Teknik Konular > Üretim Teknikleri

Bıçak Yapımı

<< < (6/6)

Hakan Yüksek:

--- Alıntı yapılan: Emre Kipmen - 13 Ocak 2010, 23:57:24 ---
--- Alıntı yapılan: Hakan Yüksek - 13 Ocak 2010, 23:44:47 ---Açıkçası ilk bıçağınız için çok zor bir tip seçmişsiniz, ama çok da iyi kıvırmışsınız  ;) ;D Çok güzel görünüyor, diyeceğim hiçbirşey yok, bravo. Isılişlem konusunda da haklısınız 800 derece doğru ısı.

Önce terim konusunda açıklığa kavuşalım: Sertleştirme için ısıtmaya östenizasyon denilir, östenizasyon ısısında çelik alaşım elementlerinin çözünmesi için beklenen zamana "demlenme" denit, hızlı soğutmaya da "su verme" denir. Su verilmiş çeliğin (sulu çelik de denilebiliyor) sertliğini bir miktar düşürerek kırılganlığını almaya da menevişleme (temperleme) denilir.

Öncelikle ekipman durumunuzu öğrenmeliyim, ne kullanıyorsunuz ısıtmak için, ısı kontrolünüz veya ısıyı doğru ölçme imkanınız var mı? Bu sorumun yanıtına göre ısıl işlem konusunda bazı önerilerim olabilir...

Tekrar tebrikler, çok yetenekli ve / veya çok sabırlı olduğunuz belli  ;D

--- Alıntı sonu ---

Sizin gibi bir üstadın çalışmamı beğenmesi beni inanın çok mutlu etti. Bıçağın işlenmesi konusunda kendi el aletlerimi kullandım. Isıl işlem için çalıştığım cam fabrikasındaki temperleme fırınından yararlanmayı planlıyorum  ;D Fırınımız 800 derece sapma toleransıda oldukça dar. Vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkürler. Ayrıca sizin çalışmalarınızı gördüm tek kelime ile büyülendim. Sanırım bu işi sadece hobi olarak yapmıyorsunuz?
Saygılarımla,
--- Alıntı sonu ---

Emre Kipmen:
Teşekkürler güzel sözlerinize, açıkçası uzun bir yolun başındayım denilebilir....
Evet, açıkçası bu sanattan ekmek yiyorum denilebilir, şşş kimse duymasın  :D

Fırının 800 derecede 5 dakika kadar sabit kalabilmesi durumunda çok güzel bir ısıl işlem yapma şansınız var. Ancak tavsiyem ısıl işlemden önce normalizasyon yapmanız.
Bu iş için önce 820 - 800 derece arasında 4-5 dakika kadar tutup bıçağı havada kendi kalinde soğutunuz (bu arada bükülme olursa 300 derece civarına düştüğünde deri eldivenlerle elinizle düzeltmeniz mümkün).
Sonra 750 derece civarında ısıtıp yine havada soğutma işlemini yapınız, en son da 650 derecede...

Bu işlemlerin sonunda çelikte oluşmuş olan sizin şekillendirme işlemleriniz sonunda oluşan iç gerilimleri ve yerleşim hatalarını sıfırlamış olursunuz...

Sonra tavsiyem yanmış yağ değil de ayçiçeği ya da kanola yağı gibi daha ince bir yağ kullanmanız. Yağı 50-60 derecede tutunuz (bir büyük teneke yağı bu tip bir ocakta ısıtabilirsiniz). Isınmış yağ daha iyi ve homojen soğutur. Ben bu iş için marketten aldığım büyük teneke kanola yağı kullanıyordum Böyle birşey. Sonra saç makasıyla ya da konserve açacağı ile yağ tenekesinin üstünde bıçağın rahatlıkla gireceği bir delik açıyorsunuz.

Fırından aldığınız bıçağı dikine ve ucu aşağıda yağ tenekesine sokuyorsunuz, yavaş sokmayın yağ alevlenebilir, hızlı daldırdığınızda riski en aza indirirsiniz. Bıçağı yağın içinde asla yanlara doğru hareket ettirmeyin, sadece iki keskin yana doğru fazla hızlı olmayacak şekilde tembelce sallayın. Bu bıçağın etrafında oluşan hava baloncuklarını dağıtmaya ve homojen soğumaya olanak tanır. Bıçağı yağa soktuktan hemen sonra içinizden saniye sayın, 7 saniye kadar sonra çıkarın ve 3-5 saniye kadar dışarda bekletip yine sokun. Bunun amacı hızla soğumuş olan kenarların ısısının merkezdeki ısı ile dengelenmesi...
Biraz bekletin, tamamen soğumasına izin vermeden bıçak 200 derecelerde iken (yağın fokurdaması tamamen bitmiştir bu noktada) bıçağı çıkarıp çok çabuk bir şekilde bıçakta bükülme var mı diye kontrol edin. Eğer bir yana doğru bükülme yapmışsa bu sırada deri eldivenlerle bıçağın bükülmesini düzeltebilirsiniz, 1-2 dakika kadar bu bükülmeyi düzeltebilecek zamanınız var, ondan sonra cam kadar sertleşecek  ;D

