BALKAN BIÇAĞI  (30710 defa okundu)

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #15 : 07 Mayıs 2009, 19:15:17 »
Gökhan bey ellerinize sağlık; hakikaten çok sanatlı bir iş olmuş. Geleneksel formda olması ayrıca memnuniyet verici. Sitemizdeki tüm demirci dostlarımızın geleneksel formlarda çalışmasını temenni ederim. Balkan bıçakları hakikaten çok zarif silahlar. İlginç bir nokta bu bıçakların form olarak Türkistan bıçaklarına çok benzemesi. Boyutları dışında namlu ve balçak formu olarak iki tür neredeyse farksız. Bu da Osmanlı öncesi Balkanlardaki Türk yerleşmelerinin etkisi olup olmadığı sorusunu akla getiriyor.

Sonraki eserleriniz için birkaç önerim olursa: ürettiğiniz namluya küçük de olsa bir yapıcı damgası eklemenizi öneririm; böylece gelecek kuşaklar için eserin sahibi meçhul kalmaz. İkincisi de sırt kısmını biraz kalın tutup sırta bitişik bir oluk açmanız silahın namlu yüzeyinde daha kaburgalı ve plastik bir görünüm yaratabilir. Tabi bu sanatkarın kişisel tercihidir.

Bir kaç da merak ettiğim husus var: Eserinizin boyutları nedir? Nispeten uzun bir namlu yapmanın standart bıçak namlusuna göre dövme,sulama, tavlama ve perdahlama aşamalarında büyük bir farkı var mı?
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Gökhan Bakla

  • Üye
  • *
  • İleti: 459
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #16 : 08 Mayıs 2009, 08:51:38 »
sancar bey balkanlarda osmanlı öncesi nasıl bir durum vardı tam bilmiyorum, ama bizim atalarımız balkanlara 15yy da konya karamandan göç etmiş, çok eski bir musafın arkasıda yazıyormuş bu. kimlerden oldukları falan. daha sonraları tanıştığım birkaç muhacır arkadaşta aslının konya karaman olduğunu söyledi? belki asıl oraya gönderilen beyliklerle bir alakası vardır...

bir damgası olacak, ben asitle indirerek yapıyorum onu, yanlız bıçağı bitirmeye uğraşırken ona zaman kalmadı, en yakın zamanda yapıcam :) benim yapmaya çalıştığım bu bıçağın günümüze kalan örneklerinde ben oluğa rastlamadım, oluk olmamasının nedeni o, elinizde bu bıçak türünün farklı resimleri varsa paylaşırsanız sevinirim. çünkü ben çok fazla resim bulamadım.

bıçağın toplam boyu 48 cm. yüz kısmı yaklaşık 30 cm, balçak ve sap kısmıda 18 cm civarında, yüz genişliğide 3,5 cm. aslında bu bıçağı birazda ben bilerek büyük yaptım, bıçağın bazı resimlerinde bıçak yüzleri küçük, bazılarında büyüktü. görünüş olarak büyük olanları daha hoş durduğunu gördüğüm için yüzü daha büyük yaptım.

uzun namlu ile çalışmanın en büyük sorunu şekil vermesi, istediğin forma getirmek daha zor, bu yüzden ben büyük bıçaklarda iki yada üç seferde çeliği baştan sona döverek ve yavaş yavaş şekillendirerek bıçağı dövüyorum. küçük bıçaklarda da aslında böyle yapılırsa şekil vermede sorun çıkmaz,
büyük bir bıçakta suluma ve ve tavlama aslında önemli bir sorun suyunu vermeden önce çeliğin en azından yüz kısmının her yerinin aynı sıcaklıkta olması gerekiyor. küçük bir ocakta bunu yapmak çok zor, ben bile oksijen tüpünde ısıtıyorum. çünkü bu iş için normalden daha büyük bir ateş yakmak zorundasınız.
bu konular dışında diğer konular hemen hemen küçük bıçak yapımı ile aynı aşamalarda ilerliyor.
« Son Düzenleme: 08 Mayıs 2009, 12:43:23 Gönderen: Gökhan Bakla »
Yeniliğin en iyisi, çoğu zaman unuttuğumuz geçmişimizdedir.

http://gokhanbakla.blogspot.com/

Gökhan Bakla

  • Üye
  • *
  • İleti: 459
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #17 : 08 Mayıs 2009, 08:58:55 »
geleneksel örnekler üzerinde çalışma konusunda haklısınız sancar bey,
aslında bu bir denemeydi, belki ilerde bir çalıştay yaparsak bunun gibi bir bıçağı bir günde hep beraber bitirebilirmiyiz onuda denemiş oldum. ve şahsi kanaatimce böyle büyük bir bıçakta olsa bir günde bu işi yapabiliriz :)
« Son Düzenleme: 08 Mayıs 2009, 12:44:11 Gönderen: Gökhan Bakla »
Yeniliğin en iyisi, çoğu zaman unuttuğumuz geçmişimizdedir.

