Arkadaşlar,
Matrakçı Nasuh veya Nasuh es-Silahi'nin ismini (popüler ismi lazım olmayan dizinin de sayesinde)az veya çok herkes duymuştur. Knedisi döneminin ve osmanlı tarihinin en büyük ve en çok konuda kendi ekolünü kurmuş bilimve sanat adamlarından biri olmanın yanısıra ayrıca Osmanlı tarihinin devrinde en meşhur silahşörlerinden de biridir. (Ayrıntılı bilgi isteyenler şu makaleme göz atabilir:
http://www.lebriz.com/pages/lsd.aspx?lang=TR§ionID=2&articleID=342)
Bu büyük üstadın silahlar ve silahşorlük üzerine bir eser kaleme aldığını ilk okuduğumda üniversitedeydim. Büyük heyecanla bu çok değerli eserin dünyadaki tek nüshasının bulunduğu Süleymaniye kütüphanesine koştum ve eserin kopyasını dijital ortamda edindim. Umudumun aksine çok ince ve bir iki kale modeli tasviri dışında resimsiz olan(Nasuh'un en büyük türk ressamlarından biri olması doğurmuştu bu umudumu) bu eser uzun süre benim Türk silahşorlüğü ile ilgili umutlarımın kaynağı oldu. Defalarca tercüme ettirmeye gayret ettim. Ama hemö gönüllü bulmak müşkül oldu ve hem de ekol kurmuş bir hattat da olan Nasuh'un 16.yy. el yazısını okumak çoğu hoca için bile zor oldu. Kısmen de olsa göz atıp en azından banaiçeriği hakkında bilgi vermesini yalvar yakar sağladıklarım bana çelişkili ve umut kırıcı bilgiler verdiler. Örneğin tamamen islam tarihindeki savaşlarla ilgili olduğunu söyledi bir hoca. Diğer bir okuyan birebir silahlarla değil genel savaş stratejileri ve ordu manevraları ile ilgil olduğu bilgisini verdi. Uzun bir müddet bilimsel bir tercümenin doktora tezi olarak yapılmakta olduğu bilgisi üzerine sabırla bekledim; birşey çıkmadı. Tezi yaptığı söylenen hocaya birkaç defa mail attım. Cevap alamadım. YÖK'ün tez arşivini düzenli olarak taradım, birşey çıkmayınca pes ettim. Belki o arada bu tez bitti, yayınlandı ama haberim olmadı. Bilmiyorum ama ben araştırdım bulamadım maalesef. (Bunları yazarken yine baktım , sadece CelalBayar Üniversitesi'nde tarih bölümünde 2013 yılında yapılmış "Matrakçı Nasûh ve Eseri Tuhfetü'l-guzât" adlı bir yüksek lisans tezi buldum ama o da paylaşıma açık değil maalesef) Haberdar olan olup da aydınlatırsa sevinirim.
Neyse bu arada dizinin popülerleşmesi ile bu eserin ismiyle iş görenler de oldu. Akademik çevirisi var mı inceleyebilir miyiz dedik hemen yan çizdiler. sorularımda ısrar edince de tehdit, tahkir, küfür, kıyamet v.s...
E tabi insan iyice soğuyor bu kadar şeyden sonra. Ben de boşvermiştim açıkcası. Ama geçen gün elime geçen başka bir kitapta okuduğum bir bölüm tekrar ateşledi merakımı. Bir sahafta görüp merak edip aldığım "Osmanlı Devleti'nde Spor; Atıf Kahraman; T.C.Kültür Bakanlığı Yayınları/1697 Yayımlar Dairesi Başkanlığı Başvuru Kitapları Dizisi/27; 1995 - Ankara; ISBN 975 -17 - 1476 - 1" künyeli kitabın(bu kitabı da tavsiye ederim içinde tomak oyunu, mızrak dövüşü, okçuluk, cündilik, cirit, tüfek atıcılığı, gürz kaldırma, gürz atma, lobut atma, güreş gibi bizi ilgilendiren konularda osmanlı arşivinden derlenmiş bayağı derin tarihi bilgi mevcut)487.sayfasında Matarkçı Nasuh'a ayrılmış bölümde "Eserleri" kısmında Tuhfet-ul Guzat'ın içeriği hakkında bilgi veriliyor. Aynen aktarıyorum:
"...Bu sekiz eserden spor tarihimizi ilgilendiren Tuhfet el Guzat isimli eseridir.
