Hazır aklımdayken aktarayım dedim; bir müddet önce Divan-ı Lugat-i Türk'teki bıçak ve kılıçlarla ilgili terimleri ayıklarken bir miktar okçulukla ilgili terim de bulmuştum. Kemankeş dostların gözünden kaçmış olabileceğini düşünerek buraya kopyalıyorum, belki işinize yarayacak terimler vardır içinde
temürgen: ok temreni
burung: mümkün olan en uzak mesafeye göre kabul edilen ok atım menzili
büri: okun ucuna geçirilen temrenin oyuğu. Buna "başaq bürisi" de denir.
amaçlıq: atış yapmak için, nişangah olarak kullanılabilecek yer
Çewürgen: Bu, okları sınayan adamdır - bu sınama tırnağın üzerinde okun döndürülmesiyle yapılır.
çıgılwar: Kısa ok
çuram: hafif bir okla yapılan atış. Bu atış, diğer ok atım menzillerinden daha uzağa ulaşır. Adam sırtüstü yatarak oku atar, böylece ok en uzun mesafeyi kateder.
kesme: demirden yapılmış geniş bir temren
kez: okun üzerindeki çentik, gez
kürt: Yay, kamçı ve değnek gibi şeylerin yapımında kullanılan bir dağ ağacı
qalva: eğitim oku, ucunda temren yerine yuvarlak bir tahta parçası bulunan ok
qoguş: okun düzgün olması için kullanılan şey
qurman: yay kılıfı, yaylık (oğuz ve Kıpçak lehçeleri)
quruqluq: yay kılıfı, keş quruqluq: sadak ve yay kılıfı
yeten: ok atılan tahta yay, atımcı yayı, hallaç yayı
yök(yük, yüg): kuş tüyü, ok yeleği
yökletmek: oka yelek taktırmak
yüklüq ok: yelekli ok
Not: Terimler Kabalcı yayınevi Divan-Lugat-i Türk ve TDK DLT dizini ve online TDK DLT veritabanından karşılaştırmalı olarak alındı. İmla ve Kaşgarlı Mahmut'un açıklamalarını aynen aktardım. 1075 yılında Doğu Türkistan'da kaydedilen ait bu terimlerin Osmanlı terimleriyle kartşılaştırıldığında nasıl bir sonuç çıkacağını merak ediyorum doğrusu