http://gokhanbakla.blogspot.com/

Durukan Türe

  • Üye
  • *
  • İleti: 155
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #18 : 08 Mayıs 2009, 15:01:54 »
eline saglık.
firuze taşı ıle yaptıgın süsleme fikrini begendim. diher kakma işçiliğin içinde tebrik ederim. kullandıgın makas çeliginin et kalınlıgı ne kadar idi. bu oldukça büyük bir bıçak o yüzden oksijen ile ısıtmada homojen bir ısı yakalamak dikkat isteyebilir. su alıp almadıgını eminim kontrol ediyorsundur. benim son hale getirip istedigim olçude sertleştiremedigim bıcaklarım oldu. sende de bu oluyor mu? yada nasıl test ediyorsun.

son olarak. türk göcer aşıretlerınden konya-karaman-ermenek civarından alınıp balkanlara yollandıgını biliyorum.  Ataturkunde seceresi buna dayanmakta. benim kökenim de bir taraftan buna dayanır. muhtemelen sarıkeçili olma ihtimali var.

eline emegine saglık. bir bıçagın bir günde bitirilmesi mümkün ama hata payını düşünmek lazım :) acele edince işler karışabiliyor.
bıçagına güzel bir kılıf yapma vaktın olur umarım.

Sefa Çabuk

  • Üye
  • *
  • İleti: 182
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #19 : 08 Mayıs 2009, 16:00:34 »
Gökhan bey ellerinize sağlık, bıçak genel duruşuyla ve alt yapısıyla bence çok estetik olmuş, süslemeler de çok ayrı bir hava katmış, söylemeden edemeyeceğim, sanki balçak kısmına da biraz desen verseydiniz ( oyarak)daha mı yakışıklı olurdu bilmem ;) ayrıca resimli anlatım da olması gerekendi bu anlamda yolu da açmış oldunuz, belki hepimizin yapması gerekende buydu.
Bu ekip bir günde bir bıçaktan çok daha fazlasını rahatlıkla bitirebilir, hatta ekip olarak organize olduktan sonra üç ve daha fazlasını bitirebilir ;)
Durukan bu arada sana da bir not: kare kesitli malzemeyi yaklaşık 900 derecede tavladım ve su verdim çok güzel sertleşti, iki tavlama yaptım birini yağda birini suda denedim, sudaki sertleşme daha mükemmel belirteyim. Sende neden böyle bir sonuç oldu anlayamadım ::) istersen gönder bi ara burada sertleştirmeyi deneyeyim. Selamlar sevgiler
« Son Düzenleme: 08 Mayıs 2009, 16:03:03 Gönderen: Sefa Çabuk »

Gökhan Bakla

  • Üye
  • *
  • İleti: 459
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #20 : 08 Mayıs 2009, 18:32:22 »
kesinlikle olabilirdi, süslemeye çok elverişli bir bıçak bu balkan bıçakları.
yanlız daha önce yazdığım gibi benim buradaki asıl amacım orijinallerine yakın bir forma sahip bıçak yapmaktı. o bakımdan bıçak üzerinde çok fazla oynamak istemedim.

aşağıdaki resimlerde görüldüğü gibi sapın üzerine metal kakma yapılmış bu bıçaklarda, yanlız benim en çok hoşuma giden sade bir görüntüsü olmasına rağmen sapın son kısmındaki radikal desenler. dikkat ettiyseniz bizim bıçaklarımızın genelde sap kısımlarının sonunda belirgin desenler olur, balkan bıçağında da tıpkı yatağanlardaki gibi çok belirgin bir desen vardır.
Yeniliğin en iyisi, çoğu zaman unuttuğumuz geçmişimizdedir.

http://gokhanbakla.blogspot.com/

Gökhan Bakla

  • Üye
  • *
  • İleti: 459
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #21 : 08 Mayıs 2009, 18:43:39 »
durukan bey, bizim karamanoğlu beyliğinden olduğumuz rivayet edilir ama tam detayına bilmiyorum

durukan zaten birçok problemde zamanın kıstlı olmasından doğuyor. ben genelde su verdikten sonra eğe ile deneme yaparım, ama bu bıçakta yaşadığım bir sorun var ki biraz kafam karıştı.

suyunu verdikten sonra balçağı yerine kaynatmak zorundaydım. bunun içinde bıçağın belli bir ısıya maruz kalması söz konusu oldu, bu yüzden suyu kaçmış olma ihtimali var ve bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum yada eski ustaların bu sorunu nasıl aştığını????
veya nasıl bir kaynakla kaynatıyorlardı hiç bilmiyorum????


