Kolleksiyon  (67432 defa okundu)

Aydin Yüksel

  • Üye
  • *
  • İleti: 26
Kolleksiyon
« : 14 Şubat 2009, 06:40:57 »
Arkadaslar satin almak istedigim bazi kiliclar var. Resimlerini gönderiyorum. Amatör bir kolleksiyoner oldugum icin fazlaca bir bilgim yok, bilenlerin yada fikir yürütebilecek arkadaslarin bilgilerine ihtiyacim var. Tüm resimler tek mesaja sigmaz ise ardindan digerlerini yollarim.
Aydin

Aydin Yüksel

  • Üye
  • *
  • İleti: 26
Kolleksiyon
« Yanıtla #1 : 14 Şubat 2009, 06:46:51 »
Diger kilic

HalitDogan

  • Yönetici
  • Üye
  • *****
  • İleti: 2
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #2 : 14 Şubat 2009, 09:09:41 »
Aydın Bey, yatağanlar çok güzel, tebrik ederim.

Mesajlarınızı tek başlık altında birleştirdim.  Göndermek istediğiniz başka resimler de olursa, onları da bu başlığın altına gönderin lütfen.

Selamlar..

Selim Atalay

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #3 : 14 Şubat 2009, 14:31:35 »
Elinize sağlık çok güzel bir konu açmışsınız.Koleksiyon konusunda genel iki eğilim var bunlardan birincisi imitasyon veya replika diyebileceğimizkılıçlar ki dünya üzeride pek çok üretici mevcut bunlarda orjinale sadık modellerden fantastik modellere kadar pek çok seçenek var nispeten daha kolay işin maddiyatına gelince abd de bazı firmaların ateşli bir silahdan da pahalı modellerde var.Tabi ki bunlarda da alırken uzmanlık gerekiyor ama koruma noktasında daha rahattır diye düşünüyorum.

İkinci kısımsa(bence zor olan) antika modelleri almak.Bunlarda ekspertizlik nasıl yapılır neye göre değğerlidir.Bazı kılıçlar neredeyse pas yığını ama istenen rakamlar uçuk olabiliyor.Bu pas tabakasını kimyasallarla kaldırmak mümkünmüdür doğrumudur.Ayrıca diğer etmenler nedir.Tabiki bazı şeyler çok ciddi bilgi birikimi gerektirir(meşhur bir ustanın kendi stilinde değil başka bir stiile çalıştığı tek olan parçalar gibi)

Bunu dışında nelere dikkat edilmeli ne değer verilmeli.Ayrıca ülkemizde bu konuda ciddi eksperler varmıdır.?Ayrıca aldık korumak için neler yapmalıyız.Mesela pek çok çelikte işe yarayan elektro polisaj korumak için yeterli olur mu?

Bunların dışında işin birde yasal boyutu var özellikle yurtdışından kılıç getirme noktasında tam bir keşmekeş var.Bir yasa var o da getir de demiyor getirmede demiyor.Pek çok gümrük olayında olduğu gibi yine memurun insiyatifine kalıyor.

Bu soruları yanıtlarsak sanırım çok faydalı olacaktır.Teşekkürler :D
"Who dares wins"

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #4 : 14 Şubat 2009, 17:37:55 »
Selim Beyin de dediği gibi ekspertiz birçok boyutu, derinliği olan bambaşka bir uzmanlık alanı.  lakin tamamen bir amatörkılıçsever olarak mevcut resimlere baktığımda aklıma gelenleri söylemem gerekirse:

