Açıkçası elde üreten yerli ustaları yada yerli markaları çok da yeresim gelmiyor. Gerçi bir çok ürün titizlikle üretilmemiş, bir çok usta kendini geliştirmiyor, yılların kusurları yeni ürünlerde de görülüyor.
Buna karşılık bizdeki piyasa da dar, tüketicinin bilgisi ise ya eksik ya da yanlış. Hadsiz bir yabancı hayranlığı, buna karşılık yerli malı ürünlere karşı gaddarca bir eleştiri var. İnternet ile birlikte yabancı ürünlere dair olan farkındalık tüketicide arttı ancak üreticilerin yeni teknikleri benimsemesi yeni malzemeleri ulaşması zaman alacak. Bu noktadaki üreticiden de tüketici bihaber.
Tüketiciler üretim teknolojilerini bilmediklerinden, gördüklerinin hangi yolla üretildiğini, bu yolun ne derece iyi/kaliteli bir yöntem olduğunu bilmediklerinden iyiyi görünce anlamıyor, kötüyü görünce fark etmiyorlar.
Örneğin:
Bendeki Smith Wesson ve KaBar çakıların punch ile üretildiklerini fark ettim. Yani çeliği zımbalama usulüyle soğukken kesip sonra da sağını solunu zımparalayarak yapmışlar. Böyle bir ürünü kenarlardaki (ara yerler falan) gayri muntazam, kopma görüntüsü veren kesimden, (bkz. SW) bir tarafı eğik köşelerden (bkz. KaBar) tanırsınız. Gayet çirkin bir görüntüdür. Bu işlem bıçak üzerinde ne kadar stres bırakmıştır, dayanıklılığı ne kadar azalmıştır bilinmez...
Kalitesi kötü ise neden yaparlar? Çünkü lazer ile, su ile kesmek iyidir ama vakit alır, vakit de nakittir.
Bu ürünlerin piyasa fiyatları öyle az da değil üstelik...İnsanlar maalesef spec.'leri yoksa, İnternet'te karşılaştırması yoksa o ürünle ilgilenmiyor. Amerikalı birisi iyi dedi diye o adamın görmediği bıçaklar da gördüklerinden kötü oluyor. Amerikan markaları çok popülerler, çünkü İnternet'te onlar daha çok var.
Türkiye'de yayınlanan karşılaştırmalar, kullanıcıya yol gösterecek kılavuzlar, markaların testleri maalesef yabancılarla karşılaştırırsak yok. Değil ürünleri tanımak daha üreticileri, markaları bile adam gibi bilemiyoruz. Forumlardaki tartışmalar subjektif. Bakıyorsun, adam firma sitesinde 440C'den yapılmadır, sertliği 68 HRC'dir denen bıçak için neden yapıldığı belli değil diye kelam ediyor. Ha çok yerde böyle bir bilgi gerçekten atlanmış o ayrı.
Bunların sonucu olarak insanlar iyi de yapsa para etmiyor. Yerli ürünlerin piyasa payı yetersiz. Doğal olarak insanlar kısıtlı kaynaklarla maliyeti az ürünleri olabildiğince az zamanda bitirmeye çalışıyorlar.
Bize ne düşer?Tabii başta kendimizi geliştirip gururla gösterebileceğimiz, sahibinin güvenle taşıyacağı kadar kaliteli, bakınca sırıtacağı kadar sanatı konuşturduğumuz bıçaklar üretmek, bizim yaptıklarımıza insanlar burun kıvırıp ABD etiketli Çin malı peşinde koşarken yılmamak...
... bunun yanında
forumumuzda bıçak tanıtımları ve karşılaştırmaları yaparak, üretim teknolojilerine dair bilgiler vererek, markaları tanıtarak Türk bıçakçılığına katkıda bulunmak, Türkiye'deki üreticilerin hem kanunlar hem de yabancı rakiplerinden dolayı 2-0 yenik başladığı rekabette durumu bir nebze dengelemek
bizim yapabileceğimiz şeyler arasında.Forumda tarihe ışık tutmaya bu güne kadar önem verildiğini düşünerek bu günümüzün tarihini tutmaya bu günden başlamamız hayırlı olur diye düşünüyorum.
--- o ---
Bora'nın fiyatlarının bazı yerlerde yüksek olduğunu gördüm ama şahsen bu fiyatları, mağazalar da şişiriyor olabilir. Bendeki
Bora M410 Shogun,
Silah Dünyası'nda 97,50 TL aynı mağazada yine elimde bulunan
Smith Wesson CKSUR7 ise 90.72 TL. Bu iki bıçaktan Smith Wesson'un daha üstün olmadığını söyleyebilirim. Açıkçası Bora ötekine göre ucuz bile kalıyor. Ha, CKSUR7 içime çok yarıyor o ayrı...
(Solda SW CKSUR7, sağda Bora Shogun - Deri şerit bana ait, ürün öyle gelmiyor.
)