« Son Düzenleme: 08 Mayıs 2009, 18:46:08 Gönderen: Gökhan Bakla »
Yeniliğin en iyisi, çoğu zaman unuttuğumuz geçmişimizdedir.

http://gokhanbakla.blogspot.com/

Sancar Özer

  • Üye
  • *
  • İleti: 825
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #22 : 08 Mayıs 2009, 20:11:44 »
Yapım teknikleri forumunda tarih sohbetine dalarak konuyu saptırmak istemem; yalnız kısaca şunu ifade edeyim Karamanoğlu başta olmak üzere tükmen aşiretlerinden gelen "Evlad-ı Fatihan"ın Osmanlı dönemindeki göçünden maada Osmanlı öncesinde de Avarların Karadenizin kuzeyinden batıya göçmesinden itibaren Osmanlı devrine kadar Balkanlar ve Orta Avrupa'da kesintisiz Türk nüfusu(Avarlar,Hunlar,Peçenekler, Türkişler, Kıpçaklar,Uzlar, Kumanlar,Hazarlar,Karaylar,Bulgarlar,Tatarlar,Gacallar,Gagavuzlar...v.s.)nun varlığından söz etmek mümkündür. Bu nüfusun bir kısmı Slavlarca asimile edilmişse de bugün hala, bu Türk topluluklarının bit kısmı Balkan ve Orta Avrupa ülkelerinde kimliklerini koruyarak varlıklarını sürdürüyor.

Konuya dönecek olursam, elimde resim yok lakin bendeki Özbekistan, Kazakistan ve Doğu Türkistan menşe'li Türkistan bıçaklarının bir kısmında namlunun tek yüzünde sırta bitişik ince bir oluk var, bazılarına ise hiç bulunmuyor. Dediğim gibi tamamen sanatkarın estetik tercihine dayalı bir durum. Bıçağınız bu haliyle gayet zarif.
« Son Düzenleme: 08 Mayıs 2009, 20:19:09 Gönderen: Sancar Özer »
"Hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
 Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen "

Şeyh Galip

Durukan Türe

  • Üye
  • *
  • İleti: 155
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #23 : 10 Mayıs 2009, 13:09:35 »
gözümde bıçak yapmanın çok farklı aşamaları var. bu taki kılıç içinde geçerli.

 derin bir malzeme bilgisi. (ısıl işlem, metaluriji,,)
 ıdealize edilmiş form. namlu yüzlerinin şekli. agız acısı vss
 hayal edilen bu  forma ulaşmak...
çıplak namluuy giydirmek, donatmak. hem işlevselliğini hem görselliğini etkileyecek bereciler ile kabza,kın,balçak vs kismi tekmili birden....
en son ise nerede duracagını bilmek.......

her bıçak çalışmasında bu aşamaları yaşıyorum. bazen bir tanesi digerlerinden daha ideal oluyor veya geri kalıyor. kısıtlı becerimle kendimi tatmin eden bir bıçak ortaya koyamadım henüz. göz ve gönül hep eksikler fark ediyor. bu eksikleri tamamen kapatabilecegime zamanla inanmıyorum.

balçak hususundaki konu hepimizin başına gelebilecek bir konu. bir iki yöntem var. birincisi balçagın içini boşaltarak sap ksımının metalini buna geçirmek. boylelikle balçak namluya bilezik gibi oturacaktır. teknik olarak yapılamıyacagı sap formları var. senin balkan bıcagıda böyle.

ıkıncı yontem birinciye benziyor ama bir aralık bırakarak sap kısmının gövde tarafından balçagı oturtuyorsun. balçagın alt kısmı boş-kesilmiş. sonra balçagın ideal olarak sırt kısmına kör tıpa ile mhlama yapıyorsun sadece alt kısmında görece küçük bir kaynak yapıyorsun. ve bu kaynak genellikle çelik dışı malzeme ile yapıldıgı için daha düşük ısılarda oluyor. çeliğin suyu kaçmamış oluyor.
şimdilik aklıma gelen bunlar. başka bir yontemde japon sanatçılardan tarifli ama onun linkini şu anda veremem. ilk fırsatta sana atacagım.