Aydın bey ilk yatağanın kabza ve kındaki tezyinatı yüksek kalitede olmasına rağmen namlu üzerindeki bezeme hem teknik hem sanat açısından çok zayıf. bu da bana namlu tezyinatının orjinal olmadığı daha sonra yapıldığı ihtimalini düşündürdü. O yüzden silahın orjinalitesi sizin için önemliyse bu durumu da göz önünde bulundurun. eğer bu sonradan yapılmış olması muhtemelnamlu bezemesindeki kartuşta bulunan kitabeye göre bir tarihleme ve bunun neticesinde fiyatlandırma yapılıyorsa bu nokta daha da önem kazanıyor. İlk silah "balkan yatağanı" olarak geçiyor lakin benim gördüğüm balkan işi yatağanlar özellikle de 17.yüzyıldan sonraya ait olanlar biçim olarak yatağandan çok uzun bıçakları      (özellikle de türkistan bıçaklarını) andırır; "S" kıvrımı yok denecek kadar azdır. ikinci silahın tezyinatı çokdahabaşarılıve otantik görünüyor. Lakin unutmamak gereken bir husus da şu ki; Rusya ve Hindistan'da gerçeğinden ayırılamayacak kalitede osmanlı silahı kopyaları üretildiğini duyuyoruz,böyle "sahte osmanlısilahı" sektörü oluşmuş durumda. o yüzden ben genelde gerçek olamayacakkadar iyi, çil durumda ve sultan silahhanesine yakışacak zenginlikte bezeli silahlar gördüğümde şüpheye düşüyorum. günümüzde batıda popüler bir form olduğu için özellikle böyle şahane bezeli yatağanlar çok üretiliyor buralarda. halbuki genlede daha halk tipi bir silah olduğu için gerçek osmanlı yatağanlarının sade örneklerinin daha çok kalmış olması gerekirdiye düşünüyorum. lakin avrupa piyasasında maşallah yüzlerce böyle saraydan gibi çıkmış duran yatağanlar mevcut ??? O yüzden özellkle de internet üzerinden yapılacak alışverişlerde azamiderecede dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorum.

Resmlşer birazküçük ama eğer silahların üzeindeki kitabeleri sökebilecek üyelerimiz mevcutsa belki bu silahların yeri ve tarihi hakkında biraz daha bilgi sahibi olabiliriz.  ;)
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Aydin Yüksel

  • Üye
  • *
  • İleti: 26
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #5 : 15 Şubat 2009, 22:57:37 »
Kolleksiyonculuk yada Türkcesiyle derlemcilik en basta eskiye merak ve tarihe saygi duygusuyla basliyor. Sonra elinize gecen parcanin tarihini arastiriyor ve bize ögretilmeyen tarihi detaylari ögreniyorsunuz. Iste bu sebeple bende derlemciyim.

Birde derleminiz Osmanli kiliclariysa, büyütecle acaba bir yerinde göremedigim bir isaret bir imza varmi diye ararsiniz. Üstündeki kitabeleri okumak cözmek sanki isik hiziyla birkac yüzyil öncesine gitmek gibi bir duygu verir.
Derleminizi ese dosta gösterdiginizde, Türk olanlar hemen kilici eline almak ve bir an dahi olsa bir iki savurmak isterler
heybetlice,
yavasca,
tebessümle
ve iclerindeki gecmise hayranlikla. 
Anlik bir duygudur bu, ama o bilincaltinda, heey gidi kahpe felek, heey gidi degisen devran, bak biz neydik.. gibi duygular oldugunu hep hissetmisimdir.
Güzel ugrastir tarihine, ata yadigarlarina sahip cikmak.

Sancar beyin Lebriz.comdaki güzel yazilarini okuyorum. Hele, Amerika´nin imparatoru Nortonun hikayesine bayildim. Kendime onu örnek bile alabilirim :-) Derlemcilik konusundada birseyler yazacagi ve ilgiyle okuyacagimizi umuyorum. (yoksa kolleksiyoner yerine derlemci kelimesini kullanmakla yanlismi yapiyorum bilmiyorum. Ama benim hosuma gitti, bu kelime daha benden geldi bana)

