Ejder Bey teşekkürler yüreklendirici sözleriniz için. Benim için anlamı çok büyük inanın. Ancak aşağıdaki paragraflarda hevesinizi biraz kırmayı planlıyorum. İsterseniz bir de o kısmı okuduktan sonra düşünün derim
Güvenlik Konusu çok önemli.
1. Göz koruması: Özellikle talaş kaldıran makinelerde, kıvılcım fırlatabilecek fırın ve ocaklarda ve toz kaldıran işlerde kesinlikle bir iş güvenliği gözlüğü kullanın. Kenarları kapalı olmalı, talaş, kıvılcım, toz ne yapar eder aralıktan girer...
2. Solunum koruması.: Genelde hep ihmal edilen bir konudur ancak bıçak yaparken nerdeyse sürekli takmamız icap eden bir korumadır. Toz belli bir boyutun altında çok zaralı hale dönüşür. 10 mikron gibi bir çapın altında ciğerleriniza yerleşir ve belki hayat boyu onunla yaşarsınız. Bıçak yapma gibi bir işte bu küçüklükte tozdan milyar çarpı milyarlarcasını tek bir günlük işimizde üretiriz. Bu toz havalandıktan sonra 8 - 10 saat havada asılı kalır. Biz soluduğumuzda ise çok büyük bir oranı burunlarımızda filtre edilemeden ciğerimize iner. Orda kendine güzel bir yer bulur ve sorun çıkaracağı zamanı sinsice bekler, her gün arasına yeni arkadaşları katılır. Bu arkadaşlarının arasında silikon bazlı ve lifli yapıdakiler (asbest benzeri fiberler) vardır ki bunlar tam bir baş belasıdır. On yıllarca çalışır ve ben taş gibiyim derken bir gün bir anda hastanelik olursunuz ve bundan sonra nefessiz kalıp ölünceye kadar oksijen tüpü ile yaşarsınız.
Lütfen bir bakın sonra karar verin:
http://www.ttb.org.tr/STED/sted0300/03003.htmlSolunum korumasında diğer bir konu da metal zehirlenmeleridir. Öncelikle bu sanılanın aksine sadece ateşte eriyen metalde açığa çıkmaz, metalin yüksek hızlarda (spiral ile, taşlama veya bant zımpara ile vb) işlenmesi sonucu da ortaya çıkar. Özellikle galvanezli metal (yani çinko kaplama metal) tehlikelidir, bunu kaynak yapmaya veya ateşe sokmaya yeltenmeyiniz. Çinko buharı zehirlidir ve anında bilincinizi kaybetmenize neden olabilir.
Daha başka, yüksek alaşım çelikleri, pirinç, bronz gibi yumuşak alaşımları işlerken toz ve çinko kadar ciddiye alınmayan ama kanserojen, zehirleyici, sinir sistemini hasara uğratıcı bazı yan maddelerin buharları da sistemimize karışır. Bunlar, krom oksit, nikel oksit, sert gümüş lehimlerdeki kadmium, çeliklerdeki vanadyum vs. vs. Bunları saymakla bitmez.
En iyisi güzel bir soluma koruması. Elle zımpara yaparken bile dikkat etmelisiniz. Özellikle 400 kum ve sonrasında, ahşap zımparalarken mutlaka bir solunum maskesi takınız. Hatta imkanınız olduğunda yapmanız gereken ilk iş tam yüz solunum maskesi almaktır. Unutmayın işiniz biter bitmez maskenizi çıkarırsanız hiç takmamış olmakla aynı şeyi yaparsınız. Çalıştığınız yerde (atölye, ev, garaj vs.) toz kaldıran ya da kimyasal buhar çıkaran herhangi bir işiniz bittiğinde bile unutmayın ki en azından 10 saat o parçacıklar hala solunmak için havada asılı sizi bekliyor olacaklardır.
