Selamlar
Daha önce bahsettiğim gibi 3-6 Haziran 2010’da Polonya'daki 'Zurawiejki'
atlı okçuluk etkinliğine katıldım.
Websitesi:
http://www.lucznictwokonne.pl/zurawiejki/english/index.htmlResimler burada, inşallah yasağa rağmen bakabilirsiniz, yoksa haber verin birkaç resmi seçip eklerim:
http://picasaweb.google.pl/albumyAbrata/WitowkoZurawiejki2010NP#http://picasaweb.google.pl/albumyAbrata/WitowkoZurawiejki2010#Karabela kılıcın resimleri burada
http://picasaweb.google.com/TurkishArchers/ZurawiejkiWitowkoPoland#http://picasaweb.google.com/Burzymek/Zurawiejki062010?authkey=Gv1sRgCNrWsv_iw5fvtAE#http://picasaweb.google.com/BLotocka/2010060306ZurawiejkiOdKici?authkey=Gv1sRgCKS-0-XD683vVg&feat=directlink#http://picasaweb.google.com/TurkishArchers/ZurawiejkiWitowkoPoland#Videolar:
Å»urawiejki 2010 cz IÅ»urawiejki 2010 cz.IIPolonya 17. yy süvarileri Osmanlı/Tatar modelini seçmiş ve ok, yay,
eğri kılıcı kullanmış. O açıdan Polonyalı arkadaşlarla hayli bir bilgi
alışverişinde bulunduk. Daha birsürü özel koleksiyonlarda Osmanlı
ganimetleri var ve bunlara kolay ulaşıp inceleme fırsatları oluyormuş.
Türk (Polonya) kalkanının nasıl kullanıldığını biliyormuydunuz?
Kalkanın iç tarafındaki iplerin nasıl çalıştığına iyi bakın.
Kalkan kullanılışı- How to use kalkan shieldO savaş kalkanını aslına uygun olarak yaptılar ve yapımı 1 sene sürmüş.
Forumun diğer bir tarafında Osmanlı kalkanı konuşuluyordu. Arkadaşlar farklı farklı testler yapmışlar örn. güçlü yaylarla kalkana atış yapmışlar, şaşırılacak bir netice ise şu, ağır yayla bile atılan okun ucu kalkanı deliyor ama aniden sıkışıyor, yani sadece okun temreni/demir ucu giriyor ve öyle kalıyor. Söğüş dalları özel bir bağlanış biçimiyle sağlam iplikler tarafından birbirine öyle sıkı bağlı ki bu tip kalkanı bizimkiler neden tercih ettiğini anladım. Bazı arkadaşların zannettiği gibi çok da hafif değil yalnız.
Ünlü bir kılıç ustası geldi iki gün ders verdi, Türk kılıcına çok benziyen Polonya eğri kılıcıyla antrenman yaptık, benim için çok faydalı oldu. Kesinlikle bunu daha geliştirmek istiyorum.
Başka daha kılıç ağırlıklı etkinliklere davet ettiler. Arkadaşlar süngü ve
kılıç ile süvari gösterisi yaptılar sonra ben de katıldım dörtnalda lahanayı ortadan kestik.
Kılıç talimi, tahta kılıçlarla yapıldı, sonra yumuşak antrenman
kılıçlarıyla at üstünde dövüştük, belki en zevkli şeylerden biriydi.
Buradan izleyebilirsiniz:
Zurawiejki 2010 sabre fightingNe öğrendim ve nasıl sizinle paylaşırım? Baya birşeyler öğrendim ama nasıl paylaşırım bilmiyorum, birçok şeyi göstermek lazım. Resimlerde antrenman yaparken göreceksiniz. Bana ilginç gelen vuruşlarda eğri kılıcın kesici gücünü daha iyi kullanmak için kılıcı vurup çekiyorlar ama o kadar hızlı ki dövüşü etkilemiyor, yani çok hızlılar. Ayrıca bir kılıç darbesini bloke ederken kılıcı kısa bir döndürüp daha fazla bir güç ile blok yapıyorlar, aksi taktirde diğer kılıcın gücü kendi kılıcını çok geriye atar.
Üç ‘güç’ ayarı var, biri vuruşları kılıcı bilekten çevirerek yapmak, ikincisi , dirsekten kıvırarak yapmak, üçüncüsü tüm kolunu kullanmak. İkinci ve üçüncü seçenek daha kolay blok edilebiliyor ama savaş alanında avantajı varmış.
Çok iyi kılıç yapan ustalar var Polonya’da, 17.yy yelmanlı Osmanlı süvari kılıcı istiyorum, kontakları kurduk...
Genelde 2 tip kılıç kullanıyorlar. Daha çok kullandıkları arkası kanatlı süvarilerin (Winged Hussars) kılıcı. Kılıcın eğriliği direk kabza dibinden başlıyor, savaşlarda kullanılan genelde buymuş, bir de karabela dedikleri kılıcı kullanıyorlar. Bu daha çok sivil bir modelmiş ve Türk kılıcına çok benziyor, yelmanlı hatta bazen Türk Osmanlı veya İran hat sanatı ile süslenmiş. Kabzası kartal başlı. Eski Leh’ler çok iyi kılıç yapmak istediklerinde hammadeleri Osmanlı’dan veya İran’dan alıp Polonya’da kabzasını, kınını vs yapıyorlarmış.
Sonunda Türk atlı okçuluğu hakkında sunum yaptım, konuştuk, fikir ve
tecrübe alışverişinde bulunduk. Bilhassa Warsowa ve Krakow
şehirlerinde birsürü Osmanlı ganimetleri bulunuyormuş, çoğu 2. Viyana
kuşatmasından kalma.
Son olarak şahsi bir izlenimimi aktarayım size, farklı etkinliklerde
farklı yabancı insanlarla görüşüyorum, hiçbiri Osmanlı'yı iyi
tanımıyor, hatta Türklerin Arap olmadığını anlatmak zorunda kalıyorum.
Polonyalılar farklı, onlar Osmanlı'yı çok iyi biliyorlar ve saygı
gösteriyorlar.