Selim bey hakli fakat ben taklit kilic almak yerine hakiki eski bir kilic almayi yeglerim ve öneririm. Taklit güzel bir kilic evimizde güzel bir süs olabilir ama sadece bir süs.
Oysa gercek eski bir eserin, dekoratif güzelligi yaninda, bir ruhu vardir. Örnek vermem gerekirse Canakkale savasinda, ünlü süngü savaslarinda sehit düsenler.Ve onun süngüsünü hatira olsun diye yanina alip giden Avustralyali bir askerin torunundan böyle bir süngü aldim ve benim icin o süngü anlatilamaz bir ruha sahiptir. Ona bazen bakim yapar paslanmasin diye yag sürerim. Belki size cok cocuksu yada duygusal gelebilir ama o bakim esnasinda sanki sehidimizin yaralarini temizliyor gibi duygulanirim. Evime her gelen konuga, genclere Canakkale destanini anlatirim bu eserden yola cikarak.

Ayrica mesela bundan üc, bes yil önce Osmanli madalyalarindan bir Mecidi Nisani 200 dolar iken bugün 1000 dolar civarindadir. Kilic konusunda Türkiye´de iyi derlemciler varmi bilmiyorum ama bildigim bir müddet sonra ayni madalya olayinda oldugu gibi artacagidir ve fiyatlarinda bugüne nazaran cok daha fazla olacagidir.
Bu nedenlerden dolayi hakiki bir Osmanli kilici almak daha iyi ve iyi bir yatirimdir.

Fakaat hakiki yada taklit oldugunu anlamak icin uzmanlara ihtiyacimiz var. Ya uzman bulmaliyiz yada  biz uzmanlasmaliyiz. Bu site araciligiyla bir sekilde bunu cözmeliyiz diye düsünüyorum. En azindan kiliclarin üstündeki kitabeleri okuyabilecek arkadaslar vardir saniyorum. Burdan basliyabiliriz.

Birde Avrupa ve Amerika´da bazi ünlü müzayede firmalari varki yillardir kendilerini ispatlamis ciddi kuruluslardir. Ama tabiki bunlarda cikan yataganlarda cok pahali fiyatlara satiliyor.

Koruma ve temizleme konusunda eskilerden duydugum birsey var. Enginar yapragi ve sirke karisimiyla silmek metali temizlermis. Dogrulugunu ben bilmiyorum. Birde eski kilici temizledikten sonra renksiz cila vururlarmis.
Ben eski kiliclara kiyamiyorum onlara kimyasal sürerek parlatma islemine karsiyim. Ama cok ince zimpara ile oksar gibi zimpara yapip sonra hafif benzinle silip, pamuklu bir kumasla olabildigince parlatiyorum sonra pas olmasin diye yag sürüp kaldiriyorum.
Ama restorasyon konusunda ögrenilecek cok sey oldugunu tahmin edebiliyorum.

Yurt disindan Türkiye´ye kilic getirme konusu cok ilginc. Ben Almanya´da yasiyorum. Yani ben bir Türk olarak yurt disinda topladigim kiliclari ülkeme getiremiyeceksem vah o kanunlari yapanlarin haline. Inanamiyorum böyle bir seye. Belkide bir belge alinip sorunsuz getirilebilir diye düsünüyorum. Yinede iyi arastirmak gerekir, dediginiz gibi bir memurun insiyatifine birakilmasi cok kötü bir durum.

Dostcakalin

Elimdeki 1861 Fransa baskisi bir gravür.
Journal le Monde. Le bazar de Trebizonde 1861





Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #6 : 16 Şubat 2009, 06:13:25 »
Aydın bey mesajınızı büyük bir zevkle okudum. Hakikaten koleksiyonerlik imefhumunun ruhuna temas etmişsiniz. nazik iltifatınızdan dolayı da ayrıca teşekkür ederim :)