Gökhan Bakla

  • Üye
  • *
  • İleti: 459
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #24 : 23 Mayıs 2009, 20:04:53 »
balkan bıçağının yaparken birazda videoya almıştım onları birleştirerek bir sunum hazırladım. resim ve videolardan oluşuyor. umarım beğenirsiniz.

http://video.yahoo.com/watch/5079201/13489045
« Son Düzenleme: 06 Mart 2010, 00:14:53 Gönderen: Gökhan Bakla »
Yeniliğin en iyisi, çoğu zaman unuttuğumuz geçmişimizdedir.

http://gokhanbakla.blogspot.com/

Sefa Çabuk

  • Üye
  • *
  • İleti: 182
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #25 : 23 Mayıs 2009, 22:09:22 »
Videoyu izledim, söylemeden geçemeyeceğim malzemeyi sonlara doğru soğuk dövüyorsunuz bence yapmayın bir de su verme ortamınız çok dar sanırım bir boru kullanmışsınız genişletirseniz soğuma, dolaylı olarakta sertleşme daha kaliteli olacaktır . Selamlar

Gökhan Bakla

  • Üye
  • *
  • İleti: 459
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #26 : 23 Mayıs 2009, 22:27:27 »
sefa bey çeliği soğuk olarak dövmüyorum da orada renkler biraz karanlık çıkıyor farkındayım ama çeliğe asla rengini kaybettiği zaman ezecek şekilde çekiçle vurmam, son anlarda vurduğum çekiç darbeleride çeliği doğrultmak ve olabilecek kusurları gidermek içindir. zaten orada kullandığım çekiçte 1 klio civarında onunla soğumuş bi çeliği ne kadar ezebilirim ki?

su verme konusunda haklısınız, bıçak uzun olunca normalde kullandığım kaba sığmadı bende geçici bir çözümle bu boruyu kullanmak zorunda kaldım.
« Son Düzenleme: 23 Mayıs 2009, 22:44:13 Gönderen: Gökhan Bakla »
Yeniliğin en iyisi, çoğu zaman unuttuğumuz geçmişimizdedir.

http://gokhanbakla.blogspot.com/

Sefa Çabuk

  • Üye
  • *
  • İleti: 182
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #27 : 23 Mayıs 2009, 22:56:56 »
ben renk göremeyince öyle olduğunu düşündüm, söyleme amacım emek verdiğiniz işte sonradan kılcal çatlaklar oluşmasın diyeydi

Gökhan Bakla

  • Üye
  • *
  • İleti: 459
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #28 : 23 Mayıs 2009, 23:09:19 »
anladım sefa bey :) 

bakın eskiden elime geçen ama bir türlü bulamadığım bir fotoğrafı buldum ve sizlerle paylaşmak istedim. bir katalokdan scan edilmiş çeşitli form ve değişik sap şekillerdeki balkan bıçakları. bıçak yüzleri hemen hemen aynı olmasına rağmen sapın son kısmındaki desenler farklılıklar gösteriyor
« Son Düzenleme: 25 Mayıs 2009, 20:47:36 Gönderen: Gökhan Bakla »
Yeniliğin en iyisi, çoğu zaman unuttuğumuz geçmişimizdedir.

http://gokhanbakla.blogspot.com/

Durukan Türe

  • Üye
  • *
  • İleti: 155
Ynt: BALKAN BIÇAĞI
« Yanıtla #29 : 24 Mayıs 2009, 11:06:31 »
sefa ya bu noktada katılıyorum. ozellikle yay celiklerinde kullandıgımız yagın hafif ıllık olması gerekli.  5160 celik ıcın bu derece 42-71 arası sanırım.
başımdan bununla ilgili şöyle bir olay geçti. bir gun 4-5 bıcaga ust uste su veriyordum. su verme haznesi oldukça küçük idi. içinde yag olan bu haznenin 4-5 bıcaktan sonra çok fazla ısındıgını fat ettim. oyle ki parmagımı soktugumda parmagım yandi.  sonucta bıçakların bazılar ( sona kalanlar ) istedigim olcude sertleşmedi.

nekada hacım kullanırsanırz o kadar az risk oluyor. ama senin videoda tek bir bıçaga su verdigin için sorun olacagını zannetmiyorum. zaten kılıçlarada bu şekilde su veriyorlar. konu ile ilgili eklemek istedigim diger bir sey ise dövme ısı aralıgı. ust derece degişse de pek çok çelikte gözüme çarpan sey alt sınırın 800 derece civarında oldugu. pdf dosyasında benimde sık başvurdugum sıcak renkler var. tam dogru olmasada bilgilendiricidir.
aklımda iken söylilyeyim gökhanın dedigi dogru bazen kameralar ısıl renkleri dogru algılamıyabiliyorlar.

 

Her Hakkı Saklıdır © 2007-2024 cebehane.com
SMF 2.0.15 | SMF © 2017, Simple Machines
RSS WAP2