BAKIR KABARTMA ÇEHRELER  (17605 defa okundu)

Bekir Çankırı

  • Üye
  • *
  • İleti: 503
    • Metal El Sanatları facebook :Bekir çankırı
BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« : 07 Haziran 2011, 16:08:24 »
Kabartma  çökertme çalışmaları sırasında   birazda   eğlence zamanı  ayırdım  kendime . Hoş  birşeylerde çıktı  galiba  ne  dersiniz ?  :D







"Kendimi kendim yetirdim, kendim ettim kendimi... 
Kendime kendim gerekse; bula, kendim kendimi..."                          
PİRİ REİS

http://bekircankiri.blogspot.com/

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #1 : 07 Haziran 2011, 18:01:31 »
Bakır rölyef masklar harika olmuş Bekir usta! Maşallah on parmağında on marifet... -^b -^b -^b

Bir de, senin maskları görünce bu  Türkmen savaş maskları geldi aklıma; belki ilerde düşünürsün yapmayı  ;)





« Son Düzenleme: 07 Haziran 2011, 18:05:45 Gönderen: Sancar Özer »
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Bekir Çankırı

  • Üye
  • *
  • İleti: 503
    • Metal El Sanatları facebook :Bekir çankırı
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #2 : 07 Haziran 2011, 21:15:57 »
Etkili bir  savaş  silahı  olurdu  herhalde  Sancar. :D
Düşmanı   gülmekten  öldürür bunlar . ;D
"Kendimi kendim yetirdim, kendim ettim kendimi... 
Kendime kendim gerekse; bula, kendim kendimi..."                          
PİRİ REİS

http://bekircankiri.blogspot.com/

Ahmed Geloğlu

  • Üye
  • *
  • İleti: 6
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #3 : 08 Haziran 2011, 00:31:39 »
Bekir abi ellerine sağlık , gerçekten güzel olmuşlar . . . Hususan 2. ve 3. resimdeki kabartmalar hakkaten etkili olur düşmana karşı , hele bir de susam sokağındaki kurabiye canavarını yap inan savaşa mola vermek zorunda kalırlar

Bekir Çankırı

  • Üye
  • *
  • İleti: 503
    • Metal El Sanatları facebook :Bekir çankırı
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #4 : 18 Haziran 2011, 23:03:06 »

İki  yeni  çalışmam   . 



"Kendimi kendim yetirdim, kendim ettim kendimi... 
Kendime kendim gerekse; bula, kendim kendimi..."                          
PİRİ REİS

http://bekircankiri.blogspot.com/

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #5 : 18 Haziran 2011, 23:31:00 »
Bravo Bekir usta, bakırı sanki kalemle çizmiş gibi böyle ince işlemek müthiş bir sanatkarlık. Eline emeğine sağlık... -^b
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Bekir Çankırı

  • Üye
  • *
  • İleti: 503
    • Metal El Sanatları facebook :Bekir çankırı
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #6 : 19 Haziran 2011, 11:20:16 »
Eyvallah  Sancar. Teşekkürler .
Kesici  silahların  namlu  ve  özellikle  kını için   çok eski  dönemlerden  başlayarak  bizim kültürümüze   has  bir  metal sanatı kabartma - çökertme .
Gerekli  birkaç  basit  el  aleti  ile de  çok  kolay  uygulanıp   çeşitlemeler  yapılabiliyor    benim  örneklerde  görüldüğü  gibi .
Tekniği  öğrenmek isteyip , çalışarak  çok  daha  farklı  işler  çıkarabilecek  arkadaşlara  da  yardıma  her zamanki  gibi  hazırım .
"Kendimi kendim yetirdim, kendim ettim kendimi... 
Kendime kendim gerekse; bula, kendim kendimi..."                          
PİRİ REİS

http://bekircankiri.blogspot.com/

Abdurrahman Doğan

  • Üye
  • *
  • İleti: 163
    • http://yataganelsanatlari.tr.gg
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #7 : 05 Temmuz 2011, 23:05:00 »
selamün aleyküm arkadaşlar nasılsınız iyimisiniz haliniz kefiniz nasıl eğer müsade edrseniz bekir ustaya sorum olacak bekir bey bu kabartmaları kına uygulama yaparken kını bilezik kısmını kıvırması  tamam ama çamurluk kısmına gelince benim işcilik yan ciziyor kavisli kısmı kıvırıken kıvırma sırasında iki ucu birleştirirken küçük bombeyler oluşuyor bunları nasıl en az hataya indirebilirim nasıl bir yardımcı aparat yapmam lazımki bu kabarıkalrı yok edeyim.

Abdurrahman Doğan

  • Üye
  • *
  • İleti: 163
    • http://yataganelsanatlari.tr.gg
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #8 : 05 Temmuz 2011, 23:05:47 »
.