Çok iptidai olarak ben de ucundan koleksiyonerliğe heveskar bir kişi olarak fikir belirtmem gerekirse antika kılıç-modern yapım kılıç meselesinde ben bir ayrım yapmıyorum. "kılıç biçimli duvar süsü" kategorisine girmediği orjinal teknik ve malzeme ile üretildiği ve işlevsel olduğu sürece benim için modern üretimler de antikalar kadar değerli. Zira kanaatimce kılıç bir sanat objesidir ve tüm sanat dalları gibi unutularak tarihe gömülmemesi için varlığının ve üretiminin kendi çağı özellikleri içinde üretiminin devametmesi gerekir. Düşünün ki bugünün antika kılıçları da bir dönemin çağdaş üretimleri idi.
Hatta fiyatlama ve konservasyon gibi bazı pratik sebeplerden modern üretimleri antikalara tercih ettiğim söylenebilir. En küçük bir zarar gelmemesi için korkarak elime aldığım nadide bir antika yerine rahatça hor kullanabileceğim yepyeni bir kılıcı yeğlerim doğrusu  ;D

Lakin Türkiye şartları içinde bu ayrımın dahi pek anlamlı olduğunu zannetmiyorum. Dünyaya nazaran kesici silah koleksiyonerliği anlamında öyle bir çölde bulunuyoruz ki ulaşabildiğim, gücümün yettiği her parçayı antikaymış, yeniymiş ayırmadan almaya çalışıyorum. Bugünlerde bırakınız kılıcı, has çelikten dövülmüş basit bir bıçak bulmak bile bir mesele haline geldi maalesef.  Antikacılar ise işin bambaşka bir boyutu,hazirun içinde bu meslekle iştigal eden varsa  tenzih ederim lakin daha bugüne kadar vitrindeki herhangi bir kesici silahı sorduğumda filan padişaha yahut paşaya ait olduğunu iddia edip bir kaçbin dolardan aşağı fiyat söyleyenine ben rastlamadım. Hele namlusu üzerinde kocaman H.O damgası ve türk bayrağı bulunan cumhuriyet dönemi M.K.E. yapımı Harp Okulu Tören kılıcının Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa'ya ait olduğunu iddia eden bir tanesi vardı ki hala gülerek hatırlıyorum. İnternet alışveriş siteleri de bu palavracılığı yepyeni boyutlara taşıdı. O yüzden kenarda köşedeki eskiciler, anadolu'nun ücra bir kasabasındaki bir demirci dükkanı, hatta sokak sergileri gibi yerleri kurcalamayı tercih ediyorum. Böyle yerlerden bazen çok ilginç parçalar çıkabiliyor.

konservasyon konusu evvelden beri sormak istediğim bir konu. sizler elinizdeki parçaları korumak için hangi materyalleri kullanıyorsunuz ve nasıl şartlarda muhafaza ediyorsunuz? Yurtdışında özellikle kılıçlar için üretilmiş koruyucu malzemeler, temizleyiciler,pudralar var lakin Türkiye'de bunlar bulunamıyor. Bir ahbabım silah yağının faydalı olabileceğini iddia etmişti lakin benim kafama pek yatmadı. piyasadaki metal cilaları, pas giderici v.s. malzemelere ise hiç güvenemediğimden kılıçlarımın uzağından dahi geçirmiyorum bunları. sadece zaman zaman temiz bir bezle temizleyip  çok ince bir kat gres yağı sürmekle iktifa ediyorum.

Aydın bey mesajınızın sonundaki gravür bana büyük üstad ressam Osman Hamdi Bey'in Silah Taciri resmini anımsattı:

"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Selim Atalay

  • Üye
  • *
  • İleti: 67
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #7 : 18 Şubat 2009, 17:08:46 »
Aydın bey ve Sancar bey yazılarınızı okurken büyük bir haz aldım.İki yazıda çok güzel şeylere dokunmuş.