Silahşörlüğün önemini anlatmak ve nasıl yapıldığını göstermek amacıyla yazıldığı anlaşılan eserin başlarında Sadrazam Damat İbrahim Paşa'nın övülmesinden ve onun silahşörlük ilminin ihyasına sebep olduğu belirtilmiş olmasından İbrahim Paşa'nın emriyle yazıldığı anlaşılmaktadır. (yaprak 6 a.b.)
Siahşörlük (yaprak 11b)deki, "Kaside-i Silahşöran"dan sonra başlamakta ve konular 5 bölüm 8fasıl) ve 15 toplum (meclis) içinde anlatılmaktadır.
1.bölüm(fasl-ı evvel), ok atılarak yapılan 5 gösteri (hupare)dir.(yaprak 12a-15b)
2.bölüm (fasl-ı sani) kılıç ile yapılan 10 gösteridir. (yaprak 16a-19a)3.bölüm (fasl-ı salis) topuz(debbus) ile yapılan gösteriler olup bir ve iki kişi ile yapılanlar olmak üzere iki kısımdır. 10-8-18 gösteridir. (yaprak 21a-27b)4.bölüm (fasl-ı rabi) mızrakla (gönder) yapılan 6 tür oyun gösterilmektedir. Altı oyunun üçü yaya, üçü de at üzerinde yapılmaktadır. (yaprak 27b-31b) "
Buna göre kitapta hiç yoksa kılıç kullanmak ile ilgili on teknikten bahseden 7 sayfa, topuzla ilgili 14 sayfa, mızrakla ilgili 9 sayfa bilgi verildiği anlaşılıyor ki bu da konu ile ilgili bilinen birinci el kaynak seviyesi düşünüldüğünde epey kıymetli.
Bunun üzerine iyice düşünüp bir karar verdim ve hemen Tuhfet-ul Guzat'ın elimdeki dijital kopyasını arayıp buldum. Aslında nsanın, ne kadar az olursa olsun, elindeki bilginin, kaynağın üzerine oturup saklamaması, herkesin okuyup, eleştirebilmesi için paylaşması gerektiğine inanan bir insanım. Ancak uzun müddet bu dijital kopyayı paylaşmakta çekimserdim. Zira önce böyle bir forum yoktu. Ve sonra da hem TG'da değerli bilgiler olduğuna olan inancımı yitirdim; hem belki bu işin ehli Tarih bilimcilerce akademik doğru bir çeviri yapılır, tyüm dünyayla paylaşılır diye umdum ve bekledim. Ayrıca yukarda bahsettiğim sebeplerden istismara uğrar diye de korktum açıkcası, bu işi kolaylaştırmak istemedim.
Ama el elden üstündür ve Türk savaş sanatlarının bir yeniden doğuş döneminin kavşağında olduğuna inandığım bir dönemde böyle bir kaynağı mümkün olduğu kadar çok kişiye ulastırmak gerektiğine inanıyorum. O yüzden orjinal kopyanın yüksek çözünürlüklü bir nüshasını aşağıda paylaşıyorum. İnşaallah uzman tarihçilerin, meraklı kılıç ustalarının bu sayede bu esere ulaşıp en azından yukarda bahsedilen sayfaları çevirerek veya çevirterek yine herkesin okuyup tahlil edip eleştirebilmesi için halka açık biçimde yayınlayarak bilgimizi çoğaltmasına vesile olacaktır. Konuyla ilgilenenerkesin elinde bu eserin orjinalinin olması "ben baktım şöyle yazıyordu" diyeceklere "hangi sayfa hangi satır, bakayım bendeki nüshaya" diye sorabilmemizi sağlayacak.
Ya da belki de bu sayfalarda hiçbir işe yarar bilgi yoktur; ben kendi kendime gelin güvey oluyorumdur. Ama en azından bunu bilmiş olacağız.
Hakkımızda hayırlısı...
İşte bu kadar. Bütün arkadaşlara bu nüshayı kaydetmelerini, çıktı almalarını, ciltlettirip kütüphanelerine dahil etmelerini, Osmanlı türkçesi okuyanların özellikle 11-31inci sayfalar arasını tercüme etmeyi denemelerini, denemelerini burda paylaşmalarını, bilmeyenlerin bilen tanıdıklarına başvurmalarını, ve en önemlisi herkesin her platformda bu nüshayı paylaşıp mümkün olduğunca çok Türk kılıç meraklısı ve araştırmacısının eline geçmesinisağlamalarını salık veriyorum. Ben de aklıma ghelen her yerli yabancı platformda paylaşmaya çalışacağım. Ki bu önemlikonuyla ilgili bilgimiz bir nebze artsın ve Türksavaşsanatına giden yol biraz daha kısalsın.