Tamamen soğuduktan sonra körleşmemiş bir eğe ile bıçağın yeterince sertleşip sertleşmediğini kontrol ediniz. Eğenin bıçağın üzerinde kayıp gitmesi lazım. Bu iş için en iyisi kabza kısmının geleceği yerler veya sırt bölümü. Bıçağın dışında ince bir oksitli ve karbonu yitirmiş dekarbürize tabakası olacaktır, eğe burada çizik atabilir, bu normal ama bunun altındaki güzel çeliği ısıramaması şart...

Herşey düzgün gittiyse fazla bekletmeden 200 - 300 derece aralığında önceden ısıtılmış fırında 2 saat kadar bekletin, sonra oda ısısına soğutup bu işlemi 2 kere daha tekrarlayın (toplam 6 saat  :o ).
200 derecede temperlemek (menevişlemek) size yaklaşık 60-61 HRC gibi güzel bir sertlik verecektir. 250 derece 58 HRC civarında kullanıma dönük görece kolay bileylenebilir bir sertlik, 300 derecede ise kolay bileylenebilir ama biraz daha kolay körleşen bir sertlik verecektir...

Umarım yardımcı olabilmişimdir...
Emre 

Bekir Çankırı:
Selim beyin  nisan 2009 da  başlattığı bu bölüm  yeterli katılıma ulaşamamış . Sanıyorum en başta gelen sebep   anlatımı destekleyecek yeterli fotoğrafın olmaması  . Kendimden biliyorum bıçak yapımına kaptırıp  derinleştikce ya fotoğraf akla gelmiyor  ,  ya el kol yağlı kirli  biraz sonraya bırakılıyor . ya da  yeterli sayıda çekilmediğinden   çıkanlar tam olarak isteneni anlatmaya yetmiyor .oysa  böyle forumlarda  belki de en önde gelen ihtiyaç  hiçbirşey bilmeyen ama  bıçak yapmak isteyenlerin  tüm bilgi ihtiyacını karşılayacak  "NASIL  YAPIYORUZ " bölümleri  olmalı  kanımca. Yalnızca kendi tecrübelerimle değil ama  forumlarda ustalarımızın  paylaştığı  bilgiler ve yabancı benzer forumlardan edindiğim bilgi ve fotoğrafları da inceleyerek  çizgi - resim  yoluyla anlatacak  böyle bir bölüm projem var . Eğlenceli ve akılda kalacak  bir anlatım yolu olduğunu düşündüğüm , tecrübeli ustalarımızın  ve deneyen herkesin yeni katkılarıyla daha da zenginleşip   tüm ihtiyacı karşılayacak  bir bölüm olur  diye  düşünüyorum . Ben çizgi - resimli anlatımı seçtim ama katkıda bulunacak  herkes tabii ki resim ve yazı da  kullanacak . hatta anlatıma katkısı olursa  o bilgileri de  çizgileyebiliriz .  ne dersiniz ?

Selim Atalay:
Madem ben başlattım.İti vurana sürütürler hesabı kendi bıçak hikayemi paylaşayım.Bıçağım bu sene başlarında bitti fakat ancak simdiye kısmet oldu.Bıçağımın dövme vs işlemleri eski işyerimin ocağında yapıldı.Montajı vs ise baba evinde.

Öncelikle hikayemiz oto sanayinden makas bularak başladı.Neredeyse bir lama gibi düze yakın bir parça buldum.Kalınlık yaklaşık 6-7mm.



İlk başta planımız sadece eğe ile birşeyler yapmaktı ama gerek parçanın dümdüz olmaması gerekse kalınlığına yorumlar gecikmedi.Ben 6 mm kalınlıkta yapacaktım fakat malzememiz suyu verilmiş malzeme olduğundan suyu alınma amacıyla ocağa girecekti.Plan dövmeye döndü.Bu arada hiç kimse parçanın çelik olduğuna daha doğrusu makas olduğunu inanmadı.

Tasarımımız hazırdı.Sözde drop point bir bıçak yapacaktık ama ortaya çıkan şey bizi şaşıtacaktı.