Benim kanatimce orjinaşe tamamen sadık kalınarak yapılmış bir replika tarihi izler taşır onda tarihi görürsünüz ama elinize aldığınızda bunu hangi cengaver kullandı hangi ustadan kaç paraya aldı hangi cenge katıldı gibi şeyleri hissedemezsiniz.Nesnelerin hafızası olduğu fikrine katılıyorum size bunu anlattıklarınada :)

Şu an öğrenci olduğumu düşünmessek bende ilk başta replika kılıçlarla işe başlardım biraz kendimi geliştirdikçe antika kılıçlara geçerdim.Ayrıca replikalar iyi oyuncaklar  :)antika bir kılıçla çok oynayabileceğimi zannetmiyorum.

Tam benzer bir örnek olmamakla birlikte elinizde kurtuluş savaşından kalma bir parabellum tabanca olduğunu düşünelim onla atış yapabilirmisiniz evet ama az sıklıkla çünkü namlu ömrünü azaltmak istemezsiniz orjinal bir namlu bulabilsenizde bu sefer orjinalliği bozulacak antika değeri gidecek.Bunun için en güzeli ne atış yapabileceğiniz yeni bir tabanca almak tabi bütçe meseleside var.

Sancar beyin dediği gibi ülkemizde iyi parça bulmak zor satıcıları ise sanki define haritası satıyor.Klasik oto dergisinde güzel bir söz vardı."İnsanlar bizi arıyor işte şöyle bir aracımız var bunu satalım diyorlar iyi ilan verin deyince iş değişiyor hele öyle meblağlar istiyorlar ki diyor bire 10 katarak".Evet bizde öyle bir durum var.Bit pazarında gördüğüm bir çerkes kamasının fiyatını bu yüzden soramadım.Gerçi iki kamadan bir replika gibiydi diğeri el yapımına benziyordu sapın boynuz olduğunu hemen anladım ama çeliği elime hoş gelmedi.Birde orada dipçiği olmayan ve parçaları olan(restore edilebilecek) bir çifteye 100 lira deyince uzaklaştım.Birde kamanın kını yoktu.

İşin mevzuat yönüne gelince yurtdışından siparişle getirme noktasında dedim.Dünya ordu süngülerinin koleksiyonunu yapan bir arkadaş sorun çıkmadı demişti ama memurun insatifinde.Geçen nette bakınırken şöyle bir şey buldum .

http://www.gumrukforum.com/forum/Airsoft-tufek-t-626.html

Anladığım kadarıyla bir sıkıntı var ama siz uçağa sokabiliyorsaniz Almanyada nispeten sıkıntı olmayabilir.Yinede siz bir araştırın
"Who dares wins"

Durukan Türe

  • Üye
  • *
  • İleti: 155
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #8 : 21 Şubat 2009, 01:53:34 »
 epey bir suredir durgun olan forumda bir hareketlenme var sonunda. yazıları ilgi ile okudum. benzer bir sorun bende de mevcut. elimde eskiciden alınma karadeniz yataganı var ama nasıl yapacagımı bilmedigim icin 1 seneden fazla suredir elimi sürmüyorum malesef.

     tabi ki savas görmüş bir kılıcın replika ile karsılastırılması mumkun degil. ama bizim elimizde yeterli bilgi olmazsa replikaları orjinal diye alırız korkarım.

      gecenlerde bir tv programında uzman konuk ermeni teciri ile ilgili yorumda bulunurken tarihin en detaylı arsıv tutan devletlerinden birisinin osmanlı oldugunu, hatta kasaba,mezra duzeyine kadar kimin nerede kaç nufusu yetiştirdigi, ne iş yaptıgı gibi detay bilgilere kadar yazılı oldugunu soyledi.
      Bunu duymak beni acıkcası umutlandırdı. Acaba osmanlının arşivlerinde detaylı üretim aşamalarından tutunda dönemlere ait kılıç ozellikleri detaylı olarak yazılmış olabilirmi diye düşündüm.

       acıkcası japonların kılıç sanatlarına olan tutkulu bağlantılarını takdir dolu bir hayıflanma ile izliyorum. dünyanın en geniş imparatorluklarınan birisini kurmuş olan osmanlı devleti elbet bunu silahlarının aynı zamanda teknolojik ustunlukları nedeni ile saglamış olmalı. en azından ben buna inanıyorum. kimimiz yapar kimimiz araştırır, arşivlere inerse onumuzdeki yıllarda daha iyi noktalarda olabiliriz.
      konu ile ilgili arşıvlere ulaşmadan konunun uzmaı olunamayacagına da eminim.