Bekir Çankırı

  • Üye
  • *
  • İleti: 503
    • Metal El Sanatları facebook :Bekir çankırı
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #9 : 12 Temmuz 2011, 21:30:38 »
ustam  onbeş  gündür  internetten de uzakta  istanbul  dışındaydım  bu yüzden  şimdi  cevaplıyorum .
Kın  kesitinde  namlunun  sırtına  gelen  bölüm  bömbeli , yuvarlakça ,  kesici ağıza  gelen  bölümde  ağıza  uygun  dar  bir  açıyla  birleşiyor ( Su damlası  ya da  badem  içi formunda ) . Ben de   Sultaniyegahta   tek  parça değil  , iki  yanak parçasını   ağızlardan  gümüş  kaynağı  ile kaynatarak  yaptım  sonra  su damlası  formunu  Altay  bey  Üstadımızdan   öğrendim .
"Kendimi kendim yetirdim, kendim ettim kendimi... 
Kendime kendim gerekse; bula, kendim kendimi..."                          
PİRİ REİS

http://bekircankiri.blogspot.com/

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #10 : 18 Temmuz 2011, 16:55:21 »
Eyvallah  Sancar. Teşekkürler .
Kesici  silahların  namlu  ve  özellikle  kını için   çok eski  dönemlerden  başlayarak  bizim kültürümüze   has  bir  metal sanatı kabartma - çökertme .
Gerekli  birkaç  basit  el  aleti  ile de  çok  kolay  uygulanıp   çeşitlemeler  yapılabiliyor    benim  örneklerde  görüldüğü  gibi .
Tekniği  öğrenmek isteyip , çalışarak  çok  daha  farklı  işler  çıkarabilecek  arkadaşlara  da  yardıma  her zamanki  gibi  hazırım .


Merhabalar Bekir Bey,

Tam size göre (yani isinize yakisir terimde) ve hosunuza gidecek bir konu gecti elime...
(Ben bir Kolleksiyoncu olarak, bir Silah almadan, 3 Kitap aliyorumki, aldigim parcada hata etmiyeyim diye...)

Böyle bir islem ve ugrasi  icerisinde elime bu enteresan kitap gecti. (Kitabin resimi ekte) Bu Kitabin bas sayfasinda bir Tombak Migfer/Külah bulunuyor.
(Tarih olarak 16. Yüzyil ortasi,Yükseklik 31,3 cm diye adlandirilmis)
Isleme konusu sizin "Bakir kabartma" teknigi ile ayni olmasi gerek diye düsündum ve siz geldiniz ilk aklima :D :D :D

Sözkonusu olan "Yaldizli yüksek Tombak Migfer/Külah" Osmanlida "PEYKLER" Bölügüne ayit.
Haberci ve Piyade olarak görev yapan Peykler, Mizrak tasir ve (özel günlerde tepesinde tüy takilan)
yüksek yaldizli Migfer giyerlermis.
(resimli örnek olarak 1. fatih Sultan mehmed han At Meydaninda gösteren bir Minyatürde bir Peyk, 2. Levni ve Surnamede bulunan III. Ahmed´in Sehzadelerine yaptirdigi Sünnet alayi icerisinde görüntülenmis Peykler ....)

Tarihcesi:
Osmanlı Devletinde 15.-16. ve 17. yüzyıllarda yaya haberci olan "Peykler" Avrupalı yaya habercilere göre daha hızlıydılar ve daha uzun yaşıyorlardı. 5-6 yaşlarından itibaren özel eğitime tabi tutulan "Peyk adayları" değişik ortam ve koşullarda koşu çalışmaları ve beslenmeleri ile iyi şekilde yetiştirilirlerdi. 17-18 yaşlarına geldiklerinde ise İstanbul "At Meydanı'nda" çok ciddi bir sınava tabi tutulur, en iyi dereceyi alan da en yüksek maaş almak kaydıyla "Yaya haberci" olarak devlette göreve başlar, özellikle de sarayda görevlendirilirlerdi. 40- 45 yaşlarına kadar bu kutsal görevleri rahatlıkla sürdürürlerdi. Daha sonra "Peyk Ocağından" emekli olarak kaliteli bir emeklilik hayatı yaşarlardı. Avrupa'daki yaya habercilerin büyük bir bölümünün 20-21 yaşlarında görevlerini yaparken ölmeleri ise, bilim adamlarının Osmanlı Devletine gelerek "Peykler" in uzun yaşam sırrını öğrenebilmek için, araştırma yapmalarına neden olmuştur. 
Avrupa'dan konuyu araştırmak için gelen bilim adamları; Nicolai, Halkondil, Daramon, ve D'Ohsson peyklerimizi incelemiş ve resimlerini yapmışlar.

