, kolay gelsin