                                                                                                                            saygılarımda

Durukan Türe

  • Üye
  • *
  • İleti: 155
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #9 : 22 Şubat 2009, 09:18:22 »
 ayrıca gönderdiginiz resimler uzerinde konusacak isek.

1 kılıç sapı oldukça stilize ve kuş basına benzetilmis. keskin hatları mevcut ve avuç içine oturan kısımlarında oldukça fazla susleme dikkat cekici. klasık yataganlarda kus bası figurunu ben şimdiye kadar görmedim. bu daha sonraları ozellikle bıcak saplarında vurgulanmaya başladı. ayrıca bu denli eskiden kalma bir sapta bu denli sert köselerin olması acıkcası garip. son olarak da suslemelerinin fazlalıgı savas esnasında avuç ıcıne gelen kanın da etkısı ile kılıcın avuctan fırlayıp gitmesine neden olacakmıs gibi geldi bana. kısacası namlu ıscılıgıde berbat. ben sızın yerinizde olsam ilkini kesinlikle almazdım.

2 kılıc orjinale belirgin daha yakın ama orjinal olmadıgını soylemek aksini iddaa etmekten daha kolay. diger deyisle benim bilgim bu orjinaldir diyemiyor.

saygılarımla

Cengiz Çetin

  • Üye
  • *
  • İleti: 142
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #10 : 23 Mart 2009, 22:49:30 »
Slm,
Konuya çok sonradan dahil olabildim.Bende yatağan ve şimşir meraklısıyım.Uygun yatağan bulunca bende alıyorum.Genelde kabzası olmayanları alıp kendim boynuz yada ahşaptan kabza yapıyorum.
Resimlerdeki yatağanları inceledim.İkiside savaş yatağanı değil.Aksesuar olarak kullanılan türden eserler.Birinci yatağan Sultan Abdülazizin yatağanına çok benziyor.Bu formda kabzalar kullanılmıştır.savaş amaçlı değildir sadece aksesuar olarak kullanılmışlardır.Namludaki işçilik çok iyi olmasada orjinal olduğunu düşünüyorum.Çünkü gümüş çakmalar demir üzerinde fazla kalmıyorlar.zamanla dökülüyorlar.Her iki ürününde orjinal olduğunu düşünüyorum.Fakat buna sadece resimlere bakarak karar veremeyiz.Kabzelerdeki işçilik kadar kullanılan malzemeyede bakmak lazım.Namludan daha fazla bilgi verebiliyor.
Ankara'da yaşayan üyelerimiz varsa tanışmak isterim.
Vur pençe-i alideki şemşir aşkına,
Gülbang-ı asumanı tutan pir aşkına.

Aydin Yüksel

  • Üye
  • *
  • İleti: 26
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #11 : 24 Mart 2009, 15:28:14 »
Cengiz bey foruma hosgeldiniz. Burada kolleksiyonerler biraraya toplanabilirsek birbirimize cok katkimiz olacak. Sanirim sitemizin reklamini biraz daha fazla yapmaliyiz ki konuyla ilgili insanlarin haberi olsun.
Durukan bey, resimlerini yolladigim kiliclarin, orjinal olamiyacagini düsündügünü yazmisti. Bende temkinli yaklastim. Fakat müzayedede, resimdeki balkan yatagani 6.000 Dolar diger yatagan 4200 Dolara satildi. Cengiz beye katiliyorum, bunlar belki savasta kullanilan yataganlar degildi ama o dönemde tasinan kiliclardi saniyorum.
Gecen hafta sonu, Amerikada eski Türk kiliclari 5.000 dolar ile 47.000 dolar arasinda alici buldu. Hele bir zülfikar osmanli kilic vardiki muhtesemdi. Bir yeniceri baltasi 5400 dolara satildi. Ilgilenen varsa hangi kilicin kaca satildigini sizlere resimleriyle gönderebilirim. (Buraya resim yüklemekte cok zorlansamda)
Aman arkadaslar, memleketteki eski kiliclarin kiymetini bilin. Hatta saniyorum bu konuda toplumda bilinc olusturulmali.
Saygilarimla
Aydin Yüksel