Şeklimize uygun olarak kabaca çizdik parçamıza ve onu canavarla kestik.Bu kesme işini ben yapmadım ve yemeği fırına verdik.Su verilmiş malzemenin sertliğini almak için onu su verme sıcaklığına kadar ısıttık.Çıkarınca hemen onu yatağına yatırdık.Yatağı kireçten yapılmış idi.Üzerini örttük ve soğumaya bıraktık.Kül veya kireç içinde beklemek çeliğin sertliğini almada çok etkili imiş.Kireci biliyorduk da külü şimdi Hakkın rahmetine kavuşmuş bir büyüğümüzün yazısında okuduk.



Uyandığında bu haldeydi.Aslında biraz daha farklıydı.Bu dövülmüş hali.Birden farkına vardık ki malzeme çekici yiyince iyicene yana genişlemeye başladı.Bıçağımız neredeyse küçük bir satır genişliğine gelince alttan ve üstten biraz kırpıp bu hale getirmek zorunda kaldık.Eğe işine başlayınca neden sonra o üstteki kıvrımı yapamadık.Tıpkı bowielerdeki gibi keskin bir kıvrım yaparak arkaya geldik ama aslında seaxlardaki gibi sırtın neredeyse 1/3 kııvrıktı.



Bu işi yaparken.Bir cd kalemi kullandım.Bu kalem çelik üzerinde çizim yapmaya elverişli.Bu aşamada  nedense gözüme hoş gelen ecnebiler convex dediği kıvrımla ağız açısını vermeye karar verdik.Eğe ile yapması kolay değildi.Bu kıvrımı tamamen el hissi ile yapıldı yani sürtüşlerimi bir yay gibi yaptım.Tabi ilk başta yalnızca pürüz aldım.Elimle yoklayarak tümseklere işaret koydum.



Biraz daha eğe ile çalıştık.Bu sefer biraz daha ince işçilik



Eğe olarak iki  adet eğem vardı.Eğe ile işler güzel gidiyordu fakat ben bizim bıçak bileme motorunu gözüme kestirmiştim.Birazcık hız katmam lazımdı.Zira 4-12 çalışıyordum ve sabah 4 kadar eğe yapmak ileriki aşamlarda yormaya başlamıştı.Birde en büyük sıkıntı her zaman için içte kalan tam olarak sertliği alınamayan çekirdeğe yaklaşmıştım ve gıcırtı sesleri kulağıma gelmeye başlamıştı.Başta şöyle bir haldeydik.



Sonra şu hale geldik.



Eh artık şeklimizi bulduk.Birazda 120 kum zımpara ile temizlendik.



Sonrasında şu hale geldik.



Kabza malzemesi için arayışa girdik.Ağac olacağı belliydi de.O sırada Ege çalıştığımızdan zeytin kökünde karar kılındı.Sökülmüş bir kök bulup parçalara ayırdık.Ona şekil verip siyonakrilat ile kaplayıp güçlendirecektik fakat bu  işler hep işten ayrıldıktan sonra oldu.Balçak ve taban için yaklaşık 4mm lk bir paslanmaz bulduk.Maalesef bu parçaları ben değil atelyedekiler yaptı ama ben  beğenmediğimden yine makine karşısına geçip düzelttim.Şöyle bir şey olacaktı.



Paslanmazdan talaş kaldırmak hakikaten güç.Bu arada bilerken küçük bir hata yaptım.Ağzı makine ile tek geçişte bir taraftan aldım lakin diğer tarafta berber deyimi ile tık tık oldu ve küçük bir iz kaldı.Ben bu izi düzelteceğim diye çok uğraştım.Burnu ince olduğundan burnundan epey kaybettim nereyse küt bir burnum oldu mecbur sırt kıvrımı ortaya yaklaştırmak zorunda kaldım.İlk baştaki hatam yağ taşında halledilebilirdi fakat inat işte.Bu arada bu işlemleri gözklüksüz yapmaktaydım.(hala kendime şaşıyorum.)Gözüme bir karbit parçası kaçtı.Bu kabzamız.



Suyunu vermem ayrı bir hikaye olur.En sonunda şöyle birşeyimiz oldu.



Bu benim bıçak yapma hikayem.Yüzde yüz bana ait değil ama yüzde 80 nini ben yaptım.Hatalarım oldu.En doğru yöntem değildi belki.Bekir beyin "Ben Yaparım" düstürünü şiar edindim.Küçük çaplı bir olaydı.Birazda becerikliymişiz.Genetik miras diyelim  :D

















Bekir Çankırı:
Cesaretiniz  ve  gayretinizle  kutlanmayı hakediyorsunuz  Selim  bey.
Basit  hataları  ilk bıçağınız  için  hiç  önemsemeyin  bence  , yıllar  boyu  baktıkça  bu  anları  hatırlatacak size  ait  bir   bıçağınız  var  artık  .  Bir  sonraki  kesinlikle  çok daha  az  hatalı  olacaktır.
Elinize  sağlık . :)

Navigasyon

[0] Mesajlar

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git