Merhaba, teşekkürler güzel bilgileriniz için..
O bahsettiğiniz kitabı okumadım, ancak kanat şekilli lamine ahşap kalkanlar, malum Askeri Müzede'de var, bunları da zikretmemiş yazar. Halbuki hakikattir.. Osmanlı bunu hem süvari hem piyadede oldukça yoğun kullanmıştır. Yabancı kaynaklı resimlerde, çizimlerde, baskılarda çok fazla işleniyorlar.. Benim anlatmak istediğim yine aynı teknikle ancak yuvarlak yapılı, klasik orta asya geleneğinde olan kalkanlar. Görünüş olarak bu bahsettiğimiz örme kalkanlara da benzeyen farklı çaplarda yine üzerleri deri-yoğun kumaş kaplanan-boyanan dış bükey küresel görünümlü-yuvarlak demir bir göbeğe sahip olan bir kalkan. Bakır bir kalkanın da diğer bakır miğferler-kolçak ve dizçekler-zırhlar gibi savaşta kullanılmalarının imkanı yoktur diye düşünülmeli çünkü mukavemeti yoktur bunların..Bu üzerinde konuştuğumuz örme ağaç-kamış kalkanlar da bu zayıf özelliklerinden dolayı ekseriyet törensel amaçlıdırlar, ben sağlamlık ve koruyuculuk açısından bakıyorum meseleye.
Sizin kullandığınız mdf, endüstriyel, yapıştırılmış preslenmiş çokça talaştan meydana getirilmiş çok mukavemetsiz bir malzemedir. Nokta vuruşlarıyla ufalanıp gider. Ben doğal ağaç soyuğu, ağacın gövde halka yolları izlenerek ince dilimlenmiş doğal lifli bir kontraplaktan bahsediyorum. Böyle malzemeden belki 5mm'lik 3 plaka hem de lamine şekilde yapıştırılarak dışşbükey preslenip şekil de verilerek yapılan bir kalkan, çok daha sağlam olmalıdır. Az çok bu tarz malzemelerle çalıştığım için bu yorumu yapıyorum ama böyle bir denemem olmadı. Böyle bir yüzeye sizin aynı deney okunuzu saplasak, ağaç lifleri asla bir mdf gibi parçalanmaz, lifler sıkıştırıp ilerlemesini de engellerler ayrıca. Sadece ok değil, devrin en ağır savaş araçlarını-silahlarını da savuşturma niteliği aranmalı. Ağır bir mızrak, sağlam bir kılıç darbesi, bir gürz veya bir savaş çekici ki bu da çok fazla zikredilmez yerli kaynaklarda ancak 16.yy 17.yy'ın vazgeçilmez süvari yakın dövüş silahıdır..Öncelikle zırh delme özelliğinden dolayı kullanılmıştır.. Bu kalkanlar çin'de de var..Ortadoğu'da roma-sasani devrinin kalkanları bunlardır. Bu devirden daha öncelerine gider. Antik ortadoğuyu düşündüğünüzde lamine ahşap kalkanların hakim olduğunu göreceksiniz. Bu etkileşimi de göz önünde bulundurmalı. Yani kontraplak adıyla anılmasa bile ahşaptır, daha farklı ismini bilmiyorum, ancak kültürel etkileşimi izleyerek bu sonuç da ortaya çıkacaktır. Bizans ile çok fazla ilişkide bulunulduğunu da düşünelim. Bizans lamine ahşap ben kontraplak diyorum anlaşılsın diye, her türlüsünü her şekillisini kullanmıştır. Tıpkı avrupadakiler gibi...Esasen konu mukavemettir. Savaşlarda seferlerde belki çadır düzenlemesi için, veya bazı görsel oyunlar yada gösteriler için seferlerde gitmesi de muhtemel parçalardır. Aynı adetler pek çok millette var. Belki de orta asya kökenli bir adet bu.. Bunları da göz önünde bulundurmalı ve hepimizi tatmin edecek deneyler-testler ve ilmi araştırmalar gerek, askeri tarihi detaylandırmak gerekiyor...Pek çok şey yazılıp çizildiği gibi kağıt üzerindeki gibi değiller, bunlar üzerine avrupa'da özellikle deneysel verilere başvuruluyor..Daha elle tutulur mantıklı sonuçlar için destekleyici işler..