Cengiz Çetin

  • Üye
  • *
  • İleti: 142
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #12 : 24 Mart 2009, 21:58:18 »
Slm Aydın bey,
Aslında ,siteyi nerdeyse kurulduğu günden bu yana takip ediyorum fakat yazmak için çok zamanım olmadı.Müzayededeki kılıç resimlerini çok isterim.Resimlerden oluşan ciddi bir dosya oluşturdum.Yeni resimler beni mutlu eder.Özellikle Zülfikar resmini merak ediyorum.Gerçek resmini hiç görmedim, internetten arayıp bulduklarım gerçekle alakalı değil bence.Çünkü çatal uçlu ama kabza ve balçak o dönemin örneklerine uymuyor.Genelde Osmanlı ve İran formunda resmedilmiş.Bu resimlerin iyi bir usta elinden çıkmadığı belli oluyor.
Zülfikar resmini istememin asıl sebebi birebir ebatlarda ahşaptan yapmak.Ahşaptan tüm kültürlere ait kılıçları yapmaya çalışıyorum.Bazı el sanatları sergilerine şimşir,pala,yatağa,şaşka gönderdim.BU konuya ilgili birisiyim yani.İlk fırsattada gerçeklerini yapmaaya başlayacağım.
Vur pençe-i alideki şemşir aşkına,
Gülbang-ı asumanı tutan pir aşkına.

Durukan Türe

  • Üye
  • *
  • İleti: 155
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #13 : 25 Mart 2009, 01:55:32 »
cengız bey sizden ne zmandır yorum cıkmıyorduç tahta malzemeden benzerler yaptıgınız ıcın belkide ilerde bu konuda bizlere yardıınız dounabilir. zira her zaman kalıteli ahşap parçaları bulma ve onlardan sap, kın yapmak mumkun olmuyor.  siz nasıl mazlemeler kullanıyorsunuz tamamen elde mi yapıyorsunuz.?

Aydin Yüksel

  • Üye
  • *
  • İleti: 26
Ynt: Kolleksiyon
« Yanıtla #14 : 25 Mart 2009, 17:27:56 »
Merhaba, bende, bir sitede yada bir müzayedenin satisa cikardigi Türk kiliclarinin resimlerine hayranlikla bakarim ve mümkün oldugunca bu resimleri toplamaya calisirim. Bu resimleri ve bende bulunan kiliclarin resimlerini hep biraraya toplamayi istemisimdir. Bu sitede bir sekilde bunu gerceklestirmek isterim. Ama nasil yapacagimi tam bilemiyorum.
Belki, ´Resimler´ olarak bir bölüm acip bu orjinal kiliclar ve sizin yaptiginiz ahsaptan kiliclar gibi cesitli resimleri, hatta konumuzla ilgili diger resimleride yükleyebilecegimiz bir bölüm acabilirmiyiz bilemiyorum. Resimler, yazismalarin aralarinda tek tek olacagina, hepsi bir yerde topluca olursa dahami iyi olur? Resimler ve altinda cok kisa aciklayici tek bir cümle mesela. Ve resimler belli bir standartta olur böylece. Diger arkadaslardan bu konuda fikirlerini istiyelim en iyisi. Görsel olarak en iyisini nasil yapabiliriz.

 

Her Hakkı Saklıdır © 2007-2024 cebehane.com
SMF 2.0.15 | SMF © 2017, Simple Machines
RSS WAP2