Atölyede işiniz bitince soluma korumanızı çıkarmadan hemen elektrik süpürgesi ile tozları süpürünüz. Sonuçta orada durdukça etrafında siz hareket ettikçe havalanacaklardır. Atölyenizde mutlaka hava sirkulasyonu sağlayınız. En önemlisi fırın ya da meşale ile çalışırken ortamın oksijeni hızla azalacaktır. Oksijen eksikliği sonucu yaşayacağınız sağlık sorunlarını hiç bir solunum maskesi engelleyemez. Bu arada zaten solunum maskeleri belli bir oksijen konsantrasyonunda iş görürler, belli seviyenin altında filtre bu sefer sizi oksijensiz bırakmaya başlar. Bu da sizin en azından başınızın dönmesi ya da konsantrasyonunuzu kaybetmenize yol açacaktır. Bu işte en son istediğimiz şey de budur....
3 Yangın Güvenliği:
Haliyle yaptığımız iş bu riski normal yaşantımıza nazaran yüzlerce kat daha artırıyor. Sadece gazlı ocaklarla çalışanların değil, bant zımpara ya da taş motoru, spiral vb malzeme kullananların da eşit ölçüde tehlikede olduklarını unutmamak gerek. İlk yağda sertleştirme tecrübemi hatırlıyorum. Kömür ocağa yağ dökülmüş ve tüm çalışma alanım birden bire ateşle kaplanmıştı. Olaydan saatler sonra bile korkudan ellerim titremeye devam etti. Neyse ki bir ateş söndürücüsü vardı yanımda, hayatımı, atölyemi, bahçemi, evimi, belki tüm köyü kurtardı. Ancak ben işe başlamadan önce bu işi yapıp usta olmuş insanların sözüne kulak vermiştim. Siz de böyle yapınız. Unutmayın "fazladan önlem" diye birşey yoktur...
Yangın konusu başka bir nedenle de önemlidir. Metal tozu yanıcıdır
. Hemde o kadar ciddi bir yanıcıdır ki alev aldığında yangın söndürücü işe yaramaz. Metal yangınını söndürebilecek bir şey yoktur. Yanar ve hızla büyür. Üstüne su attığınızda ilginç bir şekilde daha da büyür. Bunu nedeni genelde çeliği aşındırırken sıçrayan kıvılcımların düştüğü yerde ahşap ve metal tozlarının karışık bir şekilde bulunmasıdır. Küçük partiküller şeklindeki bu birikinti muhteşem bir parlama ile yanar ve etrafındaki herşeyi de yakar. Genelde insanların en az bildiği bu yangın tipi en tehlikeli yangın tipidir. Bunu önlemenin çok basit iki yolu vardır. Çalışma alanını tozdan arındırmak ve ahşapla çalışılmışsa ahsap tozları tamamen ortamdan temizlemeden metalle çalışılmamasıdır.....
4 El güvenliği:
Yaptığınız uğraşı ellerinizi aşındıracak, kesecek, delecek, boyayacak, yapış yapış yapacak, nasırlaştıracak, yakacak, su toplatacak... Ancak bunların bir kısmı önemsizdir, deri kendini onarır.. Ancak kopan bir uzuvun onarılması biraz daha zordur, kopan sinirler yeniden iyileşmez. Bu yüzden eldiven kullanımının yerleri vardır. Örneğin sıcak çeliği yağa daldırırken sadece basit bir eldiven değil, en azından kalın deri ve uzun konçlu eldiven kullanmak lazım. Ya da el testeresi ile demir keserken basit bir iş eldiveni yeterli olabilir. Epoxsi ile uğraşırken latex cerrah eldivenleri çok kullanışlıdır...
Ancak dönen makinalarda iş değişir. Bir bant zımparada eldiven elinizi kaybetmenize neden olabilir. Bir polisaj keçesi eldiveninizi yakalayıp kolunuzu kırabilir. Burada önemli olan gereken yerde gereken tiplerde eldiven kullanılmasıdır. Aklınızı kullanınız, her zaman en kötüyü kafanızda canlandırınız....