Merhabalar,
Bu forumda ilk mesajım sizin konu başlığınıza nasipmiş. Öncelikle gayet güzel bir piştov, tebrikler. Osmanlıların erken dönemlerden itibaren ateşli silahları adapte edip, aynı zamanda üretmeye de başladıkları biliniyor. Osmanlı ordusunun XIV. yüzyılın sonlarına doğru top kullanmaya başladığı ve XV. yüzyıl ortaları gibi bir dönemde ateşli silahların, en azından topların, Osmanlılar tarafından üretildiği söylenebilir. Lafı çok uzatmayayım, sizin yağlıboya resim Jean Brindesi'nin "Eski Giysiler" albümünden sanırım, Brindesi o resimleri yaptığında Yeniçeri Ocağı çoktan kaldırıldığı için resmin kısmen ressamın hayal gücüne dayandığı göz önüne alınmalı. Ancak yeniçerinin elindeki değnek ya da asa (ki özel bir ismine şu ana kadar rastlamadım, genelde değnek olarak geçiyor - fonksiyonu bugünki polis coplarının fonksiyonu neyse oydu, çünki yeniçeriler askerlik hizmetlerinin yanı sıra İstanbulun ve diğer şehirlerin asayişini sağlamak görevini de yerine getiriyorlardı, özellikle kulluk neferlerinin, ve benzeri görevleri olan yeniçerilerin bu değnekleri taşıdığı düşünülebilir)
Özellikle XVI. yüzyıldan itibaren yeniçerilerin tüfeng ve piştov gibi silahları yaygın biçimde kullandıkları söylenebilir. Piştov kelimesinin Macarca kökenli olması bu silahların Osmanlılara nereden geldiği konusunda bir fikir vermektedir. Bu dönemden itibaren Osmanlı topraklarında yaygın biçimde bu silahların üretildiği ve kullanıldığını söylemek yanlış olmaz. Bu silahlar hem özel üreticiler tarafından hem de devlet tarafından üretilmekteydi. Mesela XVII. yüzyılda yazılan bir eserde yeniçerilere devlet tarafından verilen ve miri tüfeng adı verilen tüfenglerin pek bir işe yaramadığı bu yüzden de bu silahlara güvenmeyen yeniçerilerin kendi silahlarını özel üreticilerden aldığı belirtiliyordu. Osmanlıların dışardan yani Avrupa'dan ateşli silah almaya başlaması XVIII. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşecek bir gelişmeydi. Sanırım ilk alınan tüfekler Fransa'dan gelen musket (kaval) tipi tüfeklerdi, tabii bu konuda tam emin değilim ama bu dönemde III. Selim'e verilen lahiyalardan birini yazan Fransız bir subayın Osmanlı topraklarına daha önce Osmanlı askerilerine Fransiz tipi tüfeklerin kullanımını alıştırmak ve istihkamların kontrolü göreviyle geldiğini söylediğine bakılırsa silah alımının bu dönemde başlaması mümkün gözüküyor.