Eylem, bizde günlük kullanımının az olması sanatın bugün kayıp ve bilinmeyen bir sanat olması ile bağlantılı. Bahsettiğin lugatte olmaması normal zira bunlar bir sanat dalı ile alakalı terimler. Bi,r de Osmanlı Türkçesinde genelde olduğu gibi orjinali Farsça olan bu terimin de Türk telaffuzuyla farklı söylenişleri mevcut; koftgari, koftkari, küftekari, küfdekari gibi söylenişlerini duydum mesela. Bendeki Sanat Terimleri Sözlüğünü bulursam ona da bakarım. Lakin sanat tarihi literatüründe ve Osmanlı sanatına dair kitaplarda bu isimle anıldığına dair bir şüphe yok; işin orası gayet net. Biz de okulda bu şekilde öğrendik. Ha illa Türkçe isteyen "altın tel kakma"yı da kullanabilir, hatta aslında daha da güzel olur. -^b
Bu arada kafa karışıklığı olmaması için bir anlam ayrımı da yapmak lazım:
koftgari yada küftekari metal veya başka bir malzeme üzerine altın tel kakmak suretiyle yapılan süsülemeye denir. Gümüş telle yapılırsa
simkari olur. Gümüş üzerine kazınan kanallar şimdi hatırlayamadığım bir terkibi doldurarak yapılan bezemeye
savatlama denir.
Yaldızlama herhangi bir yaldız malzemeyle objeyi tamamen veya kısmen kaplamaktır. Tezhipte veya mobilyacılıkta altın ezip yaparlar genelde ama suni yaldız da olur.
Tombak ise basit tarifiyle bakır objenin cıva vasıtasıyla altınla kaplanmasına denir ki aslında çok daha karmaşık ve zor iştir.