Peykler; bellerine çenge raklan asılı gümüş kemer takar, yeşil gömlek giyerler. Kemerlerinde badem ve akide şeker torbası bulundururlardı. Glikoz ihtiyacını bu şekerlerden karşılar bazen de gittikleri yerlerde çocuklara bu şekerlerden ikram ederlerdi. Başına külah giyer, bir elinde kendisini yabani hayvanlara karşı korumak için nacak taşırdı. Diğer elinde taşıdığı güldanlık içerisindeki gülsuyunu, susadıkça içer, zaman zaman gittiği yerdeki ahaliye sunardı. Günümüzde maraton koşucuları müsabaka sonunda 4-5 kilo kaybediyor. Peykler'in kaybettiği enerjinin ve suyun bir bölümünü gülsuyu içerek ve şeker yiyerek gidermeleri spor tarihimiz açısından çok büyük önem arz etmektedir.

Peyklerin en belirgin özellikleri ise ağızlarındaki delikli demir toplarla koşmaları. Delikli demir topun, düzenli burun solunumu sağlaması ve "dalaklanma" olayı üzerinde etkili olduğu düşünülmekte. Aynı zamanda bu top, ağızdaki tükürük salgısının devamlılığını sağlaması açısından da önemliydi O dönem ve günümüz koşucularında da gözlenen ve kesin bir çözüm getirilememiş olan "dalaklanma" veya "dalak tutması" tabirleri ile anlatılan olay büyük bir soru işaretidir. Rivayetlere göre, peyklerin küçük yaşta özel bir operasyonla dalaklarının alınması da oldukça ilginç. Dizlerinin altında bağlı bulunan çıngıraklar, sesler çıkararak yol üstündeki küçük hayvanatın, kaçışarak zarar görmemesini sağlar. Bu çıngıraklar belirli bir süre sonra kudüm, tef gibi ses çıkarmaları özelliği ile Peyklerin bir nevi tam konsantrasyona geçmelerine yardımcı olmakta, belirli bir ritmi yakaladıktan sonra manevi güçlerini de kullanarak uzun süre koşabilmelerini sağlamaktaydı. Özellikle bu konu araştırmacıların büyük ilgisini çekmekteydi. 

Peykler; İstanbul-Edirne sarayları arasındaki 156 km mesafeyi 1 gün-1 gecede gidip, dönebiliyorlardı. Dönemin Şer'i Sicil Defterlerinden aldığımız bir bilgiye göre; avcılığı ile ünlü Sultan ?V. Mehmed 10 Nisan 1668 günü Edirne'de iken Peyklerden biri sabah namazından sonra koşarak yola çıkar. 3.5 saatte 40 Kilometre uzaklıkta olan Dimetoka'ya varıp, oranın Naib'inden, geldiğine dair belge alarak, aynı gün ikindi namazı Edirne'ye döner. Durumu öğrenen padişah; Peyke bir kese altın ve bir de samur kürk ihsan eder...



Selamlar 

Mergup

 
'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #11 : 18 Temmuz 2011, 17:02:33 »
unutmadan ekliyeyim hemen:
Fatih Sultan Mehmet göstern Minyatürün kaynakcasi:

 "Fatih Sultan Mehmet'in Atmeydanındaki Yılanlı sütuna şeşper (Topuz) ile saldırmasını tasvir ediyor. Peykler, silahdarlar, mızraklı süvariler ve yeniçeriler etrafını sarmış. Ayrıca sağ tarafta Patrik Gennaidos Fatih'i engellemeye çalışıyor. (Beyaz sakallı olan)
Seyyid Lokman: Hünername Cilt 2 Topkapı Sarayı Minyatür Koleksiyonu "

Selamlar

Mergup
'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #12 : 18 Temmuz 2011, 17:26:26 »
detayli resimler...
'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

Mergup Özkan

  • Üye
  • *
  • İleti: 452
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #13 : 18 Temmuz 2011, 17:28:37 »
detayli resimler....

Umarim hosunuza gider ve sizi yeni projelere sürükler Bekir Bey::) ;) :D :D :D

Selam ve Saygilar

Mergup
'' Bu bıçağı kıl mübarek ey kerim-i la-yezal,
Sahibine verme ya Rab ömrü oldukça zeval,
Bıçak elde gerek dilde sübhan, Kadem bastı bu cihan...''

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: BAKIR KABARTMA ÇEHRELER
« Yanıtla #14 : 18 Temmuz 2011, 22:34:43 »
Bilgiler için sağol Mergup. Külah biçimli, sorguçlu bu tombak miğferin benzerlerini Askeri Müze'de gördüğümü hatırlıyorum; peykler ve bir kısım kapıkulunun dışında sorguçsuz versiyonları savaşçı dervişler arasında da popülerdir bu tip miğferlerin. Alman yapımı taklitleri de olacaktı bu miğfer çeşidinin ;)
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

 

Her Hakkı Saklıdır © 2007-2024 cebehane.com
SMF 2.0.15 | SMF © 2017, Simple Machines
RSS WAP2