Öner Bey, her yer söğüt (ya da incir) kalkan kaynarken bunların hâlâ törensel olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Eğer böyle düşünmenizde kalkanların üzerindeki tezyinatın payı varsa Osmanlı'daki tezyin sanatlarının yaygınlığını hafife alıyor olabilirsiniz. Osmanlı yaylarının üzerindeki tezyinatın yanında bir çok söğüt kalkandaki tezyinat çerez gibi kalıyor.
Ayrıca merkezinde metal göbek olan bu kalkanların iki farklı işlevi bir arada sunduğu olasılığını da göz ardı etmemek gereklidir. Batılı kılıç okullarında kullanımı öğretilen "buckle" denilen çok küçük çaplı metal kalkanın bir eşini merkezinde bulunduran bu kalkanların, bir "buckle" gibi kılıca karşı kullanılması, ok gibi vücudu örtecek genişlikte kalkanların gerekli olduğu durumları da göbeğin çevresindeki geniş alanı kaplayan örme kısım ile kotarması pek alâ mümkündür.
Tabi bu kalkanı taşıyan askerin üzerinde zırh gömlek, kolçak, eldiven, dizçek, tolga vs.'yi düşününce bu kalkanların kılıca karşı kullanılmaması da olasıdır.
Bütün bu olasılıklardan ve bunların aksinden konuşmak, bu zırhın ve diğerlerinin oklara, kılıca, gürze, şeşpere karşı direncine ait deneylerin karşılaştırması yokken bütünüyle anlamsızdır.